POLİTİKA - 25 Ekim 2024 Cuma 16:17

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Terörsüz Türkiye hedefimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyeceğiz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Terörsüz Türkiye hedefimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyeceğiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen SAHA EXPO’da yaptığı konuşmada, "Bugüne kadar terörle mücadelemizi daima çok katmanlı, elimizin altındaki tüm araçları, bütün imkanları kullanarak yürüttük. İnşallah bundan sonra aynı stratejik akılla mücadelemizi sürdüreceğiz. Tuzağa düşmeyeceğiz, hedeflerimizden kopmayacağız, kardeşliğimizden, birlik ve beraberliğimizden taviz vermeyeceğiz. Ortada hiçbir sebep yokken aylar öncesinden Türkiye için iç karışıklık senaryoları yazan müstevlilerin heveslerini yine kursaklarına koyacağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı SAHA EXPO’da konuştu. Önceki gün Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Şirketi TUSAŞ’ın Kahramankazan’daki yerleşkesine düzenlenen terör saldırısına ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öncelikle bu kalleş ve alçak terör saldırısında şehit olan kahramanlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin acılı ailelerine, sevenlerine ve TUSAŞ’ımızın mensuplarına başsağlığı diliyorum. Şehitlerimizin fedakarlıklarını daima şükranla hatırlayacağız. Burada öncelikle bir hususun bilinmesini isterim. Her ne kadar şehitlerimiz sebebiyle acımız büyük olsa da Türkiye Yüzyılı ülkümüze kast eden alçaklarla mücadele azmimiz çok daha büyüktür. Bu tarz kalleşliklerle bize geri adım attıracaklarını zannedenlerin tepesine binmeye, inlerini başlarına geçirmeye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bekasına yönelik tüm tehditleri kaynağında bertaraf etme gücüne, kapasitesine ve kararlılığına sahiptir. Türkiye 85 milyon vatandaşının topyekün kenetlenmesiyle her türlü tuzağı bozacak basirete de hamdolsun ziyadesiyle haizdir. Şu gerçeği herkes yakında görecektir. Milletimizin huzur ve güvenliğini hedef alan her türlü saldırı akim kalacak, başarısız olacak, en sonunda dönüp kandan beslenen terör baronlarını vuracaktır. TUSAŞ’taki terör eylemini düzenleyen bölücü terör örgütü üyesi hainlerin ikisi de ölü olarak ele geçirilmiştir. Hava kuvvetlerimiz ve MİT Başkanlığımız bu alçak saldırıya cevabımızı Suriye ve Irak’taki terör hedeflerini yok ederek kat be kat fazlasıyla vermiş, şehitlerimizin mübarek kanlarını yerde bırakmamıştır. Savunma sanayii çalışanlarımız da saldırıdan hemen sonra ‘Hainlere inat daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz’ diyerek bu milletin nasıl yenilmez bir irade, nasıl sarsılmaz bir imana sahip olduğunu göstermişlerdir. İstiklal Marşımızdaki o asil ruha bir kez daha şahit olduk. ‘Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun korkma, nasıl böyle bir imanı boğar? Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.’ Evet, teröre meydan okuyan TUSAŞ personelimizin şahsında bu millet, yenilmeyeceğini, yıkılmayacağını, alçakları yurduna asla uğratmayacağını dost, düşman herkese bir kez daha ilan etmiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"85 milyonun kardeşçe barış ve huzur içinde yaşadığı terörsüz Türkiye hedefimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyeceğiz"

Konuşmasında ’terörsüz Türkiye’ vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, bu kalleşliklerin arkasındaki niyetin ne olduğunu çok net görebiliyoruz. Biz kiralık katil sürülerinin emellerinin ne olduğunun da gayet farkındayız. Aynı şekilde basiret ve feraset sahibi milletimiz de bölücü canilerin kanlı eylemlerinin hangi amaca hizmet ettiğinin bilincindedir. Dünkü güvenlik toplantımızda hain terör saldırısını ve atacağımız adımları detaylıca ele aldık. 85 milyonun kardeşçe barış ve huzur içinde yaşadığı terörsüz Türkiye hedefimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Herkes şunu çok iyi anlasın; hiçbir hasmane terör saldırısı bu milletin ezeli ve ebedi kardeşliğini bozamaz, Türkiye Yüzyılı’nın inşasına engel olamaz, büyük ve güçlü Türkiye idealimizin önüne set çekemez. Türkiye düşmanlarının ülkemizi karanlığa sürüklemesine izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Allah’ın izniyle Türkiye Cumhuriyeti sadece tüm terör örgütlerinden değil, bu cinayet şebekelerini üzerimize salan emperyalist çetelerden de daha büyüktür, daha güçlüdür, daha dirayetlidir. Oyun kuranların oyunlarını tek tek başlarına geçirecek köklü devlet tecrübesiyle mücehhezdir. Bugüne kadar terörle mücadelemizi daima çok katmanlı, elimizin altındaki tüm araçları, bütün imkanları kullanarak yürüttük. İnşallah bundan sonra aynı stratejik akılla mücadelemizi sürdüreceğiz. Tuzağa düşmeyeceğiz, hedeflerimizden kopmayacağız, kardeşliğimizden birlik ve beraberliğimizden taviz vermeyeceğiz. Ortada hiçbir sebep yokken aylar öncesinden Türkiye için iç karışıklık senaryoları yazan müstevlilerin heveslerini yine kursaklarına koyacağız" diye konuştu.

