GÜNDEM - 02 Aralık 2024 Pazartesi 11:34

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun: "Dijital Telif Yasası’nın yürürlüğe girmesi elzemdir"

A
A
A
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun: "Dijital Telif Yasası’nın yürürlüğe girmesi elzemdir"

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, "Hakikatin, gerçek haberin korunması kadar, haberciliğin geleceği açısından da bu kanunun bir an önce güncellenmesi, daha doğru bir deyişle modern bir Dijital Telif Yasası’nın yürürlüğe girmesi elzemdir" dedi.


Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, İstanbul’da düzenlenen 2. Haberin Telifi ve Medyada Yapay Zeka Sempozyumu’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Altun, amaçlarının muhabirlerin, gazetecilerin, basın emekçilerinin büyük emek ve özveri ile hazırladıkları özgün içeriklerin, bedeli ödenmeden ticari amaçla kullanılmasının önüne geçmek olduğunu söyledi. Diğer bir amaçlarının yayıncıların ürettiği içeriklerin bedelsizce kullanılmasıyla oluşan haksız rekabeti ortadan kaldırmak olduğunu söyleyen Altun, "Bu doğrultuda bir an önce basın haber içeriklerinin telifinin koruması için gerekli mevzuat çalışmalarının yapılması için gerekli ortamın hazırlanmasına katkıda bulunmak. Gerçek haber üretimi, zahmetli, maliyetli, emek isteyen, çetrefilli bir iştir. Örneğin, Anadolu Ajansı’nın pandemi döneminde yaptığı gazetecilik, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda sergilediği habercilik performansı yahut İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırımdan bu yana Gazze’de verdiği hakikat mücadelesi ’yalın birer olgusal veri paylaşımı etkinliği’ olarak ele alınmamalıdır. Sahadan, emek verilerek, ter dökülerek yeri geldiğinde canı pahasında derlenen bilgilerle yoğrulan haber metinlerinin, olgusal bağlamı gerekçe gösterilerek telif hakkından mahrum bırakılamaz. Çok açık ve net bir şekilde vurgulamak istiyorum; haber metni, mutlak surette telif hakkı kapsamına alınarak korunması gereken bir eserdir. Bu analog medya dönemi için de, dijital medya dönemi için de geçerli olan bir gerçekliktir. Hatta ve hatta içinde bulunduğumuz şu dijital medya-iletişim eko-sistemi içinde haberin telif hakkı ile korunması meselesi, analog medya döneminden çok daha önemli ve acil bir hal almıştır. Zira bugün orijinal haber içeriklerinin izinsiz bir şekilde kolaylıkla ve hızla dolaşıma sokulabildiğini görüyoruz. Bu durum, orijinal içerik üreten medya kuruluşlarının gelirlerinin azalmasına, dolayısıyla da medyamızın iş modellerine zarar vermektedir. Ne yazık ki Batılı dijital medya şirketleri, sosyal medya platformları, teknoloji devleri bu durumdan haksız kazanç elde etmekte, dahası açık ve net bir şekilde medya sektöründe haksız rekabet ortamı oluşturulmaktadır. Bu gidişe bir dur denmesi gerektiği açıktır.


Bizler her platformda dilimiz döndüğünce şu gerçeği dille getirmeye çalışıyoruz. Bugün insanlık, küresel düzlemde bir adalet sorunuyla pençeleşmektedir ve bu adalet krizini derinleştiren başlıca dinamiklerinden biri de bütün dünyanın muhatap olduğu medya emperyalizmi ve dijital faşizmdir" dedi.



