SAĞLIK - 21 Kasım 2024 Perşembe 09:25

“Annelik estetiğiyle ideal görünüme yeniden kavuşmak mümkün”

A
A
A
“Annelik estetiğiyle ideal görünüme yeniden kavuşmak mümkün”

Birçok kadın hamilelik ve doğum sürecinden sonra göğüsler, karın, bel, kalça ve genital bölge başta olmak üzere vücutlarında bir takım değişiklikler ve deformasyonlar fark eder. “Annelik estetiğiyle ideal görünümünüze yeniden kavuşmak mümkün” diyen Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Kaan Memiş, annelik estetiği hakkında açıklamalarda bulundu.


Annelik estetiği genel olarak kombine ameliyatlar şeklinde tek veya birkaç aşamada gerçekleştirilebilmektedir. Bunların meme büyütme, küçültme ve eş zamanlı dikleştirme başta olmak üzere karın germe, yağ alma, kalça şekillendirme veya büyütme, bacak inceltme, labioplasti ve vajinoplasti ameliyatlarından oluştuğunu belirten Medicana Ataköy Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Kaan Memiş, “Tüm estetik ameliyatlar gibi bu prosedürler de kişinin yalnızca kendisini daha iyi hissetmesi için yapılmalı, toplum baskısı veya ideal imaja ulaşmak için yaptırılmamalıdır. Kişinin genel sağlık durumunun iyi olması, ideal vücut ağırlığında olması, sürece dair olumlu bakış açısına ve gerçekçi beklentilere sahip olması oldukça önemlidir” açıklaması yaptı.


Doktorun ve sağlık kuruluşunun yetkinliği sorgulanmalı


Ameliyat kararından önce ön görüşme ve muayene esnasında mevcut taleplerin olabildiğince açık ve net bir şekilde ifade edilmesi gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Ali Kaan Memiş sürece dair dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde aktardı:


“Fizik muayeneniz esnasında deformasyonlar, cilt kaliteniz, cilt kalınlığı doktorunuz tarafından değerlendirilip, gerekirse fotoğrafar üzerinden karşılıklı ortak karara varılmalıdır. Doktorunuzun sizi iyi anlaması, taleplerinizin ne kadar karşılanabileceğine dair gerçekçi bilgiler vermesi, uygulanacak cerrahi yöntem, ameliyat izlerinin yeri, muhtemel komplikasyonlar, revizyon ihtimali gibi tüm konular ameliyat öncesinde detaylıca konuşulmalıdır. Muayene esnasında kişinin tıbbi durumu, ilaç alerjileri veya devam eden tedavileri, vitamin veya bitkisel takviye kullanımı, alkol, sigara ve madde kullanımı varsa, ilgili doktor mutlaka bilgilendirilmelidir. Doktorun bu ameliyatları gerçekleştirme yetkisine ve yetkinliğine sahip olmasından, ameliyatın gerçekleştirileceği sağlık kuruluşunun tam donanımlı bir merkez olduğundan emin olmak faydalı olacaktır.”


Ameliyat öncesi doktorun; ameliyatla alakalı prosedürleri, riskleri veya muhtemel komplikasyonları ayrıntılı olarak açıkladığını belirten Op. Dr. Ali Kaan Memiş, “Her cerrahi müdahalede olduğu gibi bu uygulamalar da kendi içinde bir takım muhtemel riskleri barındırmaktadır. Kanama, enfeksiyon, kesilerin geç iyileşmesi, hematom veya seroma denen kan veya serum birikmesi, meme ucu duyusunun kaybı, emzirememe, meme protezine bağlı komplikasyonlar, kötü iyileşmiş yara izi, tekrarlayan cilt gevşekliği, emboli ve kalp / akciğer komplikasyonları ve anestezi riskleri muhtemel durumlar arasında sayılabilir” dedi.


