EKONOMİ - 04 Kasım 2024 Pazartesi 09:37

İTO Başkanı Avdagiç: "48 trilyon dolarlık 18 yeni rekabet arenasında kazanan biz olalım"

A
A
A
İTO Başkanı Avdagiç: "48 trilyon dolarlık 18 yeni rekabet arenasında kazanan biz olalım"

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “McKinsey’in son raporundaki 18 yeni rekabet arenası global ekonomiyi şekillenecek. 2040 yılına kadar 29 trilyon dolar ile 48 trilyon dolar arasında gelir üretecek bu 18 endüstride yapacağımız atılımla kazananlar listesinde biz de olmak zorundayız. Gündelik ekonomik tartışmalar içinde kaybolmayıp, geleceğe de hazırlık yapmalıyız” dedi.



İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, yaptığı yazılı açıklamada, iş dünyasını ve tüm sektörleri derinden etkileyecek küresel değişim dalgalarının geldiğini kaydetti. Bugün geçerli birçok endüstrinin yarının rekabet arenaları arasında yer almayacağını belirten Avdagiç, yüksek büyüme ve dinamizm ile ‘benzersiz’ endüstri kategorilerine daha fazla açılmamız gerektiğini kaydetti. Avdagiç, bunun bir zorunluluk olduğuna dikkat çekerek, “Sürekli tüketim malları üreten ülke değil, geleceği düşünüp teknolojik yatırım malları da üreten ülke olmanın günümüzdeki anlamı budur” yorumu yaptı.



E-ticaret, elektrikli araçlar, cloud (bulut) servisleri, yarı iletkenler sektörlerinin ilerlemesini sürdürdüğünü belirten Avdagiç, “Yapay zeka, dijital reklamlar, streaming video ise dönüşüm içindeki teknolojiler. Örneğin yapay zeka, yazılımın içinden çıktı ve kendini gösterdi. Bir de tamamen yeni gelişen süreçler var. Bunların başında da paylaşımlı otonom araçlar, uzay, siber güvenlik, batarya teknolojileri, video oyunları, robotik, biyoteknoloji, modüler inşaat, nükleer fizyon, hava hareketliliği ve obezite ilaçları geliyor. McKinsey Global Institude’ün (MGI) son raporundaki bu 18 yeni rekabet arenası, global ekonomiyi şekillenecek. 2040 yılına kadar 29 trilyon dolar ile 48 trilyon dolar arasında gelir üretecek bu 18 endüstride yapacağımız atılımla kazanan biz olmak zorundayız. McKinsey’e göre bu 18 alanda 2040 yılına kadar 2-6 trilyon dolar kar bulunuyor. Bu teknolojilerin kolektif milli gelirdeki payı ise yüzde 4’te yüzde 10-16’ya çıkacak. Dolayısıyla bu kategoriler bizim için asıl ve en önemli hedeftir” değerlendirmesinde bulundu.



“Ekonomik karını teknoloji ile artıran teknolojilere yoğunlaşmalıyız”


Avdagiç, gelecek 10 yılı Türkiye’nin yüksek teknoloji ile kalkınacağı bir döneme çevirmek için çalışmaya şimdi başlamamız gerektiğini söyledi.



Türkiye Yüzyılında endüstrilerimizi dönüştürmemizin artık bir tercih değil, mecburiyet olduğunu kaydeden Avdagiç, şunları kaydetti: “Ekonomik karını teknoloji ile artıran, dünyaya hitap eden, Ar-Ge yatırımlarına daha fazla ihtiyaç duyan teknolojilere yoğunlaşmalıyız. Unutmayalım ki 2005 yılında dünyanın en büyük 20 şirketi arasında yer alanlardan Eylül 2024 itibariyle sadece 4’ü ilk 20’de kalabildi. Sonraki 20 yılda listeden çıkacak olanların yerini, Türk firmalarının alması için şimdiden çalışmalıyız. 2005’te iPhone yoktu, bulut depolamadan bahseden kimse yoktu, elektrikli otomobiller bilim kurgu filmlerinden çıkmış gibi görülüyordu. Bugün bunlar fazlasıyla hayatımızda bu firmalar dünyanın en büyük şirketleri. Gelecekte Fortune 500 listesinde düzenli yer alan firma sayımız kadar başarılı olmuş olacağız. Türkiye Yüzyılına ancak Time100 AI listesine adımızı yazdırarak girip ilerleyebileceğiz.”



