EKONOMİ - 02 Temmuz 2024 Salı 14:09

Nükleer Enerji sektörünün oyuncuları İstanbul’da buluştu

A
A
A
Nükleer Enerji sektörünün oyuncuları İstanbul’da buluştu

Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle hayata geçirilen 10’uncu Nükleer Santraller Zirvesi başladı. Zirvede, nükleer enerji sektörünün liderleri bir araya geldi.



Ankara Sanayi Odası ve Nükleer Sanayi Derneği tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle hayata geçirilen 10’uncu Nükleer Santraller Zirvesi - NPPES, İstanbul’da bulunan bir konferans merkezinde kapılarını açtı. İki gün sürecek zirvede; nükleer enerji sektörünün sıfır karbon ekonomisindeki rolü, Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki gelecek planları, en yeni teknolojiler ve sektörün finansmanı gibi başlıklar ele alınacak.



NPPES’in açılışını; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, ASO Başkanı Seyit Ardıç, NSD Başkanı Alikaan Çiftçi, Akkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko, Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (NNWI) Başkanı Tim Yeo ile Şangay Nükleer Mühendislik Araştırma ve Tasarım Enstitüsü (SNERDI) Uluslararası Projeler Başkanı Min FEI gerçekleştirdi.



“Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil 3 sahada toplam 12 - 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz”


Etkinlikte konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, “Akkuyu NGS’nin 4 ünitesi devreye girdiğinde yıllık 35 milyar kWh elektrik üretilecek. Bu rakam ülkemizin mevcut yıllık elektrik talebinin yaklaşık yüzde 10’una, İstanbul’un talebinin ise yüzde 90’ına denk geliyor. Ayrıca nükleer enerjiden elde edilecek bu elektrik üretimi sayesinde, yılda 35 milyon ton karbondioksit emisyonu ile 7 milyar metre küp doğalgaz ithalatının da önüne geçilmiş olacak” dedi.



Ceylan sözlerine şöyle devam etti: “Haziran 2024 itibariyle dünyada 32 ülkede 416 reaktör işletmede, 19 ülkede ise 59 reaktör inşa halinde. Dünyadaki elektrik talebinin yaklaşık yüzde 11’i, AB ülkelerindeki talebin ise yüzde 22’si nükleer santrallerden karşılanıyor. Nükleer Enerji Ajansı (OECD/NEA) verilerine göre, önümüzdeki 15 yıl içinde toplam 110 civarında yeni reaktörün inşaatına başlanması çeşitli ülkelerin nükleer programı dahilinde. Ülkemizin 2053 yılı net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmak ve enerjide dışa bağımlılığımızı minimuma indirmek amacıyla yenilenebilir ve yerli enerji kaynakları ile nükleer santraller, baz yük olarak enerji politikalarımızın tam merkezinde yer alıyor. Bakanlığımızın yayımladığı Ulusal Enerji Planımıza göre, nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payını 2035 yılına kadar yüzde 10’un üzerine, 2053 yılına kadar ise yüzde 30 seviyelerine çıkarmayı planlıyoruz. Bunun için en az 20 GW nükleer kapasiteye ihtiyacımız var. 2053 yılında bu hedefi gerçekleştirdiğimiz takdirde dünyanın önde gelen nükleer güç sahibi ülkelerinden biri olacağız. Bu kapasiteye ulaşmak için Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil olmak üzere 3 farklı sahada toplam 12 ile 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz. Bu santrallere yönelik şu anda Çin, Güney Kore, Rusya gibi teknoloji sahibi ülkelerin şirketleriyle müzakerelerimiz devam ediyor. Küçük modüler reaktörlerin gelecekte ciddi pazar potansiyeli olduğuna da inanıyoruz. Bu nedenle, bu teknolojilerin ülkemizde ticarileşmesinin önünü açacak, yerli sanayimizin sürece daha fazla dâhil olacağı yenilikçi iş modelleri ile yasal ve kurumsal çerçevenin oluşturulmasına yönelik de çalışmalarımız, teknoloji sahibi ülke ve şirketler ile görüşmelerimiz devam ediyor.”