"Terör eylemi akabinde milletimizin yanı sıra muhalefet dahil siyasi partilerimizin benimsediği müşterek duruşu takdirle karşılıyoruz"

Terör eyleminin ardından milletin yanı sıra muhalefet dahil siyasi partilerin benimsediği müşterek duruşu takdirle karşıladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çağrımıza uygun şekilde kardeşlik ekseninde birbirine kenetlenen tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Ancak burada bir üzüntümü de ifade etmek durumundayım. Terörün gayesi sadece kan dökmek, masumları katletmek değildir. Terörün asıl amacı toplumda korku ortamı oluşturmaktır. Ülkemizde kimi çevreler maalesef bilerek veya bilmeyerek terörün bu hedefine ulaşmasına bir nevi aracılık yapmaktadır. Bakınız hiçbir oto kontrolün hiçbir ahlaki değerin ve denetimin olmadığı sosyal medya mecralarını bir tarafa bırakıyorum. Çünkü orası zaten söz konusu Türkiye olduğunda terör eyleminin eksik kalan yanlarını tamamlayan bir operasyon aygıtına dönüşmüş durumda. Batıda bir terör eylemi gerçekleştirildiğinde gösterdikleri hassasiyetin ülkemize gelince esirgendiğini şimdiye kadar defalarca tecrübe ettik. Artık onlardan tutarlı, ahlaklı, ilkeli, vicdanlı bir duruş beklemiyoruz. Bizi asıl üzen; böyle meselelerde çok daha sorumlu, çok daha titiz yayın yapmasını beklediğimiz kendi yazılı ve görsel medyamızdır. Son dönemde medyamız bu tür hadiselerde çok kötü bir sınav veriyor. Hepimizi yaralayan menfur cinayetlerde sergilenen sorumsuzluğun bir benzerinin TUSAŞ’taki terör eyleminde de tekrarlandığını görüyoruz. Bunun kabul edilebilir, mazur ve makul görülebilir hiçbir yanı yoktur. Milletin, memleketin, devletimizin güzide kurumlarının hak ve çıkarlarının reyting yarışlarına feda edilmemesi gerekiyor. Tabii görüntüleri filtresiz bir şekilde milletin huzuruna boca edenler ne kadar büyük yanlışın içindeyse, bu görüntüleri servis edenler de devletimizin ve kurumlarımızın güvenliğine telafisi zor zararlar vermektedir. Bundan sonra bu tür sorumsuzlukların üzerine daha kararlı gideceğiz. Medyamızdan ve siyasetçilerimizden teröre karşı yürütülen mücadelenin topyekün ve çok boyutlu bir mücadele olduğunu her zaman göz önünde bulundurarak hareket etmelerini bekliyoruz. Rabbim tüm şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"SAHA EXPO savunma sektöründe önemli bir platform haline gelmiştir"

SAHA İstanbul’un bundan 9 sene önce savunma ve havacılık sektörünün lokomotifi olma hedefiyle kurulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yerlilik oranlarını artırmayı, kritik teknolojileri ülkemize kazandırmayı, uluslararası rekabet gücümüzü yükseltmeyi amaçlayan SAHA İstanbul, kuruluşundan bu yana geçen sürede çok büyük mesafe kat etti. SAHA İstanbul bugün 52 farklı sektörden üyeye, bin 200’ü aşkın şirkete, 29 üniversiteye ve 45 şehre yayılmış geniş bir ağa ulaşmıştır. Kısa sürede ulaşılan bu geniş ağı, savunma ekosistemimiz adına çok kıymetli buluyorum. SAHA EXPO’nun ise Türk şirketlerini küresel pazarla buluşturan bir köprü vazifesi üstlendiğine tanık oluyoruz. 