ASAYİŞ - 22 Şubat 2024 Perşembe 12:52

Feyza Altun hakkında 3 yıla kadar hapis istemi

A
A
A

Sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan Avukat Feyza Altun’un hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Sosyal medya platformu üzerinden paylaştığı yorum nedeniyle Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Avukat Feyza Altun hakkında soruşturma başlatıldı. Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı.

“Dini bir inanca hakarette bulunmadım”

Hazırlanan iddianamede, Feyza Altun’un sosyal medya hesabında ‘Şeriate sokayım’ şeklinde paylaşım yaptığı, şüphelinin alınan savunmasında söz konusu paylaşımı kendisinin yaptığını ancak şeriatın din olmadığın, siyasi bir rejim olduğunu, dini bir inanca hakarette bulunmadığını beyan ederek üzerine atılı suçlamayı tevili olarak ikrar ettiği, Türk Dil Kurumu’na göre şeriatın kelime anlamının "Kur’an’daki ayetlere, Hz. Muhammed’ in sözlerine dayanan İslam kanunu; İslam hukuku" olarak tariflendiği, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün açık kaynak araştırma raporuna göre suça konu paylaşımın yapıldığı kaydedildi.

3 yıla kadar hapis istemi

İddianamede, Feyza Altun kullanıcı isimli X hesabının şüpheliye ait olduğunun tespit olunduğu, şüphelinin suça konu paylaşımı üzerine birçok sosyal medya kullanıcısının bu paylaşıma tepki de bulunduğu, bu minvalde kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin meydana geldiği, tüm bu hususlar kapsamında şüphelinin X isimli sosyal paylaşım sitesinde "Şeriate sokayım" şeklinde paylaşım yapmak suretiyle din bakımından farklı özelliklere sahip halkın bir kesimini diğer kesiminin aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrikte bulunmak suretiyle ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Elyesa Karatepe

