EKONOMİ - 25 Ekim 2022 Salı 13:09

6’ncı İstanbul Ekonomi Zirvesi için geri sayım başladı

A
A
A
6’ncı İstanbul Ekonomi Zirvesi için geri sayım başladı

Türkiye’nin önde gelen ekonomi buluşmalarından olan ve her yıl önemli isimleri ve kurumları bir araya getiren 6’ncı İstanbul Ekonomi Zirvesi öncesi tanıtım toplantısı düzenlendi.

’Küresel Değer Zincirleri’’ ana temasıyla düzenlenecek 6’ncı İstanbul Ekonomi Zirvesi öncesi İstanbul Ekonomi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer, TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Üyeleri ve İcra Kurulu Üyeleri düzenlenen basın toplantında bir araya geldi. Zirve bu yıl 8-9 Aralık tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek.

Zirve'de Küresel Değer Zincirleri, Social Upgrading, Küresel Taşımacılığın Geleceği Elektrikli Araçlar, Yerelden Küresele Turizmde Değer Yaratmak, Enerji ve Enerji Dönüşümünde E-mobilitenin Yeri, İhracat Odaklı Ekonomide Teknoloji, İnovasyon ve Kalkınma, Sürdürülebilir Kalkınma İçin Sağlıkta İnovasyon, Dijitalleşme, Göç ve Barınma Sorunları, Bankacılık Sektörünün Ekonomik Büyüme Üzerindeki Etkileri, Yeşil Ekonomide Değişim ve Dönüşüm Fırsatları panel başlıkları ele alınacaktır. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Kadın Girişimcileri Derneği(KAGİDER), Zorlu Enerji, Koluman Otomotiv, Borusan Otomotiv BMW, Vakıf Katılım Bankası, Sanofi, Kibar Enerji, Shneider Electric, Mersin - Tarsus Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TÜİOSB) ve Pekhan İnşaat’ın destekleri ve sponsorluklarında gerçekleşecektir.

“İstanbul Ekonomi Zirvesi, 2023 yılından itibaren Berlin’de gerçekleşecek”

Sürdürülebilir kalkınma için, doğayı ve çevreyi değiştirmeden gelişimi yönetmek gerektiğini vurgulayan İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer, “Çevre dostu ve fosil yakıtların aksine, tükenmeyecek olması sebebiyle yenilenebilir enerji üretimini büyütmek gerekiyor. Güneş enerjisini çeşitli paneller ve sistemler ile elektrik ya da ısıya çevirmek dünyamızın geleceği için hayati öneme sahiptir. Şüphesiz enerji ve su tüketiminin azaltılması, daha çevreci eylem ve taleplerin olması iklim değişikliği ile mücadele kapsamında bireysel olarak yapılabileceklerden bazılarıdır. Küresel değer zincirlerinin önemi, artan bilgi iletişim teknolojisi ve gelişen altyapı ile ülkeler için üst seviyelere çıkmıştır. Küresel değer zincirlerine katılım ve bu katılımdan elde edilen değerlerin ülkelere katkıları sürdürülebilir gelişim, büyüme, refah artışı ve uluslararası rekabet gücünü elde etmek olarak ifade edilmektedir. Tüm dünyada kullanımı gittikçe yaygınlaşan elektrikli araçlar, yeşil ekonominin ana maddelerinden biri oldu. Elektrikli araç üreticileri ve tedarikçilerinden finansörlere, bayilere, enerji sağlayıcılarına ve şarj istasyonu operatörlerine kadar tüm mobilite ekosisteminin dönüşümü başarıyla gerçekleştirdiğinde yeni gelecek, otomotiv sektörünü daha hızlı dönüştürecek. Ayrıca, İstanbul Ekonomi Zirvesi, 2023 yılından itibaren Türkiye sınırlarını aşarak artık Berlin’de de gerçekleşecek‘’ şeklinde konuştu.

“2023'ün Türkiye için çok iyi bir yıl olacağını düşünüyorum”

