ASAYİŞ - 02 Eylül 2024 Pazartesi 22:36

Sultanbeyli’de pazar alanı savaş alanına döndü

A
A
A

Sultanbeyli’de kapalı semt pazarında iki grup arasındaki sözlü tartışma kavgaya dönüştü. Yumruklu, tekmeli ve silahlı kavga ise çevredeki vatandaşların cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı.

Olay, İstanbul Sultanbeyli ilçesi, Adil Mahallesi üzerinde bulunan kapalı pazar alanında saat 20.00 sıralarında yaşandı. İddiaya göre, kapalı pazar alanında iki grup arasında henüz sebebi bilinmeyen bir tartışma çıktı. Gruplar arasındaki kavga şiddetlenerek bir anda yumruklu ve tekmeli kavgaya dönüştü. Kavga sırasında grup içerisindeki bir şahıs belindeki silahı çıkararak havaya ateş etmeye başladı. Yaşanılan olayda kavgaya karışan birkaç kişi yaralandı.

Çevredeki vatandaşlar tarafından polis ekiplerine haber verildi. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri kavgayı ayırmaya çalışırken, havaya rasgele ateş açan şahsı ise gözaltına aldı. Polis ekiplerinin olaya müdahalesiyle kavga sonlandı. Yaralı vatandaşlar sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. Polis ekipleri yaşanılan olayla ilgili inceleme başlattı. O anlar ise çevredeki vatandaşların cep telefonu kamerasına saniye saniye kaydedildi.

Pazar alanında rasgele ateş etti

Pazar alanının çevresinde bulunan ve olaya şahit olan vatandaşlarım cep telefonu kamerasına yansıyan görüntülerde pazar alanı içerisinde iki grup arasında yumruklu ve tekmeli kavga yaşanırken, grup içerisindeki bir şahısın belindeki silahı çıkararak hiç kimseyi aldırış etmeden havaya rasgele ateş açtığı ve polis ekiplerinin ise şahsı gözaltına aldığı görülüyor.