TÜİK verilerine Türkiye’nin yılın ilk 9 ayındaki yüksek teknolojili ürün ihracatı 6,1 milyar dolar oldu. Toplam imalat sanayi ihracatı içindeki payı ise yüzde 3,4 olarak gerçekleştiğini kaydeden Avdagiç, “İhracatımızda teknoloji yoğunluğunu artırmak için büyük bir küresel dönüşüm imkanı önümüzde. İş dünyamızı ve tüm sektörlerimizi derinden etkileyecek değişim dalgaları geliyor. Dünyanın 48 trilyon dolarlık yeni rekabet arenalarını kaçırmayalım” çağrısında bulundu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uluslararası Boran-6 Keskin Nişancı Yarışmasında, birinci Türkiye oldu Foça Jandarma Komando Eğitim Komutanlığı tarafından Jandarma Asayiş Vakfı organizatörlüğünde düzenlenen Boran-6 Uluslararası Keskin Nişancı Yarışması tamamlandı. İlk üç derece Türkiye‘nin oldu. İzmir Foça’da Jandarma Albay M. Remzi Kızılsu Atış Alanı’nda düzenlenen yarışmayla keskin nişancılığın öneminin algılanmasını sağlamak, mesleki bir kültür oluşturmak, keskin nişancıların moral, motivasyon ve kendine güvenlerini artırmak, uzman personel arasında Terörle Mücadele Harekâtı kapsamında edinilen tecrübenin paylaşımını sağlamak amacıyla her yıl yapılıyor. Bu yıl ilk defa ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan ve nefes kesen yarışmaya, Türkiye ve 17 ülkeden toplamda 40 unsur ile 80 keskin nişancı katıldı. Yarışmada ilk üç dereceyi Türkiye’den katılan unsurlar kazandı. Özel Kuvvetler Komutanlığı birinci, Jandarma Genel Komutanlığı (Hakkâri Jandarma Komando Özel Harekât Tabur Komutanlığı) ikinci, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (1’inci Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanlığı) üçüncü oldu. Ödül töreni, Şehit Jandarma Teğmen Önder Sert Amfisinde yarışmacı, gözlemci ve katılımcılar ile birlikte yapıldı. Yarışma’nın birinci ikinci ve üçüncüleri ödülleri Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Ali Çardakçı tarafından verildi. Foça Jandarma Komando Eğitim Komutanlığı ev sahipliğinde ve Jandarma Asayiş Vakfı Organizatörlüğünde düzenlenen Yarışmanın Uluslararası alanda çok önemli rol üstelendiğini ifade eden Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Ali Çardakçı, “Türk savunma sanayiinin yerli ve milli imkânlar ile üretilen yüksek teknoloji ürünü silahlar ve ekipmanlar ile dünya çapında büyük bir başarıya ulaştığını gururla ifade etmek isterim” dedi. 11-17 Kasım tarihleri arasında yapılan yarışma ödüllerin verilmesi ile tamamlanmış oldu.
İstanbul Batı Anadolu Şirketler Topluluğu’ndan 40 milyon dolarlık yatırım hedefi Ankara merkezli Çiftay Grubu’nun kurucusu merhum Ziya Aydın’ın yıllarca çalıştığı çimento sektöründe fabrika sahibi olma hayali, oğlu Sabit Aydın’ın hissedarı olduğu Çiftay tarafından İzmir’de Batı Anadolu Şirketler Topluluğu’nun satın alınması ile gerçekleşti. Ege Bölgesi ekonomisi, bölge halkı, çalışanlar ve yatırımcılar açısından önemli bir yere sahip olan Batı Anadolu Şirketler Topluluğu hissedar ve yönetim değişimi sonrası, hızlı bir büyümeye imza attı. Ege Bölgesi’nin köklü gruplarından Batı Anadolu Şirketler Topluluğu’nda üç yıl önce yaşanan hissedar ve yönetim değişimi hem bölge halkı ve bölge ekonomisi açısından önemli bir gelişme oldu hem de Türkiye’nin köklü bir grubunun yeniden büyümeye başlamasını sağladı. Çiftay, 17 Ağustos 2021 tarihinde Batı Anadolu Şirketler Topluluğu’nun yaklaşık yüzde 30 oranındaki hissesini satın aldı. Satın alımla