KÜLTÜR SANAT - 18 Kasım 2024 Pazartesi 15:53

Beyoğlu’nda caz rüzgarı esti

A
A
A
Beyoğlu’nda caz rüzgarı esti

İstanbul’un sanat ve kültür merkezi Beyoğlu, tarihinde ilk kez kendi adıyla gerçekleştirilen “Beyoğlu Caz Festivali”ne ev sahipliği yaptı. Beyoğlu Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirilen festival, caz tutkunlarını kentin farklı noktalarında bir araya getirdi.


Beyoğlu’nda 15-17 Kasım tarihleri arasında düzenlenen “Beyoğlu Caz Festivali” renkli görüntülere sahne oldu. Galata’dan Hayyam’a, Çukurcuma’dan Taksim’e kadar geniş bir alana yayılan etkinlikler, Beyoğlu’nun eşsiz ritmiyle sanatseverleri buluşturdu. Festival, yalnızca müzikseverlere değil, aynı zamanda Beyoğlu’nun kültürel mirasına ve geleceğine ışık tutmak isteyen herkese hitap etti. Ana mekan konserlerinin yanı sıra, yüzde 80’den fazlası ücretsiz olan plakçı etkinlikleri, dans performansları, atölyeler, paneller ve bağımsız sahneler büyük ilgi gördü.


Beyoğlu, caz müziği ile kültürel zenginliklerini bir kez daha taçlandırdı


Beyoğlu Caz Festivali, sanatın ve müziğin önemini vurgulayan bir “Kent Şenliği” olarak, kuşaklar ve semtler arasında bir köprü kurmayı başardı. Festival, nostaljiye takılı kalmadan mahallecilik kavramını aşan yapıcı bir gelecek vizyonu sundu. Beyoğlu’nun geçmişini, bugününü ve geleceğini konu alan konuşmalar ve paneller, sanatseverlere ilham kaynağı oldu. Festivalin ortakları arasında konser mekanları, sanat kolektifleri, plakçılar ve sanat galerileri yer aldı. Bu güçlü işbirliği sayesinde Beyoğlu, caz müziği ile kültürel zenginliklerini bir kez daha taçlandırdı.



Beyoğlu’nda caz rüzgarı esti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan çetesi davası devam ediyor İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan ’yenidoğan çetesi’ üyeleri, hakim karşısında savunmalarına devam ediyor. Hemşire olan tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı. “Yoğun bakımlar ne kadar çok doluysa o kadar para kazanıyorlar. Bunun için de çaba sarf ediyorlar” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan ’yenidoğan çetesi’ne yönelik 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu’nda görülen duruşmada savunma yapan hemşire olan tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı, “Ben ilaçları satıp sanık Hasan Basri’ye parasını verirdim. Fırat Sarı böyle talimat vermişti çünkü. Bu bebeklerin kullanması gereken bir ilaç. Sigortası varsa SGK karşılıyor. Bu ürün zaten zayi oluyordu, çöpe gidiyordu. İhtiyacı olan hastaya vermeme durumu söz konusu değil. Çok ufak da komisyon alıyorduk, 600 lira. Doktor yerinde olmadığında acil durumlarda bebeklere işlem yaptığım oluyordu. Gıyasettin Mert ile çok tartışıyordum. Ben ambulans şoförü Gıyasettin Mert’i şikayet ettim zaten. Şafak Hastanesi’nde sürekli ihmali ölen hastalardan da bahsettim şikayetimde ama elimde çok fazla kanıt yoktu. Yoğun bakımlar ne kadar çok doluysa o kadar para kazanıyorlar. Bunun için de çaba sarf ediyorlar. Usulsüz sevkiyatlar yapıyorlar mesela. Hasta kabulü konusunda basit bir hastaysa Fırat Sarı’ya danışıp, kendimin kabul ettiği de oluyordu. Burada eksiklik doktorun olmamasından kaynaklanıyor. Doktor yoksa ve hastaya müdahale edilemeyecekse çocuk zaten ölecek. Ben buna göz yumamadığım için müdahale ediyordum” dedi.