SAĞLIK - 27 Nisan 2024 Cumartesi 10:11

Sigara bu kanser türlerini 15 kat artırıyor

A
A
A
Sigara bu kanser türlerini 15 kat artırıyor

Sigaranın neden olduğu kanserler arasında; akciğer, ağız ve boğaz bölgesi, gırtlak, yemek borusu, pankreas, mesane ve böbrek kanserleri olduğunu belirten Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy, “Akciğer kanserlerinin erkeklerde yüzde 91’i, kadınlarda ise yüzde 69’u sigara alışkanlığına bağlanmaktadır. Sigara, akciğer kanseri riskini, içmeyenlerde göre 15-30 kat, gırtlak kanser riskini 10 kat artırırken; bu risk oranı, idrar yolu kanserleri için 3 kat, yemek borusu için 5, kan kanseri, mide, nazofarenks (geniz) ve rahim kanserleri için 2 kat olarak bulunmuştur” dedi.


Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy, dünyada her yıl yaklaşık 30 milyon kişinin sigaraya başladığına dikkati çekti. Prof. Dr. Dereköy, kanser denildiğinde akla hemen tütün ve alkol kullanımı geldiğini belirterek, “Araştırmalarla ortaya konan bilimsel verilere göre sigara ve alkol kesinkes kansere neden olmaktadır. Tütün denince yalnızca sigara değil; puro, pipo, nargile ve benzeri tütün içerikli kullanımlar da akla gelmelidir. Halen dünyada 1 milyar erkek, 250 milyon kadın sigara kullanmaktadır. Yüzyıllarca içilerek bir keyif maddesi olarak kullanılan tütünün zararları ne yazık ki çok sonraları anlaşılabilmiştir. Tütünün akciğer kanserine neden olduğu, ancak 1950’li yıllarda bilimsel çalışmalarla ortaya konabilmiştir. Son 20 yılda ise gelişmiş ülkelerde bu zarar ve tehlikelerin anlaşılmasıyla, sigara içenlere ikinci sınıf insan muamelesi yapılmış olup, sigarayı bırakanların sayısının olağanüstü artması sağlanmıştır. Ülkemizde sigaraya karşı büyük bir başarı ile uygulanan politikalar sayesinde, otobüsler başta olmak üzere kapalı alanlarda rahat bir nefes almak mümkün olmuştur. Kendi içmediği halde başkasının içtiği sigaranın dumanı altında kalmak pasif içicilik olarak adlandırılır. Aynı kanserojen etki, pasif içiciler için de geçerlidir” açıklamasında bulundu.



Bin civarında zehirden oluşuyor


Prof. Dr. Dereköy, sigara dumanının gaz ve katran karışımından ibaret olup yaklaşık bin civarında bileşenden oluştuğuna işaret ederek şu ifadeleri kullandı:


“Tahriş edici maddeler, akciğerlere giden hava yollarındaki (bronşlarda) salgıları artırırken solunan havanın ve bu salgıların temizliğini sağlayan tüylerin hareketini ve bağışıklık hücrelerinin işlevini de bozarlar. Nikotin ise sinir sistemi üzerine etkilidir; kalp hızını ve kan basıncını artırırken, damarları büzer, kanda yağları çoğaltır. Sigara dumanındaki toksik gazlar ise karbonmonoksit, hidrojen sülfit ve azot bileşenleri olup, kan oksijenlenmesini bozarken kanserojen etkide bulunurlar. Kalp hastalıklarına ve astım gibi kronik akciğer hastalıklarına sigara içenlerde daha sık rastlanır. Sigara içme alışkanlığı, erkek ölümlerinin yüzde 25’ine, kadın ölümlerinin ise yüzde 7’sine yol açan etken olarak saptanmaktadır. Sigaranın neden olduğu kanserler arasında, akciğer, ağız ve boğaz bölgesi, gırtlak, yemek borusu, pankreas, mesane ve böbrek kanserleri sayılabilir. Erkeklerdeki kanserlerin yüzde 25’i sigara içimine bağlanırken, bu oran kadınlarda yüzde 4 olarak bulunmuştur. Kadın-erkek arasındaki bu oran farklılığının nedeni, sigara alışkanlığının erkeklerde daha yaygın olarak görülmesindendir. Akciğer kanserlerinin erkeklerde yüzde 91’i, kadınlarda ise yüzde 69’u sigara alışkanlığına bağlanmaktadır. Sigara, akciğer kanseri riskini, içmeyenlerde göre 15-30 kat, gırtlak kanser riskini 10 kat artırırken; bu risk oranı, idrar yolu kanserleri için 3 kat, yemek borusu için 5, kan kanseri, mide, nazofarenks (geniz) ve rahim kanserleri için 2 kat olarak bulunmuştur. Özellikle pasif içici olarak dumana maruz kalan çocuklarda, bronş hastalıkları, orta kulak iltihapları, geniz eti büyümesi ve bademcik iltihabı çok sık görülmektedir.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurtlu kadınların el emekleri “Anneler Günü” sergisiyle görücüye çıktı Esenyurt Belediyesi’nin el sanatları kursunda eğitim alan kadınların ürettiği el işçiliği ürünler “Anneler Günü Sergisi” ile görücüye çıktı. Serginin açılışını yapan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Onların hayatın içinde olması için elimizden geleni yapacağız” dedi. Kadınların hayata daha aktif bir şekilde katılarak ekonomik özgürlüklerini kazanmaları için başlatılan Esenyurt Belediyesi’ne bağlı el sanatları kurslarında eğitim alan kadınlar sergi düzenledi. Esenyurt bir AVM’de düzenlenen Anneler Günü Sergisi’nde belediye bünyesinde el sanatları kursunda eğitim alan kadın kursiyerlerin el işçiliği ürünleri görücüye çıktı. Serginin açılışını yapan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, kadınların toplumdaki yerinin önemine dikkati çekerek bu tür çalışmaların devam edeceğini ve her daim kadınlara destek olacaklarını belirtti. Atık kağıt çanta, örgü çanta, takı tasarım, gravür (oyma baskı), ahşap boyama, amigurumi (örgü bebek), mefruşat, tokat baskı, seramik, hazır giyim, halı dokuma, panç, kaat’ı sanatı gibi alanlarda hünerlerini konuşturan kadınların sergisine vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. “Hepimizin ilk mimarı annedir” Serginin açılışını yapan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Cennet annelerin ayaklarının altındadır” sözü boşuna söylenmiş bir söz değildir. Aslında sadece bir gün değil her gün, her saat, her saniye annelerimizi ansak yeridir, emeklerini ödeyemeyiz. Kadın fedakardır, yüreklidir, diğerkâmdır. Hepimizin ilk mimarı annedir. Bir toplumun iyi ya da kötü olması, ileri ya da geri gitmesinin en büyük sebeplerinden birisi de kadınlardır. Bu yüzden kadınlar kırmızı çizgimizdir. Onların hayatın içinde olması için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı. “Çok emek isteyen bir süreç” “Anneler Günü” sergisinde çalışmaları sergilenen kursiyer Kevser Doğramacı, “Bu sergiyi anneler günü için hazırladık. Sene sonunda biten çalışmalarımızı bu sergi ile vatandaşlarımızın beğenisine sunuyoruz. Çok emek isteyen bir süreç, aylarca hazırlanıyoruz” dedi. Sergiyi gezerek çok beğendiğini belirten Sade Taşkın, “Gezdim sergiyi ve çok güzel el işçiliği ürünler var. Çok beğendiğimi söyleyebilirim. Sergide ise en çok ilgimi çeken tablolar oldu” diye konuştu. (HP-RU
