SAĞLIK - 20 Eylül 2024 Cuma 13:36

Alzheimer 65 yaş üstünde yüzde 5 civarında görülüyor

A
A
A
Alzheimer 65 yaş üstünde yüzde 5 civarında görülüyor

Alzheimer hastalığının görülme sıklığının yaşla birlikte arttığını belirten Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “Hastalık 65 yaş üstü bireylerde yaklaşık yüzde 5 oranında görülürken, geçen her 5 yılda bir hastalık sıklığı iki kat artar” dedi. Alzheimer hastalığının seyrinde zihnin fonksiyonel özelliklerinin olabildiğince korunmasının önemli olduğunu vurgulayan Topçuoğlu, “İşleyen demir ışıldar. Zihin ne kadar meşgul tutulursa, ne kadar çok uyaran alırsa fonksiyonelliği o ölçüde devam eder. Bulmaca çözmek, kitap okumak, örgü örmek ve benzeri uğraşlar mevcut yetileri korumak açısından çok önemlidir. Ancak her birey ve her hasta şahsına özeldir. Hastalığın ilerleme hızı değişkenlik gösterebilir” uyarısında bulundu.


Hastalığın erken evrede teşhis edilmesini sağlamak, farkındalık oluşturmak ve insanları bilinçlendirmek amacıyla her yıl 21 Eylül, Dünya Alzheimer Günü olarak anılıyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada hastalığın nedenleri, alınabilecek önlemler ve beyin sağlığının korunmasına ilişkin değerlendirmede bulundu.



Alzheimer’ın gelişiminde pek çok etken var


Alzheimer hastalığının gelişiminde tek bir kesin sebebin belirtilemeyeceğini kaydeden Topçuoğlu, “Şu an kabul edilen görüş genetik, yaşam biçimi ve çevresel etkenlerin bireyleri birlikte etkilemesi sonucu hastalığın geliştiği yönündedir. Kesin olarak Alzheimer’a sebep olduğu bilinen genler olmakla birlikte hastaların yüzde 1’inden daha az kısmında bu genler saptanmaktadır” dedi.



Plakların miktarı ve yerleştiği bölge önemli


Alzheimer tanısında beyinde oluşan plakların miktarı ve yerleştiği bölgenin önemli olduğunu vurgulayan Topçuoğlu, “Bireyin beyninde bir çeşit protein olan amilodden oluşan plaklar ve yine bir çeşit protein olan taudan oluşan nörofibriller yumaklar gelişerek beyin hücresi kaybı ve beyin hacminde küçülme ortaya çıkar. Bu plaklar ve yumaklar Alzheimer hastalığı tanısı için gerekli ancak yeterli değildir. Çünkü her ikisi de normal yaşlanmayla birlikte belli miktarda her yaşlı bireyde görülür. Alzheimer için tanısal olan, bu plakların miktarı ve özellikle beyinde yerleştiği alanlardır. Tahmin edileceği üzere bu plak ve yumakların beyinde hafıza, dil, yönetici fonksiyonlar gibi bilişsel işlevleri yöneten bölgelerde birikmesi ile Alzheimer hastalığı gelişir” diye konuştu.



Hastalığa yatkınlık Alzheimer riskini artırıyor


Alzheimer’a ait yatkınlığa sahip olmanın gelecekte Alzheimer hastası olmanın ilk şartı olduğunu belirten Topçuoğlu, kardeşlerden birinde Alzheimer görülürken diğerlerinde hastalığın görülmemesinin nedenlerini şöyle açıkladı:


“Bireylerin doğduğu andan itibaren sahip olduğu genetik materyal, hayatı boyunca sahip olacağı, sahip olmaya yatkın olduğu hastalıkların kodunu taşır. Alzheimer’a ait yatkınlığa sahip olmak, gelecekte Alzheimer hastası olmanın ilk şartıdır. Buna ek olarak çevresel toksinler, çevresel uyaran azlığı, yetersiz uyku, uzun süreli fiziksel ve psikolojik strese maruz kalmak, alkol ve keyif verici madde kullanımı yatkınlığı olan bireylerde hastalığın gelişimini kolaylaştırmakta ve hızlandırmaktadır. Dolayısıyla aynı fiziksel çevrede, aynı ailede yetişmiş kardeşlerin bile bir kısmında hastalık görülürken, bazı kardeşlerde hiçbir zaman gelişmeyebilir. Bu durum sağlıklı kardeşlerin, doğuştan gelen hastalığa yatkınlığa ait genetik materyale sahip olmaması ile açıklanabilir.”