birlikte yönetim kurulu yapısındaki değişiklikle şirket yönetimine Çiftay’ın belirlediği yönetim kurulu üyeleri geçti. Satın alımdan önceki dönemlerde kullanılan döviz bazlı kredilerden ve dövizin yükselmesinden kaynaklı olarak Batı Anadolu Şirketler Topluluğu şirketleri zor bir dönem yaşarken, bu tablo hissedar ve yönetim değişikliği sonrası değişti. Batıçim Batı Anadolu 2023 yıl sonunda konsolide bazda 6 yıl sonra ilk kez kara geçti ve 2 milyar 55 milyon TL net kâr elde etti. Grup şirketlerinden Batısöke Çimento da 2023 yılını 7 yıl sonra ilk kez kârlı kapattı ve 872,5 milyon TL kâr açıkladı. Topluluk, önümüzdeki dönemde 40 milyon dolar yatırım planlayarak, yakaladığı hızlı büyüme temposunu sürdürmeyi hedefliyor. Topluluk Şirketleri’ni güçlendiren Batı Anadolu Şirketler Topluluğu’nda yaşanan hissedar ve yönetim değişimi, farklı birçok kesimi de yakından ilgilendiren bir gelişme oldu. Batıçim ve Batısöke Çimento’yu bünyesinde bulunduran Ege Bölgesi’nin önde gelen çimento ve beton üreticisi Batı Anadolu Şirketler Topluluğu, oluşturduğu istihdam ile İzmir ve bölge halkına dokunuyor. Bu yüzden bölge halkı Batı Anadolu Şirketler Topluluğu’ndaki değişim ve gelişmeleri yakından izliyor. Ailenin 60 yıldan bu yana sektörün içinde bulunduğuna dikkat çeken Batı Anadolu Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Gülant Candaş, satın alma hikayesini şöyle anlattı: “Çiftay olarak bağlı ortaklıklarımız vasıtasıyla İzmir’de agrega üretimi ve beton santrali işletmeciliği faaliyetinde bulunuyorduk. 2020 yılında yeni iş fırsatları değerlendirmek amacı ile araştırma sürecine girmiştik. O dönem Batıçim’de İcra Kurulu Üyesi olan Kamil Grebene, Sabit Aydın Bey’le sohbet ederken Batıçim’de içinde kendilerinin de olduğu bazı ailelerin paylarını devretmeyi düşündüklerini belirtiyor. Böylece hisselerin satın alma süreci başlıyor.” Çimento fabrikası aile için çok önemli Sabit Aydın’ın Batıçim hisselerinin satışıyla ilgili bu teklifle yakından ilgilenmesinin perde arkasında da ailesinin geçmişten gelen bir hayali bulunuyor. Gülant Candaş’ın anlattıklarına göre Sabit Aydın’ın babası ve aynı zamanda Çiftay’ın kurucusu merhum Ziya Aydın’ın çalışma hayatı 1960’larda taş ocaklarında çavuşluğa kadar uzanıyor. Ziya Aydın, daha sonra uzun yıllar sürecek olan, çok severek ve özveriyle yaptığı çimento fabrikaları hammadde müteahhitliğine başlıyor. Gülant Candaş, “Ziya Aydın Bey, hammadde müteahhitliği yaptığı zamanlarda 1980’lerin sonunda Denizli Çimento’nun müteahhitliğini alıyor ve şirketle 26 yıldan fazla çalışılıyor. Çimento sektöründe uzun bir geçmişi olan Ziya Bey’in çimento fabrikasına olan özlemi, hayali var. Kamil Grebene’nin Batıçim’deki teklifi bu yüzden merhum Ziya Bey’in ve ailenin geçmişi açısından daha da önemli oluyor. Bu anlamda satın almanın manevi bir yönü var. Çiftay’ın Batıçim ile ilgilenebileceği duyumu üzerine hissedar aileler, bağlantıya geçiyor. Hissedarlardan 6 ailenin 4’ü Batıçim’deki hisselerini satmayı düşündüğünü belirtiyor. Batıçim’e kredi veren bankalar da Çiftay’a güvendikleri için bu başarı hikâyesini yazmamızı destekliyorlar. Tabii ki böylece Ziya Bey’in de hayali gerçekleşmiş oldu" dedi. "Dolar bazında 2 kat büyüdü" Türkiye’nin köklü gruplarından biri olan Batı Anadolu Şirketler Topluluğu’nda, yönetime geldikten sonra güzel bir başarı hikayesi yazdıklarını belirten Candaş, iki yıl içerisinde dolar