Her hastaya özel detaylı değerlendirmeler yapılmaktadır


Ameliyata hazırlık aşamasında bir dizi laboratuvar testi yapıldığını ve kişilerin detaylı bir tıbbi değerlendirmeden geçtiğini belirten Op. Dr. Ali Kaan Memiş, “Ameliyattan önce eğer kullanılıyorsa sigara bırakılmalı, kanamayı artıracağından aspirin, ağrı kesici ilaçlar ve bitkisel takviyelerin kullanımı kesilmelidir. Ameliyat genel anestezi altında ameliyathane şartlarında yapılmaktadır. Hastanede ortalama yatış süresi, yapılmış olan işlemlere göre değişmektedir. Dikişler üzerinde genellikle steril bantlar ve pansumanlarla hastanın yara yeri takip edilir. Elastik bandaj, korse veya cerrahi sütyen gibi kompresyon giysileri şişliği en aza indirecek, karnı, göğüsleri ve kalçayı destekleyecektir. Genellikle ameliyat sonrası 3-4 hafta bu ekipmanların kullanılması önerilmektedir” ifadelerini kullandı.


Ameliyatın sonuçları 1-2 ayda görülmeye başlar


Annelik estetiği olarak tanımlanan ameliyatların iyileşme süreci hakkında da önemli açıklamalarda bulunan Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Kaan Memiş sözlerine şu şekilde devam etti:


“Ameliyattan sonra hastane yatışı sırasında gerekli medikal tedavi damar yolundan yapılmakta ve hasta eve çıktıktan sonra reçete edilen ilaçların ağızdan alınmaya devam edilmesi gerekmektedir. Ameliyat bölgesinin bakımının nasıl yapılacağı taburculuk öncesinde gösterilmekte, rutin kontroller, ne zaman duş alınabileceği, ne zaman egzersize başlanabileceği ile ilgili detaylar konusunda bilgilendirmeler yapılmaktadır. Ameliyatlara bağlı olarak genelde 3-6 hafta ağır egzersizden kaçınılması önerilmektedir. Annelik estetiği ameliyatının nihai sonuçlarını görmek birkaç ay sürebilir. Zamanla ödemler gerilemekte, implantlar oturmakta ve yara izleri olgunlaşmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki, yara izleri tamamen kaybolmamaktadır. Bu izler ameliyattan sonra oluşacak özgüven artışıyla karşılaştırıldığında tolere edilir olmaktadır. Bu aşamada doktorun talimatlarına uymak, ameliyatın başarısının anahtarıdır. İyileşme sırasında cerrahi kesilerin aşırı kuvvete ve harekete maruz kalmaması da önemli hususlar arasındadır.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul ’’Ülkemizde madenciliğe karşı olumsuz algının giderilmesi gerekiyor’’ Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK), Borsa İstanbul’da ‘Madencilik Sektörü ve Finansmanı Konferansı’ düzenledi. Konferansta, madencilik sektörünün gelişmesi ve finansmana erişim konuları ele alındı. Türkiye’nin madencilik sektöründeki gelişimini ve finansman stratejilerini ele almak amacıyla, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) tarafından düzenlenen ‘Madencilik Sektörü ve Finansmanı Konferansı’nda sektör temsilcileri bir araya geldi. Borsa İstanbul ev sahipliğinde düzenlenen konferansta madencilik sektörünün gelişmesi ve finansmana erişim konuları ele alındı. Konferansta, finans ve madencilik sektörü arasındaki işbirliğinin geliştirilmesinin önemine değinildi. ’’Ülkemizde madenciliğe karşı olumsuz algının giderilmesi gerekiyor’’ Konferansın açılış konuşmasını yapan UMREK Başkanı Arslan Narin, ’’Madencilik ve finans sektörünü bir araya getirip güvenli bir yatırım ortamının sağlanması amacıyla bu konferansı düzenledik. Sektörün uzmanları bu konferansta bir araya geldi. Maden arama ve işletme projelerine çok ihtiyacımız var. Ülkemizde madenciliğe karşı olumsuz algının giderilmesi gerekiyor. Bizim şu anda 10 bin işletme ruhsatımız var, 7 bin tanesi de işletme izinli. Bizim bu işletme ruhsatlı sahalarımızda 100 ton altın çıkarma hedefimiz var. İşletme ruhsatı, bu alanda maden vardır, işletilebilir anlamına gelmesi gerekiyor. İşletme ruhsatı sahiplerine, finans sektörünün bir finansman sağladığını görmüyoruz. Çünkü doğru, şeffaf şekilde tespit edilmiş rezerv kaynaklarının olmadığını görüyoruz. Bu konferansın UMREK kodunun yaygınlaşması, uygulanması anlamında büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum’’ dedi. Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Murat Bulut, ‘‘Borsa İstanbul olarak finans ve reel sektör arasındaki köprüyü güçlendirme misyonumuz doğrultusunda madencilik sektörünün finansmanına erişim imkanlarını değerlendirmek ve bu alandaki alternatif finansman yöntemlerini ele almak amacıyla bu tür etkinliklere önem veriyoruz. Finans sektörüyle madencilik sektörü arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi, bir yandan ülkemiz madencilik yatırımlarını sürdürülebilir büyümesine destek sağlarken, diğer yandan finans sektörünün yatırım alanlarının çeşitlendirmesine katkıda bulunacaktır. Bu bağlamda UMREK kodunun, şeffaflık ve kamuyu aydınlatma ilkelerini madencilik sektörüne başarıyla entegre ettiğini görmekten büyük bir mutluluk duyduğumu belirtmek isterim’’ dedi. ’’Şeffaflığın sağlanması, sektörlerimizin uluslararası arenada rekabet gücünü artırırken, yatırımcı güvenliğinin de pekiştirmektedir’’ diyen Bulut, ’’Burada madencilik ve finans sektörlerinin önde gelen temsilcileriyle bir araya gelerek ülkemizin maden kaynaklarını daha etkin ve bilimsel yöntemlerle ekonomimize kazandırmayı hedefliyoruz. Konferansımızda finans ve madencilik dünyasının yöneticileri, uzmanları ve akademisyenleriyle bir araya gelerek iş birliğimizi daha da ileriye taşınacak adımları konuşacağız. Teknik konularda oturumlar, paneller ve sunumlarla verimli bir gün geçireceğimizi umuyor. Bu etkileşimlerin yeni fikirlerin dolmasına ve sektörel gelişimimize katkı sağlayacağı inanıyorum’’ şeklinde konuştu.
Ankara MSB: "Son bir haftada Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil 34 terörist etkisiz hale getirildi" Milli Savunma Bakanlığı, son bir haftada Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil 34 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Milli Savunma Bakanlığı tarafından haftalık bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Bakanlıkta gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, gündeme dair son gelişmeleri aktardı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık ve öngörülemez şekilde operasyonlar gerçekleştirdiğini belirten Tuğamiral Aktürk, “Operasyonlarla Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil 34’ü son bir haftada olmak üzere 1 Ocak’tan bugüne kadar 2 bin 539 (Irak bin 326 / Suriye bin 213) terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Terör yuvalarına kilit vurmaya devam eden Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit operasyon bölgesinde tespit ettiği teröristlere ait mağarada çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirmiştir” ifadelerini kullandı. Tuğamiral Aktürk, ayrıca geçen hafta Irak’ın kuzeyindeki barınma alanlarından kaçan 2 PKK’lı teröristin daha Habur’daki hudut karakoluna teslim olduğunu açıkladı. Hudut hattının Cumhuriyet tarihinin en yoğun ve etkin tedbirleri ile korunduğuna dikkati çeken Tuğamiral Aktürk, “Son bir hafta içerisinde 3’ü terör örgütü mensubu olmak üzere 331 şahıs yakalanmış, 1 Ocak’tan bugüne kadar hudutlarımızı yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 12 bin 941 olmuştur. Son bir haftada engellenen bin 934 şahıs ile birlikte bu yıl içerisinde engellenen kişi sayısı da 89 bin 689’a ulaşmıştır” şeklinde konuştu. İsrail’in saldırılarına da değinen Tuğamiral Aktürk, şunları söyledi: “İsrail, Filistin topraklarına yönelik işgallerine ve katliamlarına devam ederek uluslararası hukuku hiçe saymaktadır. Masum insanları katlederek ateşkesi ve iki devletli çözümü hiçe sayan İsrail, Filistin halkını hayati ihtiyaçlarından da mahrum bırakarak insani değerleri de ayaklar altına almaktadır. İsrail’in Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’a yönelik saldırılarının ve toplu katliamlarının cezasız kalmaması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin ve uluslararası toplumun güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.” Yerli ve milli savunma sanayi ürünleriyle TSK’nın caydırıcılığının arttığına vurgu yapan Tuğamiral Aktürk, “Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca muhtelif miktarda T-70 genel maksat helikopteri, BAZNA mühimmatlı mini dron, 35 mm modernize çekili top ve ateş idare cihazının muayene ve kabul faaliyetleri tamamlanmıştır” açıklamasında bulundu.