"Modern bir Dijital Telif Yasası’nın yürürlüğe girmesi elzemdir"


Batılı medya şirketlerinin küresel adaletsizliği yaydığını, kurumsallaştırmaya çalıştığını söyleyen Altun, "Tam da bu nedenle toplumlararası iletişim, asimetrik şekilde cereyan etmekte, eşitlerarası bir ilişki olarak karşımıza çıkmamaktadır. Sözünü ettiğimiz Batılı medya şirketleri, sosyal medya platformları, orijinal haber içerikleri başta olmak üzere dünya üzerindeki bilgi kaynaklarını sömürmekte, bu içerikleri istedikleri formatlarda dağıtarak büyük gelirler elde etmektedir. Malumlarınız, Türkiye’de haberciliği de içine alacak şekilde telif hakları, 1952 yılında yürürlüğe giren 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır. Hakikatin, gerçek haberin korunması kadar, haberciliğin geleceği açısından da bu kanunun bir an önce güncellenmesi, daha doğru bir deyişle modern bir Dijital Telif Yasası’nın yürürlüğe girmesi elzemdir. Ülkemizde, hali hazırda dijitalleşen medya sektöründe faaliyet gösteren yayıncıların bu faaliyetleri karşılığında gelir elde etmesine imkan tanıyacak, Avrupa Birliği müktesebatına da uyumlu şekilde telif haklarını düzenleyecek bir yasa yapılması gündemde. Söz konusu düzenleme için teknik çalışmalar; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Rekabet Kurumu ve Basın İlan Kurumu gibi paydaşların katkılarıyla sürdürülüyor. Haber içeriklerinin telifinin korunması için gereken adımların atılması, her şeyden önce gerçek haberciliğin gelişmesine, kökleşmesine, gazetecilik mesleğinin güçlenmesine hizmet edecek. Medya kuruluşlarımızın, haber ajanslarımızın Batılı sosyal medya şirketleri tarafından sömürülmesi sona erecek. Karşımızda bir sömürü var. Ve bu sömürüyü gerçekleştirilenler Batılı sosyal medya platformları, büyük teknoloji şirketleridir. Sömürülense bizim haber ajanslarımızdır. Bizim gerçek haber üreten medya kuruluşlarımızdır. Eğer haberin telif hakları korunursa medyada etik davranış kodları güçlenecek. Ve dahası her bir vatandaşımızın, toplumumuzun, devletimizin, ülkemizin verdiği yalan haberle, dezenformasyonla mücadele sürecinde önemli bir kazanım elde edilmiş olacak" diye konuştu.



"Yapay zekanın medya üzerinde oynadığı etkin rol geniş bir yelpazeyi kapsıyor"


Toplumsal, siyasal, askeri ve teknolojik gelişmelerin yeni hukuki düzenlemeleri zorunlu kıldığını söyleyen Altun, "İçinde bulunduğumuz çağda, baş döndürücü bir hızla ilerleyen teknolojik dönüşüm, medya ve iletişim dünyamızı yeniden şekillendiriyor. Dijital çağın getirdiği yenilikler, iletişim dünyasında köklü değişimlere yol açıyor, medyanın yapısı ve işleyişi radikal biçimde dönüşüyor. Bu dönüşümün en önemli bileşenlerinden biri de şüphesiz yapay zekadır. Yapay zekanın medya üzerinde oynadığı etkin rol; bugün itibariyle bilgiye erişimden, içerik üretimine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Günümüzde yapay zeka, haberlerin otomatikleştirilmesi, içeriklerin kişiselleştirilmesi ve hatta hedef kitlelere yönelik reklamların belirlenmesi gibi birçok alanda kullanılıyor. Ancak, bu teknolojinin etkileri, sadece iş süreçlerini kolaylaştırmakla kalmıyor. Karşımızda yeni imkanlar kadar yeni riskler tehditler de var. Evet Yapay zeka araçları bir yandan; verimlilik, zaman tasarrufu, maliyet, pazarlama ve yenilikçi reklam pazarları gibi imkan ve fırsatlar sunarken, diğer yandan; mahremiyet, gözetim, deepfake ve dezenformasyon gibi risk ve meydan okumaları beraberinde getiriyor. Biz, yapay zeka teknolojilerine işte bu farkındalıkla, ihtiyatlı bir iyimserlikle yaklaşıyor ve altını özellikle çiziyorum, ’yapay zekanın hakikat namına kullanılmasıdır. Yapay zeka ile evrime uğrayan yeni medya düzenindeki en önemli risk, tıklama odaklı haber metinlerinin birer referansa dönüşmesi ve özgün metinler yerine sansasyon oluşturan ya da dezenformasyon içeren haberlerin kontrolsüzce dolaşıma sokulması, bir diğer deyişle sahtenin gerçeğin önüne geçmesidir. Buna karşılık, yapay zeka teknolojilerinin medya üzerindeki etkisi, sadece içerik üretimi ve yayılımıyla sınırlı değildir" ifadelerini kullandı.



