SPOR - 06 Eylül 2024 Cuma 22:49

UEFA’dan Başakşehir’e kadro sınırlaması ve para cezası

A
A
A
UEFA’dan Başakşehir’e kadro sınırlaması ve para cezası

UEFA Kulüp Finansal Kontrol Kurulu (CFCB), Başakşehir’e 2024-2025 sezonunda kadro sınırlaması ve 100 bin Euro para cezası verildi. Mali durumları izlenen diğer 2 Türk kulübü Beşiktaş ve Trabzonspor’a ise mali hedefleri yerine getirmeleri sebebiyle ceza uygulanmadı.


UEFA tarafından yapılan resmi açıklamada mali durumları inceleme altında olan Beşiktaş, Trabzonspor, Milan (İtalya), Inter (İtalya), Monaco (Fransa), Olimpik Marsilya (Fransa), Paris Saint-Germain (Fransa) ve Antwerp (Belçika) takımlarının 2023 mali yılında ara mali hedefleri gerçekleştirmeleri nedeniyle ceza verilmediği duyuruldu.



Başakşehir’e kadro sınırlaması ve para cezası


UEFA Konferans Ligi’nde mücadele edecek Türk temsilcisi Başakşehir’in ise öngörülen nihai finansal hedefi kısmi olarak aştığı açıklandı. Buna göre Başakşehir’in 2024-2025 sezonunda futbol kazanç kuralına uymaması durumunda sonraki 3 sezonda katılmaya hak kazanacağı ilk UEFA kulüp müsabakasından men edilmesi ve bu sezon 2024-2025 için 23 oyuncu kaydıyla sınırlandırılması, yeni transfer edilen oyuncuların 2024-25 sezonu için A listesine kaydedilme olanağının kısıtlanması ve 100 bin Euro para cezası verildi.


Ayrıca, finansal durumlarına yönelik bilgileri geç göndermeleri sebebiyle Aston Villa’ya (İngiltere) 60 bin Euro ve Olimpik Marsilya’ya (Fransa) 20 bin Euro para cezası verildi. Roma (İtalya) ise 2023 mali yılı için ara hedefi kısmi olarak aştığı gerekçesiyle 2 milyon avro para cezasına çarptırıldı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bıçaklı saldırıda öldürülen işletme müdürü anıldı TTK Üzülmez Müessesesi Asma Dilaver İşletme Müdürlüğü önünde 16 Eylül 2004 yılında uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybeden İşletme Müdürü Avni Cinel, vefatının 20. yılında anıldı. TTK Asma-Dilaver İşletmesi Asma İşletme Müdürlüğü önünde düzenlenen törene, Cinel’in oğlu İlker Cinel’in yanı sıra; Genel Maden İşçileri Genel Sekreteri Yener Arslanboğa, Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi Başkanı Erdoğan Kaymakçı, mesai arkadaşları katıldı. Saygı duruşubile başlayan törende konuşan Erdoğan Kaymakçı, “Avni Cinel arkadaşımızı 16 Eylül 2004 tarihinde bıçıklanarak hayatını kaybetti. Hasreti ve özlemi içimizde. Kendisini anmaya çalışıyoruz. Bugünde anma programımız var. İşe gelmemeyi marifet edinen bir kişi sonucunda işten uzaklaştırılmış işletme müdürü Avni Cinel’e o dönemin siyasilerinin verdikleri görüntü nedeniyle bu düşünceye kapılmış. Meslektaşımızı arkasından yaklaşarak bıçaklamıştır. Büyük bir kayıp bizim için. Çok etkisi oldu o yıllarda. Hala devam ediyor. Ailesi de burada. Oğlu var aramızda. Annesi babasını kaybettik. Ben kendim ve meslektaşlarım adına saygı ve rahmetle anıyorum” dedi. Avni Cinel’in oğlu İlker Cinel de, “20 yıl oldu. Gerçekten dile kolay söylemesi. Ama gerçekten zor geçti bizim için. Babam iyi bir çalışan olmasının dışında çok iyi bir baba ve eşti. Onunla geçirdiğimiz anı biriktirdiğimiz 20 yıl dışında onsuz geçen 20 yılın üzüntüsünü hala yaşıyoruz. Bugün burada bu törenin gerçekleştirilmesini sağlayan herkese Cinel ailesi olarak teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Konuşmaların ardından Avni Cinel’in mesai arkadaşları ve oğlu İlker Cinel babasının anıtına karanfil bıraktı.