’’Nükleer teknoloji karbonsuz baz elektrik gücü sağlıyor’’


Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, “Ülkemiz, Akkuyu sahasında kazandığı tecrübeler ışığında, özellikle sanayinin etkin katılımıyla, uluslararası nükleer tedarik zincirinde söz sahibi olma hedefinde ilerliyor. Ankara Sanayi Odası olarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın Kümelenme Destek Programıyla desteklenen Nükleer Sanayi Kümelenmesi - NÜKSAK, Türkiye çapında 75 öncü sanayicimize hizmet veriyor. Nükleer enerji alanında sanayicilerimizin tedarik zincirine dahil olması için mentörlük hizmeti veren NÜKSAK; bu alandaki girişimciler, start-up’lar ve teknoloji firmaları için bir arayüz fonksiyonu görmeye devam edecek. Odamız ve Nükleer Sanayi Derneği iş birliğinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın destek ve katkılarıyla düzenlenen Nükleer Santraller Zirvesi dünyanın sayılı nükleer etkinlikleri arasındaki yerini aldı. Ülkemiz adına bir marka değerine sahip bu etkinlik, nükleer teknolojide lider ülkelerin de katılımlarıyla her geçen yıl daha fazla ilgi görüyor” diye konuştu.



Ardıç, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Avrupa Yeşil Mutabakatı dahil Küresel İklim Krizi’nin ülkemiz üzerindeki olası ticari ve ekonomik etkileridir. Özellikle elektriği yoğun olarak kullanan biz sanayiciler de, nükleer enerjinin ülkemiz için ne kadar stratejik olduğunun farkındayız. Sürdürülebilir bir gelecek için enerji kaynaklarımızı çeşitlendirirken, yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte nükleer enerjiyi de etkin bir şekilde kullanacağımıza inanıyorum. Ayrıca Nükleer teknoloji, karbonsuz baz elektrik gücü sağlamasının yanında yenilikçi pek çok teknolojinin gelişimine de öncülük ederek ülke ekonomisine dolaylı katkı da sunuyor.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ’turizm’ uyarısı İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Turistin milliyeti olmaz, misafirliği olur. Arap turist, Avrupalı turist, Amerikalı turist yoktur, Türkiye’nin misafirleri vardır. Onların hayatları da huzur içinde bir tatil geçirmeleri de bize emanettir. Hepimizin bu bilinçle hareket etmesi karakter ve geleneğimizin ayrılmaz bir parçasıdır" dedi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, son günlerde münferit de olsa yaşanan bazı olaylardan üzüntü duyduklarını ifade etti. Avdagiç, “Turistin milliyeti olmaz, misafirliği olur. Arap turist, Avrupalı turist, Amerikalı turist yoktur, Türkiye’nin misafirleri vardır. Onların hayatları da huzur içinde bir tatil geçirmeleri de bize emanettir. Hepimizin bu bilinçle hareket etmesi karakter ve geleneğimizin ayrılmaz bir parçasıdır” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin turizm markasına halel getirecek her türlü eylem ve yaklaşımın sonuna kadar karşısında olacaklarını belirten Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Bu karşıtlığımızın sebebi; insana verdiğimiz değerdir, Türk misafirperverliğinin gereğidir. Unutmayalım ki, turizm Türk ekonomisinin geleneksel ve lokomotif sektörlerinden biridir. Bu başarımızı da sadece deniz, kum, doğa ve tarih zenginliğimizle değil, bizi biz yapan insan odaklı yaklaşım ve politikalarımızla elde ettik. Tam da bu sebeple oteller, alışveriş ve eğlence merkezleri, restoranlar, mağazalar ve sayısız diğer turizm sektörü mensuplarının gayretleriyle oluşturduğu turizm imajımızın ve büyük hedeflerimizin etkilenmesine izin vermeyeceğiz.” Avdagiç, yabancı misafirlerin hayatlarının da huzur içinde bir tatil geçirmelerinin de bizlere emanet olduğunu vurguladı. Avdagiç, paylaşımında, “Ortadoğu’dan