GÜNDEM - 14 Temmuz 2024 Pazar 09:34

Şehit babasından İBB’ye bayrak tepkisi: “Oğlum 15 Temmuz şehidi olduğu için mi bu bayrağı değiştirmek zor geliyor”

A
A
A

15 Temmuz darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde kalbinden tek kurşunla vurularak şehit olan 21 yaşındaki Batuhan Ergin’in acılı babası Ahmet Ergin, oğlunun kabri başındaki yıpranan Türk bayrağının değiştirilmesini istedi. Güvenlik görevlisi aracılığıyla Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğüne başvuran acılı baba, “Bayrağı değiştirmek bizim görevimiz değil, onu da şehidin babası değiştirsin” yanıtıyla yıkıldı. Baba Ahmet Ergin İBB’ye tepki göstererek, “Oğlum 15 Temmuz şehidi olduğu için mi bu bayrağı değiştirmek zor geliyor” derken; yıpranan Türk bayrağı ise Beşiktaş Kaymakamlığı tarafından değiştirildi.

Batuhan Ergin, bundan 8 yıl önce 15 Temmuz gecesi “Eve erzak almaya değil, vatana sahip çıkmaya geldik” diyerek ve tankların önünde darbeye direndi. Ergin kalbinden tek kurşunla vurularak şehit oldu. Ergin’in naaşı o kanlı gecenin ardından Ortaköy Mezarlığına defnedildi.

Acılı aile oğlunu şehit verdiği hain darbe girişiminin yıl dönümünde kendilerini yıkan bir olayla daha karşı karşıya kaldı. Batuhan Ergin’in mezarı başındaki Türk bayrağının yıprandığını gören acılı baba, Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğü’ne güvenlik görevlisi aracılığıyla talebini iletti. Birkaç gün sonra şehit oğlunun mezarı başına gittiğinde bayrağın değiştirilmediğini gördü. Güvenliğe isteğini bir kez daha yineledi. Ancak Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğü’nden gelen “Bizim sorumluluğumuzda değil onu da şehidin babası değiştirsin” yanıtı acılı babayı adeta yıktı. Duruma tepki gösteren baba Ahmet Ergin, olayı Beşiktaş Kaymakamı Oğuzhan Bingöl’e anlattı. Şehidin kabri başındaki yıpranan Türk bayrağı kısa süre içinde yenisiyle değiştirildi.

“Oğlum kalbinden tek kurşunla vurularak şehit edildi”

15 Temmuz gecesi şehit olan 21 yaşındaki Batuhan Ergin’in babası Ahmet Ergin o gece ile ilgili, “Batuhan bir arkadaşının evinde televizyon seyrederken darbe olduğunu öğrendi. Ben de kendisini bu konu hakkında uyarmıştım ’eve gel’ diye. Batuhan sonra sokağa çıktı. Ardından marketlerdeki, bankamatikteki kuyruğu görüp sinirlendi ve ’Aldığınız ekmekler ve makarnalar bitmeyecek mi sanki vatan elden gidiyor siz ekmek makarna peşine düşmüşsünüz’ dedi. Batuhan, arkadaşıyla birlikte Ortaköy’den 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne tankların önünde darbeye direnmek için geçti. Askerden de yeni gelmişti zaten. Oğlum, kalbinden tek kurşunla vurularak şehit edildi” diye konuştu.

“Askerdeyken de çok şehit olmak istiyormuş”

Oğlunun çok yardımsever olduğunu söyleyen Ergin, "21 yaşındaydı ama çok olgundu. Vatan, millet aşkıyla yanıp tutuşan bir çocuktu. Askere gittiğinde de kendi isteğiyle komando oldu. Askerdeyken de çok şehit olmak istiyormuş. ’Komutanlarına çatışmaya ben de gelmek istiyorum’ diyormuş. Batuhan, şehitlik makamını askerdeyken de çok istiyormuş. 15 Temmuz gecesi şehit oldu. Allah mekanını cennet eylesin. Evlenip çocuk sahibi olmak çok istiyordu. Eğer şehit olmasaydı şimdi Batuhan’ın 3-4 tane çocuğu vardı. Üzerinden 8 sene geçti. 80 sene de geçse yüreğimizdeki acı dinmiyor. Bizimle mezara kadar da gelecek. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Ben her gün mezara geldiğim zaman daha kötü olarak ayrılıyorum. 8 senede çok yarım kaldık. Eksik kaldık, hayatımız mahvoldu. 4 kişilik mutlu bir aileyken bir bacağımız kesilmiş mutsuz bir aileyiz” dedi.