İstanbul Pendik’te motosikletli şahıs hem apartmana ateş etti, hem videoya aldı Pendik’te motosikletli iki şahıs, bir apartmana silahla art arda ateş etti. Silahlı şahıs ateş ederken o anları cep telefonu kamerası ile kayda aldı. Saldırı anları güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Olay, Pendik’te 9 Eylül tarihinde saat 02.10 sıralarında yaşandı. İddiaya göre motosikletle sokağa giren kasklı iki şahıs, önce sokakta bir tur atarak etrafı ve apartmanları kolaçan etti, ardından tekrar sokağa girdi. Motosikletin arka kısmında oturan şahıs, çıkardığı tabancayla apartmana doğru 9 - 10 el ateş açtı. Silahlı şahıs ateş açarken aynı zamanda o anları cep telefonu ile kayda aldı. Şahıslar daha sonra motosikletle olay yerinden kaçarken mahalleli silah seslerine uyandı. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri şahısları yakalamak için çalışma başlattı. Binanın kapısının camına, kapı demirine ve binanın duvarına ise kurşunların isabet ettiği görüldü. Motosikletli şahsın binaya ateş açtığı ve o anları kamerayla kaydettiği anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Bina sakini Ahmet Özırmalı, “Pazar’ı Pazartesiye bağlayan gece silah sesleri geldi. 9 adet kurşun atılmış, 7’si binamıza isabet etmiş. Mahalledeki kameralara baktık, bunu yapan kişiler hem kameraya çekmişler hem de silahla sıkıyorlar. İki kişi motosikletle gelmişler. Kask takmamışlar plaka da yok. Birkaç kez kolaçan ediyorlar, daha sonrasında da hem kameraya çekiyorlar hem ateş açıyorlar. Evin kapısına kurşun geliyor, orada çocuk da olabilirdi ya da evin içine de girebilirdi. Benim bildiğim bir husumetli olduğumuz yok. Burada sıkıntı belirsizliğin olması. Olay polise intikal ettirildi. Gece 2’ye 3’e kadar uyumuyoruz, motosiklet sesi geldiği zaman ya da kasklı birini görünce tedirgin oluyoruz” dedi.
Mersin Yardım malzemesi taşıyan ikinci ’İyilik Gemisi’ Sudan’a uğurlandı AFAD ve Türk Kızılay iş birliğinde hazırlanan ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının destek verdiği 3 ton yardım malzemesi taşıyan ikinci iyilik gemisi ’Seahorse’, Mersin’den Sudan’a uğurlandı. Mersin Limanı’ndan yola çıkan gemi, Sudan’daki ihtiyaç sahiplerine destek olacak. AFAD koordinasyonunda, Sağlık Bakanlığı, Türk Kızılay, bağışçılar ve paydaşların desteğiyle hazırlanan ve Sudan’a ulaşacak geminin yükü, Sudan’da yaşanan insani krize yanıt vermek amacıyla gıda, çadır, barınma ve battaniye malzemelerinden oluşuyor. Sudan’a hareket eden gemide, 8 bin 500 çadır, 17 binin üzerinde battaniye ve çeşitli barınma malzemeleri, bin tonluk un ve 500 tona yakın gıda kolilerinden oluşan malzemeler bulunuyor. "3 bin ton yardım malzemesi gönderiyoruz" Mersin Vali Yardımcıları Adem Yılmaz ve Murat Çağrı Erdinçi’in de katıldığı Mersin Limanı’ndaki uğurlama töreninde konuşan AFAD Başkan Yardımcısı Hamza Taşdelen, bağışçılara teşekkür etti. Bugün yola çıkacak olan geminin, bu yaz gönderilen ikinci yardım gemisi olduğunu söyleyen Taşdelen, ilk yardım gemisinin 19 Temmuz’da Sudan’a ulaştığını ifade etti. 19 Temmuz’da gönderilen ilk geminin 2 bin 500 tondan oluştuğunu hatırlatan Taşdelen, içerisinde gıda, hijyen ve barınma malzemeleri ile ilaçlar bulunduğunu belirtti. Bugün ise 3 bin tonluk bir yardım malzemesinin gönderileceği