SAĞLIK - 21 Kasım 2024 Perşembe 08:41

Ebeveynler, kreş ve anaokulu yöneticileri dikkat: Salgınlar kapıda

A
A
A
Ebeveynler, kreş ve anaokulu yöneticileri dikkat: Salgınlar kapıda

Mikrobiyolog Dr. Öğretim Üyesi İpek Ada Alver, 0-5 yaş arasındaki çocukların en sıklıkla kalabalık ortamlarda bulunduklarını ve bu ortamların başında kreşlerin geldiğini hatırlatarak, ebeveynlere ve kreş ile anaokulu yöneticilerine kreş salgınları kapıda uyarısında bulundu.


Çalışan annelerin sayısının artması ile bakıcı yerine kreş, anaokulu gibi eğitim veren kurumlar daha çok tercih edilmeye başlandı. Aynı zamanda çocuk oyun alanı, tiyatro, müzikal, oyun grupları gibi çocuklarla ilgili yapılan aktivitelerin sayısının artması ile çocukların kalabalık alanlarda bulunma sıklığı da artmış oldu. Uzmanlar, kreşe başlayan çocuklarda görülen enfeksiyonların da kış mevsimiyle artığını dile getiriyor. Altınbaş Üniversitesinden Mikrobiyolog Dr. Öğretim Üyesi İpek Ada Alver, hastalık belirtisi göstermeyen portörlerin, yani semptomsuz taşıyıcıların enfeksiyon etkenini vücutlarında barındırdığını ve bu durumun kreş dönemindeki çocuklarda sıklıkla görüldüğünü belirtti. Bu sebeple çocukların enfeksiyonu hızla çevrelerine bulaştırabildiklerini vurguladı.


Kreş salgınlarında reenfeksiyon tehlikesi


Dr. Ada Alver, “Çocuklar enfeksiyon etkenleriyle yeni karşılaştıkları için birden fazla viral ve bakteriyel enfeksiyonu aynı anda ya da ardı ardına vücutlarında taşıyabilirler. Bu da reenfeksiyonların riskini artırır ve hastalığın daha ağır ve bulaşıcı geçmesine sebep olabilir” diye ekledi. “Son dönemde pnömoni (zatürre), bronşit, kızamık, COVID-19, influenza, adenovirüs, rotavirüs ve uyuz gibi çeşitli bakteriyel ve viral enfeksiyonların peş peşe çocukları enfekte ettiğini gözlemliyoruz” diyen Alver, ebeveynlerin sıklıkla tekrarlayan öksürük, burun tıkanıklığı ya da akıntısı, hapşırık, inatçı ateş, ishal ve kusma gibi semptomlarla karşılaştıklarının altını çizdi.


Dr. Ada Alver, bu semptomların önemli olduğunu ve erken tedavi edilmezse çocukta uzun süreli komplikasyonlara neden olabileceğini belirterek “Çocuk birden fazla enfeksiyon etkeni ile karşılaştığında bağışıklık sistemi düşebilir ve başka hastalıklara da açık hale gelebilir” dedi. Ebeveynleri bu konuda dikkatli olmaya çağırdı.


Kreşte verilecek ilk eğitim hijyen olmalı


İpek Ada Alver, kreş, anaokulu, oyun grupları gibi kalabalık alanlarda eğitim verenler olmak üzere ebeveynlere de enfeksiyon hastalıklarından nasıl korunulacağına dair eğitim vermenin gerekliğini anlattı. Aynı zamanda çocuklara el ve tuvalet hijyeni eğitimi verilmesini şart koşan Ada Alver yapılması gerekenleri şöyle özetledi:


“Kreşte yayılan salgınlara baktığımızda daha çok el hijyeni ve kontamine eşyaların ortak kullanımından kaynaklandığını görüyoruz. Kreş yönetimi ve eğitmenlere enfeksiyon hastalıkları farkındalık eğitimi verilmesini, kreşte ortak kullanım alanlarının her gün havalandırılmasını ya da hepa filtreli hava temizleyicileri kullanılmasını, çocuk oyun alanları ve oyuncakların dezenfeksiyonunu sağlamayı ve tuvaletleri dezenfekte etmeyi öneriyoruz.”


