ASAYİŞ - 04 Eylül 2024 Çarşamba 11:53

Engin Polat: “Ben ve ailemin yönettiği tüm şirketlerin kazançları yasal yolla elde edilmiştir”

A
A
A
Engin Polat: “Ben ve ailemin yönettiği tüm şirketlerin kazançları yasal yolla elde edilmiştir”

Kara para akladıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan Dilan ve Engin Polat’ın da aralarında bulunduğu 28 sanığın yargılanması devam ediyor. Tutuklu sanık Engin Polat savunmasında, “Ben ve ailemin yönettiği tüm şirketlerin kazançları yasal yolla elde edilmiş ticari varlıklardır. 10 aydır yalan ve iftiradan dolayı ailemden ayrıyım. İtibarımız ve hayatlarımız paramparça oldu” dedi.

"Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a muhalefet" suçlarından haklarında dava açılan Dilan ve Engin Polat’ın da aralarında bulunduğu 4’ü tutuklu 28 sanık Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Tutuklu bulunan Engin Polat, Sezgin Polat, Alper Kürşat Polat ve Ahmet Gün duruşma salonunda hazır edildi. Dilan Polat, Sıla Doğu ve Can Doğu’nun da aralarında bulunduğu tutuksuz diğer sanıklar da duruşmaya katıldı.

“İşsizim gelirim yok”

Kimlik tespiti sırasında söz verilen Engin Polat, “Lise mezunuyum. Şu an iş yapmıyorum, bir gelirim yok” dedi. Dilan Polat ise ortaokul mezunu olduğunu söyleyerek işsiz ve gelirinin olmadığını belirtti.

“Yönettiğimiz tüm şirketlerin kazançları yasal yolla elde edilmiştir"

Duruşmada savunma yapması için söz verilen Engin Polat, “Aylardır bu günün gelmesini bekliyoruz. Yasadışı bahis iddiaları ilk önce sosyal medyada başladı. İlk başta ciddiye almamıştım lakin gözaltına alındım. Bu soruşturma evresinde kalıp kovuşturmaya geçmeyeceğini sanarken bugün kara para aklama suçlamasıyla karşınızdayım. İddianamede Kıbrıs’a yasadışı yollarla gittiğim iddia edilmektedir. Eşim ve baldızım ile kısa tatil amaçlı gittik. Derkan Başer ve Veysel Şahin’i tanımıyorum. İddianamede bahis organizasyonlarından aktarılan paranın soğuk cüzdan aracılığıyla yurtdışına çıkardığım iddiası var. Lakin bizim kazançlarımızın hepsi nihai aklama raporunda belirtilmişti. Soğuk cüzdanın ne olduğunu bilmiyorum, böyle bir hesabım olmadı. Türkiye’de güzellik sektöründe öncü firmayız. Hiçbir paravan şirketimiz yoktur. Ben ve ailemin yönettiği tüm şirketlerin kazançları yasal yolla elde edilmiş ticaretten varlıklardır” dedi.

“Hükümlülerin dışarı çıkabilmek için sabun yediklerine bile şahit oldum”

Polat savunmasının devamında, “Türkiye’nin konuştuğu bu davada tüm kriminal raporlar, teknik ve fiziki takipler, şirket adreslerimde ve evlerimizin bahçelerinde yapılan aramalarda bile delil bulunamazken iddianame tanık beyanlarıyla düzenlenmiştir. Çıkarı olarak kişiler tarafından organize edilerek bize kumpas kurulduğunu düşünüyorum. Tanıkların hepsi hükümlü. Bu kişiler medyada çıkan gizli tanığın beyanları üzerine kendilerince çıkarlar sağlamak için beyanda bulunmuşlardır. Cezaevinde kaldığım sürece hükümlülerin sadece dışarı çıkabilmek için sabun yediklerine bile şahit oldum. Bu tanıklar dışarı çıkmak için yalan ifade vermiş olabilir” ifadelerini kullandı.

“İtibarımız ve hayatlarımız paramparça oldu”

İddianamedeki suçlamaları kabul etmediğini kaydeden sanık Engin Polat, “Tanık anlatımlarını doğrulayan somut delil çıkmadı. Çünkü yalan ve iftiranın delili olmaz. Şirketlerimizin ve şubelerimizin tarafımıza verilmesini talep ediyorum. 10 aydır yalan ve iftiradan dolayı ailemden ayrıyım. İtibarımız ve hayatlarımız paramparça oldu. ‘Allah düşmanın başına vermesin’ dedikleri bu olsa gerek. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum” dedi. Mahkeme hakiminin eşi Dilan Polat’ın sosyal medyada yasa dışı bahis sitesinin reklamını yaptığı iddiasını sorması üzerine Engin Polat, “Yalan, hiçbir şekilde yapmaz” dedi. Duruşma tutuklu sanıkların savunmalarıyla devam ediyor.

