EKONOMİ - 07 Mart 2012 Çarşamba 17:06

BAKAN ÇAĞLAYAN: "TÜRKİYE`Yİ GEÇMİŞTE ELEŞTİRENLER ŞİMDİ YOĞUN BAKIMDA"

A
A
A
BAKAN ÇAĞLAYAN: "TÜRKİYE`Yİ GEÇMİŞTE ELEŞTİRENLER ŞİMDİ YOĞUN BAKIMDA"

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yıllar önce "hasta adam" olarak nitelendirilen Türkiye’nin küresel krizden siyasi ve ekonomik istikrarı sayesinde çıktığını belirterek, "Türkiye’yi geçmişte eleştirenler şimdi yoğun bakımda, oksijen çadırında. Allah onlara şifa versin" dedi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin akademik denetiminde İtibar Atölyesi adına uluslararası araştırma şirketi Xsights tarafından ülke ekonomisinin en büyük sektörleri kabul edilen gıda, alkolsüz içecek, otomotiv, banka ve sigorta, konfeksiyon ve tekstil, enerji, beyaz eşya, elektronik, holdingler, iletişim (gsm ve telekom), inşaat ve perakende sektörleri mercek altına alınarak hazırlanan Türkiye İtibar Endeksi’nin sonuçları açıklandı. İstanbul Ticaret Üniversitesi Eminönü Kampüsü Konferans Salonu’nda
gerçekleştirilen "Türkiye İtibar Endeksi 2011 Sonuçları Değerlendirme Zirvesi"ne Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da katıldı.
Zirvede konuşan Bakan Çağlayan, Türkiye’nin imajının dünyada arttığı bir dönemde böyle bir konunun gündeme alınmasının son derece önemli olduğunu söyledi. Türkiye’nin çok ciddi disiplinel bir çalışma ile dünyanın her tarafında adından sıkça bahsedilen bir ülke haline geldiğini anlatan Bakan Çağlayan, "Dünyanın neresine giderseniz bir Türk işadamına rastlarsınız. Dünyanın etrafını 25 tur atmış biri olarak bunu söylüyorum. 3 yıl içerisinde 1 milyon kilometreden fazla yol yapmış biri olarak bunu ifade
ediyorum. Önemli olan bu gücün nasıl değerlendirildiği ve kullanıldığıdır. Kontrolsüz güç güç değildir" dedi.
Türkiye’nin geçmişte sanayi envanteri ve girişimci bilgi sistemi bulunmadığını ve Türkiye’nin gözleri kapalı teşvik sistemi ve birçok hatayı geçmişte yaptığını anlatan Bakan Çağlayan, "Türkiye’nin stratejisi yoktu. Hangi alanda sanayileşecek, hizmetler sektörü Türkiye açısından ne kadar önemli olacak, Türkiye sadece sanayide üreten bir ülke mi yoksa doğal zenginlikleri, altyapı ve insan kaynaklarını kullanarak turizmde, eğitimde, sağlıkta, lojistikte, birçok alanda hizmet ticaretinde önemli oyuncu
olacak bir ülke mi olacak, bunlar geçmişte bilinmiyordu" dedi.
Çağlayan, 2008 yılına kadar 2 milyon 10 bin 377 işletme olduğunu bilmediğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Sanayi envanteri ile yola çıkmıştık, sonra adını girişimci bilgi sistemi yapmıştık. 2 yıl önce bir çalışma yaptık. İhracata dönük eğitim stratejisi diye bir kurum kuruldu. Gerek kamu gerek, özel sektörü bu işin içine katarak Türkiye’nin cari açık, ihracat, ithalat faktörlerinin nelerden oluştuğunu araştırdık. Bu çalışmayla 6 sektörü masaya yatırım adeta MR’larını çektik. Aynen itibar atölyesinin şirket ve sektörlerin MR’ını çektiği gibi. O güne kadar bilmediğim birçok şeyi bu çalışmanın sonunda
öğrendim. İthalat analizi ile Türkiye’de sektörlerin ithalat bağımlılığını çıkarttık. Gübre yüzde 72 ithalata bağımlı, aynen madde bağımlısı gibi. Gördük ki baş tacımız olan ihracatımızda lokomotif olan otomotiv sektörümüzde ise yerlilik yüzde 44, yüzde 56 ithalat bağımlılığı var. Bunların hepsi ve bugün yapılan itibar endeksi bir veri havuzuna toplanıp, ülkenin bundan sonra nasıl bir sanayileşme sistemi, teşvik sistemi izlenmesi noktasında önem arz edecek."
