ASAYİŞ - 13 Mayıs 2021 Perşembe 00:44

İsrail Konsolosluğu önünde İsrail zulmü prostesto edildi

A
A
A
İsrail Konsolosluğu önünde İsrail zulmü prostesto edildi

İstanbul’da vatandaşlar İsrail devletinin Filistinlilere karşı saldırılarını protesto etmek için İsrail Konsolosluğu önüne geldi.

İstanbul’da vatandaşlar İsrail devletinin Filistinlilere karşı saldırılarını protesto etmek için İsrail Konsolosluğu önüne geldi. Protestolara katılan Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) temsilcileri konsolosluk önünde basın açıklamasında bulundu.


İstanbul’da vatandaşlar İsrail devletinin Filistinlilere karşı saldırılarını protesto etmek için İsrail Konsolosluğu önüne geldi. Pankart ve bayraklarla ‘’Kahrolsun İsrail’’ sloganları atan vatandaşlar uzun süre konsolosluk çevresinde eylem yaptı. Öte yandan protestolara Kadın ve Demokrasi Derneği(KADEM) ve Birleşik Taksi Şoförleri Derneği üyeleri ve temsilcileri de katıldı.


Konsolosluk önünde basın açıklaması yapan Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Yönetim Kurulu Üyesi Sevim Zehra Cankaya,


‘’Kudüs özgür değilse dünya tutsaktır. Dünya artık rutin haline gelen İsrail saldırılarından bir yenisine daha şahitlik ediyor günlerdir. İsrail sistematik işgal politikasını Şeyh Cerrah Mahallesi’nde Filistin halkının evlerini gasp ederek sürdürürken, fanatik grupların Birlik Bayramı adı altında Mescid-i Aksa’ya yönelik baskın girişimi, Kudüs Müslümanlarının kadın-erkek omuz omuza verdikleri mücadele ile engellendi. Bu direniş sırasında yüzlerce Filistinli yaralandı. Öfkesini Gazze’ye yönelten İsrail, tarihini oluşturan kanlı katliamlara yenilerini ekledi’’ diye konuştu.


