EKONOMİ - 24 Aralık 2024 Salı 21:14

Bakan Şimşek: "OVP’nin hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve bunun daha adil bir şekilde dağılımı"

A
A
A
Bakan Şimşek: "OVP’nin hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve bunun daha adil bir şekilde dağılımı"

İSTANBUL (İHA) – Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Enflasyon düşüyor düşmeye de devam edecek. Enflasyon hedefiyle ilgili bazı alanlarda adım atacağız. Bütçe açığını kontrol altına almasaydık, kur korumalıdan çıkış sağlanmasaydı, cari açık üzerinden sağlanan alanla kurda istikrar sağlanmasaydı ne tür bir enflasyonla karşı karşıya olurduk, ayrı bir konu ama 2025 yılına ilişkin görünüm olumlu" dedi.



Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 4. Finansın Geleceği Zirvesi ve Para Sohbetleri Programı’na katıldı. Bakan Şimşek burada yaptığı konuşmada enflasyonla mücadelede önemli yol kat edildiğine dikkat çekerek "Enflasyon düşüyor düşmeye de devam edecek. Enflasyon hedefiyle ilgili bazı alanlarda adımlar atacağız" ifadelerini kullandı. Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile ilgili de konuşan Şimşek, KKM’den büyük ölçüde çıkış olduğunu ve Türk Lirası’na güvenin arttığını belirtti.



"OVP’nin hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve bunun daha adil bir şekilde dağılımı"


Bakan Şimşek, Orta Vadeli Program’ın (OVP) tek hedefinin sürdürülebilir yüksek büyüme ve bunun daha adil bir şekilde dağılımı olduğunu söyledi. Bunu enflasyonu düşürerek, mali disiplini sağlayarak, sürdürülebilir cari açığı yakalayarak, yapısal dönüşümle rekabet gücünü ve verimliliği artırarak sağlayabileceklerini belirten Şimşek, bu program sayesinde Türkiye’de kırılganlıklarını azalttıklarını, makro finansal istikrarı tesis ettiklerini ifade etti.



"Deprem için bütçeden tahakkuk eden miktar bugünkü fiyatlarla 2,6 trilyon lira"


Bakan Şimşek, "Yani ödemeler dengesi risklerini, enflasyonun kontrolden çıkma risklerini, bunların hepsini daha yönetilebilir bir noktada tuttuk. Bütçe disiplinini deprem yaralarını sararken tesis ettik. İki yıllık deprem için bütçeden tahakkuk eden miktar bugünkü fiyatlarla 2,6 trilyon lira. Bunu cari kura bölün, neredeyse 75 milyar dolarlık bir rakam. Yani dünyanın en güçlü ülkeleri bile bu tür büyük bir doğal afet karşısında bayağı etkilenirdi. Biz de etkilendik ama ona rağmen şu anda bütçe disiplinini 2025 itibarıyla tesis etmiş olacağız" dedi.



Cari açığın milli gelirin yüzde 1’inin altına indiğini belirten Şimşek, "Milli gelirin yüzde 2-2,5’ine kadar sürdürülebilir görüyoruz. Dolayısıyla aslında güneyimizdeki bu kriz olmasa muhtemelen bu seneyi sıfır açıkla kapatırdık. Türkiye’de cari açık milli gelire oran olarak bu sene muhtemelen yüzde 0,7-0,8 civarında olacak. Bu oldukça önemli bir kazanım. Çünkü bu makro finansal istikrar açısından çok önemliydi" dedi.



Türkiye’nin döviz rezervinin endişe kaynağı olmaktan çıktığını da ifade eden Şimşek, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminde (CDS) yaşanan düşüş ile ilgili olarak şunları söyledi: "CDS’ler düştüğü için borçlanma maliyetleri düştü. Gelecek 5 yılda bugünkü CDS’lerle, ki bu rahat sürdürülebilir muhtemelen aşağısına ineceğiz, yıllık faiz ödemelerinde 7 milyar dolarlık tasarruf sağlayacağız."



"Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek"


Şimşek, "Raporda çok rahat bir şekilde cari açıktaki daralmadan, bütçe disiplininin tesis edilmesinden, yapısal dönüşüme ilişkin programdan, dezenflasyon sürecinden bahsediliyor. 3 ayrı reyting kuruluşu tarafından bir yılda ikişer kademe notun artırılması çok nadirdir ve 2024’te dünyada tek ülkeyiz. Dolayısıyla tüm bunlar aslında programın bir fark oluşturduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla bütçe açığını 2024’te azaltmışız ama cüzi bir oranda. 2025’te çok ciddi bir şekilde bütçe açığı azalacak. Bu da enflasyonun aşağı çekilmesine güçlü bir destek verecek. Dolayısıyla 2025 itibarıyla bütçe açığındaki düşüş dezenflasyonu destekleyici noktaya gelecek. Enflasyon düşüyor. 2022’de yaklaşık yüzde 64’lük bir yıl sonu enflasyonu var. 2023’te benzer şekilde yüzde 65. Bu sene muhtemelen Merkez Bankamızı son tahmini bu, yüzde 44-45 aralığında bitireceğiz. Öngörülerimizin bir miktar üzerinde. Ama Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre neredeyse 30 puana yakın bir düşüşten bahsediyoruz. Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek’’ açıklamasında bulundu.



"Bu program uygulanmasaydı enflasyon ne olurdu sorusunu kimse sormuyor"


Bakan Şimşek, ’Geçen yıl mayıs ayında enflasyon zaten bu seviyedeydi, şimdi onun üzerinde’ şeklinde yorumların olduğunu belirterek, "Bu program uygulanmasaydı enflasyon ne olurdu? sorusunu kimse sormuyor. O önemli bir soru. Yani bütçe açığını kontrol altına almasaydık, kur korumalıdan çıkış sağlanmasaydı, cari açık üzerinden sağlanan alanla kurda istikrar sağlanmasaydı ne tür bir enflasyonla karşı karşıya olurduk, ayrı bir konu ama 2025 yılına ilişkin görünüm olumlu. Neden? Çok basit. Para politikasını etkin bir noktaya getirmek zaman alıyor. Ama getirdikten sonra etkisi uzun süre devam ediyor. Biz tam o noktadayız" şeklinde konuştu.



Bu yıl ve önümüzdeki yıl üretilecek sosyal konut sayısından da bahseden Şimşek, "Deprem bölgesinde bu yıl sonuna kadar 200 bin, gelecek sene de 250 bin konut teslimi planlanıyor. Kiraların artış oranının aşağı çekilmesi sağlanacak. Bütçeden yarısı bizden kampanyası için çok ciddi kaynak ayırdık, ayıracağız. Bu kaynaklar sosyal konuta dönüşecek. Konut arzı olumlu etkilenecek" dedi.