“Enfeksiyon zincirini kırın”


Diğer yandan enfeksiyona dair bulgusu olan çocukların da ebeveynlerine ivedilikle haber verilerek mutlaka uzman bir doktora götürülmesini istedi. Ada Alver, “Çocuk, evde en az bir hafta dinlenerek kalabalık ortamlardan uzak tutulmalı. Kreşe gelmeyerek enfeksiyon zincirinin kırılmasında etkili olacaktır” diyerek kreşteki salgınlardan korunmada dikkat edilecek noktalar konusunda bilgilendirmelerde bulundu.


Çocukluk çağı aşıları en önemli zırhımız


Ada Alver, son olarak çocukların kalabalık ortamdaki salgınlardan korunmasının birincil kuralının Sağlık Bakanlığı’nın da yayınladığı çocukluk çağı takvimindeki tüm aşıların eksiksiz bir şekilde yapılması olduğunu kaydetti. Ada Alver, kovid aşılarına karşı oluşan güvensizlikten sonra çocukluk çağı aşılarının yapılma oranlarında da azalma olduğu tespitinde bulundu. Bu durumun gelecek nesillerin de sağlığını riske attığını dile getirdi. Öte yandan ücretli aşılar kapsamında olan fakat çocukluk çağı döneminde muhakkak yaptırılması gereken Menenjit ve Rotavirüs aşılarının da tamamlanması gerektiğini vurguladı.