Taksiciler konvoy halinde konsolosluk önüne geldi. Birleşik Taksi Şoförleri Derneği üyeleri de İsrail’in Filistinlilere karşı saldırılarını kınayan bir konuşma yaparken eylemlerini gerçekleştirilen vatandaşlar bir süre sonra evlerine döndü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Belediyenin yüzde 208’lik zammı otopark ücretlerine de yansıdı, vatandaşlar tepki gösterdi Kastamonu Belediyesi tarafından Turhan Topçuoğlu Şehir Otoparkı’nın işletmecisine yapılan yüzde 208’lik kira zammı otopark ücretlerine de yansıdı. Vatandaşlar 750 TL olan abonelik ücretinin bin 750 TL’ye yükselmesine tepki gösterdi. Kastamonu Belediyesi, bir firma tarafından işletilen ve sözleşmesi Turhan Topçuoğlu Şehir Otoparkının aylık kira bedelini yüzde 208 zam yaparak, 13 bin liradan 40 bin liraya çıkarttı. Bunun üzerine otoparkı işleten firma da otopark ve abonelik ücretlerine yüzde 134 zam yansıttı. Yansıtılan zamla birlikte aylık 750 TL olan abonelik ücreti, bin 750 TL’ye yükseldi. Turhan Topçuoğlu Şehir Otoparkını kullanan vatandaşlar, kira zamlarının kendilerine de yansıması sebebiyle Kastamonu Belediyesine tepki gösterdi. “Kastamonu Belediyesi, otoparkın kirasını yüzde 208 zam yaparak, 40 bin liraya çıkartmıştır” Turhan Topçuoğlu Şehir Otoparkı’nı kullanan emekli Hamdi Kaya, “Bilindiği üzere Kastamonu’da otopark sorunu had safhadadır. Yol boyunca araçlar park etmektedir. Kastamonu Belediyesi’nin kendi sayımlarına göre 250 ila 300 aracın yol boyuna park yaptığı belirtiliyor. Ancak Turhan Topçuoğlu Kapalı Otoparkı, Kastamonu Belediyesine ait olmasına rağmen, yapılış amacı da o çevrede bulunan mahalle sakinlerinin ve işletmelerin otoparkı ücretli olarak kullanmalarıydı. Turhan Topçuoğlu Kapalı Otoparkı, 2018 yılında ilk açıldığında Kastamonu Belediyesi, burasını ücretsiz bir şekilde kendisi işletiyordu. Bir süre sonra ihaleye çıkarak bir işletmeciye bıraktı. İşletmecinin sözleşmesi Eylül ayında bitti. Sayın Kastamonu Belediyemiz, 13 bin lira olan burasının kirasını yüzde 208 zam yaparak, 40 bin liraya çıkartmıştır. İster istemez işletmecide Turhan Topçuoğlu Otoparkı’na araçlarını çeken abonelerine de yüzde 134 zam yansıtarak 750 TL olan aylak abonelik ücretini bin 750 liraya çıkartmak zorunda kalmıştır. Bununla birlikte şu anda da otoparktan ayrılmalar başlamıştır. Aracını otoparka çekemeyenlerde şimdi araçlarını yol kenarlarına çekmeye başladılar. Bizde bu konu hakkında Kastamonu Belediyesi ile görüşme talebimiz oldu. Kendilerini uyarmak istedik fakat Sayın Kastamonu Belediyemiz, kendilerini uyarmak değil de eleştiriyoruz gibi bir hal takındılar. Oysaki Mahalli İdareler Seçimlerinde kendileri diyordu Kastamonu’nun en büyük sorununun otopark olduğunu, fakat şimdi ne yapıyorlar anlamış değiliz. Turhan Topçuoğlu Şehir Otoparkına 170 araç alınıyor. Yol boyuna çekilen araç sayısı ise 250 ila 300 araç arasında değişiyor. Bizler, bir bu kadar daha otopark yapıp hizmete alırsak ve bunun ücretini de makul seviyede tutarsak nasıl olur, otopark sorunu hemen hemen ortadan kalkmış olur. Ama maalesef her geçen gün, yapılan bu tür zamlarla ağırlaşmaya devam ediyor. Bu otopark ücretine mutlaka çözüm bulunması gerekiyor. Burada hiçbir emek vermeden, kendileri dahi işletmeden, ihaleye çıkmadan süre uzatımı yaparak yüzde 208 zam yapmaları vatandaşlar ve otoparktan faydalanan mahalle sakinleri olarak bizleri üzmüştür” dedi. “Aboneliğimi 2 ay sonra kış mevsimi bitince iptal ettireceğim” Aboneliğini kış mevsiminin bitmesiyle birlikte iptal ettireceğini söyleyen Kaya, “Oysaki hafta içerisinde devletimizin kiralara yapılacak zam oranı yüzde 58’dir. Şimdi yapılan zamma bakınca artık taktir kamuoyunun. Benimde kendi aracım bu otoparkta var. Ben henüz iptal ettirmedim ama 2 ay sonra kış mevsimi bitince iptal ettireceğim. Bizde yaz ayı geldiğinde artık çaresine bakacağım ve yol kenarlarına aracımızı çekmeye başlayacağız. Cadde boyunda zaten park edecek yer kalmadı, mahalle aralarında araçlar dolu, her yer tıklım tıklım. Cevizli park civarını, otopark civarını, buraları kontrol etsinler. Neredeyse araçlar yoldan zar zor geçecek. Bir an önce bu zam oranının çözülmesi gerekiyor” diye konuştu.