Bakan Şimşek: "OVP’nin hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve bunun daha adil bir şekilde dağılımı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Aliağa’da kadınlara özel pilates ve aerobik kursu Aliağa Belediyesi Spor Okulları bünyesindeki pilates ve aerobik kurslarında, Aliağa ve Şakran’daki 200 kadın sağlıklı bir yaşam için her hafta 2 ve 4 günlük programlarla egzersiz yapıyor. Aliağa Belediyesi Spor Birimi Pilates ve Aerobik kursları, Pilates Eğitmenleri Derya Yıldız ve Gözde Büyükdemir’in eğitimleriyle devam ediyor. Kurslar Aliağa Belediyesi Spor Salonu’nda, Şakran’da Düğün Salonu’nda ve sahilde yapılıyor. Aliağa’da yeni kayıtlarla birlikte 200 kadın, 70 kişilik gruplarla pilates ve aerobik yapıyor. Kurslara 18 yaş ve üzeri kadınlar, kontenjan dahilinde kayıt olabiliyor. Katılımcılar talepleri doğrultusunda kurs gününü ve kaç gün gelmek istediklerini seçebiliyorlar. Kurs eğitmenleri, vatandaşların yaşlarına ve sağlık sorunlarına göre de yönlendirmeler yapıyorlar. Aliağa Belediyesi Pilates ve Aerobik kurslarında kadınlar önce diyafram nefesini öğreniyor ve nefes egzersizleri ile çalışmalara başlıyorlar. Ardından büyük kas gruplarını çalıştırma egzersizlerini öğreniyorlar. İlerleyen haftalarda ise öğrendikleri egzersizleri sayılar ve setler halinde yapmaya başlıyorlar. Bel veya diz problemleri gibi sağlık sorunları olan kursiyerler için de egzersizler uyarlanıyor. Kurslarda her öğrencinin kendi bedenini tanıması ve kontrol etmeyi öğrenmesi hedefleniyor. Pilates Eğitmeni Derya Yıldız: “Kursumuza gelen kadınlarımız çok mutlular” Aliağa Belediyesi Pilates Eğitmeni Derya Yıldız, Pilates ve aerobik kursuna gelen kadınların mutluluklarını şu sözlerle ifade etti: “Kursumuza gelen kadınlarımız çok mutlular. Kursa gelerek kendilerine zaman ayırıyorlar, kendi bedenlerinin farkına varıyorlar, sosyalleşiyorlar. Bu kursun sadece kadınlara ait olması onlara kendini özel hissettiriyor. Fiziksel anlamda da ruhsal anlamda da iyileşmeler görüyoruz. Ailelerden de olumlu dönüşler alıyoruz. Kursumuza çok talep var kontenjanlarımız hızla doluyor.” Yaz ve kış dönemi olarak açılan kurs kayıt duyuruları Aliağa Belediyesi resmi sosyal medya hesaplarından yapılıyor.
Düzce Eğitimi tamamlayan sağlık personeli belgesini aldı DÜZCE(İHA) – Düzce Sağlık Müdürlüğü tarafından düzenlenen gebe bilgilendirme sınıfı ve acil obstetrik bakım destek personel uyum eğitimini tamamlayan 4 doktor 9 ebe ve 4 hemşire belgelerini aldı. Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı tarafından anne sağlığını iyileştirmek ve anne ölüm oranını azaltmak, sağlık personeline güncel, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ışığında bilgi ve beceri kazandırılarak standart ve nitelikli hizmet sunumu sağlanmak amacıyla, gebe bilgilendirme sınıflarında görev alan personellere yönelik ‘Gebe Bilgilendirme Sınıfı ve Acil Obstetrik Bakım Destek Personel Uyum Eğitimi’ düzenlendi. Sağlıklı Hayat Merkezi Eğitim salonunda düzenlenen eğitimde; gebelik, gebelik dönemleri, gebelikte beslenme ve fiziksel aktivite, normal doğumun önemi ve anne bebek açısından faydaları, doğum ağrısıyla baş etme yöntemleri, lohusalık, yeni doğan bebeğin bakımı, aşıları, beslenmesi, anne sütünün önemi, üreme sağlığı yöntemleri gibi konularda eğitimciler tarafından katılımcılara teorik ve pratik olarak sunumlar yapıldı. Katılımcılara ayrıca gebeliğin başlangıcından doğum ve doğum sonrası ilk 42 gün içerisinde meydana gelen anne ve fetüs hayatını tehdit eden, acil müdahale gerektiren durumlarda verilen hizmetler bütününü kapsayan ve anne mortalite ve morbiditesini azaltmada en etkili programların başında gelen acil obstetrik bakım programı (AOB) destek personeli uyum eğitimi gerçekleştirildi. Eğitimi başarı ile tamamlayan 4 doktor, 9 ebe, 4 hemşireye eğitim belgeleri Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcı Uzm. Dr. Emine Bilge Karakaş Erten ve Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser birim sorumlusu Fazlı Bayraktar tarafından verildi.
