EKONOMİ - 17 Mayıs 2023 Çarşamba 15:41

"Saat kordonu üretiminde Çin’i geride bıraktık artık hedef Avrupa"

A
A
A
"Saat kordonu üretiminde Çin’i geride bıraktık artık hedef Avrupa"

Saat kordonu üretiminde Çin’i geride bıraktıklarını ve hedeflerinin Avrupa olduğunu vurgulayan İş adamı Yakup Ülker, "Avrupa, Çin’in uzun süren teslimatlarından şikayetçi.

Saat kordonu üretiminde Çin’i geride bıraktıklarını ve hedeflerinin Avrupa olduğunu vurgulayan İş adamı Yakup Ülker, "Avrupa, Çin’in uzun süren teslimatlarından şikayetçi. İsviçre, Almanya, Azerbaycan’a ürün gönderiyoruz. Bir fuara gidip fuarda kendimizi daha iyi tanıtıp, daha yüklü siparişler alabiliriz" dedi.



Saat kordonu üretiminde faaliyet gösteren Desi Grup’un Genel Müdürü Yakup Ülker, yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Ülker, kaliteli üretim yaptıklarını ve bu alanda Çin’i geride bırakıp Avrupa’ya ihracat yaptıklarını belirtti. Ülker, üretimde kaliteyi ön planda tutuklarını söylerken, uygun fiyata ve hızlı teslimata dikkat çekti.



Yakup Ülker, saat kordonu üretimine başlamalarını şöyle anlattı: "Türkiye’deki saat kordonlarının neredeyse tamamı Çin’den ithal edilmekteydi. Çünkü saat kordonlarında çok fazla çeşit var. Türkiye’de saat kordonu imal etmek neredeyse mümkün değildi. En çok satılan tercih edilen ve Çin’den ithal edilen kordonların yüzde ellisini kapsayan sadece 3 model var. Biz zaten bu işe başlarken bu 3 modeli hedef almıştık. Türkiye’de bu üç modeli oturtursak Çin’den ithalatını değil de iç piyasadan karşılamayı hedefledik ve çok şükür bunu başardık. Türkiye’deki saat ticareti yapan firmaların bize olan güveni bizi bu noktaya getirdi."



"Desi artık ithal kordonlardan daha güzel’ diyorlar"


Kurdukları markanın gelişmesi hakkında bilgi veren Ülker "Artık Desi markası duyulduğunda saatçilerimiz kaliteli olduğunu çok iyi bir ürün olduğunu biliyor. Satın alma ile ilgili kafalarda en ufak bir soru işareti yok. Önceden Desi markasını duyduklarında ithal ürünlerle kıyaslanırdı, şimdi yeni girişimciler var saat üretimiyle alakalı onların ürünleri artık benim ürünlerimle kıyaslanıyor. Burada da yine bizim ne kadar büyük bir iş başardığımız gösteriliyor. Çünkü ithal ürünlerle kıyaslanmıyor artık bizim ürünlerimiz, ’ithalden daha güzel’ diyorlar" şeklinde konuştu.



"Çin’den siparişlerin düştüğünü gözlüyoruz ve satışlarımız artmaya devam ediyor"


Ülker, Çin ile rekabetleri hakkında şöyle konuştu: "Ürünlerimiz ithal ürünlerden daha dayanıklı, daha kullanışlı, daha yumuşak. Çin ile rekabet etmek gerçekten zor. Şu an bizim rekabetimizi kolaylaştıran saatlerimiz oldu. Bahsetmiş olduğum 3 modelle alakalı amacımız; ithalatı tamamen durdurmak önüne geçebilmek. En çok tercih edilen üç kalem ürünü biz zaten üretiyoruz. Beğenildi, satışlarımız iyi durumda, saatçilerimiz sağ olsun. Türkiye’nin tamamına yayılmaya başladık. Amacımız; bu üç kalem ürünün Çin’den mümkün olduğunca satışını durdurabilmek. Zaten satışlarımız arttıkça Çin’den de siparişlerin düştüğünü gözlüyoruz ve satışlarımız artmaya devam ediyor."



"3 altın kuralı yerine getirdik; kaliteli ürün, hızlı teslimat, uygun fiyat"