"Yapay zeka teknolojilerinin medya alanında kullanılması toplumsal adalet ve şeffaflık ilkelerine uygun olmak zorundadır"


Herkesin bildiği gibi medyanın, toplumu bilgilendirme ve kamuoyu oluşturma işleviyle demokrasi adına vazgeçilmez bir unsur belirten Altun, "İşte tam da bu nedenle; yapay zeka teknolojilerinin medya alanında kullanılması toplumsal adalet ve şeffaflık ilkelerine uygun olmak zorundadır.


Altını özellikle çizmek isterim ki İletişim Başkanlığımızın tüm birimleri, yapay zekanın toplum üzerindeki etkilerini göz ardı etmenin büyük bir hata olacağı bilinciyle toplumsal faydayı gözeten insan odaklı bir perspektifi öncelemektedir. Bu çerçevede, birçok uluslararası aktörün, dijital dünyada hesap verilebilirliği sağlamaya çalıştığı günümüzde, İletişim Başkanlığı olarak her bir çalışanımız ve birimimizle; profesyonel ve kaliteli gazeteciliğin sürdürülmesi, toplumun nitelikli ve doğru bilgiye erişim sağlaması ve dijital medyada haksız rekabetin önlenmesi amacıyla yürütülen çabaları en güçlü şekilde desteklemeyi sürdüreceğimizin bilmenizi isterim. Elbette, yapay zeka teknolojileriyle birlikte haber içeriklerinin telifi konusunun günden güne daha ciddi bir meydan okumaya dönüştüğü de izahtan varestedir. Mevcut yasalar eser sahiplerinin maddi haklarını korumaya gayret etse de, yapay zekanın aynı yazarın metninden hareketle oluşturduğu ürünün telifinin kimde olacağı henüz muammadır. Kesin olan şu ki, yapay zeka araçları gelişmeye devam ettikçe insan ve yapay zeka üretimi olan içerikleri ayırt etmek daha da güçleşecek. Bu güçlüğü aşmanın yolu ise telif başlığı altındaki yeni sorulara karşı her an teyakkuzda olmaktan geçiyor. Son olarak şunu da belirtmek isterim ki, mevcut telif hakkı yasalarının güncellenmesi sürecinde uluslararası bir işbirliği de çok önemlidir. İletişim Başkanlığı olarak 22 farklı ülkeyle iletişim ve medya alanında yaptığımız anlaşmalarla, bu sorunların çözümünde benimsediğimiz uluslararası işbirliği yaklaşımımızın somut bir tezahürüdür" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Başkan Zeyrek hal esnafı ile bir araya geldi Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, sabahın ilk ışıklarıyla beraber kentin sebze ve meyve akışının sağlandığı Manisa Meyve ve Sebze Halini ziyaret etti. Hal esnafının taleplerini dinleyen Başkan Ferdi Zeyrek, halde gerçekleştirilmesi planlanan çalışmaları da anlattı. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Manisa Meyve ve Sebze Halini ziyaret etti. Başkan Ferdi Zeyrek, geçtiğimiz ay gerçekleştirilen genel kurulla Manisa Meyve Sebze Komisyoncuları ve Tüccarları Derneği Başkanlığına seçilen Mahfuz Yalçın ve hal esnafıyla bir araya geldi. Başkan Zeyrek’e, Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ali Kılıç, Kaynak Geliştirme ve İştirakler Dairesi Başkanı Ersoy Vitaş, Haller Şube Müdürü Eren Dağıstanlı, Manisa Pazarcılar Odası Başkanı Destan Bulgay eşlik etti. Hal esnafına hayırlı işler dileyen Başkan Ferdi Zeyrek, esnafın taleplerini de dinledi. Başkan Zeyrek çalışmaları anlattı Manisa Sebze Meyve Hali’nde gerçekleştirilmesi planlanan çalışmaları anlatan Başkan Ferdi Zeyrek, “Seçim sürecinde buradan da dile getirmiştik. Çatıyla ilgili ihale sürecini başlattık. Çatımızın tamiratını yapacağız. Son dükkanlara su gelmediği söylendi. MASKİ ekiplerimiz de onuna ilgili çalışmalara hızlıca başlayacaklar. Rampanın orada su birikmemesi için de tahliye hattı projelendirmesine