bilgisini veren Taşdelen, "Seahorse’ adlı gemiyle yaklaşık 18 bin 500 çadır, 17 binin üzerinde battaniye ve çeşitli barınma malzemeleri, bin tonluk un ve 500 tona yakın da gıda kolilerinden oluşan malzemelerimizi şu anda sevk etmek üzere burada toplanmış bulunuyoruz" dedi. "Gazze’ye 30 bin ton un daha gönderilecek" STK’lara ve Türk Kızılayına teşekkür eden Taşdelen, "Her zaman olduğu gibi bu gemide de yine muhteviyatını, içeriğini birlikte hazırladık. Biz tabi bunu ilk kez yapmıyoruz. Bu gemi, bu yıl içerisinde gönderdiğimiz 14. gemi. 12 tanesini Mısır’a gönderdik, Gazze’ye ulaştırılmak üzere. Orada da çok büyük yardımlarımız söz konusu. Şu anda Gazze için toplamda 75 bin tonu bulan bir malzeme sevkiyatı yaptık. Yine Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve İçişleri Bakanımızın talimatıyla bu yıl içinde 30 bin ton unun daha Gazze’ye ulaştırılması karara bağlandı. Toplamda 9 sevkiyatta Gazze’ye bunları sevk edeceğiz. Şu anda 5. sevkiyatımızı 13 Eylül tarihi itibarıyla yapmış bulunuyoruz. 10’ar günlük aralarla 4 sevkiyat daha yapıp 30 bin ton unu inşallah Gazzeli kardeşlerimize ulaştırmış olacağız" diye konuştu. Bunun yanında Refah sınır kapısında büyük sıkıntıların söz konusu olduğunu kaydeden Taşdelen, orada da bekleyen malzemeler olduğunu hatırlatarak, "İnşallah oradaki sıkıntıları da aştığımızda tırların üzerinde bekleyen malzemelerimizi yine Refah sınır kapısı üzerinden Gazze’ye ulaştırmış olacağız" ifadelerini kullandı. "Ülkemiz dünyanın her yerinde din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin bütün insanlığın yanında durmaya devam ediyor" Konuşmasının devamında, "Yakın coğrafyamızda maalesef hepinizin bildiği gibi çok büyük sıkıntılar söz konusu. Hem iç çatışmalar, hem iklim şartları. İşte Sudan’da uzun yıllardır devam eden iç karışıklıklar söz konusu. Bir de bunun üzerine büyük bir kuraklık oldu" diyen Taşdelen, şunları kaydetti: "Son haziran ayında da sıkı bir yağmur ve onun peşine gelen sellerle boğuşuyor Sudanlı kardeşlerimiz. Biz de bunun üzerine kardeşlerimizin yanında durmak ve onlara yardım ulaştırabilmek için elimizden gelen bütün çabayı sarf ediyoruz. Ülkemiz bu anlamda dünyanın her yerinde din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin bütün insanlığın yanında durmaya devam ediyor. Allah bize bunun koordinasyonunu ve işbirliğini sağlamak için görev nasip etti, biz de bu görevi yerine getiriyoruz. Yine STK’larımızın hayırlarıyla beraber inşallah bu malzemeleri bu coğrafyalarda, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimize ulaştırmaya devam ediyoruz." Yakın tarihte Bangladeş’te de büyük bir sel felaketi yaşandığını hatırlatan Taşdelen, "Ülkenin yüzde 20’si sular altında kaldı. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla oraya göreve gittik. 12 gün boyunca Bangladeşli kardeşlerimize de hem hijyen hem de gıda kolileri dağıtma durumunda olduk. Türkiye olarak 50 binin üzerinde paket dağıtımı gerçekleştirdik. Allah hepsinin yardımcısı olsun. Allah bizi afetlerden korusun, sakınsın. Ama başımıza geldiğinde de bu dayanışmayı göstermeyi bize nasip etsin" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından yardım gemisi, yapılan dualar eşliğinde Sudan’a gitmek üzere Mersin Limanı’ndan hareket etti.