Acılı baba, “Bayrağı değiştirmek bizim görevimiz değil, onu da şehidin babası değiştirsin” yanıtıyla yıkıldı

Şehit oğlunun kabrinin başındaki başındaki bayrak bayağı eskidiğini, renginin solduğunu yırtıldığını anlatan baba Ergin, "Bu durumu ben güvenlik görevlisi arkadaşa söyledim. 15 Temmuz geliyor bu bayrağı değiştirin diye. Aradan birkaç gün geçti ve bayrağın değişmediğini gördüm. Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğünde bu işle ilgilenen kişi, ’Bayrağı değiştirmek bizim görevimiz değil, onu da şehidin babası değiştirsin’ diye bana haber gönderdi. Ben de bu duruma çok sinirlendim. Netice bayrağı değiştirmek değil ben kendim de değiştiririm bayrağı ama burası bir mezarlık. Bu bayrak bizim şehitlerimizin kanını alan bir bayrak. O renkte benim oğlumun da kanı var ve bayrağın rengi solmuş. Nasıl o bayrak değiştirmez. Senin cebinden mi çıkıyor o para? Ben bu olaya çok sinirlendim” ifadelerini kullandı.

“Oğlum 15 Temmuz şehidi olduğu için mi bu bayrağı değiştirmek zor geliyor”

Aldığı yanıt karşısında büyük üzüntü yaşadığını söyleyen baba Ergin, "Bu arkadaşın Türklüğünden de şüphe ediyorum. Acaba oğlum 15 Temmuz şehidi olduğu için mi bu bayrağı değiştirmek zor geliyor. Senin 15 Temmuz’la bir bağlantın mı var? Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğü’ndeki biri. Her kurum içerisinde bir tane çıbanbaşı, hadsiz vardır. Ben bu olayı bütün Mezarlıklar Müdürlüğüne yıkmıyorum. Aynı gün olayı Beşiktaş Kaymakamımız Oğuzhan Bingöl’e anlattım. Sağ olsun ertesi gün bayrağı değiştirdi. O günden sonra vatandaşlardan ve resmi kurumlardan bana onlarca bayrak hediye edildi. Sorun bayrak değil sorun bu şahsın bana karşı almış olduğu tavır. Sen 15 Temmuz darbesine muhalif olan kişilerden misin de bu bayrağı değiştirmek istemiyorsun? O kadar olay oldu ama kimse beni arayıp da özür dilemedi. Hiçbir olay olmamış gibi herkes kulağının üzerine yattı” dedi.