Türkiye’nin 10 yıl önceki Türkiye olmadığını vurgulayan Bakan Çağlayan, Türkiye’nin 10 yıl önce itibar erozyonuna uğramış bir ülke olduğunu söyledi. Çağlayan, uluslar arası yatırımcıyı "göçmen kuşlara" benzeterek, "Ürküttüğünüz zaman istediği yere gider. Yatırım yapacak insan siyasi istikrara, ekonomik istikrara bakar. Bir şirket bir ülkeye yatırıma gittiği zaman o günkü kararı değildir o şirketin. 3 yıl sonra devreye giren fabrikana geri dönüşü 10 yıldır. Uluslar arası yatırımcı bir ülkeye yatırım
yaparken o ülkenin en az 10 yılına bakarak geleceğini satın alarak yatırım yapar" dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, bu çalışmanın bundan sonraki yol haritası açısından önemli olduğunu da ifade ederek, "Şirketler için yapılan bu çalışmanın ne kadar önemli olduğunu, ülke imajı açısından aynı şeyin, kamu için de yapılması gerekiyor. Bu çalışma mutlaka kamu için de yapılması gerekiyor. Kamunun da millet tarafından nasıl algılandığı önemli" diye konuştu.
Çalışmada 8 parametre ile yapılan değerlendirmede sektörlerin kişiler üzerindeki itibarının nasıl etki bıraktığı, nasıl algılama ortaya koyduğunu çok net şekilde ortaya koyacağını anlatan Çağlayan, "Hayatım boyunca teşvik almadım ama çok büyük hata yapıtım. Maalesef 80’li yılların sonunda Türkiye’de teşvik almak adeta kaçakçılık veya hırsızlık gibi algılanıyordu. Sebebi o günkü teşvik sisteminin getirdiği hataları kötüye kullanan 3-5 kişinin, teşvik konusunda devleti dolandırmasından kaynaklanan bir
algılamanın toplum üzerindeki etkisiydi. Ben teşvik almadım, yatırım yaptım ama aslında enayilik etmişim. Devlet bu imkanı veriyor" şeklinde konuştu.
Çağlayan, bugün Yunanistan’da birçok kişinin ’iş bulurum’ ümidiyle Türkiye’ye gelmek istediğini de ifade ederek, "Yıllar önce hasta adam olarak nitelendirilen Türkiye böyle bir küresel krizden siyasi ve ekonomik istikrarla çıktı. Türkiye dimdik ayakta Türkiye’yi geçmişte eleştirenler şimdi yoğun bakımda, oksijen çadırında Allah onlara şifa versin. Birçok ülkenin iflas konumuna geldiği bir ortamda bunlardan bahsetmek önemli" dedi.
Zirveye ev sahipliği yapan İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren ise, "Güvenilir olma durumu, saygınlık ve prestiji ifade eden itibar konsepti ekonomik, finansal, siyasal ve benzeri alanlarda kamu, özel, bireysel ve kurumsal bazda önem taşımaktadır. İtibar endeksi başlangıçta ekonomik ve finansal içerikli belirlenmiş sektörlerde uygulanmıştır. Daha sonra da farklı alanlar da uygulamaya konulacaktır. İstanbul Ticaret Üniversitesi, Türkiye İtibar Endeksi’nin akademik içeriğinde yer
almaktadır" diye konuştu.
