SAĞLIK - 31 Ağustos 2023 Perşembe 11:56

Ameliyat öncesi ve sonrası fizyoterapi ile iyileşme süreci hızlanıyor

A
A
A
00:00
00:00
HD

Ameliyat öncesi ve sonrası uygulanan fizyoterapi çalışmaları ile operasyonların ardından yoğun bakım gerekliliği ortadan kalkabileceği gibi, normal hayata dönme süresi de kısalıyor. Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mine Gürsaç Çelik, “Yapılan ameliyatın başarısı, ameliyat öncesi ve sonrası hastanın yapacağı egzersizlere bağlı. Devamında hasta uyumu olmazsa, iyi yönlendiremezsek o ameliyat biraz sonuçsuz kalabiliyor. Hastaların tedavi sürecinde fizyoterapi yoğun bakımda da çok önemli. Lütfen bu polikliniğimizden faydalanmayı bilsinler” diyerek hastaların Fizyoterapi Polikliniği’nde tedavi görebileceğini belirtti.

Ortopedik problemler başta olmak üzere çeşitli rahatsızlıkları nedeniyle ameliyat planlanan hastalar için yapılan değerlendirmelerin ardından uygun bulunması halinde ameliyat öncesi ve sonrası hastaya uygulanan fizyoterapinin büyük kazanımlar sağladığı ifade ediliyor. Bu çerçevede Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Fizyoterapi Polikliniği açıldı. Poliklinik ile birlikte hastaların ameliyat öncesi dönemde aldıkları fizyoterapi desteği ile ameliyat sonrası dönemde daha hızlı iyileşmeleri ve normal hayatlarına daha kısa sürede dönmeleri amaçlanıyor. Çalışmalarla cerrahi tedavinin başarısına katkıda bulunmanın yanı sıra birçok branşta gerçekleştirilen operasyonlar sonrası kişilerin yoğun bakım desteği ihtiyacının ortadan kaldırılabileceğine dikkat çekiliyor. Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mine Gürsaç Çelik bu alanda öncü olmak istediklerini ifade ederken, Fizyoterapi Polikliniği Sorumlusu Fizyoterapist Cüneyt Eroğlu da sürece ilişkin bilgi verdi.

“Ameliyatın başarısı, hastanın ameliyat sonrası yapacağı egzersizlere bağlı"

Ameliyatın başarısının öncesi ve sonrasında gerçekleştirilen çalışmalarla doğru orantılı olduğunu aktaran Başhekim Prof. Dr. Mine Gürsaç Çelik, “Amacımız cerrahi operasyon geçirecek hastalarımızı ameliyat öncesi 4-6 hafta öncesinden başlayarak hazırlamak, ameliyat sonrası da fizyoterapi uygulamalarını onların hizmetine sunmak. Anestezi uygulamalarında özellikle akciğer hastalarının, kronik akciğer hastalarının ameliyat esnasında ve sonrasında yaşadığı sorunları gördüğüm için aslında böyle bir proje aklımıza geldi. Nedir bu proje peki; öncelikle uzun süren ameliyatlardan sonra hastalar, genel anestezinin maalesef maruz bıraktığı bir takım akciğer sorunlarıyla biraz mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Hastaların tedavi sürecinde fizyoterapi yoğun bakımda da çok önemli. Biz burada bir ilki gerçekleştiriyoruz ama bunu birilerine de lütfen yapın da diyoruz. Anestezi uzmanı bir kişi olarak önemsediğim şu; özellikle akciğer sorunu olan hastalarımız genel anesteziden sonra sorun yaşamasınlar. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanemizde çok iyi bir fizyoterapi ekibimiz var. Sadece akciğer hastaları mı hayır, mesela diz ameliyatı, ameliyat öncesi başlayan bir fizyoterapi süreci olacak, ameliyat sonrası da o hasta gayet güzel yönlendirilebilecek. Çok başarılı bir ameliyat da yapsanız çok iyi bir ortopedistimiz müdahale de etse ameliyat sonrası bu rehabilitasyonun önemi o kadar büyük ki. Yapılan ameliyatın başarısı; hastanın ameliyat sonrası yapacağı egzersizlere bağlı, çok iyi cerrahlarımız var, çok güzel şeyler yapıyorlar ama devamında hasta uyumu olmazsa, iyi yönlendiremezsek o ameliyat biraz daha sonuçsuz kalabiliyor. Bu bir proje yeni başlıyoruz, öncü olmak istiyoruz. Pre operatif yani ameliyat öncesi 4-6 hafta öncesinden rehabilitasyon programını başlatan bir hastane bilmiyorum, bu konuda ilk olabiliriz. Buradan çok ciddi sonuçlar alarak yayına dönüştürüp bunu akademik açıdan, kanıta dayalı bir şekilde inşallah sunacağız. Lütfen bu polikliniğimizden faydalanmayı bilsinler. Akciğer hastaları, ekstremite operasyonu geçirecek olanlar bu polikliniğimize başvursunlar, böyle bir poliklinik olduğunu bilsinler” diye konuştu.