Şüheda Kıroğlu - Enis Derdimentoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Salihli Devlet Hastanesi’nden göz sağlığında teknolojik hamle Bölge insanına sunduğu sağlık hizmetlerini ileri teknolojiyle buluşturmaya devam eden Salihli Devlet Hastanesi, son olarak, göz hastalıklarının teşhis ve tedavisinde devrim niteliği taşıyan Optik Koherens Tomografi (OCT) cihazını hizmete sundu. Salihli Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Gürkan Dericioğlu, OCT cihazının bölgedeki hastalar için büyük bir kolaylık sağlayacağını ifade etti. OCT cihazı ile erken tanı konulabileceğini belirten Başhekim Op. Dr. Dericioğlu "Bu cihazın hastanemize kazandırılması, göz sağlığında erken teşhis ve etkin tedaviye yönelik çok önemli bir adımdır. Artık hastalarımızın çevre il ve ilçelere gitmesine gerek kalmadan burada hızlı ve güvenilir bir hizmet almasını sağlayacağız. Teknolojiyi sağlıkla buluşturmak için çalışmalarımız devam edecek." dedi. "Göz dokularının üç boyutlu haritasını çıkarıyor" OCT cihazının kullanım alanları hakkında bilgiler veren Op. Dr. Dericioğlu, "Halk arasında Göz Tomografisi olarak bilinen OCT cihazı, radyasyon içermeyen ışık dalgalarını kullanarak göz dokularının üç boyutlu haritasını çıkarıyor. Bu cihaz sayesinde glokom (Göz Tansiyonu), Retina Hastalıkları, Diyabete Bağlı Göz Problemleri, Sarı Nokta Hastalığı, Retina Damar Tıkanıklığı Sonrasında Oluşan Makula Ödem gibi birçok rahatsızlığın tanısı kolaylıkla konulup, katarak hastalıklarının ameliyat öncesi ölçümleri yapılmaktadır" diye konuştu. "Son teknoloji ile yeniledik" Göz Hastalıkları Kliniğindeki Fako Emülsüfikasyon, Biyometri, Oküler USG ile Görme Alanı Ölçüm Cihazlarının da son teknoloji cihazlarla yenilendiğini belirten Başhekim Op. Dr. Dericioğlu, "Yeni teknolojik cihazlarımızdan Oküler USG arka segment muayenesinde, Biyometri Cihazı katarakt hastalarının ameliyat öncesi ölçümlerinde, Fako Emülsüfikasyon cihazımız ise katarakt hastalarının ameliyatlarında kullanılmaktadır" dedi.
Konya Koyunoğlu Müzesi’ndeki yazma eserler Türkiye Yazma Eserler Kurumu’na devredildi Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı arasında Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi’nde bulunan yazma eserlerin Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü’ne devredilmesine ilişkin protokol imzalandı. Konya Büyükşehir Belediyesi Taş Bina’da gerçekleşen imza töreninde konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, protokol kapsamında yeni bir başlangıç yapılacağını söyledi. Başkan Altay, yazma eserlerin daha çok kişi tarafından kullanılmasını, nitelikli ve sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasını sağlamayı amaçladıklarını belirterek, "Rahmetli İzzet Koyunoğlu, Konya’mız ve ülkemiz adına çok önemli bir koleksiyoner. Biriktirdiklerini bugüne kadar en uygun şartlarda korumuş. İnşallah Yazma Eserler Başkanlığı’mızın tecrübesi ile çok daha güzel günler görecek bir yere emanet edilmiş oluyor. Bir taraftan da Koyunoğlu Müzesi’nin tekrar restore edilerek ya da tekrar yapılarak Konya’ya kazandırılması ile ilgili yoğun bir gayret içerisindeyiz. İnşallah İzzet Koyunoğlu’nun hatırasını ülkemizde ve Konya’mızda yaşatmaya devam edeceğiz. Yazma Eserler Başkanımız Coşkun Yılmaz’a hem bu konularda gösterdikleri hem de Konya’mız ile ilgili tüm konularda gösterdikleri destekten dolayı teşekkür ediyorum. Hayırlı olmasını temenni ediyorum" dedi. "Konya’ya ne yapsak az" Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz da ev sahipliği için Başkan Altay’a teşekkür ederek, "Konya’nın benim şahsi hayatımda çok önemli ve özel bir yeri var. Türk Tarihi’nin, İslam Tarihi’nin çok simge şehirlerinden birisi. Bu açıdan Konya adına, Konya’ya ne yapsak azdır diye düşünüyoruz" diye konuştu. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’nın bundan 15 sene önce yazma eserlerin en iyi şekilde korunması, muhafazası ve ihtisası anlamında değerlendirilmesi için kurulmuş bir kurum olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Bir tarihçi olarak şunu söylemek isterim ki bin, bin 500 yıllık tarihimize baktığımızda yazma eserlerin tarihini Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı’ndan önce ve sonra diye ikiye ayırıyoruz. Yazma Eserler Başkanlığı bu mirasa sahip çıkmak için kurulmuş ve 15 yıl içerisinde büyük bir başarıyla bugüne gelmiştir. Muradımız ülkemizdeki ve dünyadaki yazmalarımızı en iyi şekilde korumak. İzzet Koyunoğlu Koleksiyonu da gerçekten çok değerli ve kıymetli bir koleksiyon. Ben koleksiyonerimizi rahmetle ve şükranla anıyorum. Çok değerli eserler var. Bu eserler Türkiye Yazma Eserler Kurumu bünyesine geçmekle birlikte Konya’dan ayrılmıyor. Yine Konya’da bulunacak. Zaten protokoldeki temel şartlardan birisi bu. Sizin de hassasiyet gösterdiğiniz gibi en iyi uzmanlar tarafından bakımı, onarımı, restorasyonu ve dünya ölçeğinde hizmete açılması benimseniyor. Başkanlığımızda da bu altyapı olduğu için yine Konya’nın merkezliğinde, Konya’nın ev sahipliğinde Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü’müzün himayesinde bir anlamda sizin adınıza bunu bir emanetçi olarak koruyacağız. Bunun da kültür adına çok önemli bir adım olduğunu ifade etmek istiyorum ve size de çok teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından Başkan Altay ve Yılmaz arasında Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi’nde bulunan yazma eserlerin Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü’ne devredilmesine ilişkin protokol imzalandı.
Kayseri Melikgazi Antika Pazarı kapılarını açıyor Melikgazi’de antikaseverleri mutlu edecek bir etkinliğe daha imza atan Melikgazi Belediyesi, Hunat Mahallesi’nde yeni yapmış olduğu Dedeman Parkı’nda, ilçede ilk defa düzenleyeceği Antika Pazarı’nın kapılarını açıyor. Antika tutkunlarını ve hatıralarını tazelemek isteyen tüm vatandaşları Antika Günleri’ne davet eden Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, "Melikgazi Belediyemiz, 2025 yılında yine birçok faaliyete ev sahipliği yapacak. Şehir merkezinde yeni yapmış olduğumuz Dedeman Parkı’nın hemen yanı başında hazırladığımız alanda her ayın 3. pazar günü Antika Günleri düzenleyeceğiz. Antika eşyaların hepsinin ayrı bir hatırası, ayrı bir hikayesi var. Melikgazi’mizde inşallah yine güzel, farklı bir etkinlik olacak. Kayserili hemşehrilerimizi hatıralarla buluşturacağız. Her ayın 3. pazar günü antika severler ve koleksiyonerleri bu etkinliğimizde misafir edeceğiz. Antikacılarımız farklı dönemlere ait değerli eşyaları, ürünleri sergileyerek ziyaretçilere nostaljik bir alışveriş deneyimi sunacak. Dolayısıyla bu pazarda hemşehrilerimize antika kültürünü yaşatma fırsatı da bulacağız. Şehir merkezinde eski eşyaları toplayıp satan antikacılarımız var" ifadelerini kullandı. Palancıoğlu; "Bu güzel organizasyon hem antikacılarımıza ticari anlamda bir fırsat hem de şehrimiz için kültürel açıdan bir fırsat. Antika Günleri’ni yapacağımız yer şehir merkezinde olması hasebiyle ulaşımı çok kolay ve rahat. 16 Mart Pazar günü Dedeman Parkı’nın yanında bulunan Nazım Toker Sanat Merkezi’nin önünde sabah saat 10.00 ve akşam 17.00 arasında düzenleyeceğimiz ‘Antika Günleri’ne herkesi bekliyoruz" dedi.