Zirvede daha sonra Türkiye İtibar Platformu Yürütme Kurulu Başkanı Can Çağdaş sonuçları açıkladı. Endeks sonuçlarına göre Türkiye’de en güvenilen üç marka Koç Holding, Turkcell ve Sabancı Holding oldu. En itibarlı sektörler gıda, elektronik ve perakende olarak belirlenirken, endeksin en dikkat çekici sonuçlarından biri ise Türk halkının itibarlı gördüğü markalara gönülden bağlı olduğunu söylemesi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisalı kadınlar kol kola girip gece yürüyüşü yaptı Şehzadeler Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, Manisa’da ilk kez gece yürüyüşü gerçekleştirdi. Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, yürüyüş sonrası yaptığı açıklamada kadın cinayetleri son bulana kadar mücadele edeceğini vurgulayarak, “Şiddete, hukuksuzluğa ve bu karanlık zihniyete karşı yaşamı ve eşitliği savunmaya devam edeceğiz” dedi. Manisa’da Şehzadeler Belediyesi tarafından düzenlenen gece yürüyüşünde kadınlar, kadına yönelik şiddet ve baskıya karşı seslerini yükseltti. Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay öncülüğünde gerçekleşen yürüyüşe, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Manisa Baro Başkanı Av. Sevgi Başak Yeşil Malay, Yunusemre Belediye Başkan Yardımcıları Ali Gök, Mesut Doğan, Özge Arslan, Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı Erdem Yıldırım, STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Etkinlikte, kadınlar hep birlikte dayanışma ve mücadele mesajı verdi. “Katledilen her kadın isyanımızdır!” Hakkı İplikçi Parkı’ndan başlayan yürüyüş, Manolya Meydanı’nda son buldu. Burada kalabalığa hitap eden Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, kadına yönelik şiddetin yalnızca bireysel bir sorun olmadığını, aynı zamanda politik, hukuki ve yapısal bir mesele olarak ele alınması gerektiğini belirtti. Durbay, “Ülkemizde kadınlar; aile içinde, sokakta, okulda, iş yerinde, siyasette, medyada, çarşıda, pazarda, tarlada olmak üzere, erkekler tarafından her gün daha da artarak; fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddete uğramaya devam etmektedir. Bu şiddet ve cinayetlerin önlenememesi sadece bireysel değil, aynı zamanda politik, hukuki, kültürel, ekonomik ve yapısal bir mesele olarak hala varlığını korumaya devam etmektedir. Ülkemizde kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri tırmanırken, sadece 2024’ün ilk 10 ayında 327 kadın erkekler tarafından hayattan koparılmıştır. 2014 yılından bu güne son 10 yılda 2 bin 982 kadın öldürülmüş, binlerce kadın; fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddete maruz kalmıştır. Katledilen her kadın isyanımızdır. Biz kadınlar, boşanmak istedik diye, kahkaha attık diye, gece sokağa çıktık diye, mini etek giydik diye her gün erkekler tarafından öldürülmeye devam ediyoruz. Şiddete, hukuksuzluğa ve bu karanlık zihniyete karşı isyandayız. Baskılarınız karşısında susmuyoruz, korkmuyoruz ve itaat etmiyoruz. Kadın cinayetleri son bulana kadar mücadele etmeye, sesimizi bu akşam olduğu gibi birlikte yükseltmeye devam edeceğiz” dedi. “Namusumuzu korumak kimsenin haddine