ekiplerimiz başlayacak” dedi. Perşembe Pazarı’nın çatısının kapanması ile ilgili de bilgi veren Başkan Zeyrek, “Onun da çalışmasını başlatıyoruz. En kısa sürede orada da çalışmaları göreceksiniz” ifadelerini kullandı. “Bu şehir bize emanet” Göreve geldiği ilk günden itibaren her zaman ‘Bu para hepimizin parası’ dediğini hatırlatan Başkan Zeyrek, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz bu emanetin her bir kuruşuna sahip çıkacağız. Bu parayı dert, sorun neyse oraya harcayacağız. Bu şehir bize emanet. Bizim içtiğimiz çayda, içtiğimiz suda bile Selendi’nin dağ köyünde yalın ayak gezen çocuğun vebali ve hakkı vardır. Harcadığımız her kuruşu didik didik ediyoruz. İnternet sitemizde de her ay nereye ne kadar harcadık açıklamasını yapıyoruz. İhalelerimizi canlı yayınlıyoruz. Yeter ki kurumun bir kuruşuna sahip çıkalım.”
Antalya Genç Fatma ‘can’ olmaya devam ediyor: Bu sefer karaciğeri tır şoförünü yaşama bağladı Burdur’un Gölhisar ilçesinde 12 Kasım’da geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan ve 8 gün sonra beyin ölümü gerçekleşen 19 yaşında Fatma Sude Uran’ın bağışlanan karaciğeri, Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Arif Aslaner ve ekibi tarafından, 6 aydır bekleyen 58 yaşındaki uluslararası tır şoförüne nakledildi. Sağlığına kavuşan şoförün ilk sözleri: "Mekanı cennet olsun kardeşimizin" oldu. Burdur’un Gölhisar ilçesinde 12 Kasım’da saat 03.00 sıralarında Burdur’un Gölhisar ilçesi Yamadı köyü Gölhisar-Çavdır kara yolunda Mustafa K. (21) idaresindeki 07 DB 099 plakalı hafif ticari araç kontrolden çıkarak takla atmış, kazada sürücü Mustafa K. ile yolculardan İrem M. (18) yaralanırken Hasret Akbaş (21) olay yerinde hayatını kaybetmiş, Fatma Sude Uran (19) ise ağır yaralı olarak Burdur Devlet Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Yoğun bakımda tedavisi süren Fatma Sude Uran’ın beyin ölümü gerçekleşti. Kalbi, karaciğeri, böbrekleri bağışlandı Burdur Devlet Hastanesi Organ Nakil Birimi tarafından aile ile yapılan görüşme sonrasında Fatma Sude Uran’ın organları bağışlandı. Yapılan tetkikler sonrasında genç kızın kalbi, karaciğeri ve 2 böbreğinin alınması kararlaştırıldı. Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Doku ve Organ Nakil Merkezi ve Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Doku ve Organ Merkezi’nden özel ekipler nakil için Burdur’a geldi. Burdur Devlet Hastanesi’nde sabah saatlerinde başlayan ve başarılı bir şekilde gerçekleşen ameliyat sonrasında alınan kalp, Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde nakil bekleyen hastaya, karaciğer Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde organ bekleyen bir hastaya, sağ böbrek Antalya Medical Park Hastanesi’nde organ bekleyen bir hastaya, sol böbrek ise Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nde organ bekleyen bir hastaya nakledilmek üzere gönderildi. 6 aydır nakil bekleyen siroz hastasına nakledildi Genç Fatma’nın karaciğer değerleri, hepatit B nedeniyle siroz hastası olan ve 6 aydır bekleyen 58 yaşındaki uluslararası tır şoförü Muzaffer Şimşek ile uyumlu çıktı. Karaciğer nakli için Antalya Eğitim ve Araştırma Organ Nakli Kliniğine çağrılan Şimşek için gereken tetkikler yapıldı. Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Arif Aslaner başkanlığında, Prof. Dr. Arif Aslaner, Doç. Dr. Kemal Eyvaz, Uzm Dr. Sami Kolsuz ve Asistan Dr. Duygu Dikici’den oluşan ekip, başarılı operasyon sonucu karaciğeri Şimşek’e nakletti. “Mekanı cennet olsun” Sağlığına kavuşan Muzaffer Şimşek, elleri ve ayaklarında şişmeler sonrası hastaneye gittiğini ve hepatit B hastalığı teşhisi konulduğunu anlattı. Nakil için aylarca beklediğini belirten Şimşek, yeni karaciğeri ile sağlığına kavuşmasından dolayı mutlu olduğunu dile getirdi. Şimşek, “Veren aile de sağ olsun, onlara da çok teşekkür ediyorum. Sosyal medyadan gördüm ve araştırdım. Genç bir kızdan nakilim gerçekleşmiş. Allah razı olsun, Allah mekanını cennet eylesin. Kalanlarına da uzun ömürler versin” dedi. “Doktorlarımız çok başarılı ve Avrupa’da böyle doktorlar yok” Organ bağışı konusunda vatandaşlara a seslenen Şimşek, “Doktorlarımız çok başarılı ve Avrupa’da böyle doktorlar yok. Ben Avrupa’da 15 sene çalıştım. Orada da hastanelere gittim doktorlara gittim, hasta oldum. Tek dileğim sadece ülkemizde bu organ bağışının biraz daha yaygın olması” ifadelerine yer verdi. “İlk sırada yer alan hastamızdı” Operasyon ve Şimşek’in durumu hakkında bilgi paylaşan Prof. Dr. Arif Aslaner şunları söyledi: “Muzaffer Şimşek, 58 yaşında bir hastamız, yaklaşık 6 aylık bir siroz hikayesi var. Hepatit B’ye bağlı bir karaciğer yetmezliği hastası. Bu organın uyabileceği dört hastamızdan ilk sırada yer alan hastamızdı. Ona uygun olduğu için biz nakli gerçekleştirdik. Ülkemizdeki organ bağışı sayısı yeteri kadar değil, bunu ne kadar arttırabilirsek birçok hastamıza şifaya aracı olacağız. Bu vesileyle de Burdur’da ki bağışçımıza çok teşekkür ediyoruz. Birçok hastaya şifa oldular. Muzaffer bey de bugün 11. günde, birkaç gün içinde taburculuk aşamasına gelecek.”
Denizli Başkan Güngör; “Bize sadece milletimiz ayar verebilir” DENİZLİ (İHA) – AK Parti Denizli İl Başkanı Yücel Güngör, AK Parti olarak milletin gücünün üstüne güç tanımadıklarını belirterek; “Bize sadece milletimiz ayar verebilir” dedi. AK Parti Denizli Teşkilatı İl Delegeleri Ortak Akıl Toplantısı geniş bir katılımla yapıldı. İl Delegeleri Ortak Akıl toplantısına İl Koordinatörü Uşak Milletvekili Alim Tunç, Denizli Milletvekili Cahit Özkan, İl Başkanı Yücel Güngör, Çameli Belediye Başkanı Osman Özpek, ilçe başkanları ve delegeler katılım sağladı. Toplantıya katılan 600 il delegesi, bundan sonraki süreçte yapılması gerekenlerle ilgili fikirlerini yazılı şekilde zarflar içerisinde sandıklara bıraktı. Talep ve önerilerin yazılı olarak ifade edildiği bu zarflar, İl Koordinatörü Tunç tarafından AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığına götürüldü. AK Parti Denizli İl Başkanı Yücel Güngör, İl Delegeleri Ortak Akıl Toplantısına yoğun bir katılım sağlamasından dolayı tüm il delegelerine teşekkür etti. Başkan Güngör, “AK Parti Denizli İl Teşkilatı olarak İl Delegeleri Ortak Akıl Toplantımızı yoğun bir katılım ile gerçekleştirdik. Katılım gösteren tüm delegelerimize teşekkür ediyorum. Toplantımız hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Durmak yok, yola devam” dedi. AK Parti’nin milletin iradesine önem verdiğine vurgu yapan Başkan Güngör, “Bizim sicil amirimiz sadece milletimizdir. Bize ayar verecek olan da sade milletimizdir. Milletimizden başka hiç bir gücü tanımadık. Teşkilatımızla birlikte daha çok çalışacak daha çok koşacağız ve 2028 seçimlerinde bir zafere imza atacağız. İlk tümsekte hedeflerimizden vazgeçecek değiliz. Milletimize güveniyoruz, inanıyoruz. Bugüne kadar rotamızı milletimiz belirledi bundan sonrada milletimiz belirleyecek” diye konuştu.