Kayseri Kayserililer, büyükşehrin Gençlik Koşusu’nda buluşuyor Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde 3 kilometrelik parkurda gerçekleşecek 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Koşusu’nda Kayserilileri bir araya getirecek. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, ‘2024 Yılı Avrupa Spor Şehri’ ünvanını alan Kayseri’yi, sporun merkezi haline getirecek prestijli projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi Spor A.Ş., Başkan Büyükkılıç’ın talimatları ile 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın Kayseri’de coşku dolu geçmesi kapsamında, yeni bir etkinliğe imza atacak. Büyükşehir, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na özel 16 yaş ve üzeri katılımcılar ile düzenlenecek olan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Koşusu’nda Kayserilileri buluşturacak. Etkinlik çerçevesinde, Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi Küçük Etkinlik Alanı’nda 19 Mayıs’ta Göğüs Numarası Dağıtım Saati 09.30-11.30, ısınma hareketleri saati 11.30, başlangıç saati 12.00, hediye çekilişi saati 13.00 olarak belirlendi. 3 kilometrelik parkurda gerçekleşecek koşu sonrası yapılacak olan çekilişten yalnızca etkinlik alanında bulunan sporculara hediyeler verilecek. Alanda hazır bulunmayan sporcular hediyelerden yararlanamayacak. Ayrıca, Esenyurt Kapı’dan araç girişi sporculara açık olacak. Vatandaşlar, kayıt için, www.sporaskayseri.com.tr adresini ziyaret edebilecek.
İstanbul Bakan Uraloğlu: "Pist saat 15.00’e kadar uçuşa kapatılmıştır" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Havalimanı’nda Fedex Havayolları’na ait kargo uçağının ön iniş takımlarının açılmaması sonucu indiği pistin saat 15.00’e kadar uçuşa kapatıldığını açıkladı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Paris’ten İstanbul Havalimanı’na sefer yapan Boeing-767 tipi Fedex Havayolları’na ait kargo uçağı ön iniş takımlarının açılmaması sonucu piste inişi ile ilgili olarak bilgi verdi. Bakan Uraloğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Paris’ten İstanbul Havalimanı’mıza sefer yapan Boeing-767 tipi kargo uçağı ön iniş takımlarının açılmaması sonucu pistimize iniş yapmıştır. Pilotun ön iniş takımının açılmadığı ile ilgili bilgi vermesi üzerine hemen kuleden kendisiyle irtibata geçilmiştir. Havalimanı görevlilerimiz, uçağın ön iniş takımının açılmadığını teyit ettikten sonra gerekli yangın söndürme, acil müdahale ve sağlık ekiplerimizi hazır bulundurarak söz konusu uçağın havalimanımıza inmesini sağlamıştır. Görevli arkadaşlarımızın başarılı yönlendirmeleriyle uçak gövdesi üzerine sorunsuz bir iniş gerçekleştirmiştir. İki pilotun tahliyesinden sonra sağlık durumları kontrol edilmiş; herhangi bir olumsuzluk tespit edilmemiştir. Olayın meydana geldiği İstanbul Havalimanı 16R pisti saat 15.00’e kadar uçuşa kapatılmıştır. Sürece ilişkin gerekli teknik incelemelerimiz de devam etmektedir. İvedi olarak olaya müdahale eden tüm ekiplerimizi kutluyor; herkese geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” ifadelerine yer verdi.