Eskişehir 25 bin ziyaretçi Eskişehir’e Anadolu Üniversitesi için geliyor Anadolu Üniversitesi, 12’inci sınıfa giden ve üniversite sınavına hazırlanan aday öğrenciler için tanıtıcı kampüs turları gerçekleştiriliyor. Anadolu Üniversitesi Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü Tanıtım Ofisi tarafından organizasyonu yapılan kampüs turlarıyla aday öğrenciler, Anadolu Üniversitesi’ni tüm yönleriyle tanıma şansına sahip oluyor. Tanıtıcı kampüs turları, alanında deneyimli kampüs rehberleri eşliğinde gerçekleştiriliyor. Rehberler Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü’nü gezdirirken aynı zamanda kampüs imkanları, spor imkanları, yemekhane ve kütüphane imkanları, burs ve barınma imkanları, öğrenci kulüpleri vb. konular hakkında öğrencilere bilgi veriyor. Ayrıca fakülte ziyaretleri de gerçekleştirilerek öğrencilerin merak ettikleri konularla ilgili sorularını öğretim üyelerine sorma imkânı sağlanıyor. Üniversite tanıtım gezileri, öğrencilerin kariyer planları yapmalarında ve seçimlerinde yol gösterici oluyor. Aynı zamanda üniversite kültürü, bölümler, öğrenci yaşamı gibi konularda yerinde bilgi edinilmesi öğrencilerin motivasyonunu artmasına, bakış açılarının daha da genişlemesine imkan tanıyor. Bu amaçla üniversite sınavına hazırlanan 12’inci sınıf öğrencilerinin hedeflerini netleştirmelerine yardımcı olabilmek, motivasyonlarını artırmayı sağlamak, istedikleri ve hedefledikleri fakülteleri yerinde ziyaret etmelerini ve üniversite ortamını gözlemleyebilmelerini sağlamak, meslekler ve üniversitede yaşam hakkında bilgi almalarına yardımcı olmak adına düzenlenen tanıtım gezileri tüm hızıyla devam ediyor. Tüm Türkiye’den aday öğrenciler Anadolu’nun kalbi Yunus Emre Kampüsü’nde buluşuyor Anadolu Üniversitesi, İzmir’den Muğla’ya, Edirne’den İstanbul’a, Ankara’dan Konya’ya, Ordu’dan Samsun’a, Antalya’dan Adana’ya, Diyarbakır’dan Gaziantep’e dek uzanan her ilden liseleri ağırlamaktan mutluluk duyuyor. 2024 yılında Anadolu Üniversitesi’ne gerçekleştirilen 453 lise ziyaretiyle yaklaşık 25 bin öğrenciye üniversitenin tanıtımı yüz yüze sağlandı. Her geçen yıl liselerin ziyaret talebinin arttığı Anadolu Üniversitesi’nde 2025 yılı için de müracaatlar yoğun bir şekilde devam ediyor. Tanıtım gezisi başvuruları, üniversitenin web sayfası üzerinden online olarak yapılıyor.
Elazığ Prof. Dr. Naim Sağlam: "Tıbbi sülükler yalnızca uzman kişilerce kullanılmalı" Prof. Dr. Naim Sağlam, tıbbi sülüklerin yalnızca uzman kişilerce kullanılmasının önemine vurgu yaparak, Türkiye’de bu tedavi yönteminin yaygınlaştığını, bu tedaviyi uygulayabilmek için hekimlerin tıp fakültesi mezunu olması ve Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği tıbbi sülük tedavi sertifikasını alması gerektiğini söyledi. Hem Türkiye’de hem de Amerika’da yaptığı bilimsel çalışmalarıyla uluslararası alanda tanınan Fırat Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naim Sağlam, tıbbi sülüklerin faydalarını ve yanlış kullanımlardan doğabilecek zararları detaylarıyla anlattı. Sülüklerin insan sağlığına olan katkılarını anlatan Prof. Dr. Sağlam, halk arasında yaygın olan ’sülükler kirli kanı emer’ inanışının yanlış olduğunu belirtti. Sülüklerin vücuda tutunduğunda kılcal damarları kestiğini ve 110’dan fazla biyoaktif maddeyi aşamalar halinde vücuda salgıladığını ifade eden Sağlam, bu maddeler arasında kan sulandırıcı enzimler ve iyileştirici özelliklere sahip birçok madde bulunduğunu ancak sülüklerin ‘kirli kan’ gibi bir ayrım yapmasının söz konusu olmadığına dikkat çekti. Öte yandan, tıbbi sülüklerin yalnızca uzman kişilerce kullanılmasının önemine vurgu yapan Sağlam, 2014 yılında Sağlık Bakanlığı’nın Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları çerçevesinde sülük tedavisini onaylamasıyla birlikte Türkiye’de bu tedavi yönteminin yaygınlaştığını, bu tedaviyi uygulayabilmek için hekimlerin tıp fakültesi mezunu olması ve Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği tıbbi sülük tedavi sertifikasını alması gerektiğini söyledi. "Uygulayan kişinin bir tıp fakültesini bitirmesi gerekiyor" Tıbbi sülüklerin Türkiye’nin doğal zenginlikleri arasında önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Sağlam, “Halkımız özellikle 2014 yılında Sağlık Bakanlığı’nın Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) uygulamaları çerçevesinde sülük tedavisinin de bunun içerisine almasıyla beraber, Türkiye’de yaygın bir sülük kullanımı