Buna ek olarak dikkat edilecek diğer bir hususun ise anne sütü olduğuna dikkat çeken Ada Alver, “Çocuğun diyet listesinde muhakkak immün sistemi güçlendirici gıdalar olan prebiyotik ve probiyotik gıdalara yer verilmesini öneriyoruz. Bu anlamda da kreş yönetimi tarafından beslenme listesinin prebiyotik ve probiyotik gıdalarla zenginleştirilmiş olması çok önemli” diyerek çocukların enfeksiyonlardan korunmasında çocukluk çağı aşılarının ve beslenmenin öneminden bahsetti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi üyeleri savunma yapıyor: “Dolandırıcılık ile suçlanıyorum ama hiçbir menfaatim, kazancım yok” İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine dördüncü gününde devam ediyor. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Funda Özen, “Dolandırıcılık ile suçlanıyorum. Ama hiçbir menfaatim, kazancım yok” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava dördüncü gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada bir kısım tutuklu ve tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Funda Özen, “Doktor asistanı olarak çalıştım Reyap Hastanesi’nde 3 ay. Sonra 2024 yılının Mayıs ayına kadar medikal muhasebe uzmanı olarak çalışmaya başladım. Yenidoğan birimini fatura ettim. Dolandırıcılık ile suçlanıyorum. Ama hiçbir menfaatim, kazancım yok. Dosyadaki çoğu kişiyi tanımıyorum. 5-6 kişi tanıyorum bunlar da hastanede çalıştığım kişiler. Hiçbir şekilde ek bir gelirim yok. Medikal muhasebede SGK faturalandırma işlemi yapılır. SGK’da tıbbi evraklar ile oynama yapıldığı gerekçesi ile dolandırıcılık suçundan yargılanıyorum. Ama benim tıbbi bilgim yok. Tıbbi bir evrak ile oynama imkanım olamaz. Bu şekilde bir oynama yapmadım. Ben basamak değiştirmenin nasıl mümkün olduğunu bilmiyorum. Ben iddianameyi okuduğumda anladım böyle bir işletme olduğundan bilgim yoktu” dedi. Duruşma sanık savunmaları ile sürüyor.
İstanbul Prematüre savaşçıları, Dünya Prematüre Günü’nde bir arada Türkiye Hastanesi, Dünya Prematüre Günü’nde yenidoğan yoğun bakımda hayata tutunan bebekleri ve ailelerini ağırladı. “Her Yerde Kaliteli Bakıma Ulaşım” teması ile düzenlenen etkinlikte renkli görüntüler yaşanırken, prematüre bebekler için kaliteli bakımın ve aile desteğinin önemi vurgulandı. Türkiye Hastanesi, Prematüre Günü’nde anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaparak yenidoğan yoğun bakımda hayata tutunan bebeklerin ailelerini, uzman hekimleri, hemşireleri ve El Bebek Gül Bebek Derneği temsilcilerini bir araya getirdi. 2024 yılının teması olan “Her Yerde Kaliteli Bakıma Ulaşım” çerçevesinde düzenlenen etkinlikte, prematüre bebeklerin hayata tutunma süreçlerinde kaliteli bakımın ve aile desteğinin önemine değinildi. Medikal Direktör Doktor Salih Mercan ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Eşref Kyaw Zin Latt konuşmalar yaptı. Dr. Salih Mercan, konuşmasında, “1991 yılından bu yana Türkiye Hastanesi olarak sağlık hizmeti veriyoruz. Yenidoğan yoğun bakım ünitemizde 35 haftanın veya 2 kilonun altındaki bebeklerimiz için de hizmet veriyoruz. Bu hizmet içerisinde de sizin en acılı, en sıkıntılı olduğunuz dönemlerde sağlık çalışanı arkadaşlarımızla birlikte hep yanınızda olmaya özen gösterdik. Prematüre hastalarımızla ilgili geçen yıldan bu yana ekstra faaliyetlerde bulunduk. Hastanemizin, Sağlık Müdürlüğüyle yapmış olduğu yenidoğan canlandırma programından dolayı Sağlık Bakanlığı ilk defa bir özel hastaneyle özel bir eğitim planladı. Hemşirelerimizin çoğunun bu programa katılımını sağladık. 