Edirne Prof. Dr. Kaya’dan yabancı otla mücadele ve ilaçlama uyarısı Trakya bölgesinde ayçiçeği ekimlerinin tamamlandığını söyleyen Prof. Dr. Yalçın Kaya, erken ekim, yağışlar ve aşırı sıcakların olmamasından kaynaklı sezona güzel bir başlangıç yapıldığını ve böyle devam ederse ayçiçeğinde iyi bir gelişme ve üretim sezonu beklediklerini söyledi. Çiftçilerin tarladaki ot kompozisyonuna bakması ve yabancı otla mücadelesini iyi yapması gerektiğini vurgulayan Trakya Üniversitesi Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, mücadelede geç kalınması durumunda fazla ilaç kullanmak zorunda kalınacağının altını çizdi. Edirne’de geçtiğimiz yıl yaşanan kuraklık ve ürünün aşırı sıcaklara maruz kalması nedeniyle ayçiçeğinde verim kaybı yaşanmış ve özellikle ürününü geç eken üreticiler istediği verimi alamamıştı. Bu yıl erken ekim ve mevsim yağışlarının zamanında gelmesi üreticilerin umudunu arttırdı. Nisan yağmurlar, üreticilere umut, tarlalara da can suyu oldu. Geçen yıl çok kötü bir sezon yaşandığını ve kuraklıklar nedeniyle hem buğdayda, hem de ayçiçeğinde son yılların en düşük verimlerinin alındığını hatırlatan Prof. Dr. Yalçın Kaya, bu yıl geçtiğimiz yıla oranla kış yağışlarının oldukça iyi geçtiğini ifade etti. "Son 70 yılın en sıcak kışını yaşadık" Kışın çok sıcak geçtiğini ve son 70 yılın en sıcak kışının yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Kaya, "Fazla miktarda buharlaşma kaybıyla bazı çiftçiler özellikle bu yağışlar nedeniyle ekim yapamadı. Toprak biraz ağırdı ve üstü otlanmıştı bunları karıştıramadıkları için. Toprak hazırlama döneminde bazı sıkıntılar yaşandı. Ama yağışlar zamanında geldi. Normal şartlarda bizim tavsiyemiz Nisan ayı başında ayçiçeğinin ekilmesi lazım. Çiftçilerimiz Ramazan Bayramı sonrasında yerlerini hazırlayarak ekimlerini yaptı. Üzerine güzel yağışlar oldu. Bu yağışlar hem buğday için hem de ayçiçeği için son derece ilaç gibi geldi. Hemen hemen bölgemizde ayçiçeği ekimi tamamlanmış oldu. Çıkışlar gayet güzel. Toprakta bol yağış nem olarak sezona iyi bir şekilde girdik" ifadelerine yer verdi. "Çok erken ekimlerde bazı endişeler ortaya çıktı" Çok erken ekimlerde bazı endişelerin ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Kaya, "Ayçiçeği, özellikle toprakta çok uzun süre 10-15 günden fazla kaldığı zaman mildiyö dediğimiz köse hastalığı yapıyor. Ama bu toprak sıcaklığı yeteri kadar olduğu için çıkışlar hemen hemen sağlandı. Çok erken ekenlerde bazen mildiyö şikayetleri duyduk. Çiftçilerimiz tarlalarına baksınlar. Mildiyö oranları ne kadar, çok boşluk kalacak mı mutlaka buna bakılmalı. Çünkü ayçiçeği boşluğu çok iyi dolduran bir bitki. İdeal bir verim için tarlada mutlaka en az 5 bin bitki olması gerekiyor" dedi. Ara çapaların yapılmasının ardından kullanılacak ilaçlarla tarla üzerindeki yabancı otların öldürülmesi gerektiğini aktaran Prof. Dr. Kaya, tarlanın her yerine ilaç atmak yerine sadece yabancı otların olduğu bölgelere ilaç atılmasını tavsiye etti. İlaçlama yaparken hangi çeşidin hangi ilaca dayanıklı olduğunun iyi ayırt edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kaya, alt gübreleme yapılmadıysa özellikle ayçiçeği diz boyunda olduğunda mutlaka azotlu üst gübrelemenin yapılması gerektiğine dikkat çekti. Üst gübreleme yapacak çiftçilere mutlaka yağışları da takip etmesi önerisinde bulunan Prof. Dr. Kaya, erken ekim, yağışlar ve aşırı sıcakların olmamasından kaynaklı sezona güzel bir başlangıç yapıldığını Böyle devam ederse ayçiçeğinde iyi bir gelişme ve üretim sezonu beklediklerini dile getirdi.