Gaziantep Türkiye’de en çok çay Gaziantep’te tüketiliyor Misafirperverliğin, dostluğun, muhabbetin ve koyu sohbetlerin olmazsa olmazı ve sembol içeceği olan çayın en çok tüketildiği şehir gastronomi kenti Gaziantep oldu. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR), Türkiye’deki çay tüketim alışkanlıklarına dair merakla beklenen listesini açıkladı. Çayın anavatanı Karadeniz olsa da Türkiye’de en çok çay tüketilen iller Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri oldu. Gaziantep, Şanlıurfa, Muş, Diyarbakır, Mardin, Bitlis ve Ağrı gibi kentlerde her yıl yaklaşık 50 bin ton çay tüketildiği tahmin ediliyor. Çay tüketiminde ilk sırada çıkan Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ağırlıklı olarak ise Seylan çayı tercih ediliyor. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yerli çayın yanında halk arasında "kaçak çay" olarak bilinen ithal çaylar da fazlasıyla tercih ediliyor. Türkiye’de en çok çay içilen şehir Gaziantep Türkiye’nin en çok çay içen şehri ise gastronomi dalında UNESCO’nun "Geliştirici Şehirler Ağına" giren, fıstığı, baklavası ve mutfağıyla ünlü Gaziantep oldu. Gastronomi şehri Gaziantep, ÇAYKUR’un yayımladığı verilere göre çay tüketimiyle listenin başında yer alıyor. Gaziantep’i sırasıyla komşu ili Şanlıurfa, Muş, Diyarbakır, Mardin, Bitlis ve Ağrı takip ediyor. Zengin mutfak kültürüne sahip Gaziantep, çay tüketimindeki yükselişiyle de yeni bir kimlik kazandı. Gaziantep’te çayın günün her saatinde tüketilmesi, aile ve dost toplantılarında önemli bir yer tutması bu sonucun en büyük sebepleri arasında gösteriliyor. Türkiye’de en çok çayın tüketildiği, çay ocağı ve kahvehane alışkanlığının yaygın olduğu Gaziantep’te vatandaşlar, Gazianteplilerin çayı çok sevdiğini dile getirdiler. Misafirperverliğin, dostluğun, muhabbetin ve koyu sohbetlerin olmazsa olmaz sembol içeceğinin çay olduğunu belirten vatandaşlar, güne çayla başladıklarını ve günü çayla bitirdiklerini söylediler. “Gaziantepliler çayı sever” Çayın Gaziantepliler için olmazsa olmaz içecek olduğunu belirten vatandaşlardan Mehmet Kılıç, “Çay bizim hobimizdir. Biz yemekten sonra mutlaka çay içeriz. Çünkü biz böyle alıştık. Çocuklarımızı da bu şekilde alıştırdık. Arkadaşlarımızla çay ocağına gelip çay eşliğinde sohbet ediyoruz. Çaya karşı bizim hobimiz var. Gaziantepliler çayı sever. Çay olduğu zaman sohbette koyu oluyor” dedi. “Çay olmazsa sofranın da sohbetin de tadı olmaz” Çay içmeyi çok sevdiğini belirten Özkan Hoşaf ise, “Çay bütün sofraların baş tacıdır. Yemeklerden sonra mutlaka çay içilmesi lazım. Çünkü sindirim sisteminde çayın büyük rolü vardır. Gerek sofrada olsun gerek arkadaş ortamında olsun, çay olmazsa sofranın da sohbetin de tadı olmaz. Sofrada ve sohbet ortamlarında çay mutlaka olmalıdır. Bir insan günlük 8-10 tane çay içer. Toplum ne kadar güzel olursa çay sohbetleri de o kadar iyi olur” diye konuştu.