Amerika’ya, Avrupa’dan Afrika ve Uzakdoğu’ya, özetle en yakın komşumuzdan en uzak köşeye kadar her ülkeden gelen turistin başımızın üzerinde yeri vardır. Dememiz o ki; turistin milliyeti olmaz, misafirliği olur. Arap turist, Avrupalı turist, Amerikalı turist yoktur, Türkiye’nin misafirleri vardır. Onların hayatları da huzur içinde bir tatil geçirmeleri de bize emanettir. Hepimizin bu bilinçle hareket etmesi karakter ve geleneğimizin ayrılmaz bir parçasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Balıkesir Ören’deki yeşil alan halkın kullanımına açıldı Burhaniye Belediyesi tarafından Ören’de kamulaştırılan alanda yeşil alan ve peyzaj çalışmaları tamamlanarak halkın kullanımına açıldı. Geçtiğimiz günlerde, mevcut işletmenin alanı kamuya terk işlemi sağlanarak ilçeye kazandırılan Ören Tepe’deki en güzel manzaraya sahip alanlardan biri olan 2 bin metrekarelik bölgedeki çalışmalarda sona gelindi. Farklı türlerde çok yıllık bitkilerle oluşturulan ve çim alanlara sahip peyzaj düzenlemesi ve ışıklandırma çalışmaları ile Burhaniye’nin antik şehri Ören’de halkın keyifle vakit geçirebileceği park alanının yapımı tamamlandı. Ören Meydan ve yollarda kullanılan antik kumlamalı aralarda gece renkli yanan ışıklı parke taşlar, parkın yürüyüş yollarında da kullanıldı. Peyzaj düzenlemesinin aydınlatılmasında ise estetik uyum ve uzun ömürlü kullanıma uygun bollard aydınlatma sistemi tercih edilerek peyzaj düzenlemesi tamamlanmış oldu. Yapılan ışıklandırmalar ile akşamları da halkın rahatça oturup dinlenebileceği bir alan oluşturuldu. Kısa sürede hazırlanarak halkın kullanımına sunulan yeşil alan çalışması ile ilgili konuşan Başkan Ali Kemal Deveciler, “Belediyemizce kamulaştırılan alanı, beton yığınından kurtarıp Ören’in kimliğine yakışır bir yeşil alana dönüştürmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ören’i hakettiği değere ulaştırana kadar çalışmalarımıza ve projelerimize devam edeceğiz” dedi.
Samsun Çarşamba Ticaret Borsası MYO’da mezuniyet heyecanı Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Çarşamba Ticaret Borsası Meslek Yüksekokulunun(MYO) beş bölümünden 2024 yılında mezun olan öğrenciler için mezuniyet töreni düzenlendi. Çarşamba Göl Restoranda düzenlenen mezuniyet töreni, geleneksel kep atma töreninin ardından sona erdi. Okulun birinci, ikinci ve üçüncü olan öğrencilerini ise Çarşamba Ticaret Borsası (ÇTB) meclisi, altınla ödüllendirdi. Tören, Yüksekokulun beş ayrı bölümünden bu yıl mezun olan öğrencilerin salona girişiyle başladı. Saygı duruşu yapılması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşmasını Çarşamba Ticaret Borsası MYO Müdürü Prof. Dr. İsmail Aydemir yaptı. Aydemir, “Yüksekokulumuzun gelişimine katkı sağlayan öncelikle Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğüne, okulumuza her daim destek olan Çarşamba Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Yılmaz ve borsa meclisine, Sayın Belediye Başkanımız Hüseyin Dündar’a huzurlarınızda teşekkür ediyorum” dedi. Konuşmasında öğrencilere de seslenen Yüksekokul Müdürü Aydemir, “Sevgili öğrenciler, ülkemizin kalkınabilmesi için ara eleman ihtiyacımızı karşılayan yüksekokulumuzdan derslerini başarıyla tamamlayarak mezun olmaya hak kazandınız. Sizlere gelecek hayatlarınızda başarılar diliyor, sizleri ve değerli ailelerinizi kutluyorum” ifadelerini kullandı. 2023–2024 eğitim-öğretim yılında, OMÜ Çarşamba Ticaret Borsası Meslek Yüksekokulundan başarıları ile dereceye giren ilk üç öğrenciyi Çarşamba Ticaret Borsası ödüllendirdi. Öğrencilere hediyelerini ÇTB Meclis Başkanı Hacı Toraman, Kurucu Meclis Başkanı Nurettin Öztekin, Genel Sekreter Sercan Yaşar, Meclis Üyesi Onur Bahattin Yılmaz takdim etti. Yoğun katılım ile gerçekleşen mezuniyet töreni kep atma merasiminin ardından sona erdi. Mezuniyet törenine ayrıca Çarşamba Kaymakamı Doç. Dr. Şükrü Yıldırım, Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar, MYO Müdür Yardımcıları Öğr. Gör. Dr. Hakan Can Altunay ve Öğr. Gör. Tunahan Bilgin, Yüksekokul Sekreteri Mustafa Korkmaz, öğretim görevlileri ve veliler katıldı.