Gümüşhane Dünyaca ünlü arkeologlar Satala Antik Kenti’ndeki kazıları yerinde inceledi Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırında günümüze kadar ulaşabilen ve Anadolu’da kazı çalışması yapılabilen tek Roma lejyon kalesi olan Satala Antik Kenti dünyaca ünlü arkeologları misafir etti. Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine bağlı Sadak köyündeki Satala Antik Kentinde 7 yıl önce başlayan arkeolojik kazı çalışmaları devam ediyor. Bugüne kadar çok sayıda tarihi yapıya ulaşılan kazı çalışmalarında 5 bin yıllık geçmişi bulunan eserler ortaya çıkarılırken, Anadolu tarihini değiştirecek bilgilere ulaşıldı. Kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Gümüşhane Valiliği ve İl Özel İdaresi ile Kelkit Kaymakamlığı ve Kelkit Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirilen kazı çalışmaları Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Yavuz Çakmur ve ekibi tarafından sürdürülüyor. Yapılan çalışmalar Nekropol ve Castrum alanlarında da sürerken Nekropol alanında 16 lejyoner mezarı bulunurken, bu alanda bir de kadın mezarının bulunması bilim insanlarını şaşırttı. Öte yandan Avrupa’nın en önemli arkeolojik kongrelerinden birisi olan ve bu yıl Batum’da gerçekleştirilen Roma Sınır Çalışmaları Kongresi’nde de gündeme gelen Satala Antik Kenti’nde çalışmalar hız kesemeden devam ederken, kongreye katılan 30 ülkeden 69 dünyaca ünlü arkeolog da bugün antik kenti ziyaret ederek incelemelerde bulundu. “Roma Lejyoner Zırhı yakında Gümüşhane’de sergilenecek” Geçen aylarda aynı bölgeden çıkarılan ve restore edilen Roma Lejyoner Zırhı’nın da önümüzdeki günlerde Gümüşhane’de sergileneceği müjdesini veren AK Parti Gümüşhane Milletvekili Av. Celalettin Köse, “Ben burada dünyanın çeşitli ülkelerinden tarih ve arkeoloji tutkunlarının gezeceği günleri hayal ediyorum demiştim ve çok şükür bugün burada dünyanın 30 ülkesinden Almanya’dan, İnigiltere’den, Romanya’dan, Rusya’dan muhtelif ülkelerinden dünyanın en önemli arkeologlarının olduğu bir heyet Satala Antik Kenti’ni ziyarete geldiler onlar da buranın kıymetini anladılar. Toprağın üzerini örttüğü tarihi kalıntılar gün yüzüne çıktıkça buranın tüm dünyada kabul gören bir turizm potansiyeli olacak. Çünkü burası dünyanın çeşitli medeniyetlerine ev sahipliği yapmış kimliği olan bir köy, tarihi kimliği haiz bir antik kent bizim tek hedefimiz bundan sonra burada bir müze yaptırabilmek ve buraya gelen turistleri Kelkit’in sokaklarında gezdirip Kelkit’in dönerinden ikram etmek olacaktır. Kelkit ve Gümüşhane’nin turizm noktasında yarınları bugünlerimizden daha güzel olacaktır. Bu bir milattır, bu heyetin bu misafirlerin her biri üniversitelerde bölümlerinde uzman dünyaca ünlü profesörlerden oluşuyor. Ülkelerine gittiklerinde Kelkit’i ve Satala Antik Kenti’ni anlatacaklar. Turizm Bakanımız Kültür Mirası listesine dahil edilmesinde sağ olsunlar bizim ısrarlarımızı kırmadılar buranın tarihi kimliğini kendilerine anlattık uygun gördüler. 2027 yılının sonuna kadar burada hiçbir ödenek sıkıntısı olmadan kazı çalışmaları hızla devam edecektir. 2 bin 800 yıllık olduğu söylenen Urartu Kemeri buradan çıkarılarak Gümüşhane şehir müzesinde sergileniyor. Aynı şekilde buradan çıkarılan Roma Lejyonerlerine ait zırh da Erzurum’da sergilenmekte, biz de onu önümüzdeki günlerde belki 1 hafta 10 gün içerisinde Gümüşhane Müzesine getirip inşallah onu da Gümüşhane müzesinde sergilenecek hale getireceğiz. Satala Antik kenti ilimizin turizm potansiyelini arttıracak” dedi. “16 adet lejyon mezarı yanında bir kadın mezarı bulduk” Bölgede çalışmaların Ekim veya Kasım aylarının sonlarına kadar devam