Elyesa Karatepe - Gamze Çevrim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli HPV testi ile kanser riskini azaltın Denizli Özel Egekent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehmet Gencer, İnsan Papilloma Virüsü (HPV) testinin rahim ağzı kanseri riskini değerlendirmek için kritik bir araç olduğunu belirtti. Denizli Özel Egekent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehmet Gencer, kanser riskinin azaltılmasında tercih edilen İnsan Papilloma Virüsü (HPV) testinin öneminden bahsetti. HPV enfeksiyonlarının büyük bir bölümünün vermemesi yüzünden düzenli olarak test yapılmasını öneren Op. Dr. Mehmet Gencer, “HPV testi, rahim ağzı kanseri riskini değerlendirmek için kritik bir araçtır. HPV testi, kadınların rahim ağzı sağlığını korumak için son derece önemlidir. Erken teşhis, kanserin önlenmesinde kilit rol oynar. Testin pozitif çıkması durumunda, doktorlar gerekli takip ve tedavi yöntemlerini belirleyerek hastaların sağlık durumlarını iyileştirebilir” dedi. “Cinsel yılla bulaşan en yaygın virüslarden” HPV’nin cinsel yolla bulaşan en yaygın virüslerden birisi olduğuna işaret eden Op. Dr. Mehmet Gencer, “Bazı türleri rahim ağzı kanserine yol açabilir. Birçok insan HPV virüsüne sahip olduğunu bilmez. Bu nedenle, düzenli testler yaptırmak, enfeksiyonun varlığını tespit etmek ve gerekli önlemleri almak açısından hayati öneme sahiptir. HPV testi, özellikle 30 yaş ve üzerindeki kadınlar için önerilmektedir, çünkü bu yaş grubundaki bireylerde kanser riski daha yüksek olmaktadır” diye konuştu. “Toplum sağlığını koruyor” HPV testinin sadece bireysel sağlık için değil, toplumsal sağlık için de kritik bir adım olduğunun altını çizen Op. Dr. Mehmet Gencer, "HPV aşısı ile birlikte yapılan testler, virüsün yayılmasını azaltmada etkili bir yaklaşım sunar. Toplumda farkındalığın artırılması ve testin yaygınlaştırılması, HPV ile mücadelede önemli bir rol oynamaktadır. HPV testi, hem bireylerin hem de toplumun sağlığını korumak için önemli bir adımdır" diyerek, sağlık bilincinin artırılmasının gerekliliğine vurgu yaptı.
Giresun Giresun Üniversitesi’nde eski rektör Prof. Dr. Cevdet Coşkun ve ekibi FETÖ’den yargılanacak Giresun Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Cevdet Coşkun ve dönemin üniversite yönetim ekibi, "FETÖ/PYD’yi koruma" ve "görevi kötüye kullanma" suçlarından yargılanacak. Danıştay 1. Dairesi bu kişilerin yargılanmasına yönelik verilen kararı onayladı. Kararın gerekçesinde, Giresun Üniversitesi yöneticilerinin FETÖ/PYD ile yeterli mücadele etmemek, şüpheli kişilere karşı işlem yapmamak ve belirli akademisyenlere yönelik kin ve husumet besleyerek görevlerini kötüye kullanmak gibi suçlamalar yer alıyor. Danıştay, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından verilen yargılanma kararına yapılan itirazı reddederek Prof. Dr. Cevdet Coşkun ve ekibinin "lüzum-u mahkeme" kararıyla yargı önüne çıkmasına hükmetti. Bu kişiler, FETÖ/PYD ile bağlantılı oldukları düşünülen akademisyenler hakkında gerekli işlemleri yapmadıkları, soruşturmaları kin aracı olarak kullandıkları ve görevlerini kötüye kullandıkları iddialarıyla karşı karşıya kalacak. Öte yandan dönemin Rektör Danışmanı ve şu anda milletvekili olan AK Parti Milletvekili Nazım Elmas’ın dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM’ye yazı gönderildiği belirtildi. Milletvekili Nazım Elmas’ın da yargılanacak isimler arasında yer alıyor. FETÖ/PYD soruşturmalarının ardında başlayan dava süreci Dava süreci, 