2018’de ilki düzenlenen SAHA EXPO Fuarı ile ülkemiz firmalarının iş geliştirme ve ihracat çabalarını samimiyetle destekliyoruz. Rakamlar SAHA EXPO’nun sektörde geldiği seviyeyi ortaya koymaktadır. 150 binden fazla ziyaretçi, 300’ün üzerinde delegasyon, 150’den fazla alıcı delegasyonu, 120’yi aşkın ülkeden üst düzey katılım, bin 400’den fazla şirket iştiraki ile SAHA EXPO memnuniyetle belirtmek isterim ki savunma sektöründe önemli bir platform haline gelmiştir. Yine fuar boyunca 4,6 milyar doları ihracat sözleşmesi olmak üzere toplam 6,2 milyar dolarlık anlaşmaların imzalanacak olması da dikkate değerdir. Geçen yıl biliyorsunuz savunma ve havacılık sektörümüz toplam 5,6 milyar dolarlık ihracat rakamları yakalamıştır. SAHA EXPO’da neredeyse bu tutara yakın ihracat sözleşmelerine imza atılmış olacak. Ülkemize bu önemli başarıları yaşatan SAHA EXPO’yu ve tüm katılımcı firmalarımızı tebrik ediyorum” diye konuştu.

"Son 22 yılda savunma sanayii alanında tam anlamıyla bir destan yazdık"

Türkiye’nin global savunma sanayii sektöründe güçlü bir oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu başarı, teknolojiyi tasarlama, geliştirme ve üretme yanında stratejik işbirlikleri ve uluslararası projelerle de perçinleniyor. Bununla ne kadar iftihar etsek inanın azdır. Bakınız burada bazı güncel ve çarpıcı verileri sizlerle paylaşmak isterim. 2002’de savunma ihracatımız 248 milyon doları ancak buluyordu. Biz bunu aldık, biraz evvel de ifade ettiğim gibi 5,6 milyar dolara çıkardık. Sadece geçen yıl 185 ülkeye, 230’dan fazla savunma ürünü ihraç ettik. Savunma ve havacılık ihracatımız bu yıl eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32 oranında yükseldi. İlk 9 aydaki ihracatımızda da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,2’lik bir artış oldu. Son 12 ayda gerçekleşen ihracatımız ise yüzde 10,4’lük artışla 6 milyar 15 milyon dolara ulaştı. Sadece 2024 yılı içerisinde savunma sanayii şirketlerimiz 178 farklı ülkeye ürün ihraç ederek ciddi bir rekora imza attı. Özellikle Bayraktar TB2, AKINCI, ANKA, AKSUNGUR gibi insansız hava araçlarımız dünyada büyük yankı uyandırmış ve oyun değiştirici olarak nitelendirilmiştir. Önümüzdeki dönemde buna insansız savaş uçaklarımız, KIZILELMA ve ANKA-3’ü de eklemeyi planlıyoruz. Bu asimetrik savunma ürünlerimizin de envantere girmesiyle Türkiye bu alandaki hakimiyetini daha da tahkim edecektir. Savunma sanayiinde yerlilik oranımızı hamdolsun yüzde 80’in üzerine çıkarmış durumdayız. Artık sadece kendi ihtiyaçlarımızın ezici çoğunluğunu teminle kalmıyor, dost ve müttefik ülkelerin güvenliğine de güçlü destek sağlıyoruz. Önümüze çıkartılan tüm engellere, maruz kaldığımız gizli-açık ambargolara, içimizdeki ihanet şebekelerinin sabotajlarına, müttefiklik hukukunu ayaklar altına alan kısıtlamalara rağmen son 22 yılda savunma sanayii alanında tam anlamıyla bir destan yazdık. Bu gerçeği muhalif, dost, düşman herkes görüyor, kabul ediyor. Türkiye’nin başarılarını kendilerine örnek alıyor. Bilhassa 2002 öncesi yıllarda teröre karşı mücadele eden paşalarımız, askerlerimiz, güvenlik kuvvetlerimiz Türk savunma sanayinin nasıl bir başarı hikayesine imza attığını çok iyi biliyor" ifadelerini kullandı.

