SAĞLIK - 11 Ekim 2016 Salı 11:05

Doç. Dr. Oğuz Özyaral: "Yanık yemek kansere davetiye çıkarıyor"

A
A
A
Doç. Dr. Oğuz Özyaral: "Yanık yemek kansere davetiye çıkarıyor"

Yanık yemeğin kömürden farksız olduğunu belirten Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral, "Yiyeceğin sadece yanık kısmı değil, yanarken çıkan dumanın da yiyecekteki kirliliği arttırdığını görüyoruz. Yani hem yanarak karbonlaşmış yani kömürleşmiş kısım, hem de duman, kanseri tetikliyor" dedi.
Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral yemeğin, ekmeğin yanık yerini yiyenleri; eti ızgarada, fırında fazla tutanları uyardı. Yanık yiyeceklerin, kömürleşmiş gıdalar olduğunu dolayısıyla yanmış karbonun toksik etkisi sebebiyle mide bağırsak sisteminde kanser tetikleyici bir faktör konumuna girdiğini söyleyen Doç. Dr. Oğuz Özyaral, "Yanık yiyecekler kanserin gelişmesine zemin hazırlar. Yenilen yiyeceğin miktarına ve yiyeceğin ne kadar yandığına bağlı olarak risk daha da artar. Hiçbirimizin hayatı kömür yiyecek kadar ucuz değildir" dedi.
"Yanık yemek aslında kömür yemekten farksız"
Doç. Dr. Oğuz Özyaral, "Yanık yemek aslında kömür yemekten farksızdır. Ekmeği fazla kızartmak, şekeri yakıp karamelize etmek, eti ızgarada ateşe çok yakın ve yanıncaya kadar pişirmek. Bunlar genel olarak yapılan hatalar. Yemek pişirme yöntemlerimizde son 20 yıldır yaşanan değişiklikler kanser oranlarının da artmasına yol açtı. Yiyeceğin sadece yanık kısmı değil, yanarken çıkan dumanın da yiyecekteki kirliliği arttırdığını görüyoruz. Yani hem yanarak karbonlaşmış yani kömürleşmiş kısım, hem de duman kanseri tetikliyor. Zaten özelikle de etin çok pişmesi protein yapısının denatüre olmasına yani gıda olarak yapısal özelliğini yitirmesine sebebiyet vermektedir. Aynı şekilde şekerli ürünlerin çok kaynatılması, pişirilmesi içerisinde yapıyı bozarak karamelizasyona sebebiyet verir. Isıtma ya da pişirme süreleri arttıkça yağlar gliserinleşir, şekerlerin ve proteinlerin özellikleri kaybolur ve geriye artık yenilmemesi gereken garip bir yapı kalır. İçerik açısından fayda sağlayacak olan yapısal özelliklerin bozulması sonucunda tüketilmeleri de vücuda gereksiz zehir almak yani böbreklerde, karaciğer ve dalakta toksik madde yığılımı demektir. Bu durum başta mide bağırsak sistemimiz olmak üzere kan sisteminin üzerinde tipik bir şekilde farkında olmadan, kendi ellerimizle vücudumuza kanserojen madde alımı ile kansere kapı açmak demektir" şeklinde konuştu.
"Meme, mide ve bağırsak kanserinin artmasına yol açıyor"
Yüksek ısıda pişmiş ya da yanık yemeklerin gen hasarlarına sebep olduğunu söyleyen Doç. Dr. Oğuz Özyaral yanık yiyeceklerin karaciğer, kalın bağırsak ve mesane kanserlerinin görülme sıklığını arttırdığının da altını çizdi. Özellikle tütsülenmiş gıdaların göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Özyaral, Japonya ve bazı Uzak Doğu ülkelerinde sık görülen mide kanserinin tütsülenmiş gıdalar sebebiyle tetiklendiği ifade etti.
"Güveçte pişirin"
Doç. Dr. Oğuz Özyaral kömürde pişirme gibi sağlıksız yöntemlerin terk edilmesi gerektiğini söylerken sağlıklı pişirme yöntemlerini de anlatarak şu ifadeleri kaydetti:
"En sağlıklı pişirme yöntemleri buharda pişirme, haşlama ve güveçte ağır ateşte pişirmedir. Eti doğrudan ateşe tutmayınız. Etin yağının ateşe damlamasına izin vermeyiniz. Bu sırada hem yanık, hem de duman riski ile karşı karşıya kalırsınız. Et yemeklerinize sebze ilave ediniz, tabağınızı renklendirirken çeşitli mineral ve vitaminlerin de alımını sağlayınız."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Afyon Atıcılık Federasyonu Başkanı Kocakaya Afyonkarahisar’da Türkiye Atıcılık Federasyonu Başkanı Murat Kocakaya, Afyonkarahisar Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde İl Müdürü Kasapoğlu ile bir araya geldi. Ziyaret programına, Gençlik ve Spor İl Müdürü İsmail Hakkı Kasapoğlu, Spor Hizmetleri Müdürü Yılmaz Erşen ve Okul Sporları Şube Müdürü Adil Kamberoğlu da eşlik etti. Ziyaretin ardından Murat Kocakaya, İl Müdürü Kasapoğlu ve beraberindeki heyet, Okul Sporları Yıldız Kızlar Dart Müsabakaları’nda dereceye giren sporcular için düzenlenen ödül törenine katılarak başarılı sporculara madalyalarını takdim etti. Gençlik ve Spor İl Müdürü İsmail Hakkı Kasapoğlu, törende yaptığı konuşmada, gençlerin sporla tanışmasının ve başarıya