İstanbul “Ateşli havalede genetik faktörler riski artırabilir” Ateşli havalenin, yüksek ateş nedeniyle ortaya çıkan nöbetler olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Taşkın Taş, “Genellikle 6 ay ile 5 yaş arasındaki çocuklarda daha yaygındır, ancak her çocuğun riski aynı değildir. Ailede ateşli havale geçiren biri varsa, çocukta risk artabilir. Çevresel faktörler (sık enfeksiyonlar) ve genetik yatkınlık da riski etkileyebilir” dedi. Medical Park Ataşehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Taşkın Taş, ateşli havale hakkında açıklamalarda bulundu. Ateşli havalenin tanımını yapan Dr. Öğr. Üyesi Taş, “Ateşli havale, yüksek ateş nedeniyle ortaya çıkan nöbetlerdir. Genellikle 6 aydan 5 yaşına kadar olan çocuklarda görülür. Ateşli havale, beynin sıcaklık artışı nedeniyle anormal elektriksel aktivite gösterdiğinde vücutta kasılmalar, titremeler ve bilinç kaybı gibi belirtilere yol açabilir. Genellikle 38 derecenin üzerindeki ateşle ilişkilidir ve birkaç dakika süren nöbetler çoğunlukla kendiliğinden geçer” diye konuştu. “Havale türleri” Dr. Öğr. Üyesi Taş, ateşli havale türlerini şöyle açıkladı: “Basit ateşli havale: Kısa süreli, tek bir nöbet olur ve genellikle vücudun sadece bir tarafını etkiler. Genelde iyileşme hızlıdır ve nörolojik hasar bırakmaz. Komplike ateşli havale: Nöbet daha uzun sürer, vücudun her iki tarafını etkiler ve birkaç kez tekrar edebilir. Bu durumda tıbbi müdahale gereklidir.” “Ani bilinç kaybı görülebilir” Ateşli havalenin belirtilerine değinen Dr. Öğr. Üyesi Taş, “Belirtiler arasında ani bilinç kaybı, kasılmalar, gözlerin yukarıya kayması, nefes alıp vermede düzensizlik ve dudaklarda morarma yer alır. Ateşli havale geçiren bir çocuğun hızlı bir şekilde iyileşmesi yaygın olsa da, doktor değerlendirmesi ve ateşin kontrol altına alınması önemlidir” dedi. “Yüksek ateş varsa dikkat edilmeli” Dr. Öğr. Üyesi Taş, ateşli havalenin anlaşılabileceği durumları şu şekilde sıraladı: “Yüksek ateş: Çocuğun ateşi 38 derecenin üzerine çıkmıştır. Hızla yükselen ateş, havale riskini artırır. Ani başlangıç: Ateş yükseldiği sırada çocuğun aniden nöbet geçirmeye başlaması, genellikle birkaç saniye ile birkaç dakika sürer. Nöbet sonrası durum: Nöbet bittikten sonra çocuk bir süre uyuşuk olabilir, ancak kısa sürede normale döner ve uzun süreli bilinç kaybı veya nörolojik sorun görülmez.” “Viral enfeksiyonlar neden olabilir” Havalenin nedenlerinden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Taş, “Çocuklarda genellikle 6 ay ile 5 yaş arasında yüksek ateş nedeniyle görülür. Havale beyindeki anormal elektriksel aktiviteler sonucu vücutta kasılmalar, titremeler ve bilinç kaybına yol açan bir durumdur” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Taş, havalenin başlıca nedenlerini şu şekilde açıkladı: “Viral enfeksiyonlar (soğuk algınlığı, grip), bakteriyel enfeksiyonlar (kulak enfeksiyonları), aşılar, epilepsi, beyin travması, beyin enfeksiyonları, metabolik dengesizlikler, ilaçlar, genetik faktörler, beyin tümörleri ve hormonel değişiklikler.” “Her çocukta görülmez” Ateşli havalenin her çocukta görülmediğini aktaran Dr. Öğr. Üyesi Taş, “Genellikle 6 ay ile 5 yaş arasındaki çocuklarda daha yaygındır, ancak her çocuğun riski aynı değildir. Ailede ateşli havale geçiren biri varsa, çocukta risk artabilir. Ateşin hızla yükselmesi, havale riskini artırır. Sağlıklı çocuklar daha az risk altındadır, ancak bağışıklık sistemi veya nörolojik durumu hassas olanlarda risk artabilir. Çevresel faktörler (sık enfeksiyonlar) ve genetik yatkınlık da riski etkileyebilir. Özetle, ateşli havale her çocukta görülmez ve risk, yaş, aile