Sakarya Kürekle yeğenini darp ederek ölümüne sebep olan dayıya 3 yıl 4 ay hapis Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde dayısı tarafından kürekle darp edilen ve hastaneden taburcu olduğu gün fenalaşarak hayatını kaybeden gencin davasına ilişkin karar çıktı. Sanık, maktulün delici matkabını aldığını düşündüğünü, bu sebeple aralarında kavga çıktığını, kürekle yeğenine vurduğunu ancak öldürme kastıyla hareket etmediğini söyledi. Adli Tıp raporunda maktulün kalp damar hastalığı olduğu, sanığın eyleminin ölümü tetiklediği belirtildi. Mahkeme heyeti, taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan sanığa 3 yıl 4 ay hapis cezası vererek tahliye etti. Olay, 10 Kasım 2023 tarihinde Çukurahmediye Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 44 yaşındaki Yasin T., 24 yaşındaki yeğeni Berat Gülelcin’i kürekle darp etti. Sırtına ve koluna kürek sapıyla vurulan Gülelcin, hastaneye başvurdu. Tedavisinin ardından taburcu olan Berat, bir süre sonra fenalaşarak yere yığıldı. Hastaneye kaldırılan Berat, kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olaya ilişkin inceleme başlatan polis ekipleri şüpheli dayı Yasin T.’yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemleri sonrasında adliyeye sevk edilen şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. "Küfür ederek üzerime geldi, ben de kürekle vurdum" "Kasten öldürme" suçundan yargılanan Yasin T.’nin Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davası görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık Yasin T., avukatı Gizem Dirvisoğlu, müşteki avukatı Ali Hayla ile aileler katıldı. Yasin T., "Berat ablamın oğlu olur. Olay öncesinde Berat ile aramızda herhangi bir husumet yoktu. Olaydan önce delici matkabım kaybolmuştu. Berat’ın konuşmalarından matkabı almış olabileceğini düşündüm, bu nedenle aramızda tartışma gerçekleşti. Matkabımı getirmesini söyledim, ancak olaydan önce bağımlılık yapan madde kullandığı için kendinde değildi. Berat küfür ederek üzerime geldi, ben de olay yerinde bulunan kürek ile iki kez Berat’ın koluna vurdum, öldürme kastıyla hareket etmedim. Berat’ın kalp hastalığından haberim yoktu. Berat olay esnasında bana saldırdı, boynumu sıktı, daha sonra ayrıldık. Hatta matkabı geri getireceğine dair aramızda konuşmalar gerçekleşti. Berat kolu ağrıdığı için hastaneye gitti ancak ciddi bir şey olmadığından dolayı eve geri geldi. Akşam Berat’ın fenalaştığına dair haber geldi. Hastaneye gittiğimizde Berat’ın ölüm haberini aldık. Suç işleme kastıyla hareket etmedim, sadece kendimi korumak amacıyla Berat’ın koluna 2 kez kürekle vurdum. Bunun dışında bir eylemim olmadı" diye konuştu. "Kardeşim bana ’matkap istemiyorum, onun ölmesi lazım’ dedi" Sanıktan şikayetçi olan maktulün annesi Derya Gülelcin, "Olay günü Yasin’in matkabı kaybolmuş, bunun sorumlusu olarak da oğlumu gösteriyordu. Ancak oğlumun matkapla bir alakası yoktu, buna rağmen sanık oğlumu suçluyordu. Hatta telefonla birilerini aradı ve ’Bu akşam yeğenimi kazığa oturtacağız’ şeklinde cümleler kurdu. Daha sonra oğlum, ’Dayı ben senin matkabını