Alzheimer hastalığının sıklığı yaşla beraber artıyor


İleri yaşlara erişen her bireyin Alzheimer’a yakalanmasının söz konusu olmadığını ifade eden Topçuoğlu, “Ancak burada bir görecelilik durumu söz konusudur. Alzheimer hastalığının sıklığı yaşla birlikte artmaktadır. 65 yaş üstü bireylerde yaklaşık yüzde 5 civarında görülürken, geçen her 5 yılda bir hastalık sıklığı iki kat artar. 50 yıl önce ortalama yaşam süreleri çok daha kısa olduğundan 65 yaşına ulaşan ve geçen insan sayısı çok azdı. Bu kişilerin de belli bir kısmında Alzheimer gelişeceği düşünülürse toplumda Alzheimer sıklığı çok düşük olarak saptanıyordu. Oysa uzayan yaşam süreleriyle birlikte artık her ailede en az bir, bazen daha çok sayıda 80 yaş üstü birey bulunuyor. Hastalığın görülebileceği yaş grubu toplumu arttıkça da doğal olarak artık daha çok sayıda Alzheimer hastası ile karşılaşıyoruz” diye konuştu.



Kadın cinsiyet, kafa travması, yetersiz uyku gibi faktörlere dikkat


Alzheimer gelişimini kolaylaştıran faktörlere de değinen Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, bunları ileri yaş, aile öyküsü ve genetik, kadın cinsiyet, hafif bilişsel bozukluk, kafa travması, inme, depresyon, hava kirliliği, aşırı alkol tüketimi, yetersiz uyku düzeni, fiziksel egzersiz yetersizliği, obezite, sigara kullanımı ya da pasif içicilik, hipertansiyon, yüksek kolesterol, iyi kontrol edilmeyen tip 2 diyabet ve sosyal izolasyon olarak sıraladı.



İşleyen zihin ışıldar


Alzheimer hastalığının seyrinde zihnin fonksiyonel özelliklerinin olabildiğince korunmasının önemli olduğunu vurgulayan Topçuoğlu, “İşleyen demir ışıldar. Zihin ne kadar meşgul tutulursa ne kadar çok uyaran alırsa fonksiyonelliği o ölçüde devam eder. Genel olarak tüm demans hastaları, özel olarak ise Alzheimer hastaları belli bir aşamadan sonra yeni bilgi öğrenme, kaydetme ve bu bilgiyi geri çağırma yeteneklerini kaybedeler. Dolayısıyla bu hastalarda ilk hedef halihazırda sahip oldukları yetilerin korunabildiği kadar korunmasıdır. Bulmaca çözmek, kitap okumak, örgü örmek ve benzeri uğraşlar mevcut yetileri korumak açısından çok önemlidir. Ancak her birey ve her hasta şahsına özeldir. Hastalığın ilerleme hızı değişkenlik gösterebilir” uyarısında bulundu.



Antioksidan ve antienflamatuar besinlerin tüketimi önemli


Beslenmenin Alzheimer gelişimi üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerine değinen Topçuoğlu, “Alzheimer ve benzeri nörodejeneratif (sinir sisteminde dejenerasyonla giden) hastalıkların patogenezinde oksidasyon ve inflamasyon oldukça önemli yer tutar. Dolayısıyla antioksidan ve antienflamatuar besinlerin tüketimi vücudu oksidasyon yan ürünlerinden korur ve nöroproteksiyona (sinir hücrelerinin korunmasına) katkıda bulunur” dedi.