öyküsü ve ateşin hızla yükselmesi gibi faktörlere bağlıdır. Havale geçiren çocuklar genellikle iyileşir, ancak uzman hekime danışmak önemlidir” ifadelerini kullandı. “İlkyardım doğru şekilde olmalıdır” Ateşli havalenin doğru şekilde yönetilmesi gerektiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Taş, ateşli havale geçiren bir çocuğa yapılması gereken ilkyardım adımlarını şöyle sıraladı: “Sakin olun: Panik yapmayın çünkü ateşli havale çoğu zaman kısa sürelidir. Çocuğu güvenli bir yere yatırın: Çocuğu yumuşak bir zemine yatırın, başını koruyarak sert nesnelerden uzak tutun. Ağzında bir şey olmamasına dikkat edin: Çocuğun ağzına herhangi bir şey koymayın. Zamanı takip edin: Nöbetin süresini takip edin. 5 dakikadan uzun süren nöbetlerde hemen acil yardım çağırın. Çocuğun üzerindeki kıyafetleri rahatlatın: Sıkı kıyafetleri gevşeterek ateşi düşürmeye yardımcı olun. Ateşi kontrol altına alın: Ateş düşürücü ilaç verin, ancak önce bir sağlık profesyoneline danışın. Çocuğun başını ve vücudunu izleyin: Nöbet sonrası çocuk uyuşuk olabilir, dikkatlice gözlemleyin. Uzman hekime başvurun: Ateşli havale geçiren çocuk mutlaka bir doktora gösterilmelidir.” “Epilepsi gelişme riski yüzde 1-2’dir” Ateşli havalenin genellikle kalıcı sağlık sorunlarına yol açmadığını ve çoğu çocuğun iyileştiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Taş, “Basit ateşli havale geçiren çocuklar genellikle hızlıca iyileşir ve nörolojik gelişimleri normaldir. Çoğu çocukta ateşli havale sonrası zeka veya gelişimsel bir sorun görülmez. Ancak, bazı nadir durumlarda uzun vadeli etkiler görülebilir. Uzun süren veya tekrarlayan nöbetler, nadiren nörolojik sorunlara yol açabilir. Ateşli havale sonrası epilepsi gelişme riski yüzde 1-2 civarındadır. Ailede epilepsi öyküsü varsa, bu risk biraz daha yüksektir” şeklinde konuştu. “Tedavi yolları” Tedavi yollarına değinen Dr. Öğr. Üyesi, “Ateşli havale genellikle kendiliğinden geçer ve ciddi tedaviye ihtiyaç duymaz. Ancak, doğru şekilde yönetilmesi önemlidir. Ateş düşürücü ilaçlar (paracetamol, ibuprofen) kullanılabilir, ancak aspirin verilmemelidir. Fiziksel yöntemlerle (ılık suyla banyo, ıslak bez) ateş düşürülebilir, fakat suyun aşırı soğuk olmaması gerekir. Uzun süren nöbetlerde antikonvülzan ilaçlar (diazepam, lorazepam) verilebilir. IV (damardan verilen) sıvılarla elektrolit dengesi sağlanabilir. Çoğu çocuk bir daha havale geçirmez. Ancak tekrarlayan nöbetler epilepsiye yol açabilir ve antiepileptik ilaçlar gerekebilir. Çocuğun nörolojik gelişimi izlenebilir ve herhangi bir gerilik durumunda erken müdahale yapılabilir. Ailelerin eğitilmesi, havale sırasında ne yapacaklarını bilmeleri önemlidir. Psikolojik destek, özellikle ilk kez bu durumu yaşayan aileler için faydalıdır. Sonuç olarak, ateşli havale tedavisi genellikle basittir, ancak uzun süreli nöbetler veya tekrarlayan havale durumlarında tıbbi müdahale gerekebilir. Çocuğun durumu izlenmeli ve gerektiğinde bir doktora başvurulmalıdır” dedi.