2024 bitmeden, belki 2025’in başında Anne Mükemmeliyet Merkeziyle ilgili ayrı bir çalışmamız olacak. Verdiğimiz hizmeti de ayrıca taçlandırmış olacağız” dedi. “Prematüre bebekleri sağlıklı bir şekilde ailelerine kavuşturmak en büyük amacımız” Uzun yıllar yenidoğan bakım ünitesinde görev yapan hemşire Hatice Uçar, prematüre bebeklerle olan bağını anlatırken duygusal anlar yaşadı. “Yenidoğan ayrı bir güzellik ayrı bir sabır işi. Bunu severek ve vicdanla yapmak gerekiyor” diyen Uçar, “Bu şekilde yaklaşınca prematüre günlerinde bu heyecanım daha da çok artıyor. Çünkü onları sağlıklı bir şekilde ailelerine kavuşturmak bizim en büyük amacımız. Buna ulaştığımız için, onları büyümüş halde karşımızda gördüğümüzde dünyanın en mutlu kişisi olduğumu hissediyorum. Duygularımı anlatamam. Ailelerle, aile oluyoruz. Annelerinden önce bebeklerin annesi biz oluyoruz. Onların avukatı olarak her haklarını biz savunuyoruz. Onların büyüdüğünü görmek beni çok mutlu ediyor” ifadelerini kullandı. Uluslararası derneklerin kriterlerine uygun hizmet 2002 yılından bu yana yenidoğan yoğun bakım alanında hizmet veren Türkiye Hastanesi, 10 kuvöz kapasiteli 3’üncü basamak yenidoğan yoğun bakım ünitesi ile Türk Neonatoloji Derneği ve uluslararası yenidoğan derneklerinin önerilerine uygun olarak 35 haftanın altında veya 2000 gramın altında doğan bebeklere ileri düzeyde tıbbi destek sunuyor. Ayrıca sarılık, enfeksiyon ya da beslenme sorunları yaşayan yenidoğanlar da ünitede takip ve tedavi ediliyor. Ailelere eğitim veriliyor Yenidoğan Bebek Dostu Hastane sertifikası bulunan kurum, tıbbi durumu elveren bebeklerin aileleriyle ten tene temas kurmasını ve emzirilmesini desteklerken, annenin bebeği ile uyum sürecini titizlikle takip ediyor. Taburculuk öncesinde ailelere bebek bakımı, emzirme ve psikososyal destek gibi kapsamlı eğitimler verilen hastanede bu sayede ailelerin prematüre bebeklerin bakımında kendilerini daha güvende hissetmeleri sağlanıyor.
Bitlis Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda 109 yeni mezar gün yüzüne çıkarıldı Bitlis’in Ahlat ilçesinde bulunan Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda bu yıl yapılan kazılarda 65’i çocuk mezarı olmak üzere 109 yeni mezar gün yüzüne çıkarıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu yıl Türkiye genelinde başlattığı "Geleceğe Miras" projesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Kulaz başkanlığında Ahlat ilçesindeki Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda da yürütülüyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde yer alan 210 dönümlük alan üzerinde bulunan Selçuklu Meydan Mezarlığı’nın "Seyitler" bölümünde eylül ayı ortalarında başlatılan ve şu ana kadar 7 bin 200 metrekare alanda yapılan yeni kazı ve restorasyon çalışmalarında tamamen veya kısmen toprak altında olan 65’i çocuk mezarı olmak üzere 109 mezar gün yüzüne çıkarıldı. Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı ve eski Ahlat Şehri Kazı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Kulaz, "Geleceğe Miras" projesi kapsamında Selçuklu Meydan Mezarlığı’nın Seyitler bölümünde yürüttükleri çalışmalarda 230 mezara müdahale ettiklerini söyledi. 7 bin 200 metrekare alanda yürütülen kazı ve restorasyon çalışmalarında açma ve çeşitli yükseklik aralıklarında seviyeye inme çalışması yaptıklarını belirten Kulaz, “Eylül ayının ortalarından itibaren bakanlığımızın izin ve destekleriyle başladığımız ‘Geleceğe Miras’ projesi çalışmaları devam ediyor. İklim şartları el verdikçe de çalışmalarımız devam edecek ve bakanlığımız da zaten bunu destekliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu sene başlattığı ‘Geleceğe Miras’ projesi bütün Anadolu’da yaygın olarak sürdürülen çok büyük bir proje. Biz de bunun Ahlat kısmını yürütüyoruz. Bakanlığımızın destekleriyle bu sene şu ana kadar yaklaşık 7 bin 200 metrekarelik alanda çalışma gerçekleştirdik. Her geçen gün bu alan biraz daha genişleyerek devam ediyor. Tabii sadece yüzey toprağını alıp zemin düzeltme ya da çevre düzenleme yapmıyoruz. Bununla beraber alanda bulunan bozulmuş, kırılmış, sağa sola savrulmuş mezar taşlarını da restorasyona tabi tutuyoruz. Bu çalışma kapsamında daha doğrusu çalıştığımız alanda yaklaşık 230 şahide ve sandukaya bu sene