Pandemi döneminde Türkiye’de turizmin olumsuz etkilenmediğini, aksine daha güçlendiğini dile getiren Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, “İnsanlar geçmişe oranla daha fazla seyahat etmek istiyor. 2023'ün Türkiye için çok iyi bir yıl olacağını düşünüyorum. Yurt dışından gelen yabancı ziyaretçi sayımız artacaktır. Dolayısıyla 2023'te de 787 dolar seviyelerini tutturabilirsek bu çok iyi bir ortalama bence. Bu standardı tuttursak ondan sonra her sene 5-10 dolar artırmak daha kolay. İstanbul Ekonomi Zirvesi, İstanbul ürünlerini çoğaltan, İstanbul'a değer katan bir zirve. Aslında bütün şehirlerimizde bu tür ürünlerin çoğalması gerekiyor. Bu yıl 6'ncısını gerçekleştiriyoruz. Kendisini ispat etmiş bir zirve olarak bundan sonra İstanbul turizmine de İstanbul'un tanıtımına da çok ciddi katkılar yaparak devam edeceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında örgüt lideri Fırat Sarı savunma yapıyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine 6. gününde devam ediliyor. Duruşmada örgüt lideri Fırat Sarı savunma yapıyor. Sarı savunmasında, “Ben 1 aydır haber izlemiyorum. Bütün algı yönetimi bizim üzerimize. Benim ölüm oranım Türkiye’deki hekimlerin ölüm oranının altında. Cani olsam, vahşi olsam oranlardan çıkar” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava beşinci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, Medisens şirketinin sahibi olan, doktor olarak anlaşma yaptığı hastanelerin yenidoğan yoğun bakımlarını işleten, bebeklerin ihmalden ölmesine neden olan örgüt lideri Fırat Sarı savunma yapıyor. “Bütün algı yönetimi bizim üzerimize” Yoğun bakım servislerinde usulsüz epikriz yazımı, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK’ya fatura ettirme gibi eylemler ile nitelikli dolandırıcılık suçunu da işlediği tespit edilen ve hakkında 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezası istenen Fırat Sarı savunmasında, “Bu tapelerden kamuoyu laçka işler oluyor gibi düşündü ama hastane ciddi bir kurum. Toplumda infial oluşturuldu. Doktorlar ateşe atıldı. 10’a yakın hastane kapatıldı. Oradaki insanlar işsiz kaldı. Sağlık Bakanlığı yetkilileri buradaysa operasyondan önceki dönem ile sonraki dönemi karşılaştırsınlar. Biz kötü bir şey yapıyorsak operasyon sonrası hastanelerin bulunduğu ilçelerde ölüm oranları artmaz. Ama ben böyle olacağını düşünmüyorum. Hastalar için de kötü. Ben 1 aydır haber izlemiyorum. Bütün algı yönetimi bizim üzerimize. Kadan bebek ölüyor, 1 gün sonra İlker ile konuşuyoruz. Mesleki bir tartışma yapıyoruz. Bu bebek doğmuş ve 1 saat içinde ölmüş. Hasta doğduktan sonra hemen ölmüş. Nasıl durumunu kötüleştirebiliriz? Bu raporda yazıyordu. Bu durum bile raporun kötü niyetli olduğunu ortaya koyuyor. İstanbul’da çocuk yoğun bakımı çok az. Allah korusun birimizin çocuğunun başına bir şey gelse yer bulma sıkıntısı var. Ben gece boyu hastanelere uğrardım bir sorun çıkarsa. Halime bebek doğduğunda 1 saat canlandırma işlemi yapılmış. Ben bu bebeğin yaşayamayacağını, yaşasa da engelli kalacağını biliyordum. Hastanın kötü gittiğini söylüyorlar zaten. Bebek eks oluyor bana haber veriyorlar. Ben babaya ölüm haberini vermek istedim. ‘Bekletin ben geleyim ben kendi sistemimden ölümü gireyim ve babaya haber vereyim’ dedim” şeklinde konuştu. “Benim ölüm oranım Türkiye’deki hekimlerin ölüm oranının altında” Sarı savunmasının devamında, “Burada hak gasp edildi. Kendimi katmıyorum da, bu durum çok incitici. Hekim, hakim aynı kökenden geliyor. Ben bir hekime nasıl hastanı daha erken taburcu et diyeyim? Ben nasıl düzey yükselt diyeyim? Bunu talep bile edemezsiniz, meslek etiği gereği söyleyemem. Hemşire arkadaşlar gençler, ben merkezli bir konuşmaları var. Ama sistem hekimin kontrolünde. Kesinlikle epikrizler hekimler tarafından yazıldı. Hastaların yatış süreleri de uzun değil. Olayda infial olunca, toplumsal kıyamet olunca herkes aynı bakış açısı ile baktı olaya. Benim ölüm oranım Türkiye’deki hekimlerin ölüm oranının altında. Cani olsam, vahşi olsam oranlardan çıkar. Anneler için bebeğini yoğun bakıma yatırmak bir travma. Ve bu haberler ile travma tekrarlanıyor” dedi.
Rize Rize’de parkomat tepkisi Rize’nin Pazar ilçesinde belediyenin parkomat uygulamasında kişiye özel ayırımcılık yapıldığını iddia eden esnaf, protesto amacıyla aracını sokağa yan çekerek sokağı trafiğe kapattı. 10 Mart Caddesi Şehit Mürsel Basa Sokak’ta belediyenin parkomat uygulamasında haksızlık yapıldığı gerekçesiyle ilginç bir protesto gerçekleşti. Aracıyla sokağı trafiğe kapatan Kadir Atacan isimli esnaf, aracın üzerine, “Pazar Belediyesinin parkomat uygulaması kişiye özel uygulanıp, dürüst vatandaşın hakkını çıkar gruplarına yedirmektedir. Bu yüzden sokak trafiğe kapalıdır. Düzgün, dürüst vatandaşlardan özür diliyorum” yazdı. Caddede esnaflık yapan Kadir Atacan, konuyla ilgili defalarca belediyeye görsellerle, kanıtlarla müracaat etmesine rağmen kişiye özel uygulamalar yapıldığını iddia ederek böyle bir protesto yapmak zorunda kaldığını ifade etti. Atacan, “Belediyeye defalarca giderek usulsüzlükleri bildirmeme rağmen kişiye özel muameleler devam etti. Adam kayırma, adamının adamı, bir şekilde birilerine iltimas geçtiler. Doğrulukla, dürüstlükle bunu çokça belgeli, kanıtlı olarak kendilerine göstermeme rağmen sonuç elde edemedik. Bu nedenle bugün böyle bir boykot içerisine girmek zorunda kaldık. Düzgün, dürüst vatandaşlardan özür diliyorum bu boykot için. Trafiği kapatmak sorunun çözümü değil ancak başka da bir çare kalmadığı için bu eylemi gerçekleştiriyorum. Düzgün, dürüst vatandaşların hakkını yandaşlarına bir şekilde yediriyorlar. Ben bunu kabul etmiyorum, herkese eşit muamele yapılmasını bekliyoruz. Konunun siyasi bir boyutu yoktur, tamamen etik ve uygulamayla ilgili bir tepkidir bu” ifadelerini kullandı. Atacan ses getirmek amacıyla yaptığı eylemini, araç kendisine lazım olana kadar sürdürüp sonlandıracağını söyledi.