"Ülkemizin kutlu yürüyüşünü engelleyemeyeceklerdir"

Askerin, polisin ihtiyaç duyduğu en basit malzemelerin bile tedarik edildiği Türkiye’ye asla yakışmayan o eski Türkiye tablosuna son verdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütlerine karşı yürüttüğü meşru operasyonlarında dahi başka ülkelerin silahına, aracına gerecine muhtaç olan bir ülkeyi savunma hamlelerimiz neticesinde dışa bağımlılıktan büyük oranda kurtardık. Sistemler sistemi Çelik Kubbe ile Çelik Kubbe’nin uzun menzil hava savunmadaki gücü siper ve diğer pek çok projemizde kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede uzun menzilli füze yeteneklerimizi güçlendirmeye bunlara yönelik adımlarımızı da kararlılıkla atıyoruz. Sizlerin desteği ve gayretiyle çok daha iyi yerlere geleceğinden şüphe duymuyorum. Tüm bunlarla birlikte uydu teknolojilerinde de devamlı bir atılım halindeyiz. Ülkemizi kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen test edebilen bir konuma çıkarıyoruz. Geçtiğimiz yıl uzaya fırlattığımız Türkiye’nin ilk yerli ve milli gözetleme uydusu İMC ile artık dünyanın her yerinden herhangi bir kısıtlamaya tabi olmadan görüntü alma imkanına sahibiz. TÜRKSAT 6A projesiyle de haberleşme uydularının üretimi alanında kendi uydusunu yapabilen sayılı ülkeler arasına girdik. TÜRKSAT 6A ve İMECE projelerinde edindiğimiz kabiliyetleri, Ay misyonumuzun hazırlık ve gerçekleştirme süreçlerinde de kullanacağız. Bölgemizde yaşanan kritik gelişmeler, bize savunma, havacılık ve uzay teknolojilerinde hiçbir alanı ihmal etmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır. Gerek Gazze’de 50 bin masumun acımasızca katledildiği soykırımda, gerekse Lübnan’a yönelik saldırılarda gördük ki Türk savunma sanayii her açıdan güçlü olmak zorundadır. Sadece kendi vatandaşlarımızın güvenliği için değil, bölgemizde huzur ve istikrarın temini için de caydırıcılığımızın zirvede olması zarurettir. Şayet bugün kimseden izin almadan, kimseden çekinmeden zalimlere en güçlü tepkiyi gösterebiliyorsak, bunun arkasında savunma sanayiimizin 22 yılda elde ettiği göz kamaştıran başarılar bulunuyor. İnşallah bu başarı grafiğimiz yükselmeye devam edecek. Şundan tüm milletimiz emin olsun Türkiye’nin savunma sanayindeki bağımsızlık yürüyüşü sadece ülkemiz için değil mazlumlarla birlikte tüm dünya için yeni bir dönemin habercisidir. Türkiye Yüzyılı hem içerde hem de dışarıda barışın huzurun adaletin, refahın ve ekonomik kalkınmanın hakim olduğu bir asır olacak. Ne eli kanlı caniler ne de bu canileri üzerimize salanlar ülkemizin kutlu yürüyüşünü engelleyemeyeceklerdir. tüm saldırılara tüm provokasyonlara rağmen yürüyüş hızlanarak devam edecektir" dedi.