“Yoğun bakım ihtiyacı, yoğun bakıma gitse bile geçirdiği süre zarfı azalıyor”

Poliklinik hakkında bilgiler veren Sorumlu Fizyoterapist Cüneyt Eroğlu, “Açılan kliniğimiz ismi hem pre op hem post op merkezi, amacı pre op hastaları ameliyata hazırlamaktır. Hastalarımızın enduranstan (uzun süre iş yapabilme ve eforu devam ettirebilme yeteneği) tutun, esnekliğine kadar, kuvvetinden solunumuna kadar uzman fizyoterapist kadromuzla beraber tamamen klinik ortamda bu rehabilitasyon sürecinin yöneteceğiz. Yaptığınız operasyonun bir anlam bulması için fizyoterapi çok büyük bir önem arz ediyor. Fizyoterapide de rehabilitasyon çok büyük önem arz ediyor. Bu nedenle hem operasyon öncesinde hem sonrasında fizyoterapi hizmetleri çok çok önemli. Hastalarımızı aklınıza gelebilecek her alanda, postüral drenaj bile dahil değerlendiriyoruz. Sonrasında hastaları operasyona hazır hale getirdikten sonra operasyon süreci başlıyor, hastalarımızı bırakmıyoruz operasyonun anlam bulması için operasyon sonrasında yaptığımız rehabilitasyon da çok çok önem arz ediyor. Polikliniğe operasyona uygun görülen her hasta başvurabilir, bu hastanemizin içinde de hastanemizin dışında olup operasyona uygun görülen hastalar da olabilir. Öncelikle 4-6 haftalık süreçte rehabilitasyon sürecini kaldırabilecek mi hastalarımız, değerlendirmeye alıyoruz. Fizik tedavi uygun raporu verdikten sonra her hastamız bu süreç içerisinde bizlerle çalışabilir. Hastaya katkıları saymakla bitmez, hastalar ağrıyan bölgelerini kullanmama eğiliminde oluyorlar. Biz öncelikle hastayı normal bir seviyeye ulaştırıyoruz. İyileşme hızını hastalarda inanılmaz arttırıyor, rehabilitasyon çok büyük önem arz ediyor. Hastaların belki yoğun bakım ihtiyacı, yoğun bakıma gitse bile yoğun bakımda geçirdiği süre zarfı azalıyor” dedi.