ulaşmasının kendileri için büyük bir gurur kaynağı olduğunu ifade etti. Kasapoğlu, “Afyonkarahisar’da sporu ve gençlerimizi her zaman destekliyoruz. Bugün burada başarılarıyla gurur kaynağımız olan sporcularımızın ödüllerini takdim etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Onların azmi ve başarısı, bizleri daha da fazla çalışmaya teşvik ediyor” dedi. Ziyaretin sonunda, sporcuların gelişimi için yapılan yatırımların ve etkinliklerin artarak devam edeceği mesajı verildi. Kasapoğlu, sporu bir yaşam biçimi haline getirmek için çalışmalara hız kesmeden devam edeceklerini vurguladı. Ödül töreninin ardından çekilen hatıra fotoğrafıyla program sona erdi.
İzmir Başkan Özkan: “İzmir’de taksiye ihtiyaç yok” İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Erkan Özkan, “İzmir’de şu an taksiye ihtiyaç yok. İzmir trafiğinin daha rahat akmasını sağlayacak yeni yolların yapılmasıyla akışın sağlanması gerekiyor. Bunlar yapılırsa müşteriler istediği an taksiye ulaşabilecek duruma gelecek” dedi. İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Erkan Özkan, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) toplantısında gündeme gelen S ve T plaka ihalelerine tepki gösterdi. Yaklaşık 1 hafta önce İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından UKOME Teknik Kurul Toplantısında, T ve S plakalar için plaka artırımıyla ilgili bir konunun gündeme geldiğini ifade eden Başkan Özkan, “Biz bunun şu an için ihtiyaç olmadığını nedenleriyle birlikte aktardık. Yazılı olarak da gerekçelerimizi ilettik. Biz İzmir Şoförler Odası olarak, 2020 ile 2025 yılları arasında ‘İzmir’in gerçekten bir taksi ihtiyacına var mı? Nüfus artışına paralel olarak bir ihtiyaç mı?’ diye bilimsel bir çalışma yaptırdık. Türkiye’de ilk kez biz böyle bir çalışmaya imza attık. Çalışmalar neticesinde İzmir’de öngörülen 130’a yakın bir taksi ihtiyacı belirlenmişti. 2022 yılında Büyükşehir Belediyesi bu rapor doğrultusunda taksi sayısını arttırmayla ilgili bir konu ortaya koydu. Biz de çalışma yaptırdık. ‘İzmirlinin ihtiyacıdır’ dedik. 2022 yılında açılan ihale sonucunda oy birliğiyle bu ihale gerçekleşti. 96 tanesi T plaka olarak ihaleyle İzmir trafiğine katıldı” diye konuştu. “Taksi bulunmamasının sorumlusu taksiciler değil, fiziki yolların yapılmaması” İzmir’de belirli bölgelerde taksi dolmuşların bulunduğunu ve bu taksi dolmuşların talep ettiklerinde T plakaya dönüşebiliyor olduğunu vurgulayan Başkan Özkan, şunları kaydetti: “Bu hakkı kullanarak bugün itibariyle ya 3 ya da 4 adet araç kalmıştır. Bu süreç içerisinde de 135’e yakın araç taksi dolmuştan T’ye geçtiği için istenilen ihtiyacın üzerinde bir T plakası şehre verilmiştir. Sabah ve akşam saatlerinde zaman zaman duraklarda İzmirli halkımız taksi bulamamaktan şikayetçi olabilirler. Fakat bunun sorumlusu biz taksicilerin sayısının eksikliğinden değil, trafikteki yoğunluğu, fiziki yolların açılmamasından dolayı meydana gelen trafik sıkışıklığından dolayı kaynaklanan bir ihtiyaç.” “Oranlarımızla konuşuyoruz” Araçların doluluk ve boşluk oranlarını görebildiklerini söyleyen Başkan Özkan, “Şu an itibariyle yüzde 63 ticari taksi T plakası boş. Yüzde 29 da şu an hareket halinde, içerisinde müşteri olan bir taksi sayısı var. Bu da bizim gerekçelerimizin doğruluğunun bir ispatı. Biz boşuna hayır demiyoruz. Gerekçelerimizle, oranlarımızla konuşuyoruz. Bir şehirde taksi ihtiyacını nasıl ölçersiniz? Dünya ve Avrupa standartlarında da belirlenmiş bir doluluk-boşluk oranları vardır. Taksilerin doluluk oranı yüzde 50’nin üzerinde olduğu zaman ‘bu şehirde ihtiyaç var’ anlamına geliyor. İzmir’de şu an taksiye ihtiyaç yok. İzmir trafiğinin daha rahat akmasını sağlayacak yeni yolların yapılmasıyla akışın sağlanması gerekiyor. Bunlar yapılırsa müşteriler istediği an taksiye ulaşabilecek duruma gelecek” diye vurguladı. ‘Korsan taksi’ vurgusu İzmir’in değil bütün Türkiye’de korsan taksiciliğin büyük bir sorun olarak en başta geldiğine değinen Özkan, İzmir Valiliği öncülüğünde denetimlerin arttırıldığının da altını çizdi. Sözlerini sürdüren Özkan, “İzmir’de hissedilebilir derecede korsanla, son bir buçuk aydan beri mücadele vardır. Bunun meyveleri de alınmaktadır. Çünkü bizim ekmeğimizi haksız yere paylaşmak isteyenlere devletin ağırlığının ve gücünün ne olduğu gösterilmiştir” şeklinde açıklamalarda bulundu.