POLİTİKA - 04 Nisan 2025 Cuma 15:29

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye dipdiri ayaktadır, dipdiri gündemi elinde tutmaktadır"

A
A
A
00:00
00:00
HD

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazını Hazretleri Camii’nde kıldı etti. Namazın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, hem dış politika hem de terörle mücadele sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, henüz kesinleşmiş bir ABD ziyaret tarihi bulunmadığını belirterek, "Gerek Dışişleri Bakanım, gerek Ticaret Bakanım, onların gerek görüşmeleri, gerekse Amerika ile ilgili seyahat takvimleri söz konusu bu takvimler her an işleyebilir ve arkadaşlarımızın bu arada Amerika’ya gidişleri söz konusu olabilir. Ve bu ziyaretlerde de son günlerde malum gündeme gelen vergi ile ilgili yapılandırmalar meselesi de bu ziyaretlerde gündemin ana başlıklarını teşkil edebilir. Temennimiz odur ki Türkiye’ye karşı düşündükleri olumlu yaklaşımın hayata da geçmesini görmek sağlamak" dedi.

"Türkiye dipdiri ayaktadır. Dipdiri gündemi elinde tutmaktadır. Ve Cumhur İttifakı Türkiye’nin şu anda her şeyidir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadele konusunda herhangi bir sıkıntı bulunmadığını vurgulayarak, "Şu anda bu terörsüz Türkiye ile ilgili süreç planladığımız şekilde yürümektedir. Herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Gelişmeler her geçen gün ülkemizin lehine, bölgemizin lehine ve daha sağlıklı bir yapı, yani şu son CHP’nin teröre yönelik attığı adımlar sizleri aldatmasın. Böyle bir şey Türkiye’de zaten söz konusu değil. Biliyorsunuz biz bunları Gezi’de de gördük. Sonra neticesi ne oldu? Bunları da hep beraber yaşadık. Şu anda bu son gelişmelerde de CHP’nin teröre yönelik attığı bu adımlar da tutmadı ve tutmayacak. Çünkü Türkiye dipdiri ayaktadır. Dipdiri gündemi elinde tutmaktadır. Ve Cumhur İttifakı Türkiye’nin şu anda her şeyidir. Ve terörsüz bir Türkiye’yi Cumhur İttifakı zaten en güzel şekilde kurmakta ve yürütmektedir. Kimse buradan kendine olumsuz bir pay çıkartmasın. Bunların hiçbiri tutmaz, tutmayacaktır. Ve her geçen gün daha iyiye giden bir Türkiye var. Her şeyin ekonomide, siyasette, kültürel bağda, uluslararası ilişkilerde bambaşka gelişen bir Türkiye var. Ve bu Türkiye bundan sonraki süreci çok daha farklı bir şekilde inşa edecektir. İhya edecektir." şeklinde konuştu.

"Bu ülkenin aleyhine kampanya sürdürenler, ekonomide bu milletin aleyhine kampanya sürdürenleri benim milletim affetmiyor"

2 Nisan’da muhalefetin yaptığı boykot çağrısının beklenen etkiyi oluşturmadığını söyleyen Erdoğan, Onlar 2 Nisan’ı bu noktada tarih olarak ilan ettiler. Ama 2 Nisan’da gördüğünüz gibi alışveriş merkezleri onların dediği gibi olmadı. Tam aksi, alışveriş merkezleri çok daha hareketli bir süreç geçirdi. Bu ülkenin aleyhine kampanya sürdürenler, ekonomide bu milletin aleyhine kampanya sürdürenleri benim milletim affetmiyor. Tam aksine daha fazla alışveriş yapıyor. Hatta dün bir yere, misafirliğe gittim. Çok enteresan. Dedi ki, ‘bütün şu anda fabrikamın araç gereçlerini hepsini seferber ettim. Gideceksiniz, çeyrek deponuz da varsa bugün bu alışverişi yapın ve bütün araçların, gereçlerin hepsinin depolarını fulleyin. 3’ünden itibaren bu şekilde mesaiye geldim.’ Bu bir şeyi gösteriyor. Bu nedir? Milli yerli bir duruşun ne olduğunu göstermektir. Ben milletimin bu şekilde duran her ferdine, şahsım adına, milletim adına çok teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.