ne yapacağım’ şeklinde sözler söyledi. Oğlum kesinlikle sanığa herhangi bir şekilde saldırmadı, aksi söz kullanmadı. Sanık, oğlumun arkası dönükken kürekle sırtına vurdu. Oğlumun kolu sırtındaydı, ’Yapma dayı’ şeklinde bağırdı. Dördüncü, beşinci vuruşta küreğin sapı kırıldı, daha sonra oğlum doktora gitti. Berat korktuğu için hastanede olayın aslını anlatmamış. Kardeşime, ’Ben senin matkabını alacağım’ dedim. Buna rağmen kardeşim bana ’matkap istemiyorum, onun ölmesi lazım’ dedi. Zaten bir süre sonra da oğlumun ölüm haberini aldım. Oğlumun kalp rahatsızlığından haberdar değildik, olsaydı bunu bilirdik. Olay nedeniyle sanıktan şikayetçiyim" şeklinde konuştu. "Maktulü öldürme kastıyla hareket etmiştir" Savunmasında müşteki vekili Avukat Ali Hayla, "Sanığın birilerini telefonla arayarak söylediği sözler de maktulü öldürme kastının bulunduğunu göstermektedir, sanığın üzerine atılı suç vasfı, mevcut delil durumu da göz önüne alınarak sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. Sanık avukatı Gizem Dirbisoğlu ise, "Müvekkilim, maktulün kendisine yönelik saldırısından dolayı kendisini koruma kastıyla hareket etmiştir, bunu da öldürme kastıyla değil, sadece saldırıyı bertaraf etmek amacıyla gerçekleştirmiştir. Maktul ve müvekkil olaydan sonra olayı tatlıya bağlamışlardır. Ölüm ile olay arasında herhangi bir illiyet bağı söz konusu değildir. Zira maktulün ölümü olayın hemen akabinde gerçekleşmemesi, müvekkilin eyleminin olsa olsa yaralama hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla suç vasfının müvekkil lehine değişmesi söz konusu olacaktır. Dosyada müvekkil lehine şüphe söz konusudur. ’Şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gereğince de müvekkilin tahliyesine karar verilmesi gerekmektedir" dedi. Ölüm kalp damar hastalığı sonucu meydana gelmiş Cumhuriyet savcısı mütalaasında; maktulün ilk yapılan hastane muayenesinde yaralanmasının BTM ile giderilebilir nitelikte olduğunun belirlendiği, yapılan ölü muayene ve klasik otopsi işlemleri sonucunda kesin ölüm nedeninin belirlenemediği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ve Sakarya Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporlar ile maktulün vücudunda ölüm meydana getirebilecek travma bulgusu ve ölümcül kemik kırığı olmadığının, kan ve idrar örneklerinde harici madde tespit edilmediğinin, ölümünün kalp damar hastalığı sonucu meydana geldiğinin belirlendiği belirtildi. Sanığın darp eyleminde bulunduğunu ikrar ettiği ancak öldürme kastının olmadığını beyan ederek üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, suç aleti olan küreğin sapının kırılmasına sebebiyet verecek kadar şiddetle vurduğu anlaşılmış ise de somut olayda ölüm sonucu ile vurma eylemi arasında nedensellik bağının bulunmadığının alınan Adli Tıp raporları ile sabit olduğu, ancak sanığın eyleminin mevcut ölümü tetiklediğinin ve bunun sonucu gelişen kalp damar rahatsızlığı sonucu ölüm olayının gerçekleştiği belirtildi. Sanığın ve katılanların maktulün mevcut kalp rahatsızlığının olduğunu bilmediklerini beyan etmeleri karşısında sanığın meydana gelen ölüm neticesini öngöremediği ve istememesine karşın ölüm olayı yani neticenin sanığın kusurlu hareketi sonucu gerçekleştiği, bilinçli taksir boyutuna varan hareketinin bulunmadığı belirtildi. Taksirle insanın ölümüne neden olma" suçundan cezalandırılması talep edildi. Tahliye edildi Mahkeme heyeti, taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan sanığa 3 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Tutuklu bulunduğu süre de göz önüne alınarak sanık tahliye edildi.