Kahramanmaraş Büyükşehir, Elbistan’da çarşı oluşturuyor Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, Elbistan’da rezerv alanlarda kalan iş yerleri için geçici çarşılar oluşturuyor. 155 esnafa ev sahipliği yapacak Güneşli ve Kocasinan Esnaf Çarşıları’nın kısa süre içerisinde tamamlanması hedefleniyor. Kahramanmaraş’ın yeniden imarı ve inşası için var gücüyle çalışan Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, depremden etkilenen esnafın yaralarını sarmak için önemli projelere imza atmaya devam ediyor. 6 Şubat’ta meydana gelen ikinci depremin merkez üssü olan Elbistan’da, rezerv alanlarda kalan esnafın faaliyetlerini sürdürebilmesi adına geçici çarşıların yapımı büyük bir hızla sürdürülüyor. Elbistan ilçe merkezinde oluşturulan ve toplam 155 konteyner iş yerinde de alt ve üstyapı imalatları büyük bir hızla gerçekleştiriliyor. Geçici çarşıların kurulumunda KASKİ Genel Müdürlüğü ve Kuzey İlçeler Dairesi Başkanlığı koordineli bir şekilde çalışıyor. Geçici çarşılarda yürütülen çalışmalarda öncelikli olarak zemin düzenlemeleri gerçekleştirildi. KASKİ Genel Müdürlüğü tarafından bölgedeki altyapı hatlarının imalatı gerçekleştirilirken, Kuzey İlçeler Dairesi Başkanlığı ekipleri ise zeminin düzenlenmesi ve kilit parke imalatlarına devam ediyor. Ayrıca konteyner iş yerlerinin çatı ve sundurma imalatları da Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılıyor. Hedef: Kısa Sürede Tamamlayarak Hizmete Sunmak Geçici çarşıların inşasında hız ve kaliteye büyük önem veriliyor. Çalışmaların kısa süre içinde tamamlanmasıyla esnafın geçici iş yerlerinde faaliyetlerine başlaması hedefleniyor. Bu sayede, deprem sonrası ekonomik toparlanma sürecinin hızlandırılması amaçlanıyor. Yeni Kahramanmaraş’ın inşasında önemli bir rol üstlenen Büyükşehir Belediyesinin bu çabaları, esnaf ve vatandaşlar tarafından da takdirle karşılanıyor.
Adana Başkan Altıok, ilçedeki muhtarlarla istişare toplantısı düzenledi Yumurtalık Belediye Başkanı Erdinç Altıok, yılın 4 mevsiminde ayrı bir güzellik taşıyan Yumurtalık ilçesinde tarihi ve turistik yerlerine daha çok ziyaretçi gelmesi için kısa sürede önemli çalışmalar yaptıklarını ifade etti. Yumurtalık Belediyesi, Adana Büyükşehir Belediyesi ile birlikte istişare halinde ilçedeki tüm sorunları çözmeye yönelik adımlar atıyor. Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Yumurtalık’ta düzenlediği Muhtarlar İstişare Toplantısı’na katılan Belediye Başkanı Erdinç Altıok, demokrasinin temel taşı muhtarlarla birlikte tüm mahallelerdeki eksiklikleri tek tek tespit edip öncelik sırasına göre çözüm üreteceklerini vurguladı. Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ali Hıdır Köseoğlu ile birlikte tüm mahalle muhtarlarıyla ilçenin gelişimi, vatandaşların daha rahat bir yaşam sürmeleri için durum tespiti yapan Başkan Altıok, “Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar öncülüğünde, Genel Sekreter Yardımcımız Ali Hıdır Köseoğlu ve tüm daire başkanlarımız, Adana Büyükşehir Belediyesi’nin tüm ekipleri ilçemize özel bir önem gösteriyor. Hizmetlerimizin aksamaması ve hizmet çeşitliliğinin artması için imkanlarını seferber eden Zeydan Başkanımıza teşekkür ediyoruz” dedi. “Yeni projelerimiz olacak” Yumurtalık’taki muhtarlarla birlikte uyumlu bir çalışma süreci içerisinde olduklarından duyduğu memnuniyeti ifade eden Başkan Erdinç Altıok, “İlçemizi her alanda ön plana çıkarma gayretimiz devam edecek. Yumurtalık ilçemizi güneyin yıldızı yapmaya kararlıyız. Yılın 4 mevsiminde ayrı bir güzellik taşıyan Adana’nın denize açılan kapısı şirin ilçemizin tarihi ve turistik yerlerine daha çok ziyaretçi gelmesi için kısa sürede önemli çalışmalar yaptığımızı düşünüyorum. Yeni projelerimizle, halkımızla iç içe, samimi bir atmosferde ilçemizin Türkiye genelinde adından daha sık söz edilmesi için var gücümüzle çalışacağız” diye konuştu. Başkan Altıok, Yumurtalık’taki tüm muhtarların belediyenin yol ve ekip arkadaşı olduğunu, bu kapsamda çalışmaların istişare halinde, uyumlu bir süreçte devam edeceğini sözlerine ekledi.