"Allah Devlet Bahçeli dostumuza sağlık, sıhhat, afiyet versin. Şu anda da nasıl sağlığınız diye sorduğumda aldığım cevap gayet iyi"

Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı telefon görüşmesine değinerek, "İşte gördüğünüz gibi şu anda rahmetli Türkeş’e karşı sürekli vecibesini yerine getiren Devlet Bey yine aynı şekilde vecibesini yerine getirdi. Az önce ben de kendisiyle bir telefon görüşmesi yaptım. Aynı şekilde ben de rahmetli Türkeş’e duamızı yaptığımızı kendilerine söyledim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah. Bizler her zaman bu ülkeye, bu millete her türlü faydası olan, hizmeti olan büyüklerimizin yanında olduk. Yanında olmaya da devam edeceğiz. Ve Allah Devlet Bahçeli dostumuza sağlık, sıhhat, afiyet versin. Şu anda da nasıl sağlığınız diye sorduğumda aldığım cevap; gayet iyi. ‘İşte bugün vecibemizi de yerine getirdik’ dediler. Rabbim sağlık, sıhhat, afiyet versin. Çünkü yapacağımız daha çok şey var." dedi.

Selami Berke Kaya - Metin Başar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Asrın felaketinde kaybettiği eşi ve oğlunun ne ölüsüne nede dirisine ulaşamadı Adıyaman’da, asrın felaketinde 2 oğlu ölen, bir oğlu ise sağ kurtulan baba, kaybolan eşi ve bir oğlunun depremden bu yana ne ölüsünü ne de dirisini bulamadı. Adıyaman’ın merkez Alitaşı Mahallesi Gölbaşı Caddesi üzerindeki 5 katlı Arzık Apartmanı’nın birinci katında eşi ve 4 çocuğuyla birlikte yaşayan Mehmet Ziya Demir, deprem gecesi yıkılan binanın enkazı altında kaldı. Kendi çabasıyla enkaz altından çıkan Demir, 22 yaşındaki oğlu Samet Demir’i canlı olarak çıkartmayı başardı. Enkaz alanına giden ekipler, yaptıkları arama ve kurtarma çalışmalarında Mücahit (23) ve Ahmet Demir’in (20) cansız bedenine ulaştı. Enkazın her yerini arayan ekipler, 46 yaşındaki anne Zeliha Demir ile 8 yaşındaki Muhammed Enes Demir’e ise ulaşamadı. Enkazdan çıkmayan eşi ve oğlundan herhangi bir iz bulamadı Ekipler çalışmalarını sonlandırdıktan sonra kendi çabasıyla yeniden enkazın her yerini arayan Demir, eşi ve oğluna ulaşamadı. Cesetlerin götürüldüğü alana giden Demir, orada da bir sonuç elde edemeyince deprem esnasında yaralı olarak çıkartılıp hastaneye kaldırılmaları ihtimaline karşı Adıyaman merkez, çevre iller ve Ankara ile İstanbul’daki hastaneleri arayan Demir, herhangi bir iz bulamadı. "Eşimin ve çocuğumun ne ölüsüne ne de dirisine ulaşamadık" Mehmet Ziya Demir, "Eşimin ve çocuğumun ne ölüsüne ne de dirisine ulaşamadık. Onları çok özledim. Bir çok kez ilgili yerlere başvurduk, DNA örnekleri verdik ama her hangi bir sonuç elde edemedik. Ben eşimin çocuğumun ölüsüne yada dirisine ulaşmak istiyorum. Ölmüşlerse dahi en azından dua edeceğimiz bir mezarları olmalı. Depremin üzerinden 2 yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen ne yazık ki bir izlerine ulaşamadım. Onlar hiçbir zaman aklımdan çıkmadı ve çıkmıyor. Eşimin ve çocuğumun bulunması için yetkililerimizden yardım istiyorum" diye konuştu.