Zöhre Alagöz - Emre Baba-Volkan Kayalar-İsmail Coşkun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Salihli Devlet Hastanesi’nden göz sağlığında teknolojik hamle Bölge insanına sunduğu sağlık hizmetlerini ileri teknolojiyle buluşturmaya devam eden Salihli Devlet Hastanesi, son olarak, göz hastalıklarının teşhis ve tedavisinde devrim niteliği taşıyan Optik Koherens Tomografi (OCT) cihazını hizmete sundu. Salihli Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Gürkan Dericioğlu, OCT cihazının bölgedeki hastalar için büyük bir kolaylık sağlayacağını ifade etti. OCT cihazı ile erken tanı konulabileceğini belirten Başhekim Op. Dr. Dericioğlu "Bu cihazın hastanemize kazandırılması, göz sağlığında erken teşhis ve etkin tedaviye yönelik çok önemli bir adımdır. Artık hastalarımızın çevre il ve ilçelere gitmesine gerek kalmadan burada hızlı ve güvenilir bir hizmet almasını sağlayacağız. Teknolojiyi sağlıkla buluşturmak için çalışmalarımız devam edecek." dedi. "Göz dokularının üç boyutlu haritasını çıkarıyor" OCT cihazının kullanım alanları hakkında bilgiler veren Op. Dr. Dericioğlu, "Halk arasında Göz Tomografisi olarak bilinen OCT cihazı, radyasyon içermeyen ışık dalgalarını kullanarak göz dokularının üç boyutlu haritasını çıkarıyor. Bu cihaz sayesinde glokom (Göz Tansiyonu), Retina Hastalıkları, Diyabete Bağlı Göz Problemleri, Sarı Nokta Hastalığı, Retina Damar Tıkanıklığı Sonrasında Oluşan Makula Ödem gibi birçok rahatsızlığın tanısı kolaylıkla konulup, katarak hastalıklarının ameliyat öncesi ölçümleri yapılmaktadır" diye konuştu. "Son teknoloji ile yeniledik" Göz Hastalıkları Kliniğindeki Fako Emülsüfikasyon, Biyometri, Oküler USG ile Görme Alanı Ölçüm Cihazlarının da son teknoloji cihazlarla yenilendiğini belirten Başhekim Op. Dr. Dericioğlu, "Yeni teknolojik cihazlarımızdan Oküler USG arka segment muayenesinde, Biyometri Cihazı katarakt hastalarının ameliyat öncesi ölçümlerinde, Fako Emülsüfikasyon cihazımız ise katarakt hastalarının ameliyatlarında kullanılmaktadır" dedi.
Konya Koyunoğlu Müzesi’ndeki yazma eserler Türkiye Yazma Eserler Kurumu’na devredildi Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı arasında Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi’nde bulunan yazma eserlerin Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü’ne devredilmesine ilişkin protokol imzalandı. Konya Büyükşehir Belediyesi Taş Bina’da gerçekleşen imza töreninde konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, protokol kapsamında yeni bir başlangıç yapılacağını söyledi. Başkan Altay, yazma eserlerin daha çok kişi tarafından kullanılmasını, nitelikli ve sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasını sağlamayı amaçladıklarını belirterek, "Rahmetli İzzet Koyunoğlu, Konya’mız ve ülkemiz adına çok önemli bir koleksiyoner. Biriktirdiklerini bugüne kadar en uygun şartlarda korumuş. İnşallah Yazma Eserler Başkanlığı’mızın tecrübesi ile çok daha güzel günler görecek bir yere emanet edilmiş oluyor. Bir taraftan da Koyunoğlu Müzesi’nin tekrar restore edilerek ya da tekrar yapılarak Konya’ya kazandırılması ile ilgili yoğun bir gayret içerisindeyiz. İnşallah İzzet Koyunoğlu’nun hatırasını ülkemizde ve Konya’mızda yaşatmaya devam edeceğiz. Yazma Eserler Başkanımız Coşkun Yılmaz’a hem bu konularda gösterdikleri hem de Konya’mız ile ilgili tüm konularda gösterdikleri destekten dolayı teşekkür ediyorum. Hayırlı olmasını temenni ediyorum" dedi. "Konya’ya ne yapsak az" Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz da ev sahipliği için Başkan Altay’a teşekkür ederek, "Konya’nın benim şahsi hayatımda çok önemli ve özel bir yeri var. Türk Tarihi’nin, İslam Tarihi’nin çok simge şehirlerinden birisi. Bu açıdan Konya adına, Konya’ya ne yapsak azdır diye düşünüyoruz" diye konuştu. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’nın bundan 15 sene önce yazma eserlerin en iyi şekilde korunması, muhafazası ve ihtisası anlamında değerlendirilmesi için kurulmuş bir kurum olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Bir tarihçi olarak şunu söylemek isterim ki bin, bin 500 yıllık tarihimize baktığımızda yazma eserlerin tarihini Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı’ndan önce ve sonra diye ikiye ayırıyoruz. Yazma Eserler Başkanlığı bu mirasa sahip çıkmak için kurulmuş ve 15 yıl içerisinde büyük bir başarıyla bugüne gelmiştir. Muradımız ülkemizdeki ve dünyadaki yazmalarımızı en iyi şekilde korumak. İzzet Koyunoğlu Koleksiyonu da gerçekten çok değerli ve kıymetli bir koleksiyon. Ben koleksiyonerimizi rahmetle ve şükranla anıyorum. Çok değerli eserler var. Bu eserler Türkiye Yazma Eserler Kurumu bünyesine geçmekle birlikte Konya’dan ayrılmıyor. Yine Konya’da bulunacak. Zaten protokoldeki temel şartlardan birisi bu. Sizin de hassasiyet gösterdiğiniz gibi en iyi uzmanlar tarafından bakımı, onarımı, restorasyonu ve dünya ölçeğinde hizmete açılması benimseniyor. Başkanlığımızda da bu altyapı olduğu için yine Konya’nın merkezliğinde, Konya’nın ev sahipliğinde Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü’müzün himayesinde bir anlamda sizin adınıza bunu bir emanetçi olarak koruyacağız. Bunun da kültür adına çok önemli bir adım olduğunu ifade etmek istiyorum ve size de çok teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından Başkan Altay ve Yılmaz arasında Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi’nde bulunan yazma eserlerin Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü’ne devredilmesine ilişkin protokol imzalandı.
Kayseri Melikgazi Antika Pazarı kapılarını açıyor Melikgazi’de antikaseverleri mutlu edecek bir etkinliğe daha imza atan Melikgazi Belediyesi, Hunat Mahallesi’nde yeni yapmış olduğu Dedeman Parkı’nda, ilçede ilk defa düzenleyeceği Antika Pazarı’nın kapılarını açıyor. Antika tutkunlarını ve hatıralarını tazelemek isteyen tüm vatandaşları Antika Günleri’ne davet eden Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, "Melikgazi Belediyemiz, 2025 yılında yine birçok faaliyete ev sahipliği yapacak. Şehir merkezinde yeni yapmış olduğumuz Dedeman Parkı’nın hemen yanı başında hazırladığımız alanda her ayın 3. pazar günü Antika Günleri düzenleyeceğiz. Antika eşyaların hepsinin ayrı bir hatırası, ayrı bir hikayesi var. Melikgazi’mizde inşallah yine güzel, farklı bir etkinlik olacak. Kayserili hemşehrilerimizi hatıralarla buluşturacağız. Her ayın 3. pazar günü antika severler ve koleksiyonerleri bu etkinliğimizde misafir edeceğiz. Antikacılarımız farklı dönemlere ait değerli eşyaları, ürünleri sergileyerek ziyaretçilere nostaljik bir alışveriş deneyimi sunacak. Dolayısıyla bu pazarda hemşehrilerimize antika kültürünü yaşatma fırsatı da bulacağız. Şehir merkezinde eski eşyaları toplayıp satan antikacılarımız var" ifadelerini kullandı. Palancıoğlu; "Bu güzel organizasyon hem antikacılarımıza ticari anlamda bir fırsat hem de şehrimiz için kültürel açıdan bir fırsat. Antika Günleri’ni yapacağımız yer şehir merkezinde olması hasebiyle ulaşımı çok kolay ve rahat. 16 Mart Pazar günü Dedeman Parkı’nın yanında bulunan Nazım Toker Sanat Merkezi’nin önünde sabah saat 10.00 ve akşam 17.00 arasında düzenleyeceğimiz ‘Antika Günleri’ne herkesi bekliyoruz" dedi.