edeceğini dile getiren Satala Antik Kenti kazı başkanı ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Yavuz Çakmur, “2024 yılı Satala kazı çalışmaları yaklaşık 16 Temmuz’da başladı 2 aylık bir çalışma sürecimiz oldu. 18 kişilik bir ekiple uluslararası üniversitelerden de hocalarımızla bilimsel heyetle birlikte kazı çalışmalarına başladık. Bu çalışmalarda yaklaşık olarak hem Castrum yapısında hem de Nekropol alanında eş zamanlı çalışma yürütmekteyiz. Castrum’da bulunan C3 açmasında genişleme çalışması oldu yine geçmiş yıllarda bulduğumuz duvar yapılarının da beraberinde ilerlediğini gördük. Biz bu alanlarda çeşitli birçok cam, metal ve pişmiş toprak eserlerle karşılaştık. Hatta bir mobilya aksamı olarak nitelendirebileceğimiz metal bir bronz obje de açığa çıkarıldı. Bu açmalarda sütun başlıkları ve sütun gövdeleri de açığa çıkarıldı. Bizim için bu sene en önemli projelerden biri de Bakanlığımız tarafından ‘Geleceğe Miras’ projesi kapsamında desteklenen Satala Antik Kenti de bulunmakta. Bu proje kapsamında en büyük çalışmamızı ise Nekropol alanında sürdürüyoruz. 1 buçuk 2 aydır süren çalışmalarda 16 adet lejyon mezarı bulduk. Bu mezarlar içerisinde bize ilginç gelen bir kadın mezarıyla karşılaşmamız oldu. Gelecek antropolojik verilerle de daha detaylı bilgilere sahip olacağız. Ekim veya Kasım ayının sonlarına kadar kazı çalışmalarımızı sürdürmeyi planlıyoruz. Bir lejyon mezarı olarak adlandırılan yapıda kadın mezarıyla karşılaşmamız aslında orada bir mekân bulduk ve buranın yanına açılmıştı muhtemelen bu kadın mezarı geç dönemde kullanılmak üzere açılmış ve dediğimiz gibi geç dönemde açılmış. Gelecek antropolojik verilerle bunu daha sağlıklı olarak yorumlamamızı sağlayacak. Arka tarafta gördüğünüz sağlık ocağı bizim restorasyon sürecinde rölövesi alındıktan sonra bir lejyon barakasına ve karşılama merkezine dönüştürüleceği bir projemiz var bu projelerde ayrıca bizim kemerli yapı diye adlandırdığımız yapıda bir koruma projesi bulunmakta. Satala dediğimizde aslında çok bilinmeyen bir yapı olan Roma havuzu üzerinde de bir çalışma devam etmekte. Şu an günümüzde bir sac ile kapatılan yapı üzerinde bir üst örtü yapılması planlanmakta. Roma Limes Kongresi olarak isimlendirilen Avrupa’nın en önemli kongrelerinden birisi olan kongre bu yıl Batum’da gerçekleştirildi. Bu kongrenin ziyaretçisi olan arkeologlar Satala’yı da son durak olarak belirlediler. Bizde bugün onları Satala’da ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Çünkü bu çok büyük bir kongre ve sadece 3 yılda bir gerçekleştiriliyor. Biz de bu tür işbirlikleriyle sürekli Satala’yı öne çıkarmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. “Burada bulunması gereken daha çok eser var” Roma Sınır Çalışmaları Kongresi’nin ardından Satala Antik Kenti’ni ziyarete gelen Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinde bulunan Anıtlar Kurulu yetkilisi ve Uluslararası Limes Kongresi Direktörü Dr. Andreas Thiel, “Biz Roma Arkeolojisi uzmanları olarak lejyonların nerede olduğunu biliyorduk, üniversitede her öğrencimiz lejyonların nerede olduğunu bir nokta olarak bilmek zorundadır. Hepimiz burayı biliyorduk ama hiçbirimiz buraya gelme şansını bulamamıştık. Normalde Roma lejyonu büyük bir şehrin kuruluşuna öncülük eder arkeologlar için büyük bir şans çünkü üzerinde yerleşim olmadığı için kazı yapılabilir bir noktada. Bilim insanlarının kafasındaki en büyük soru ise burada böylesine bir lejyon varken neden büyük bir şehrin oluşmadığı. Herkes için buradaki buluntular turizmin canlandırılması için çok önemli. Eminim ki burada bulunması gereken daha çok eser var” diye konuştu.