değil!” Türkiye’de her yıl 400 kadının erkekler tarafından öldürüldüğüne dikkat çeken Başkan Durbay, şiddeti önleyen yasaların acilen uygulanması gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti “İstanbul Sözleşmesini fesh edenlerin, 6284 sayılı yasayı uygulamayanların istediklerinin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. İstanbul Sözleşmesini fesh edenlerin hepsi kadın cinayetlerinin ortağıdır. Seçilmiş bir kadın belediye başkanı olarak tüm kız kardeşlerime söz veriyorum, bu karanlık zihniyete karşı gücüm yettiğince yanınızdayım. Kadına yönelik şiddet son bulana kadar sizlerle birlikte omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğim. Biz kadınlar, kimsenin anası, bacısı, eşi, namusu, emaneti değiliz. Bizler eşit yurttaşlarız. Namusumuzu korumak da kimsenin haddine değil. Bizler, şiddetin, sömürünün, yoksulluğun karşısında birlikte güçlüyüz. Şiddete, cinayetlere ve baskılara karşı; isyanımızla, mücadelemizle var olmaya, yaşamı ve eşitliği savunmaya devam edeceğiz. Kadın cinayetlerinde yaşamını yitiren tüm kadınları saygıyla anıyor, Şiddete karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha haykırıyorum. Yaşasın kadın mücadelesi.” “Kadınlar birlikte daha güçlüdür” Etkinlikte söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen de kadınların hukuki haklarını savunmak ve şiddeti sonlandırmak için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın kadına yönelik şiddetin önlenmesinde kritik bir rol oynadığını vurgulayan Gökçen, “Fiziksel şiddetin yanı sıra ekonomik, psikolojik ve sosyal şiddetin de kadınların hayatını derinden etkilediğini görüyoruz. Kadına yönelik şiddetin yalnızca bireysel değil toplumsal bir sorun olduğunu unutmamalıyız. Manisa’da ilk kez düzenlenen bu yürüyüşte gördüğümüz dayanışma, tüm kadınların şiddete karşı bir araya geldiğinde neler başarabileceğinin bir örneği” dedi. Taksim Meydanı’nda gece yürüyüşü yapan kadınların polis barikatlarına karşı verdiği direnişin de bu mücadelenin simgelerinden biri olduğunu belirten Gökçen, kadınların birbirine destek oldukça daha güçlü olacağını ifade etti. “Kadın hakları için elimizden gelen her şeyi yapacağız” Manisa Baro Başkanı Av. Sevgi Başak Yeşil Malay ise “Ben, yüz yıllık bir kurum olan Manisa Barosu’nun başına gelen ilk kadın başkan olarak, hala bu memlekette kadın başkan, kadın komutan, kadın müdür tamlamalarını kabul etmediğimiz bir Türkiye’de yaşamak istemiyorum. 6284 sayılı yasanın hakkıyla uygulanmadığı, İstanbul Sözleşmesi’nden sudan bahanelerle çıkıldığı bir ülkede, kadın hakları ve gece yürüyüşleri gibi konularda yeterince adım atılmadığı bir ülkede yaşamak istemiyorum. Kadın hakları için elimizden gelen her şeyi sonuna kadar yapacağımızı ve Manisa Barosu’nun tüm avukatlarıyla birlikte her zaman yanınızda olacağımızı buradan beyan ediyorum” ifadelerini kullandı. Kadınlar, gece boyunca şiddete, sömürüye ve ayrımcılığa karşı hep birlikte seslerini yükseltti. Şehzadeler Belediyesi tarafından gerçekleştirilen bu etkinlik, Manisa’da kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin sembolü haline geldi.