Manisa El sanatları kurslarıyla yeteneklerini geliştiriyorlar Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Manisa’daki yurtlarda kalan öğrenciler, açılan el sanatları kursları sayesinde kendilerini birçok alanda geliştirme fırsatı buluyor. Manisa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne Bağlı Muradiye Kız Öğrenci Yurdu’nda düzenlenen kurslar, öğrencilerin hem sanatsal becerilerini keşfetmelerini hem de kazanç elde etmelerini sağlıyor. El sanatları kurslarına katılan öğrenciler; bayan çantası, havlu, resim tablosu, bayan kıyafeti, hediyelik eşya, ahşap boyama, takı tasarımı ve dikiş gibi birçok alanda yeteneklerini sergileyerek üretime katkı sağlıyor. Öğrenciler tarafından yapılan el emeği göz nuru ürünler, çeşitli etkinliklerde yaşlılara ve köy okullarındaki öğrencilere hediye ediliyor. Ayrıca öğrenciler, yaptıkları bazı ürünleri satarak ek gelir sağlama fırsatı buluyor. Kurslara katılan öğrenciler, burada öğrendikleri becerilerle hem meslek edinip hem de boş vakitlerini verimli bir şekilde değerlendiriyor. El sanatlarına olan ilgileri sayesinde birçok öğrenci, yeteneklerini keşfederek ileride kendi işlerini kurmayı hedefliyor. Kursiyer öğrenci Büşra Ayyıldız, "Ders saatlerimin dışında burada vakit geçirmek benim için çok keyifli. Takı tasarımı öğrendim ve bunu ticarete nasıl dönüştürebileceğimi keşfettim. Eğitimlerimiz verimli ve projeler sayesinde insanlara dokunmayı, mutluluk yaymayı öğreniyoruz. Burası sadece bir atölye değil, aynı zamanda sosyalleştiğimiz, arkadaşlarımızla vakit geçirdiğimiz bir yer. Kolektif emekle ortaya çıkan eserlerimiz bizim için çok değerli. Bitirdiğimizde gururla asıyor ve ’Bu projede benim de emeğim var’ diyebilmekten büyük mutluluk duyuyoruz" diye konuştu. Öğrencilerden Fatima Üzüm ise, "Önceden dikiş bilmiyordum ama ailemde dikişle uğraşanlar vardı. Bu alana ilgim olduğu için kursa katıldım. Dikiş, sabır gerektiren bir uğraş. Dikerken sökmeyi de öğreniyoruz ve bu bize dikkatli olmayı öğretiyor. Buradaki kurs, çocukluk hayalimi gerçekleştirmeme vesile oldu. Hem keyifli vakit geçiriyoruz hem de birçok yeni şey öğreniyoruz. Sadece dikiş değil, keçeden sabun yapımı, kanaviçe, ebru, ahşap boyama, boncuk işleme ve çanta yapımı gibi farklı sanat dallarıyla da uğraşıyoruz. İleride belki de hiç duymadığımız yeni el sanatlarıyla tanışacağız ve bunlar bizim için bir gelir kapısı olabilir. Bu atölye, hem zamanımızı verimli kullanmamızı sağlıyor hem de sosyal medya bağımlılığı gibi olumsuz alışkanlıklardan uzaklaşmamıza yardımcı oluyor. Bizim için gerçekten büyük bir nimet" dedi. Öğrencilerden Gizem Aslıhan Çolak da "Burada yaptığımız el işlerini satarak gelir elde edebiliyoruz. Örneğin, tel kırma tekniğiyle çanta yaptık, ayrıca puf iplerden bereler örerek köy okullarındaki çocuklara ve yetiştirme yurtlarına hediye ediyoruz. Takı tasarımı ve filografi gibi farklı el sanatlarıyla da uğraşıyorum, yaptığım bileklikleri ve filografi çalışmalarını satarak ek gelir sağladım. Bu kurs, hem yeni şeyler öğrenmemizi sağlıyor hem de maddi açıdan katkı sunuyor" şeklinde konuştu. Dekoratif El Sanatları Öğretmeni Canan Başaran ise, "Atölyemizde gençlere fayda sağlamak amacıyla birçok çalışma yürütüyoruz. Üç yıldır hem yeni hem de unutulmaya yüz tutmuş sanatları tanıtarak güzel projelere imza attık. Keçeden takıya, ahşap boyamadan soğuk porselene kadar geniş bir yelpazede eğitim vererek sanatla dolu bir kurs dönemi geçiriyoruz" dedi. Muradiye Yurt Müdürü Mehtap Şirin de şunları söyledi: "Gençlerimizin okul dışında vakitlerini verimli değerlendirebilmeleri için yurtlarımızda çeşitli sanat kursları açtık. Örgü, ahşap boyama, filografi ve dikiş gibi el sanatlarının yanı sıra gitar ve keman gibi müzik kursları da düzenliyoruz. Amacımız, gençlerin hem hobi edinmelerini hem de ileride meslek olarak değerlendirebilecekleri beceriler kazanmalarını sağlamak."