İstanbul ‘Yapay Zekâ ile Yarının Şehirleri Hackathonu’ sonuçlandı Global Vodafone Vakfı, dijital uçurumun kapatılmasına ve daha kapsayıcı bir dijital toplum oluşturulmasına destek olmak için, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 9 Avrupa ülkesinde 6-19 yaş arası çocuk ve gençlere yönelik uluslararası bir hackathon düzenledi. Türkiye’de ‘Yapay Zekâ İle Yarının Şehirleri Hackathonu’ adıyla gerçekleştirilen ve farklı illerden finale kalan toplam 12 takımın yarıştığı hackathon’u Kocaeli’den katılan EcoLeaks takımı kazandı. Global Vodafone Vakfı, Avrupa genelinde 6-19 yaş arası çocuk ve gençlere yönelik özel bir hackathon düzenledi. Türkiye’nin yanı sıra Almanya, Arnavutluk, İspanya, Yunanistan, Hollanda, İtalya, Portekiz ve Romanya’da ‘Dijital Uçurumu Kapatmak’ temasıyla gerçekleştirilen hackathon’da, katılımcılardan teknoloji aracılığıyla daha kapsayıcı bir toplum oluşturulmasına yönelik yenilikçi fikirler geliştirmeleri istendi. Türkiye’de Habitat Derneği işbirliğiyle ve ‘Yapay Zekâ İle Yarının Şehirleri Hackathonu’ adıyla gerçekleştirilen hackathon’da, farklı illerden toplam 12 takım yarıştı. Yarışmayı Kocaeli’den katılan EcoLeaks takımı birinci ve EGAL STEAM-UP takımı ikinci olarak tamamlarken, Adıyaman’dan katılan AI-ZERO Çevre Bekçileri takımı üçüncü oldu. Adana’dan katılan RHM01 takımı ise Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Dereceye girenlere ödülleri Mart 2025’te Romanya’nın başkenti Bükreş’te düzenlenecek törenle verilecek. Konu hakkında değerlendirmede bulunan Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, “Ülkemizin toplumsal gereksinimleri doğrultusunda şekillendirdiğimiz Vakıf projelerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Habitat Derneği ile birlikte başlattığımız ‘Yapay Zekâ Yıldızları’ projesinde amacımız, genç nesillerin teknolojik bakımdan donanımlı olmalarını sağlamak, günümüzde her alanda gördüğümüz yapay zekâ teknolojisini öğrenip kullanarak üretici fikirlerini yeni teknolojilerle birleştirmelerini mümkün kılmak. Son olarak, global Vakfımızın Türkiye dahil 9 Avrupa ülkesinde birden başlattığı hackathon ile gençlere ulaştık. Bu yarışmayla, potansiyelini ve üreticiliğini desteklediğimiz tüm katılımcıların yalnızca teknik bilgilerini değil, aynı zamanda tutkularını, yenilikçi bakış açılarını ve fikirleri etkili çözümlere dönüştürme becerilerini de teşvik etmiş olduk. Yarışmada emeği geçen tüm paydaşlarımıza ve değerli jüri üyelerimize teşekkür ediyoruz. Ödül alsın veya almasın, yaşadığı şehir için fikir üreten, proje geliştiren tüm öğrencileri en içten dileklerimle kutluyorum” şeklinde konuştu. Habitat Derneği Genel Başkanı Bora Caldu ise şöyle konuştu: “Yapay Zeka Yıldızları Projesi: Yapay Zeka ile Yarının Şehirleri Hackathonu’nda bir kez daha gördük ki gençlerin teknolojiyle buluşması ve yapay zeka alanında kendilerini