Trabzon Akçaabat’ta kesintisiz bisiklet ve yürüyüş yolu için çalışmalar sürüyor Trabzon’un Akçaabat ilçesinde ‘Kesintisiz Bisiklet ve Yürüyüş Yolu’ projesi için çalışmalar sürüyor. Akçaabat ilçe merkezinden başlayarak Yaylacık-Söğütlü ve Yıldızlı Mahallesi’nin sonuna kadar devam edecek olan Kesintisiz Bisiklet ve Yürüyüş Yolu projesi kapsamında yapılan çalışmalar kapsamında Söğütlü Köprüsü tamamlandı. Projenin planlandığı aks üzerinde bulunan geçiş güzergahlarının uygun hale getirilmesi için Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü koordinesinde Kireçhane Deresi Sahilinde de köprü inşaatı yapılıyor. Ayrıca yine çalışmalar kapsamında Kof Deresi ve Şehit Deresi ıslah ve menfez yapım çalışmaları da devam ediyor. Kesintisiz Bisiklet ve Yürüyüş Yolu Projesi için açıklamalarda bulunan Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, “ Trabzon Büyükşehir Belediyemizin destekleriyle başlattığımız Kesintisiz Bisiklet ve Yürüyüş Yolu Projemizde kesintisiz yürüyüş ve bisiklet yolu, kafeteryalar, aktivite alanları, aquapark, amfi tiyatro ve etkinlik sahaları gibi alanlar yer alacak. Yıldızlı Mahallemize kadar ulaşan bu projemiz, devamında Trabzon Büyükşehir Belediyemiz tarafından yürütülen Gülcemal Projesi ile birleşecek ve Ganita mevkiine kadar kesintisiz bir hat oluşacak. Hayalimizdeki proje olarak nitelendirdiğimiz bu projemizi hayata geçirdiğimizde Akçaabat bambaşka bir şehir haline gelecek. Kesintisiz bisiklet ve yürüyüş yolu projemiz Akçaabat’ın boynuna adeta bir inci gerdanlık gibi bürünecek” dedi.
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar, “Kar, şehrimize bereket getirirken, ulaşım güvenliği için de gece gündüz çalışıyoruz” Kocasinan Belediyesi’ne bağlı ekipler, yoğun kar yağışının ardından vatandaşların güvenli ulaşımlarını sağlamak için yaya yolları, cadde ve sokaklarda kar temizleme çalışmalarını sürdürüyor. Kar yağışının herhangi bir olumsuzluğa sebebiyet vermemesi için çalışmaları, 3 vardiya halinde gece gündüz devam ettirdiklerini belirten Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, yağan karın şehre ayrı bir güzellik kattığını belirterek, vatandaşların daha güvenli bir şekilde ulaşımlarını sağlamak için 24 saat esasına göre aralıksız çalıştıklarını söyledi. Kar yağışının etkili olduğu andan itibaren tüm personelle sahada görev başında olduklarını kaydeden Başkan Çolakbayrakdar, Kayserililerin kış mevsimini daha rahat geçirebilmeleri için önceden bir dizi önlem aldıklarına dikkat çekerek, “Kar yağışıyla birlikte başlayan çalışmalarımız kesintisiz sürüyor. Dört mevsimi ayrı güzel olan Kayseri’mizde, yoğun kar yağışı beraberinde bereket getirdi. Kar, bereket ve güzelliktir. Özellikle kırsal mahallelerde tarım, ziraat ve hayvancılıkla uğraşan hemşehrilerimizin beklediği kar yağışı gerçekleşti. Bizler de Kocasinan Belediyesi olarak bütün ekiplerimizle birlikte sahada hemşehrilerimizin ulaşımlarını daha rahat gerçekleştirebilmelerini sağlamak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Kar yağışının devam etmesiyle birlikte kaldırım, cadde ve sokaklar gibi vatandaşların yoğun olarak kullandığı alanlardan başlayıp, Kocasinan’ımızın her bir noktasında vatandaşlarımızın rahat bir şekilde ulaşım sağlamaları için gayret ediyoruz. Ekiplerimiz, 3 vardiya halinde 24 saat durmaksızın çalışmaya devam ediyorlar. Ekiplerimiz, tüm cadde, sokak ve kaldırımları gerekli ekipmanlarla temizliyor. Ayrıca modern nilfisk aracı ve kar küreği ile birlikte yaya kaldırımlarını kardan temizleyen ekiplerimiz, yaya ulaşımının daha sağlıklı ve daha güvenli olması için çalışıyor. Kayseri ve Kocasinan sakinlerimizin kar keyfini doyasıya yaşamaları için yoğun gayret sarf ediyoruz” ifadelerini kullandı. Başkan Çolakbayrakdar, Kocasinan Belediyesi olarak kar yağışının herhangi bir olumsuzluğa sebebiyet vermemesi ve bu doğal güzelliğin sadece hatıralarda iz bırakacak güzellikler olması adına çalışmaların kesintisiz devam edeceğini sözlerine ekledi.