Ankara Bakan Yardımcısı Sağlam: "Polisin en önemli ve en güçlü zırhı hukuki bilgisidir" İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Sağlam, "Polisin en önemli ve en güçlü zırhı hukuki bilgisidir. Bu konuyu önemsiyoruz ve bu alandaki çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Polis Akademisi Başkanlığı Gölbaşı Yerleşkesi Ali Birinci Kültür Merkezi’nde ‘Polis ve Ceza Hukuku Sempozyumu’ düzenlendi. Sempozyum öncesinde bir konuşma yapan İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Sağlam, iyi yetişmiş, donanımlı ve profesyonel kadrolarla Türkiye’nin huzurunu sağlamayı amaçladıklarını ifade ederek, "Polisin en önemli ve en güçlü zırhı hukuki bilgisidir. Bu konuyu önemsiyoruz ve bu alandaki çalışmalarımıza devam ediyoruz. 2 gün sürecek sempozyum boyunca polisin zor ve silah kullanma yetkisi alanında uzman kişiler tarafından tartışılarak gerek Türk hukuku gerek uluslararası ve karşılaştırmalı hukuk boyutuyla kapsamlı bir şekilde ele alınacaktır. Aynı zamanda yargı kararları ışığında değerlendirmelerde bulunularak, uygulanmada somut olarak karşılaşılan sorunlara yer verilecek ve bu sorunların çözümüyle ilgili fikir alışverişinde bulunulacaktır. Bundan 3-4 ay öncesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcımızı aradım. Başsavcımızla yaptığımız görüşmelerde bir komisyon oluşturduk. İçişleri Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü ve Yargıtay Başsavcılığının görevlendirdiği savcılarla ortak çalışma toplantıları yaptılar. Polisin silah kullanma halinde karşılaştığı sorunları, olaylar halinde teker teker inceledik. 40’a yakın ceza genel kurul kararı tespit edildi. Onlarla da çalışma yapıyoruz, sonuçlar çıkartacağız. Bu sonuçları hem akademideki öğrencilere hem de Bakan Yerlikaya’nın talimatıyla 81 ilin emniyet müdürlüklerine ve valiliklerine göndereceğiz. Dikkat edilmesi gereken hususları belirlemiş olacağız ki hem vatandaşımız hem de polislerimiz mağdur olmasın. Bu konuda da Yargıtay’a özellikle bir teşekkürü borç biliyorum" diye konuştu. "Sempozyumun verimli geçmesini temenni ediyorum" Sempozyumun amacının sahadaki uygulamalarla hukuki çerçeveyi buluşturmak olduğunu vurgulayan Sağlam, "Bu sempozyumun amacı, sahadaki uygulamalarla hukuki çerçeveyi buluşturmak, mesleki deneyimlerle akademik bilgiyi harmanlamak ve zor kullanma yetkisine ilişkin doğru, dengeli, insan haklarına duyarlı bir perspektif geliştirmektir. Sizlerden beklentimiz hem görev başında hem de meslek hayatınız boyunca bu bilinçle hareket etmeniz, yetkiyi değil hukuku öncelemeniz ve her zaman vatandaşla empati kurarak davranmanızdır. Sempozyumun emniyet teşkilatına ve akademik camiaya faydalı olacağına canı gönülden inanıyorum. Sempozyumun verimli geçmesini temenni ediyorum" ifadelerini kullandı. Polisin zor ve silah kullanma yetkisinin ele alındığı sempozyuma Polis Akademisi Başkanı Murat Balcı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel ve İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Sağlam katıldı.