Manisa El sanatları kurslarıyla yeteneklerini geliştiriyorlar Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Manisa’daki yurtlarda kalan öğrenciler, açılan el sanatları kursları sayesinde kendilerini birçok alanda geliştirme fırsatı buluyor. Manisa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne Bağlı Muradiye Kız Öğrenci Yurdu’nda düzenlenen kurslar, öğrencilerin hem sanatsal becerilerini keşfetmelerini hem de kazanç elde etmelerini sağlıyor. El sanatları kurslarına katılan öğrenciler; bayan çantası, havlu, resim tablosu, bayan kıyafeti, hediyelik eşya, ahşap boyama, takı tasarımı ve dikiş gibi birçok alanda yeteneklerini sergileyerek üretime katkı sağlıyor. Öğrenciler tarafından yapılan el emeği göz nuru ürünler, çeşitli etkinliklerde yaşlılara ve köy okullarındaki öğrencilere hediye ediliyor. Ayrıca öğrenciler, yaptıkları bazı ürünleri satarak ek gelir sağlama fırsatı buluyor. Kurslara katılan öğrenciler, burada öğrendikleri becerilerle hem meslek edinip hem de boş vakitlerini verimli bir şekilde değerlendiriyor. El sanatlarına olan ilgileri sayesinde birçok öğrenci, yeteneklerini keşfederek ileride kendi işlerini kurmayı hedefliyor. Kursiyer öğrenci Büşra Ayyıldız, "Ders saatlerimin dışında burada vakit geçirmek benim için çok keyifli. Takı tasarımı öğrendim ve bunu ticarete nasıl dönüştürebileceğimi keşfettim. Eğitimlerimiz verimli ve projeler sayesinde insanlara dokunmayı, mutluluk yaymayı öğreniyoruz. Burası sadece bir atölye değil, aynı zamanda sosyalleştiğimiz, arkadaşlarımızla vakit geçirdiğimiz bir yer. Kolektif emekle ortaya çıkan eserlerimiz bizim için çok değerli. Bitirdiğimizde gururla asıyor ve ’Bu projede benim de emeğim var’ diyebilmekten büyük mutluluk duyuyoruz" diye konuştu. Öğrencilerden Fatima Üzüm ise, "Önceden dikiş bilmiyordum ama ailemde dikişle uğraşanlar vardı. Bu alana ilgim olduğu için kursa katıldım. Dikiş, sabır gerektiren bir uğraş. Dikerken sökmeyi de öğreniyoruz ve bu bize dikkatli olmayı öğretiyor. Buradaki kurs, çocukluk hayalimi gerçekleştirmeme vesile oldu. Hem keyifli vakit geçiriyoruz hem de birçok yeni şey öğreniyoruz. Sadece dikiş değil, keçeden sabun yapımı, kanaviçe, ebru, ahşap boyama, boncuk işleme ve çanta yapımı gibi farklı sanat dallarıyla da uğraşıyoruz. İleride belki de hiç duymadığımız yeni el sanatlarıyla tanışacağız ve bunlar bizim için bir gelir kapısı olabilir. Bu atölye, hem zamanımızı verimli kullanmamızı sağlıyor hem de sosyal medya bağımlılığı gibi olumsuz alışkanlıklardan uzaklaşmamıza yardımcı oluyor. Bizim için gerçekten büyük bir nimet" dedi. Öğrencilerden Gizem Aslıhan Çolak da "Burada yaptığımız el işlerini satarak gelir elde edebiliyoruz. Örneğin, tel kırma tekniğiyle çanta yaptık, ayrıca puf iplerden bereler örerek köy okullarındaki çocuklara ve yetiştirme yurtlarına hediye ediyoruz. Takı tasarımı ve filografi gibi farklı el sanatlarıyla da uğraşıyorum, yaptığım bileklikleri ve filografi çalışmalarını satarak ek gelir sağladım. Bu kurs, hem yeni şeyler öğrenmemizi sağlıyor hem de maddi açıdan katkı sunuyor" şeklinde konuştu. Dekoratif El Sanatları Öğretmeni Canan Başaran ise, "Atölyemizde gençlere fayda sağlamak amacıyla birçok çalışma yürütüyoruz. Üç yıldır hem yeni hem de unutulmaya yüz tutmuş sanatları tanıtarak güzel projelere imza attık. Keçeden takıya, ahşap boyamadan soğuk porselene kadar geniş bir yelpazede eğitim vererek sanatla dolu bir kurs dönemi geçiriyoruz" dedi. Muradiye Yurt Müdürü Mehtap Şirin de şunları söyledi: "Gençlerimizin okul dışında vakitlerini verimli değerlendirebilmeleri için yurtlarımızda çeşitli sanat kursları açtık. Örgü, ahşap boyama, filografi ve dikiş gibi el sanatlarının yanı sıra gitar ve keman gibi müzik kursları da düzenliyoruz. Amacımız, gençlerin hem hobi edinmelerini hem de ileride meslek olarak değerlendirebilecekleri beceriler kazanmalarını sağlamak."