bazında iki kat büyüyerek 2023 sonunda 480 milyon dolar ciroya ulaştıklarını söyledi. Candaş “Yönetime geldiğimiz 2021 yılından bu yana işletme sermayesini güçlendirmeye öncelik verdik. Bu sürede daha verimli çalışan şirketlerimiz, yeniden vadelendirilen borçlarının geri ödemelerini de yapmaya başlarken finansörlerimize olan borçlarımız da belirlenen vade tarihlerinden önce yapılan gönüllü erken ödemelerimizin de katkısıyla azaldı” dedi. Toplam cironun yaklaşık 90 milyon dolarının ihracat gelirinden oluştuğunu belirten Candaş, Batıçim ve Batısöke çimento fabrikalarının limanlara yakınlığının, Akdeniz havzası ve Atlantik Okyanusu hattındaki pazarlarda gruba rekabet avantajı sağladığını söyledi. "40 milyon dolar yatırım hedefi" Gelinen noktada tüm faaliyetlerde her şeyin genel olarak yolunda olduğunu belirten Candaş, 2025 yılını işaret etti. “Batısöke Çimento’da sermaye artırımına gitmeyi ve şirketimizi daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. 2024’te borçluluk yapısını azaltma hedefimize eriştikten sonra 2025 yılından itibaren şirketlerimiz için her şeyin çok daha farklı olacağını öngörüyoruz. Önümüzdeki dönemde şirketler topluluğumuzun yatırımlarla daha da güçlenerek büyüyeceğini hedefledik" diyen Candaş, yeni yatırımları gündemlerine aldıklarını söyledi. Candaş, şu bilgileri verdi: “Bizim güçlü kaslarımızı daha da güçlendirmeye ihtiyacımız var. Önümüzdeki dönemde toplam 40 milyon doların üzerinde yatırım yapmayı hedefliyoruz. Bu yatırımlar arasında Batısöke Çimento’da atık ısıdan elektrik üretim tesisi, iki fabrikamızda da atıktan türetilmiş yakıt yakma üniteleri yatırımları ve Batı Liman’da kapasite artırımına yönelik yatırımlar yer alıyor. İhracat konusunda da fırsatları değerlendiriyoruz” dedi. Aliağa’ya yeni fabrika, limana rüzgâr açılımı Batı Anadolu Şirketler Topluluğu’nun önümüzdeki dönem yatırım planları arasında Aliağa’ya çimento öğütme tesisi ve Batıliman’da rüzgâr türbini kule ve kanatlarının ihracatına olanak sağlayacak genişleme projesi yer alıyor. KAP açıklaması ile duyurulan, Aliağa bölgesinde çimento öğütme ve paketleme tesisi yatırımına yönelik ÇED sürecinin devam ettiğini belirten Candaş, “Halen 5 milyon ton kapasitemiz var. Yeni tesisi, Aliağa bölgesinde antrepolarımızın bitişiğindeki araziye kurmayı planlıyoruz. 3,5 milyon ton çimento öğütecek bir değirmen kurmak istiyoruz. Fizibilitesine devam ediyoruz. İzin süreçleri tamamlanınca hemen yatırımı hayata geçirmek istiyoruz. Çünkü ihracat tarafında çimento, klinkere göre daha avantajlı” dedi. Candaş, topluluğun gelecek planları içinde önemli yeri olan Batıliman’da planlanan yatırımları da şöyle anlattı: “Bizim limanımız dökme yük limanı ve genel kargo. Şu an için konteyner düşüncemiz yok. Ancak rüzgâr türbinlerinin naklinin sağlanması amacıyla yatırım planımız var. Ege Bölgesi’nde çok ciddi türbin kule ve kanat üretimi yapılıyor. Batıliman’da mevcut durumda rüzgâr türbinlerinin kulelerini yani ayak kısmının yüklemesini yapabiliyoruz. Kanat boylarının çok uzaması sebebiyle kamyonlar limanımıza giremiyorlar. Biz bu yatırımı yaptığımızda çok ciddi rüzgâr türbini kanat ve kule ihracatı yapma imkanına sahip olacağız. Ayrıca, limanda vinç yatırımı ve yeni depo elemanları eklemeyi, rıhtımla iskele arasındaki boşluğu doldurmayı planlıyoruz.” Batıliman’ın 2025’te halka arz edilmesi değerlendiriliyor Nemrut Körfezi’ndeki Aliağa’da