Akdeniz diyetiyle beslenme desteklenmeli


Sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemini vurgulayan Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “Meyve, sebze, tam tahıllar, tohumlar/çekirdekler, kuruyemişler, zeytinyağı ve zeytinyağlı sebze yemekleri gibi besinleri içeren Akdeniz diyetiyle beslenme desteklenmelidir. Her gün mümkünse en az üç porsiyon değişik renkte sebze ve meyve tüketilmelidir. Günde en az 6-8 bardak sıvı tüketimi önemlidir. Su en kolay tercih olmakla birlikte alkol dışındaki tüm sıvılar hesaba alınabilir” tavsiyesinde bulundu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya ANTGİAD yeni sezona merhaba dedi Antalya Genç İş İnsanları Derneği (ANTGİAD), yeni sezonun ilk genişletilmiş üye toplantısını geniş bir katılımla gerçekleştirdi. ANTGİAD’da yeni sezonun ilk genişletilmiş üye toplantısı geniş katılımla yapıldı. Toplantıya ANTGİAD üyeleri ve iş dünyasından pek çok önemli isim katılırken gündem, Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu zorluklar, girişimcilerin yaşadığı finansal sıkıntılar, anayasa değişikliği tartışmaları ve kadın hakları gibi toplumsal meseleler oldu. Toplantının özel konuğu ESAS Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Çağatay Özdoğru, iş dünyasının geleceğine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Ekonomik reformlar için çağrı ANTGİAD Başkanı Ercan Yavaş, toplantının açılış konuşmasında Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durumu ve iş dünyasına etkilerini geniş bir perspektiften ele aldı. Yavaş, iş dünyasının büyüme potansiyelini tam olarak kullanabilmesi için finansmana erişimin kolaylaştırılması gerektiğini vurguladı. Yavaş, kamunun tasarruf politikalarını daha etkin bir şekilde uygulaması gerektiğini ve faiz oranlarının hızla düşürülmesi gerektiğini vurgulayarak, ekonomik iklimin iyileştirilmesi gerektiğini ifade etti. Kadın ve çocuk hakları üzerine çağrı Yavaş, Türkiye’de kadın ve çocuk haklarıyla ilgili artan sorunlara da değindi. Kadın cinayetleri ve çocuk istismarlarının toplumsal adaletin en zayıf noktaları olduğunu belirten Yavaş, bu suçların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini dile getirdi. Yavaş, "Kadınlarımız ve çocuklarımız, toplumumuzun en korunmasız kesimleri ve bu kesimlere karşı işlenen suçlar ne yazık ki caydırıcı cezalarla karşılanmıyor" diyerek ceza infaz yasasının hızla değiştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. "Türkiye ekonomisi ve kalkınma hikayesi" Toplantının en dikkat çeken bölümlerinden biri, ESAS Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Çağatay Özdoğru’nun konuşması oldu. Özdoğru, Türkiye ekonomisinin küresel pazarlarda rekabet gücünü artırabilmesi için inovasyona dayalı girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Özdoğru, Türkiye’nin potansiyelinin yüksek olduğunu, ancak bu potansiyelin doğru stratejilerle harekete geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Özdoğru, şöyle devam etti: "Bugün dünyanın en büyük ekonomileri, inovasyon ve teknoloji odaklı büyümeyi önceliklendiriyor. Türkiye olarak biz de, genç girişimcilerimize daha fazla destek vererek, dünyada adımızdan söz ettirebiliriz. Ancak bu başarı, sadece bireysel çabalarla değil, güçlü bir iş birliği ve destek sistemi ile mümkün olacaktır.” Özdoğru’nun konuşmasında altını çizdiği önemli noktalardan biri de girişimcilerin global pazarlara daha rahat erişim sağlayabilmeleri oldu. Özellikle teknolojik dönüşüm ve dijitalleşme süreçlerinin Türk iş dünyasına entegre edilmesi gerektiğini belirten Özdoğru, geleceğin girişimcilerinin bu dönüşümü yakalayanlar olacağını ifade ederek, "Dünya artık sınırları olmayan bir ticaret arenası haline geldi. Girişimcilerimiz, teknolojiyi ve dijitalleşmeyi yakından takip ederek bu rekabetçi pazarda öne çıkabilirler" diye konuştu. ANTGİAD genişletilmiş üye toplantısı, yeni üyelere plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Gaziantep Şahinbey Belediyesi zabıta ekiplerinden kantinlere denetim Şahinbey Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, 2024-2025 eğitim-öğretim yılının başlamasının ardından Şahinbey İlçesi sınırları içerisindeki okul kantinlerini denetledi. Öğrencilerin sağlığını her zaman ön planda tutan Şahinbey Belediyesi, gerçekleştirilen denetimlerde sağlığa uygunluk ve temizlik konusunda yapılan hataların tekrarlanmaması için uyarıda bulundu. Genel temizlik ve sağlıklı gıda maddesi satışı konusunda çalışmalarını aralıksız sürdüren Şahinbey Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, ilçe sınırları içerisindeki okul kantinlerini denetledi. Okul kantinlerinde bulunan gıda maddelerini inceleyen zabıta ekipleri, sağlığa uygunluk, işyeri açma çalışma ruhsatı, gıda maddesi ürünlerinin hazırlanması, çalışma ortamı, çöp kovaları, yangına karşı alınan tedbirler, haşere ve kemirgenler için alınan önlemler gibi birçok konuda denetim gerçekleştirdi. “Denetimler devam edecek” Kantinlerde satılan gıdaların öğrenciler açısından sağlık şartlarına uygunluğu ve güvenliğinin önemli olduğunu belirten Şahinbey Belediye başkanı Mehmet Tahmazoğlu, “Yeni eğitim öğretim yılının başlaması ile birlikte zabıta ekiplerimiz, öğrencilerimizin sağlığı için okullardaki kantinlerde kapsamlı denetimlere başladı. Denetimlerde kantinlerin hijyen şartları, gıda güvenliği ve genel düzeni titizlikle incelendi. Öğrencilerimizin sağlıklı ve güvenli beslenmeleri için gerekli tüm önlemlerin alındığından emin olmak amacıyla yapılan bu denetimlerimiz düzenli olarak tekrarlanacak” diye konuştu.