İstanbul Bakırköy’de kentsel dönüşüm başlıyor Bakırköy için hazırlanan imar planları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nden oy birliği ile geçti. Bakırköylülerinin yarısından fazlasının yaşadığı 7 mahalleyi kapsayan imar planları sayesinde, yıllardır evlerini yenilemeyi bekleyen vatandaşların binalarında dönüşümü gerçekleştirilebilecek. Maliyeti önemli oranda düşürmesi beklenen plan notlarında çatı katları da bağımsız daire olarak yapılandırılabilecek. Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, "25 yıllık hasreti bir yıllık çalışmayla bitirdik" dedi.Bakırköy Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile hazırlanan imar planları İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nden oy birliği ile geçti.İlk olarak 11 Temmuz 2024 tarihinde İBB Meclisinde onaylanan 1/5000 ölçekli Bakırköy Merkez Demiryolu Kuzeyi ve Güneyi Revizyon Nazım İmar Planının ardından, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı hazırlanarak, Bakırköy Belediye Meclisi’nde geçti. İBB Meclis gündemine taşınan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı da bugün oy birliğiyle kabul edildi."25 yıllık hasreti bir yılda bitirdik"Kabul edilen planların Bakırköylülere hayırlı olması dileklerini ileten Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, "25 yıllık hasreti bir yıllık çalışmayla bitirdik. Meclisimizde onaylanan bu imar planları sayesinde, 220 bin kişinin yaşadığı Bakırköy’ü deprem dirençli bir ilçeye dönüştürme mücadelemizde artık çok daha güçlüyüz. Bu karar depremde riskli bölgelerden biri olan Bakırköyümüzün muhtemel bir Marmara depremi öncesinde yenilenmesi açısından hayati derecede önem arz etmektedir. Bakırköylüler artık rahat bir nefes alacaktır. 1 yıl gibi kısa bir süreçte önce 1/5000’lik İmar Planlarımızı ardından bugün de 1/1000’lik İmar Planlarımızı onayladık ve bugün Bakırköylü komşularımıza kentsel dönüşümün müjdesini verdik. Bu süreçte emeği geçen, Bakırköy Belediyemiz çalışanlarına, Bakırköy Belediye Meclisimize, İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığımıza, Bayındırlık ve İmar Komisyonumuza, siz değerli meclis üyelerimize ve sürecin başından bu yana büyük destek veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.Deprem dirençli dönüşümün yolu açıldıKabul edilen imar planları sayesinde Bakırköy’ün yarısından fazlasının yaşadığı, Osmaniye, Yenimahalle Kartaltepe, Zuhuratbaba, Cevizlik, Zeytinlik ve Sakızağacı mahallelerinde dönüşüm yapılacak. Plan notlarında kentsel dönüşüm maliyetini düşürecek önemli maddeler yer aldı. Ayrık nizam adalarda dönüşümü çıkmaza sokan parsel birleşimi ve minimum alan şartı sınırlaması kaldırılırken Taban Oturumu TAKS değeri 0.25 den çıkma yapılmamak şartıyla 0.40’a çıkarıldı. Böylece bodrum ve zemin katta büyüme sağlanarak, çıkmasız depreme daha dayanıklı yapı oluşturulmasının önü açıldı.Çatı katları bağımsız daire oluyorOnaylanan imar planları önemli bir değişikliğin de yolunu açtı. 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı notlarında yer alan maddelere göre, yenilenecek binalarda çatı katı olarak nitelendirilen alanlar bağımsız daire olarak iskan edilebilecek. Binlerce yurttaşı sevindiren bu plan notunun onaylanması, kentsel dönüşümü kolaylaştıracak önemli bir karar olarak nitelendiriliyor.