15 Temmuz 2016’daki FETÖ darbe girişimi sonrasında başlamış ve Giresun Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Cevdet Coşkun kendisinden önceki rektör ve Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aygün Attar’ı FETÖ bağlantısı gerekçesiyle açığa alıp soruşturma başlatmıştı. Aygün Attar, gözaltına alınarak serbest bırakılmış ve görevine geri dönmüştü. Ancak Aygün Attar, bu süreçte C.C.ve kurduğu komisyon hakkında YÖK’e başvurarak soruşturma başlatılmasını sağlamıştı. YÖK tarafından yapılan denetim sonucunda Cevdet Coşkun’un ve komisyon üyeleri hakkında "lüzum-u muhakeme" kararı verilmiş ancak suçlanan kişiler bu karara itiraz ederek durumu Danıştay’a taşımışlardı. Bu süreçte Giresun Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Cevdet Coşkun 30 Mayıs 2019 tarihinde sağlık nedenlerini mazeret göstererek görevinden istifa etmişti. Danıştay, son olarak itirazı reddederek bu kişilerin yargılanmasına karar verdi. Yargılama süreci başlıyor Danıştay kararının ardından Prof. Dr. Cevdet Coşkun ve dönemin yönetim ekibindeki AK Parti Milletvekili Nazım Elmas’ın yanı sıra M.C., S. S., O.K. ve A.Ç. 28 Şubat’ta Giresun 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. Yargılama, TCK’nın görevi kötüye kullanma suçunu düzenleyen 257. maddesi uyarınca, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yapılacak. Bu dava, FETÖ/PYD ile mücadelede kamu görevlilerinin sorumluluğunu ve görevlerini kötüye kullanma iddialarını gündeme getiren önemli bir yargı süreci olarak dikkat çekiyor.
Isparta Eğirdir Gölü’nde kaçak avcılık denetiminde 200 kerevit pinteri ele geçirildi Isparta’nın Eğirdir Gölü’nde kaçak avcılıkla mücadele kapsamında yapılan denetimlerde, 200 adet kaçak kerevit pinteri ele geçirildi. Yumurtlama döneminde olan kerevitlerin popülasyonunu korumak için pinterlerden canlı olarak çıkarılan kerevitler göle iade edildi. Eğirdir Gölü’nde kaçak avcılıkla mücadele aralıksız devam ediyor. Eğirdir İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü Su Ürünleri Kontrol ekipleri, 14 Ocak 2025 Salı günü Gelendost Yeşilköy açıklarında gerçekleştirdikleri denetimlerde, kaçak avcılıkta kullanılan 200 adet kerevit pinteri ele geçirdi. Pinterlerin içindeki canlı kerevitler özenle toplanarak doğal yaşam alanlarına geri bırakıldı. “Kaçak avcılıkla mücadelemiz devam edecektir” Su Ürünleri ekipleri, bu dönemde dişi kerevitlerin yumurtlama aşamasında olduğunu belirterek, kaçak avcılığın ekosisteme büyük zarar verdiğini vurguladı. Yapılan açıklamada, “15 Kasım itibarıyla kerevit av yasağı başladı. Bu yasak döneminde yapılan denetimlerde tespit edilen yasa dışı av araçlarına el koyuyoruz. Bugün de 200 kerevit pinterini ele geçirdik ve canlı kerevitleri göle iade ettik. Kaçak avcılıkla mücadelemiz, ekosistemin sürdürülebilirliğini sağlamak adına kararlılıkla devam edecek” ifadelerine yer verildi. Vatandaşların duyarlı olması gerekiyor Denetimlerin yoğun şekilde sürdüğünü belirten yetkililer, vatandaşlardan yasaklara uymalarını ve doğal dengeyi koruma konusunda duyarlı davranmalarını istedi. Kaçak avcılıkla ilgili yapılan çalışmaların, Eğirdir Gölü’nün biyolojik çeşitliliğini ve balıkçılık faaliyetlerini koruma adına önemli bir adım olduğu ifade edildi. Eğirdir Gölü’nün, Türkiye’nin önemli tatlı su kaynaklarından biri olarak, hem ekolojik hem de ekonomik açıdan büyük bir öneme sahip olduğunu belirten yetkililer, doğal kaynakların korunması için mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.