başladı. Burada sülüğün kullanılabilmesi veya uygulanabilmesi için öncelikle uygulayan kişinin bir tıp fakültesini bitirmesi gerekiyor. Tıp fakültesini bitiren hekim arkadaşlarımızın ayrıca, Sağlık Bakanlığı’nın açacağı GETAT uygulamaları biriminin düzenleyeceği tıbbi sülük tedavi sertifikasını alması gerekiyor. Bu sertifikayı alan tüm hekimlerimiz halk arasında klinik açarak veya geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları bulunan hastanelerde insanlara tedavi uygulayabiliyor. Özellikle tedavi bulamamış veya modern tıbbı reddeden insanlar söz konusu olabiliyor. Bu tip kliniklere başvurduğunda tedavilere girip şifa bulabiliyorlar. Bu şifanın hem kanıtlayıcı tıbbı var elimizde hem makalelerle desteklenmiş olan yayınları bulunuyor. Bu çerçevede halkımızın buna bir eğilimi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi. "Sülüğün kirli kanı ayrım yapması diye bir şey söz konusu değildir" Halk arasında doğru bilinen yanlışların bilimsel gerçeklerle düzeltilmesinin önemine değinen Sağlam, "Tıbbi sülüklerde halk arasında doğruluğuna inanılan ancak birçok yanlış bilgiler de görüyoruz. Bize, ’Sülükler kirli kanı emiyor mu’ şeklinde sorular çok gelir. Hayır, sülüğün kirli kanı ayrım yapması diye bir şey söz konusu değildir. Sülük vücuda tutunduğu zaman öncelikle kılcal damarları keser, kılcal damarı kestikten sonra onların ağzında 3 tane çene vardır. Onun üzerinde de yüzü aşkın diş vardır. Biz onu gözle göremeyiz. Kesiği atar ondan sonra vücuda kendi içerisinde bulunan 110’dan fazla biyoaktif maddeyi aşamalar halinde verirler. Bu aşamalar halinde veriliyorken, aynı zamanda da kan emer. Aslında tıbbi sülük bir parazittir. Kanla beslenen bir parazittir. Bu parazitliği döneminde kanı alıyor senden, sana da bir yarar sağlıyor. Kendindeki enzimleri ve kan sulandırıcıları vücuda veriyor. Bu şekilde bir mekanizma kuruluyor. Yine halk arasında bilinen önemli yanlışlardan bir tanesi, işte sülüklere yazık olmasın diye bir insanda emdirilmiş veya tedavide kullanılmış olan sülüğü doğal ortamdaki bir yere atabiliyorlar. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları yönetmeliği çerçevesinde bunun mutlaka bir kimyasal içerisine alınıp, acı çektirmeden uyutulup öldürülmesi yönündedir. Doğal ortama atıldığı zaman sülük, bir başka insandan hastalık etkenini aldıysa, başka bir insana tutunursa, bu hastalığı bulaştırabilir” şeklinde konuştu. "Bazen hayvanlarda bulunan hastalıkları alıp insanlara bulaştırma riski olabilir" Tıbbi sülük tedavisinin kanıtlanmış bilimsel yayınlarla desteklendiğini ve özellikle kronik hastalıklar için bir alternatif tedavi yöntemi sunduğunu ifade eden Sağlam, “Diğer bir konu ise tedavi uygularken sülüklerin tedavisini sonuna kadar beklemek gerekiyor. Bazen, erken dönemde bunlar vücuttan alınıp, yarım saatte enzim hormonlarını vermiştir deyip, ayıranlar olabiliyor. Buna dikkat etmek lazım. Bu da bazen yanlış bilinenler arasında geçiyor. Sülüğün tedavi süresi yarım saat ile iki saat arasında değişebilir. Sülüğün kendisinin ayrılmasına müsaade etmemiz gerekiyor. Zaten doyduktan sonra vücuttan kendisi ayrılıyor. Bu da yanlış bilinen kısımlar arasında yer alıyor. Yine diğer bir konu, bir insandan kullanılan sülüklerin yakın akrabası dahi olsa kullanılmaması gerekir. Bazen kullanılmış sülükleri başkasına kullanma uygulamaları olabiliyor, bu da yanlış. İkinci diğer bir yanlış olarak karşımıza gelen doğal ortamdaki sülükler daha yararlıdır. Yetiştiricilikteki sülükler daha az yarar sağlar gibi bir inanış var. Bu da yanlıştır. Çünkü yetiştiricilik ortamında sülükler yetiştirilirken, yine kanla besleyerek belli bir büyüklüğe getiriliyor. Hijyenik kanla beslenmek zorunda. Yani hastalıklı olmadığına dair, laboratuvarlarda test ediliyor ve beslenerek belli bir büyüklüğe getiriliyor. Doğal ortamdakiler hangi canlılardan kan emdiği belli değil. Bazen hayvanlarda bulunan hastalıkları alıp insanlara bulaştırma riski olabilir. Dolayısıyla bu da yanlıştır. Zaten geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları çerçevesinde bu yönetmelikte, ’Sülükleri yetiştiricilik biriminden alacaksınız, kullandıktan sonra bir kullanımlık yapacaksınız ve ondan sonra da imha edeceksiniz’ deniyor. Bu yanlış bilinenlerin önüne geçilmesi çok büyük önem arz ediyor” diye konuştu.