İstanbul Bakırköy’de kentsel dönüşüm başlıyor Bakırköy için hazırlanan imar planları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nden oy birliği ile geçti. Bakırköylülerinin yarısından fazlasının yaşadığı 7 mahalleyi kapsayan imar planları sayesinde, yıllardır evlerini yenilemeyi bekleyen vatandaşların binalarında dönüşümü gerçekleştirilebilecek. Maliyeti önemli oranda düşürmesi beklenen plan notlarında çatı katları da bağımsız daire olarak yapılandırılabilecek. Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, "25 yıllık hasreti bir yıllık çalışmayla bitirdik" dedi.Bakırköy Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile hazırlanan imar planları İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nden oy birliği ile geçti.İlk olarak 11 Temmuz 2024 tarihinde İBB Meclisinde onaylanan 1/5000 ölçekli Bakırköy Merkez Demiryolu Kuzeyi ve Güneyi Revizyon Nazım İmar Planının ardından, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı hazırlanarak, Bakırköy Belediye Meclisi’nde geçti. İBB Meclis gündemine taşınan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı da bugün oy birliğiyle kabul edildi."25 yıllık hasreti bir yılda bitirdik"Kabul edilen planların Bakırköylülere hayırlı olması dileklerini ileten Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, "25 yıllık hasreti bir yıllık çalışmayla bitirdik. Meclisimizde onaylanan bu imar planları sayesinde, 220 bin kişinin yaşadığı Bakırköy’ü deprem dirençli bir ilçeye dönüştürme mücadelemizde artık çok daha güçlüyüz. Bu karar depremde riskli bölgelerden biri olan Bakırköyümüzün muhtemel bir Marmara depremi öncesinde yenilenmesi açısından hayati derecede önem arz etmektedir. Bakırköylüler artık rahat bir nefes alacaktır. 1 yıl gibi kısa bir süreçte önce 1/5000’lik İmar Planlarımızı ardından bugün de 1/1000’lik İmar Planlarımızı onayladık ve bugün Bakırköylü komşularımıza kentsel dönüşümün müjdesini verdik. Bu süreçte emeği geçen, Bakırköy Belediyemiz çalışanlarına, Bakırköy Belediye Meclisimize, İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığımıza, Bayındırlık ve İmar Komisyonumuza, siz değerli meclis üyelerimize ve sürecin başından bu yana büyük destek veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.Deprem dirençli dönüşümün yolu açıldıKabul edilen imar planları sayesinde Bakırköy’ün yarısından fazlasının yaşadığı, Osmaniye, Yenimahalle Kartaltepe, Zuhuratbaba, Cevizlik, Zeytinlik ve Sakızağacı mahallelerinde dönüşüm yapılacak. Plan notlarında kentsel dönüşüm maliyetini düşürecek önemli maddeler yer aldı. Ayrık nizam adalarda dönüşümü çıkmaza sokan parsel birleşimi ve minimum alan şartı sınırlaması kaldırılırken Taban Oturumu TAKS değeri 0.25 den çıkma yapılmamak şartıyla 0.40’a çıkarıldı. Böylece bodrum ve zemin katta büyüme sağlanarak, çıkmasız depreme daha dayanıklı yapı oluşturulmasının önü açıldı.Çatı katları bağımsız daire oluyorOnaylanan imar planları önemli bir değişikliğin de yolunu açtı. 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı notlarında yer alan maddelere göre, yenilenecek binalarda çatı katı olarak nitelendirilen alanlar bağımsız daire olarak iskan edilebilecek. Binlerce yurttaşı sevindiren bu plan notunun onaylanması, kentsel dönüşümü kolaylaştıracak önemli bir karar olarak nitelendiriliyor.