geliştirmesi, geleceğin dijital dünyasında söz sahibi bireyler yetiştirilmesi açısından büyük bir önem taşıyor. Habitat Derneği olarak, 81 ilde gençlere eşit teknoloji erişimi sağlama misyonuyla hareket ediyor ve gençlerin üretici zekalarını hayata geçirebildikleri böyle platformlar oluşturmanın gururunu yaşıyoruz. Özellikle ‘Yarının Şehirleri’ temasıyla geliştirilen sürdürülebilir ve akıllı şehir çözümleri, toplumsal fayda sağlayan projelerin gücünü bir kez daha ortaya koydu. Hayal gücünüz, üretici düşünceleriniz ve azminiz, dünyanın geleceğini şekillendirecek en değerli araçtır. Bizler, bu süreçte yanınızda olmaktan ve sizleri desteklemekten büyük mutluluk duyuyoruz.” Şehirdeki sorunlara çözüm arandı ‘Yapay Zekâ İle Yarının Şehirleri Hackathonu’ katılımcıları, Kaliteli Eğitim (Hedef 4), Toplumsal Cinsiyet Eşitliği (Hedef 5) ve Sürdürülebilir Şehirler ve Toplumlar (Hedef 11) olmak üzere Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 3’üyle ilgili çözümler üretti. Katılımcılar, ilk etapta şehirdeki sorunları analiz etti ve çözülmesi gereken zorlukları tanımladı. Bu zorluğa yapay zekâ teknolojisiyle sürdürülebilir bir çözüm bulup bir prototip oluşturan katılımcılar, belirlenen zorluk ve önerilen çözüm hakkında kısa bir sunum hazırladı. Takımların yaptığı çalışmalar; Vodafone Türkiye İcra Kurulu Üyesi Özlem Kestioğlu, Habitat Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı Araştırma Direktörü Itır Akdoğan, Vodafone Türkiye Big Data Direktörü Şeniz Gayde Ayata, Kuika Yazılım Mimarı Armağan Döker ve Habitat Derneği Danışma Kurulu Üyesi, Akademisyen ve Yazar Fatoş Karahasan’dan oluşan jüri tarafından değerlendirildi. Farklı sorunlara çözüm geliştirildi Yarışmada birinci gelen EcoLeaks takımının geliştirdiği yapay zekâ tabanlı su patlaması tespiti projeleri, IoT cihazlarından alınan verileri analiz ederek su sistemlerindeki anormallikleri tespit etmeyi amaçlıyor. Yapay zekâ, su akışı, basınç, sıcaklık ve ses gibi verileri işleyerek erken uyarı sağlıyor, su kaybını azaltıyor ve bakım süreçlerini optimize ediyor. ‘Skills Upload Jr. Challenge’ girişimi 8,2 milyon kişiye ulaştı Vodafone Vakfı dijital uçurum sorununu doğrudan ele alma taahhüdünün bir parçası olarak, ‘Skills Upload Jr. Challenge’ girişimini başlattı. ‘Skills Upload Jr’ adlı programın desteğiyle yürütülen bu girişim, 2021’deki lansmanından bu yana Avrupa çapında 7,5 milyon öğrenci, 600 bin öğretmen ve 8,2 milyon kişiye ulaştı. ‘Skills Upload Jr. Challenge’ metodolojisi, öğrencilerin kendi bölgelerindeki koşullara göre onları en çok etkileyen sorunun üstesinden gelmek için teknolojiye dayalı çözümler önerdiği tasarım odaklı düşünme modeline dayanıyor. Vakıf, bu girişimle, gençlerin mevcut eşitsizlikler hakkında bilinçlenmesini ve bu eksiklikleri giderme ve çözme konusunda teknolojinin potansiyelinin farkına varmasını hedefliyor.