Hasibe Karadağ - Emre Baba

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Avrupa yolcusu tır sürücüleri, bayramı ailelerinden uzakta buruk geçiriyor Edirne’den Avrupa’ya açılan Hamzabeyli Sınır Kapısı’nda kilometrelerce uzunluktaki ihracat yüklü tır kuyruğunda bekleyen sürücüler, Ramazan Bayramı’nı ailelerinden ve sevdiklerinden uzakta buruk şekilde karşılıyor. Yükledikleri ihracat yüklerini Avrupa’nın çeşitli ülkelerine götürmek üzere yola çıkan tır sürücüleri, bayramı ailelerinden uzakta hüzünlü şekilde geçiriyor. Türkiye’nin farklı şehirlerinden yükledikleri ihracat yüklerini Avrupa ülkelerine götürmek üzere Hamzabeyli Sınır Kapısı’nda sıranın kendisine gelmesini bekleyen tır sürücüleri, aile özlemini arkadaşlarına kenetlenerek gidermeye çalışıyor. Bayramı yollarda karşılayan tır sürücüleri, aileleri ve sevdiklerinin bayramını telefondan görüntülü arama yaparak kutladı. "Görüntülü konuşarak bayramlaştık" 24 kilometrede sıraya girdiklerini söyleyen Yaşar Çetinkaya, "7-8 kilometre ilerleyebildik. Ailelerimizle telefonla görüntülü bir şekilde bayramlaştık. Bazı yerlerde telefonlar çekmiyor. Sevdiklerimizden uzaktayız. İnsan çocuklarını torunlarını görmek istemez mi? Bayramımız buruk geçiyor. Burada arkadaşlarımız olmasa yalnız geçireceğiz. Çocuklarım bırak gel baba diyor ama imkânlar yetmiyor" dedi. "Eski bayramlar yok" Aileleriyle telefonla görüştüklerini belirten Mesut Eriş, "Eski bayramlar yok. Aile özlemi çekiyoruz. Her baba çocuğunun yanında olmak ister. Bayramı ailecek geçirmek ister. Çok zor oluyor. Hiçbir ihtiyacını karşılayamıyorsun. Bayramda tır şoförlüğü hüzünlü geçiyor" şeklinde konuştu. "Ailemizi özlüyoruz" Bayramda sınır kapılarında bayramı hüzünlü geçirdiklerini söyleyen Mehmet Kalafat, "Arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz, sitem ediyoruz, neler yapabiliriz diye düşünüyoruz. Ben İzmir’de oturuyorum. Herkesi özlüyoruz. Ailemizi özlüyoruz. Özlemle yanıp tutuşuyoruz. Yaptığımız iş belli, zor. Her geldiğimizde sıra var. Sevdiklerimizle telefonla konuşuyoruz. Buradaki arkadaşlarımızla bayramlaşıyoruz. Güzel geçirmeye çalışıyoruz" ifadelerine yer verdi.
İstanbul Olta balıkçıları bayramda Galata Köprüsü’ne akın etti Ramazan Bayramı’nın ikinci gününde Galata Köprüsü, olta balıkçılarının akınına uğradı. Güzel havayı fırsat bilen İstanbullular, oltalarını denize bırakıp bayramın tadını çıkardı. Ramazan Bayramı’nın ikinci gününde, İstanbul’da güzel havayı fırsat bilen olta balıkçıları Galata Köprüsü’ne akın etti. Oltalarını ve kovalarını alarak köprüye gelen balıkçılar, Boğaz’ın serin sularına yemlerini bıraktı. Köprü üzerinde yoğunluk oluşturan balıkçılar, hem balık tutmanın keyfini yaşadı hem de sıcak havanın tadını çıkardı. Gün boyu süren balık avında kimi balıkçılar kovalarını doldururken, bazıları da Boğaz manzarası eşliğinde sohbet etmeyi tercih etti. "Hem ziyaret hem ticaret yapıyoruz" Bayramın ikinci günü güzel havayı değerlendirdiklerini söyleyen Yunus Kartal, "Emekliyim buraya gelip balık tutup satıyorum. Hem ziyaret hem ticaret yapıyoruz. Bu güzel havayı değerlendiriyoruz. Kafa dinlemeye geldik. Her sene gelirim. Balık olarak izmarit, istavrit ve sardalya var. Ben de izmarit ve sardalya tuttum. Allah bereket versin" dedi. "Eğlenmeye geldik" Tuttuğu balıkları yiyeceğini söyleyen Evliya Sezer, "Buraya eğlenmeye geldik. Buraya hobi olarak hep gelirim. Bugün hava çok güzel. Biraz balık tuttum. Ama poşete koydum balıkları kova getirmedim. Nasip olursa akşam balıkları yiyeceğiz" ifadelerini kullandı.
İstanbul Olta balıkçıları bayramda Galata Köprüsü’ne akın etti Ramazan Bayramı’nın ikinci gününde Galata Köprüsü, olta balıkçılarının akınına uğradı. Güzel havayı fırsat bilen İstanbullular, oltalarını denize bırakıp bayramın tadını çıkardı. Ramazan Bayramı’nın ikinci gününde, İstanbul’da güzel havayı fırsat bilen olta balıkçıları Galata Köprüsü’ne akın etti. Oltalarını ve kovalarını alarak köprüye gelen balıkçılar, Boğaz’ın serin sularına yemlerini bıraktı. Köprü üzerinde yoğunluk oluşturan balıkçılar, hem balık tutmanın keyfini yaşadı hem de sıcak havanın tadını çıkardı. Gün boyu süren balık avında kimi balıkçılar kovalarını doldururken, bazıları da Boğaz manzarası eşliğinde sohbet etmeyi tercih etti. "Hem ziyaret hem ticaret yapıyoruz" Bayramın ikinci günü güzel havayı değerlendirdiklerini söyleyen Yunus Kartal, "Emekliyim buraya gelip balık tutup satıyorum. Hem ziyaret hem ticaret yapıyoruz. Bu güzel havayı değerlendiriyoruz. Kafa dinlemeye geldik. Her sene gelirim. Balık olarak izmarit, istavrit ve sardalya var. Ben de izmarit ve sardalya tuttum. Allah bereket versin" dedi. "Eğlenmeye geldik" Tuttuğu balıkları yiyeceğini söyleyen Evliya Sezer, "Buraya eğlenmeye geldik. Buraya hobi olarak hep gelirim. Bugün hava çok güzel. Biraz balık tuttum. Ama poşete koydum balıkları kova getirmedim. Nasip olursa akşam balıkları yiyeceğiz" ifadelerini kullandı.