Mehmet Güzel

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Soylu: ’’Küresel ticarette gücün dengesi yön değiştiriyor’’ İş kadını Esra Soylu, küresel ticarette gücün dengesinin yön değiştirdiğini söyledi. Küresel piyasalar ve ekonominin seyrine ilişkin değerlendirmelerde bulunan iş kadını Esra Soylu, 10 yıldan daha kısa süre öncesi dönem açısından küresel ticaretin sınırlarının serbest ticaret sistemi tarafından belirlendiğini, bugün ise jeopolitik, ekonomik ve güvenlik kaygılarının belirleyici güç haline geldiğini ifade etti. Asya ülkelerinin teknoloji yatırımları ve dijital ekonomiye hızlı adaptasyonları ile yeni ticaret yollarının açıldığına vurgu yapan Soylu, "Diğer tarafta dijital ticaretin büyümesi ve yıkıcı teknolojilerin gelişme hızının artması ile geleneksel ticaret ağları yeniden şekilleniyor. Bütün bu gelişmelere iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik kaygılarının eklenmesi de şirketleri ve ülkeleri üretim ve tedarik zincirlerini, pazarları çeşitlendirme çabasına sürükledi. Bunların yanında küresel nüfusun yaşlanmasının ile iş gücünün dağılımı değişirken dijital para ve merkeziyetsiz finansın yaygınlaşması ile ABD dolarının hakimiyetinin tartışıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Bütün bu gelişmelerden hareketle şunu söylemek mümkün, küresel ticarette gücün dengesi yön değiştiriyor" dedi. "Dijital ticaret uluslararası ticaretin kurallarını yeniden yazıyor" Dijital ticaretin, çok uluslu teknoloji şirketlerinin öncülüğünde, uluslararası ticaretin kurallarını yeniden yazdığını anlatan Soylu, şöyle devam etti: "Bu şirketler, yalnızca fiziksel ürünlerden değil, veri, algoritmalar ve fikri mülkiyet gibi fiziksel olmayan varlıklardan değer oluşturuyor. Bu yeni yaklaşım, şirketlerin küresel pazarlarda daha çevik hareket etmesine olanak sağlarken, geleneksel fiziksel varlıkların önemini azaltıyor. Endüstri 4.0’ın getirdiği dijitalleşme dalgası, makineler ile insanların görev dağılımını yeniden tanımlıyor. Otomasyon ve yapay zeka teknolojileri sayesinde, üretim hatlarında daha karmaşık görevler artık makineler tarafından gerçekleştirilebiliyor. 2023 yılında dünya genelinde 3.5 milyon endüstriyel robot faaliyetteydi ve bu rakam her yıl yüzde 10 artıyor. Bu durum, üretimin coğrafi dağılımını değiştirerek, düşük maliyetli iş gücüne dayalı bölgeler yerine, yüksek teknolojik altyapıya sahip bölgeleri öne çıkarıyor. Güney Kore’nin teknoloji odaklı kalkınma stratejisi, ülkeyi yarı iletken, ekran ve yapay zeka teknolojilerinde dünya liderlerinden biri haline getirdi. Bu değişim süreci hükümetler için uluslararası işbirliklerini, bölgesel ticaret anlaşmalarını, ekonomik ittifakları şirketler için tedarik zincirlerini ve ticaret politikalarını yeniden gözden geçirmesini gerektirecek. Zira bu değişimi öngören, anlayan ve buna uygun stratejiler geliştiren şirketler ve hükümetler önemli bir rekabet avantajı elde edecekler. Küresel tedarik zinciri yönetiminin karmaşık yapısında yapay zeka teknolojisi, operasyonel dayanıklılığı ve verimliliği artıran tamamlayıcı güçler olarak öne çıkıyor. Yapay zekanın tedarik zincirlerine entegrasyonu, özellikle koronavirüs pandemisinin oluşturduğu zorluklarla vurgulanan kesintileri yönetme konusunda büyük bir etki oluşturmuştu. Yapay zekanın tedarik zincirlerine stratejik olarak dahil edilmesi, beklenmedik aksaklıklara karşı sistemi güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda uzun vadeli sürdürülebilirlik ve büyüme için gerekli olan dinamik yetenekleri de geliştirir. Bu tür ilerlemeler, işletmelerin sürekli yenilik ve iş birliği içinde olmaları gerektiğini vurgulamakta ve bu teknolojilerin potansiyelinden tam anlamıyla yararlanarak rekabetçi ve dayanıklı kalmalarını sağlamaktadır."
Antalya Aksu’da topraklar verimli, okuma oranı düşük Eğitim-öğretim yılının başlamasıyla Aksu İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak 3 ay önce ilçeye atanan Cahit Öztürk, eğitime yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Öztürk, Aksu’nun verimli toprakları ile tanındığını ancak tarım sektörü nedeniyle çocukların okuma hevesinin düşük olduğunu ifade etti. Aksu İlçe Milli Eğitim Müdürü Cahit Öztürk, ilçede 15 bin 200 öğrenciye eğitim verildiğini ve öğretmen açığının olmadığını belirtti. Okullarda eğitim öğretim faaliyetlerinin ideal bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Öztürk, bazı okullarda fiziksel yapısal iyileştirmelere ihtiyaç duyulduğunu ancak büyük sorunların bulunmadığını söyledi. “Topraklar verimli, okuma oranı düşük” Aksu’nun verimli toprakları ile tanındığını ancak tarım sektörü nedeniyle çocukların okuma hevesinin düşük olduğunu kaydeden Öztürk, “Aksu’nun toprakları oldukça verimli. 3 dönüm serası olan bir aile ’Çocuğum okumasa da olur, ne gerek var. Biz zaten bu seralardan devlet memurluğundan daha çok para kazanıyoruz’ diyor” dedi. Okumayı sadece devlet memurluğu olarak algıladıklarını ifade eden Öztürk, “Gittiğim okullarda çocuklarla yaptığım görüşmelerde okumayı devlet memuru olarak algıladıkları için gelecekle ilgili çok fazla kaygıları yok. Bizim nasıl olsa seramız var, biz burada çalışırız, yine para kazanırız düşüncesindeler. Okuma hevesi çok az. Velilerin buradaki okullara sahip çıkmasını istiyorum. Kariyer için mutlaka çocukların bir meslekleri olsun. Toprak duruyor zaten burada. Aksu’nun birçok meslek dalındaki gençlere ihtiyacı var. Meslek sahibi olup yine toprağını çalıştırmaya devam edebilirler” diye konuştu. Okul fiziksel yapıları ve yeni okul ihtiyacı Aksu’da yeni okullara olan ihtiyacı belirten Öztürk, “Özellikle ilkokul ve ortaokul seviyesinde eksiklikler bulunuyor. Altıntaş yeni bir yerleşim yeri. Burası tamamen bittiği zaman ilk okul ve ortaokula ihtiyacımız olacak. Bakanlıkla yazışmalarımız devam ediyor. Yatırım konusunda olumlu sonuçlar bekliyoruz. Ayrıca, Pınarlı Cumhuriyet, ikili eğitim yapan okulumuz, burası için de yeni bir bina talep ettik. 3 okul yatırımını Aksu için Bakanlığa gönderdik” dedi. Köy okullarında eğitim ve veli desteği Öztürk, köy okullarındaki başarıyı da önemseyerek, okulların geliştirilmesinde köy muhtarlarının desteğinin büyük rol oynadığını belirtti. Öğrencilerin eğitimdeki başarısını artırmak için veli katılımının önemli olduğunun altını çizdi.