Kendilerinin Çin’den ayıran özelliklere değinen Ülker, "Rakibimizin Çin olduğunu biliyorduk. Çünkü Çin her şeyi profesyonel makinelerde yapıyor, biz burada el ile üretime başladık. Bir planlama yapmıştık; nasıl biz bu yolda başarılı olabiliriz, ilgiyi nasıl çekebiliriz? Biz kendi derilerimizi kendimiz yapıyoruz piyasadaki dericilere gidip onların elindeki hazır derileri almıyoruz. Saat kordonuna uygun olan derileri özel yaptırıyoruz üst derileri, alt derileri de özel yaptırıyoruz, alt derinin ter emici özelliği vardır. Bu büyük kullanım kolaylığı sağlıyor. Yazın kullanıcıların bileklerinde terleme yapmıyor. Derileri biz kendimiz yaptığımız için deri kalitesi bakımından ön plana çıktık. Zaten bir hedefimiz vardı; Çin’in önüne nasıl geçeriz? Planlamasını yaparken dedik ki; biz öncelikli olarak kaliteli ürün yapmak zorundayız. Kaliteyle alakalı nasıl artış gösterebiliriz, nasıl fedakarlıklar yapabiliriz. Çünkü bizim kullandığımız deriler çok pahalı. Dedik ki; kaliteli ürün üretmeliyiz, hızlı teslimat yapmalıyız ve uygun fiyata satmalıyız. Bu üçünü bir araya toplarsak biz hem Çin’in hem de ithalatın önüne geçmiş oluruz dedik ve çok şükür bu üç altın kuralı yerine getirdik. Kaliteli ürün, hızlı teslimat, uygun fiyat. Bu politikamızı sürdürdüğümüz sürece Çin’den ithalat düşmeye devam edecek" diye konuştu.



Yeni yatırımlar yapacaklarını ancak yollarına tek başlarına devam edeceklerini belirten Ülker, "Allah nasip ederse fabrikalaşmak hedeflerimiz arasında var. Herhangi bir kurumla ortak olmayı düşünmüyorum. Fabrikalaşmak ile alakalı devletimizin teşvikleri var. Onlardan faydalanıp İstanbul dışında (il çok önemli değil) yeter ki saat kordonu üretimini büyütelim attıralım. Özellikle Türkiye’nin ihtiyacını karşılayalım. Çünkü Çin’den geliş artık 4 ila 6 ay arasında. Bu aslında bize de iyi bir fırsat veriyor. Yeterince adet arttırıp büyüyebilirsek Avrupa’ya da artık ihraç edebiliriz. Çünkü Avrupa da Çin’in uzun süren teslimatlarından şikayetçi. İsviçre, Almanya, Azerbaycan; biz buralara mal gönderiyoruz ama tabii bir fuara gidip fuarda kendimizi daha iyi tanıtıp, daha yüklü siparişler alabiliriz. Tabii o siparişleri karşılamak için de arkamızda ciddi bir üretim kapasitesi olması gerekiyor. Bundan dolayı önce üretim kapasitemizi arttıracağız stoklarımızı hazırlayacağız sonra gidip Allah’ın izniyle fuarlara gidip Avrupa’ya mal göndereceğiz" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Sobacılar kışa hazırlanıyor Eskişehir’de sobacı esnafı Gökhan Duru, vatandaşların ısınma ihtiyacını karşılamak için hazırlıklara başladığını belirtirken, baca temizliği hakkında öneriler de bulundu. Kış aylarına girilmesiyle beraber ısınma için kullanılan sobaların satışları arttı. Esnaf boru ve kuzine yaparak kışa hazırlıklarını sürdürüyor. 28 yıllık sobacı esnafı Gökhan Duru; kuzine, yuvarlak döküm, döküm ve şömine sobaları müşterilerle bir araya gelmeye hazırlıyor. Sobacı esnafı Duru, müşterilerin bilinçlendiği için döküm soba tercih ettiğini belirtirken baca temizliğinin profesyonel ekipler tarafından yapılması gerektiğini vurguladı. Gökhan Duru, “İşlerimiz yaz sezonuna göre oldukça yoğunlaştı. Özellikle ekim ayından sonra daha da yoğun oluyoruz. Kışa hazırlıklarımız başladı. Boru ve kuzine sobalar yapıyoruz. Kuzine soba, yuvarlak döküm soba, döküm soba, şömine sobalarımız mevcut. Kırsal kesimlerde yaşayan insanlar kuzine sobayı tercih ediyor. Hobi bahçesi olan müşterilerimiz ise şömine sobalara ilgi gösteriyor. Eskişehir’de baca temizliği yapan 7 ila 8 adet firma var. Borunun sobadan bacaya kadar bir bağlantısı mevcut, orayı müşteriler kendi temizleyebilir” dedi. “Müşterilerin ayda bir baca temizliği yaptırmaları lazım” Müşterilerin gece yatmadan önce sobaya kömür atmaması gerektiğini kaydeden Duru, “Baca temizliği ise profesyonel ekip tarafından yapılırsa çok daha iyi olur. Müşteriler bilinçlendiği için döküm soba tercih ediyor. Yüzde 90 döküm soba alınıyor diyebilirim. Döküm soba daha az tehlikelidir. En az tercih edilenler ise şeytan soba, cin sobası dediğimiz saç sobalardır. Müşterilerin ayda bir baca temizliği yaptırmaları lazım. Döküm kuzine ve şömine sobanın ömrü daha uzundur ve daha güvenilirdir. Gece yatarken sobaya kömür atılması en sık yapılan hatadır ve zehirlenmelerin yüzde 90’ı bu sebepten olur. Bu konuda dikkatli olunması gerekir” diye konuştu.