GÜNDEM - 13 Temmuz 2024 Cumartesi 15:21

Balıkesir’de üretilen 3 bala, Londra’dan ‘Altın Lezzet Ödülü’

A
A
A
Balıkesir’de üretilen 3 bala, Londra’dan ‘Altın Lezzet Ödülü’

Kaliteli ve doğal bal üreticilerini uluslararası alanda derecelendirip ödül veren London International Honey Awards tarafından Balıkesir’de üretilen çam, çiçek ve meşe balı alanında 3 ayrı altın lezzet ödülü aldı.


Uluslararası London International Honey Awards bal yarışmasına Türkiye’den katılan bal üreticilerine ödülleri, İstanbul Beylikdüzü ilçesinde düzenlenen Apimaye Arıcılık Ekipmanları Merkezi’nde düzenlenen törende verildi. Ödüle, Balıkesir balı, Rize Anzer Balı ve Bitlis Balları da layık görüldü. Ödülü, London International Honey Awards temsilcisi, üreticilere teslim etti. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle üretilen, çam, çiçek ve meşe balları da ‘Altın Bal’ ödülü alarak kalitesi bir kez daha gösterdi.


“Çam, çiçek ve meşe ballarımızı gönderdik”


Balıkesir Belediyesi Şube Müdürlüğü’nde Hayvansal Üretim Şube Müdürü Mehmet Hezer gurur duyduklarını ifade ederek, “İsminin anlamı balı bol balı çok anlamına gelen Balıkesir’imiz için gurur verici bir gündeyiz. 2023 yılında Paris yarışmasından ödül almıştık. Aynı balları hem test edelim hem de kendimizi bir daha görelim diye 2024’te Londra’ya göndermiştik. Aynı şekilde 3 çeşit bal gönderdik. Çam, çiçek ve meşe ballarımızı gönderdik. 3’ü de yine kendilerini ispat ettiler ‘Altın Lezzet Ödülü’ aldılar” dedi.


“İlimizin ballarının ne kadar kaliteli olduğunu tüm dünyaya göstermek amacındayız”


Hezer, Balıkesir’in ballarının lezzetli ve kaliteli olduğunu dile getirerek, “Bu yarışmalara katılmak kolay değil ballar birçok testten geçiyor. Doğal, kaliteli olması lazım. Biz Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak bu işe öncülük yaptık. İlimizin ballarının ne kadar kaliteli olduğunu tüm dünyaya göstermek amacındayız. Üreticimize de katkısı olsun isteik. Sadece biz Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak üretmiyoruz. İlimizde 185 bin adet kovan var. Ortalama olarak kovan başına 15-20 kiloyu buluyor verimimiz. Şu anda Türkiye piyasasında bizim amacımız yurt dışı piyasasına da açılmak. Bu yarışmalar kalitesinin ispati. Belediye başkanımız Ahmet Akın zaten sürekli bahsediyor, ‘ballarımıza katma değer katacağız’ diyerek. İlk etapta yurtdışına açılmayı hedefliyoruz. Ballarımızı yurt dışına nasıl satarız üreticimize nasıl kazandırırız derdindeyiz. Ayrıca Orta Doğu ülkeleri de bala çok meraklıdır. Dubai’de olsun Kuveyt’te olsun fuarları takip ediyoruz. Amacımız balımızı tüm dünyaya tanıtmak” diye konuştu.



Balıkesir’de üretilen 3 bala, Londra’dan ‘Altın Lezzet Ödülü’

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi üyeleri savunma yapıyor: "Basında linç edildim" İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine beşinci gününde devam ediyor. Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım sorumlu doktoru olarak çalışan ve 4 bebeğin ölümünde sorumluluğu olduğu iddianamede belirtilen Dursun Eryılmaz, verilen aranın ardından savunma yaptı. Eryılmaz savunmasında, bir bebeğin ölümü ile ilgili basın tarafından linç edildiğini söylerken, ölümünden sorumlu tutulduğu bir başka bebeği ise hatırlamadı. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava beşinci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım sorumlu doktoru olan; ayrıca Melek Süleymanoğlu, Öykü Helvacı, Havanur Karakoç ve Ayaz Karaduman bebeğin ölümünde sorumluluğu olduğu iddianamede belirtilen Dursun Eryılmaz savunma yaptı. “Basında linç edildim” Eryılmaz savunmasında, “Karakoç bebek Yalova’da doğdu. Bağırsaklarında çürüme olduğu söylendi. 112 tarafından bize sevk oldu ve yatışı yapıldı. Gerekli tetkik ve tedavileri alındı. Çocuk cerrahisi değerlendirdi. Hasta ameliyat edildi, entübe şekilde yatıyordu. Gözlemden sonra beslenmeye başlandı. Çocuk kilo almadı, kilo kaybetti. Bağırsaklarının emilimi bozuk çocuğun. Bu bebek de eks oldu. Bebeğin başında da ben vardım. Bebeği entübe ettim. Müdahale ettim, toparladım, döndü. Sonra genel durumu bozuldu. Canlandırma işlemi yaptık ama 2 saat sonra eks oldu. Akşam polis geldi. Ben sonradan geldiğimde polisi görmedim. Polis çıkıp gitmişti. Basında en çok Karakoç bebek tarafından linç edildim” dedi. Karaduman bebeğin ölümüne ilişkin ise sanık Eryılmaz, “KSS Eğitim Araştırma Hastanesi’nde doğuyor. Solunum sıkıntısı, kan şekeri düşüklüğü nedeniyle hastanemize 112 aracılığı ile sevk edildi. Hastaya damar yolu açıldı. Tedavisine başlanıyor. Bebek yatışı devam ederken eks oluyor. 45 dakika canlandırma işlemi sürüyor nöbetçi doktor var o saatte. Bana hiç haber verilmiyor. Bana olayı anlattılar. Bu bebek de bu şekilde eks oldu” diye konuştu. Ölümünde sorumluluğunun bulunduğu bebeği duruşmada hatırlamadı Dursun Eryılmaz, “Melek Süleymanoğlu bebek hatırlayamadığım bir bebek. Ama anladığım kadarıyla bebek solunum sıkıntısı ile başka bir hastaneden bize geliyor” dedi. Çalıştığı şirketin sahibini bilmediğini iddia etti Sanık Eryılmaz savunmasının devamında, “Benim maaşım şirketten yatıyordu. Şirketin kimin olduğunu bilmiyordum. Tutuklanmadan birkaç ay önce Fırat Sarı’yı gördüm. ‘Ben buranın işletmesini devraldım’ dedi. Ben o şekilde Fırat Sarı’dan maaş aldığımı anladım. Bizde günlük epikriz yazacağız diye bir kural yok. Notlar alıyorduk. Sonrasında da yazabilirdik” ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanı tarafından İlker Gönen ile Çağla Durmuş arasında geçen “Dursun ağabeyle ağzın bir olsun yani” konuşması Eryılmaz’a soruldu. Sanık bu konuşmaya ilişkin “Polis geldiği için o gün tedirgin olduklarından böyle söylemişlerdir” dedi.