müdahale ettik. Bu 230 mezar taşının yaklaşık 109 tanesi yeni çıkan ve envantere kaydı olmayan mezar taşlarından oluşuyor. Biz bunlara geçici envanter kaydı veriyoruz. Daha sonra bunları zaten bakanlığımızın kültür envanterine kaydedeceğiz. Bu mezarlardan 65 tanesi çocuk mezarı. Çocuk mezarları toprak altından daha çok çıkıyor. Çünkü geçmişten bugüne yani mezarlığın kuruluşundan bugüne Ahlat birçok deprem yaşadı ve ayrıca alanda köstebek yuvaları fazlasıyla var. Onun dışında her geçen gün yüzey toprağı birikiyor. Büyük mezar taşlarına göre daha küçük ebatlı oldukları için çocuk mezarları daha çok toprak altında kalıyor ve çoğu da şahidesiz sadece sandukadan oluşan mezar taşlarıdır. Bunlar gün yüzüne çıkarılıp envantere kaydediliyor” dedi. Hava şartları el verdiği müddetçe çalışmaları sürdüreceklerini belirten Kulaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hava şartları umarım elverişli olur ve güneş açar. Biz de mümkün mertebe alanda çalışmayı devam ettiririz. 4-5 yıl içerisinde bakanlığımızın destekleriyle 210 bin metrekarelik alanın tamamında bu çalışmayı gerçekleştirmek istiyoruz. Alanda ne kadar bozulmuş, kırılmış mezar taşı varsa hepsine müdahale etmek, zemin düzeltmesi yapmak, çevre düzenlemesi yapmak ve böylece mezarlığı turizme hazır hale getirmek ve her metrekaresini dolaşılabilir ve onarılmış duruma getirmek temel amacımız. Çalışmalarımızda zaten bu yönde devam ediyor.”
Bursa Elektriğe kadın eli Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da elektrik dağıtım hizmeti veren UEDAŞ, kadın mühendisleriyle sektöre yön veriyor. Çalışan profilinin erkek ağırlıklı olduğu enerji sektöründe sahada aktif görev alan kadın mühendisleri ile örnek teşkil ediyor. "İşletmeye gelen aboneler bana ‘Müdür Bey’le görüşmek istediklerini söylüyorlar. Müdürün ben olduğumu öğrenince epey şaşırıyorlar" Enerji sektöründe bir kadın olarak görev almaya dair açıklamalarda bulunan UEDAŞ Mustafakemalpaşa İşletme Müdürü Sinem Tosunoğlu, "Ben UEDAŞ’ın ilk kadın işletme müdürüyüm. Aynı zamanda ilk iş yerim olan bu kurumda 13 yılı geride bıraktım. Genç bir mühendis olarak başlayan iş serüvenimde bugün yönetici olarak, gurur ve sorumluluk bilinciyle ilerliyorum. Görev yaptığım bölgede 216 mahallede 190 bine yakın nüfusun enerji sürekliliğini sağlıyoruz. Ekip arkadaşlarımın büyük bölümünü ise erkekler oluşturuyor. Kadın erkek ayrımı gözetmeksizin hep birlikte mesai harcıyoruz ve emeğin cinsiyeti olmaz diyoruz" dedi. "İşletme mühendisi ile görüşmeye gelenler , kadın mühendisle karşılaşınca ‘Acaba yanlış mı geldik? ’ diye kısa süreli şok yaşıyor" UEDAŞ Yatırım Planlama Mühendisi olarak görev yapan Kumru Bayrak ise, ‘Çalışırken en sık karşılaştığım olay; Elektrik dağıtım sektöründe stratejik bütçe yönetimi, şirketlerin sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynamaktadır. Bu alanda yatırımların bütçesinin planlanmasından sorumluluk üstlenmekte ve uzun vadeli finansman ihtiyaçlarını etkin bir şekilde yönetilmesi için gerekli çalışmaları sürdürmekteyim. Bütçedeki artırım oranlarını kontrol ederek kaynakları verimli kullanmayı, şirketin karlılığını artırırken yeni projelerinde faaliyete geçmesini sağlıyorum. Ayrıca ekip içindeki motivasyon ve iş birliği ile birlikte başarılı projelere önemli ölçüde destek olmaktan gurur duyuyorum’ diye konuştu. UEDAŞ Yıldırım Kestel İşletme Koordinatörü Buse Yılmaz da ‘Sahada geçici kabuller, bölgede arıza, yatırım, bakım-onarım çalışmalarında çoğu zaman aktif görev alıyorum. Sorumluluğum altında olan ilçe; 72.000’in üzerinde nüfuslu, kış aylarında doğal şartlar, Lodos kaynaklı arıza sayılarında artış olan, dağınık bir yerleşime sahip aynı zamanda her anlamda gelişmeye açık bir bölgede çalışıyorum. Meslekte cinsiyet eşitliğinin kabulü, farkındalığın arttırılmasıyla sağlanabilir. Bu noktada sektörümüze katkı sağlamaktan mutluluk duyuyorum’ ifadelerini kullandı.