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Soylu: ’’Küresel ticarette gücün dengesi yön değiştiriyor’’ İş kadını Esra Soylu, küresel ticarette gücün dengesinin yön değiştirdiğini söyledi. Küresel piyasalar ve ekonominin seyrine ilişkin değerlendirmelerde bulunan iş kadını Esra Soylu, 10 yıldan daha kısa süre öncesi dönem açısından küresel ticaretin sınırlarının serbest ticaret sistemi tarafından belirlendiğini, bugün ise jeopolitik, ekonomik ve güvenlik kaygılarının belirleyici güç haline geldiğini ifade etti. Asya ülkelerinin teknoloji yatırımları ve dijital ekonomiye hızlı adaptasyonları ile yeni ticaret yollarının açıldığına vurgu yapan Soylu, "Diğer tarafta dijital ticaretin büyümesi ve yıkıcı teknolojilerin gelişme hızının artması ile geleneksel ticaret ağları yeniden şekilleniyor. Bütün bu gelişmelere iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik kaygılarının eklenmesi de şirketleri ve ülkeleri üretim ve tedarik zincirlerini, pazarları çeşitlendirme çabasına sürükledi. Bunların yanında küresel nüfusun yaşlanmasının ile iş gücünün dağılımı değişirken dijital para ve merkeziyetsiz finansın yaygınlaşması ile ABD dolarının hakimiyetinin tartışıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Bütün bu gelişmelerden hareketle şunu söylemek mümkün, küresel ticarette gücün dengesi yön değiştiriyor" dedi. "Dijital ticaret uluslararası ticaretin kurallarını yeniden yazıyor" Dijital ticaretin, çok uluslu teknoloji şirketlerinin öncülüğünde, uluslararası ticaretin kurallarını yeniden yazdığını anlatan Soylu, şöyle devam etti: "Bu şirketler, yalnızca fiziksel ürünlerden değil, veri, algoritmalar ve fikri mülkiyet gibi fiziksel olmayan varlıklardan değer oluşturuyor. Bu yeni yaklaşım, şirketlerin küresel pazarlarda daha çevik hareket etmesine olanak sağlarken, geleneksel fiziksel varlıkların önemini azaltıyor. Endüstri 4.0’ın getirdiği dijitalleşme dalgası, makineler ile insanların görev dağılımını yeniden tanımlıyor. Otomasyon ve yapay zeka teknolojileri sayesinde, üretim hatlarında daha karmaşık görevler artık makineler tarafından gerçekleştirilebiliyor. 2023 yılında dünya genelinde 3.5 milyon endüstriyel robot faaliyetteydi ve bu rakam her yıl yüzde 10 artıyor. Bu durum, üretimin coğrafi dağılımını değiştirerek, düşük maliyetli iş gücüne dayalı bölgeler yerine, yüksek teknolojik altyapıya sahip bölgeleri öne çıkarıyor. Güney Kore’nin teknoloji odaklı kalkınma stratejisi, ülkeyi yarı iletken, ekran ve yapay zeka teknolojilerinde dünya liderlerinden biri haline getirdi. Bu değişim süreci hükümetler için uluslararası işbirliklerini, bölgesel ticaret anlaşmalarını, ekonomik ittifakları şirketler için tedarik zincirlerini ve ticaret politikalarını yeniden gözden geçirmesini gerektirecek. Zira bu değişimi öngören, anlayan ve buna uygun stratejiler geliştiren şirketler ve hükümetler önemli bir rekabet avantajı elde edecekler. Küresel tedarik zinciri yönetiminin karmaşık yapısında yapay zeka teknolojisi, operasyonel dayanıklılığı ve verimliliği artıran tamamlayıcı güçler olarak öne çıkıyor. Yapay zekanın tedarik zincirlerine entegrasyonu, özellikle koronavirüs pandemisinin oluşturduğu zorluklarla vurgulanan kesintileri yönetme konusunda büyük bir etki oluşturmuştu. Yapay zekanın tedarik zincirlerine stratejik olarak dahil edilmesi, beklenmedik aksaklıklara karşı sistemi güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda uzun vadeli sürdürülebilirlik ve büyüme için gerekli olan dinamik yetenekleri de geliştirir. Bu tür ilerlemeler, işletmelerin sürekli yenilik ve iş birliği içinde olmaları gerektiğini vurgulamakta ve bu teknolojilerin potansiyelinden tam anlamıyla yararlanarak rekabetçi ve dayanıklı kalmalarını sağlamaktadır."
Antalya Aksu’da topraklar verimli, okuma oranı düşük Eğitim-öğretim yılının başlamasıyla Aksu İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak 3 ay önce ilçeye atanan Cahit Öztürk, eğitime yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Öztürk, Aksu’nun verimli toprakları ile tanındığını ancak tarım sektörü nedeniyle çocukların okuma hevesinin düşük olduğunu ifade etti. Aksu İlçe Milli Eğitim Müdürü Cahit Öztürk, ilçede 15 bin 200 öğrenciye eğitim verildiğini ve öğretmen açığının olmadığını belirtti. Okullarda eğitim öğretim faaliyetlerinin ideal bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Öztürk, bazı okullarda fiziksel yapısal iyileştirmelere ihtiyaç duyulduğunu ancak büyük sorunların bulunmadığını söyledi. “Topraklar verimli, okuma oranı düşük” Aksu’nun verimli toprakları ile tanındığını ancak tarım sektörü nedeniyle çocukların okuma hevesinin düşük olduğunu kaydeden Öztürk, “Aksu’nun toprakları oldukça verimli. 3 dönüm serası olan bir aile ’Çocuğum okumasa da olur, ne gerek var. Biz zaten bu seralardan devlet memurluğundan daha çok para kazanıyoruz’ diyor” dedi. Okumayı sadece devlet memurluğu olarak algıladıklarını ifade eden Öztürk, “Gittiğim okullarda çocuklarla yaptığım görüşmelerde okumayı devlet memuru olarak algıladıkları için gelecekle ilgili çok fazla kaygıları yok. Bizim nasıl olsa seramız var, biz burada çalışırız, yine para kazanırız düşüncesindeler. Okuma hevesi çok az. Velilerin buradaki okullara sahip çıkmasını istiyorum. Kariyer için mutlaka çocukların bir meslekleri olsun. Toprak duruyor zaten burada. Aksu’nun birçok meslek dalındaki gençlere ihtiyacı var. Meslek sahibi olup yine toprağını çalıştırmaya devam edebilirler” diye konuştu. Okul fiziksel yapıları ve yeni okul ihtiyacı Aksu’da yeni okullara olan ihtiyacı belirten Öztürk, “Özellikle ilkokul ve ortaokul seviyesinde eksiklikler bulunuyor. Altıntaş yeni bir yerleşim yeri. Burası tamamen bittiği zaman ilk okul ve ortaokula ihtiyacımız olacak. Bakanlıkla yazışmalarımız devam ediyor. Yatırım konusunda olumlu sonuçlar bekliyoruz. Ayrıca, Pınarlı Cumhuriyet, ikili eğitim yapan okulumuz, burası için de yeni bir bina talep ettik. 3 okul yatırımını Aksu için Bakanlığa gönderdik” dedi. Köy okullarında eğitim ve veli desteği Öztürk, köy okullarındaki başarıyı da önemseyerek, okulların geliştirilmesinde köy muhtarlarının desteğinin büyük rol oynadığını belirtti. Öğrencilerin eğitimdeki başarısını artırmak için veli katılımının önemli olduğunun altını çizdi.