bulunan Batıliman’ın 2025 yılında halka arz edilmesinin değerlendirildiğini ifade eden Candaş, limanda yatırımı önemsediklerini söyledi ve şu bilgileri verdi: “Ege Bölgesi’nin draft sorunu olmayan bir limanıyız. Draftımız 40 metre civarında. Bu sene iskelemizi 100 metre uzattık ve 390 metre iskele boyuna ulaştık. Limandaki yatırımlar ile çok ciddi maliyet avantajı sağlayacak ve ihracat kabiliyetimizi de yukarı çekeceğiz. Liman, bu sene büyük ihtimalle sadece döviz bazlı cirosunu yüzde 20 artıracak. Limanın halka arz sürecinin ise hızlı bir şekilde ilerletilmesini arzu ediyoruz. Bu bölge çok değerli ve önümüzdeki dönemde daha başka yatırım planlarımız da var. Liman bizim için çok kıymetli, buraya ne yatırım yapsak az.”
Mersin Mersin GİAD yönetimi, KKTC’li bakanlarla ekonomik yatırımları görüştü Mersin Girişimci İşadamları Derneği (GİAD) Başkanı ve Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Adem Yükselgüngör, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu ve Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ile bir araya gelerek ekonomik yatırımları değerlendirdi. Mersin GİAD heyeti, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı ile inşaat projelerinden, lojistik sektörüne kadar gelişime açık her projeye destek vermek istediklerini paylaştı. Ulaşım konusunda Mersin ve KKTC arasında deniz otobüsü ve deniz uçağı gibi vasıtaların hizmete girmesinin iki ülke arasındaki ticari ve turistik potansiyeli arttıracağını dile getirildi. Ayrıca uçuş sefer sayılarının artmasının da karşılıklı turizme büyük katkı sağlayacağı konuşuldu. Mersin GİAD heyeti, temasları esnasında Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu’na da enerji ve tabii kaynakların işlenmesi ve taşımacılığı gibi konularda rol almak istediklerini ilettiler. Görüşmelerde, iki ülke arasında elektrik enerjisi projelerinin hızlandırılması ve genişletilmesinin önemi vurgulanırken, gündemde olan Türkiye’den KKTC’ye kablo ile elektrik taşınması projesinin, Kuzey Kıbrıs’ın elektrik enerjisini artırmanın yanı sıra, KKTC ekonomisine ve tabiatın temiz kalmasına da katkı sağlayacağı istişare edildi. Proje ile maliyetlerin düşmesi ve elektrik kesintilerinin sıfıra inmesinin de hedeflendiği kaydedildi. Ekonomi ve doğa açısından büyük öneme sahip olan projenin, iki ülke arasındaki ilişkilerin de güçlendirilmesine katkı sağlayacağı ifade edildi. Lojistik sektörünün ilerlediği bir dünyada, ulaşımın kısıtlı olduğu bir yerde hizmetlerin de sağlıklı verilemeyeceğinin altını çizen Yükselgüngör, ulaşım projelerinin bir an önce hayata geçirilmesi için sabırsızlandıklarını söyledi. Yükselgüngör, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ile olan görüşmesinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yer alan öğrenci yurtlarının sayısını işbirliği ile arttırmak için katkıda bulunmak istediklerini belirtti. Ayrıca ilkokul, ortaokul, lise gibi diğer KKTC eğitim kurumları için de sosyal ve kültürel projelerde yer alma konuları kapsamında temaslar sağlandı. Yükselgüngör, bunların yanında, milli eğitimin desteklenmesi açısından kardeş okul projelerinden, öğrenci değişim programlarına kadar yapılabilecek tüm sosyal projelerde de rol almak istediklerini belirtti. Mersin GİAD Kadınlar Kurulu da daha önceleri yapmış oldukları sosyal sorumluluk projelerinden bahsederek, benzeri projeleri ülkeler arasında yapmak istediklerini paylaştılar.