SAĞLIK - 14 Mart 2021 Pazar 14:20

Prof. Dr. Öztek’ten Tıp Bayramı mesajı

A
A
A
Prof. Dr. Öztek’ten Tıp Bayramı mesajı

Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof.

Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla mesaj yayınladı.


Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajında Tıbbiyeli Hikmet’ten (Boran) bahsederek, şu ifadelere yer verdi:


“Ülkemize birçok yenilik tıbbiye kapısından girdiği gibi, ülkemizin ilk aydınları ve ülkeleri için ilk canlarını verecekler de tıbbiyeliler olmuştur. 1915 yılında Çanakkale savaşına toptan katılan tıbbiyelilerimizin tamamının şehit olması nedeni ile tıbbiye 6 yıl mezun vermemiştir. Allah’tan hepsine rahmet diliyorum. 1919’un 14 Mart’ında, işgal altındaki İstanbul’umuzda, Tıbbiyeli Hikmet’in Haydarpaşa’daki tıbbiye kuleleri arasına astığı dev Türk bayrağı olay olmuştur.


Sivas Kongresi günleri İstanbul’dan Gazi Paşa’nın açacağı kongreye gitmek üzere seçilen 3 temsilciden biri de Tıbbiyeli (3. sınıf öğrencisi) Hikmet’tir. Tıbbiyeli Hikmet, Paşa’ya şöyle der; ‘Paşam, temsilcisi olduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklal davamızı başarmak için gönderdiler. Mandayı kabul edemeyiz. Bunu kabul edecek olanları şiddetle reddederiz. Manda düşüncesini siz bile kabul etseniz, sizi de reddederiz. Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı ilan eder, şiddetle karşı koyarız!’


Gazi Paşa bu sözlere kızmadı. Aksine çok mutlu oldu; ‘müsterih ol çocuk, gençlikle gurur duyuyorum. Azınlıkta kalsak bile mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir: YA İSTİKLAL YA ÖLÜM Tıbbiyeli Hikmet Boran’ın cesaretine hayran olmamak mümkün mü?”


“Türkler doğudan batıya akarken, doğunun kültür ve bilimini de batıya taşımışlardır” diyen Öztek, şöyle devam etti:


“Bunlardan başlıcaları tıp, matematik, astronomi ve felsefedir. Batılılar yüzlerce yıl İbni Sina’nın ‘Tıp Kanunu’na başvururken, kendisini de tıbbın sultanı olarak tahta oturtmuşlar, Hipokrat ve Galenus’u da nedimeleri/asistanları şeklinde dizinin dibine yerleştirmişlerdir. Selçuklular, savaş zamanı 40 deve yükü cerrahi malzeme taşırken, Osmanlılarda da savaş ve barış günlerinde tıp ilmine büyük önem verilmiştir. Çok sayıda tabip, cerrah, hassa cerrahları ve cerrah başları yetiştirilmiştir.


Osmanlılarda Yıldırım Bayezid, Fatih ve Kanuni devirlerinde açılan medreselerde çok kapsamlı tıp eğitimi verilmiş ve imparatorluğun her bölgesinde binlerce hastane açılmıştı. 1800 yılına kadar ordu ve halka hizmette Türk hekimleri ön planda iken, bu tarihten sonra Hristiyan ve Yahudi doktorlar öne çıkmıştır. 1800’lü yıllardan itibaren Batı tıbbı ilerlemiş, Türk hekimleri eski usullerle başarısız olmaya başlamıştır. Bunun üzerine saray başhekimi Mustafa Behçet Bey 13 Ocak 1827 tarihinde padişaha sunduğu dilekçe ile yabancı dil öğrenimi ile Batılı anlamda bir tıp eğitimin önemini belirtmiştir. Böylece yenilikçi padişah II. Mahmut tarafından 14 Mart 1827 Çarşamba günü TIBHANE kurulmuştur. Şehzadebaşı’nda kurulan bu kurum, modern anlamda ilk tıp fakültesidir.


Giderek geliştirilen tıp eğitimi için 1832 de bir CERRAHHANE, 1839’da da Galatasaray Lisesinin bulunduğu binada MEKTEBİ TIBBİYE kuruldu. Viyana’dan Dr. Bernard getirtildi. Muavinliğine İstefanaki atandı. Abdulhak Molla da başhekim oldu. Okula ‘DARÜL ULUMÜL HEKİMİYEİ OSMANİYE VE MEKTEBİ TIBBİYEİ ADLİYEİ ŞAHANE’ ismi verildi.


Sultan II. Mahmut, açılış töreninde şu fermanı buyurdu:


‘Çocuklar, bu yüksek binaları Tıp Okulu şeklinde düzenleyerek adını MEKTEBİ TIBBİYEİ ADLİYEİ ŞAHANE koydum. Burada insan sağlığının hizmetinde çalışılacağından bu okulu diğerlerinden üstün tuttum. Türk tıp kitapları Arapça yazıldığı ve eski bilgiler içerdiği için eğitim Fransızca ve tıbbın yenilikleri kapsamında olacaktır. Daha sonra siz bu ilmi Türk dili üzerine yayın. Yabancı olarak ve tabip sıfatı ile birçok ne idüğü belirsiz kişilerin yurdumuzda yerleşmesinden ve şurada burada şarlatanlık yapmasından memnun değilim. Allah’ın izni ile okulunuzu bitirerek, diplomanızı aldıktan sonra büyük rütbelere erişeceğinizi ve her çeşit ihtiyacınızın karşılanacağını belirtmek isterim. Yiyeceklerinizde sıcak kebaptan, soğukluk çileğe kadar vardır. Bu hafta sizler için özel olarak yaptırttığım nişanlarınızı da göndereceğim. Sizlere yüce Allah’tan başarılar dilerim. İstemek sizden, vermek bizden.’


Bundan 194 yıl önce Sultanın Tıbbiye ve Tıbbiyeliye verdiği önemin ne denli büyük olduğunu görüyoruz. Yine bundan 182 yıl önce temelinin atıldığı modern Türk tıbbı dünya çapında pek çok doktor yetiştirmiştir.


Ben ve sınıf arkadaşlarım ise 60 yıldır Türk Tıbbına ilk günkü heyecanla ve Dr. Hikmet bilinci ile hizmet vermekteyiz. 60 yıldır ülkemize verdiğimiz hizmetle milyonlarca insanımıza şifa dağıttığımızı ve görevimizi onurlu bir şekilde yerine getirdiğimize inanıyoruz. Bundan sonraki Türk hekimlerinin işleri, kadir kıymet bilen yöneticilerle giderek güçlenecek ve daha çok başarılı olacaktır. Sabuncuoğlu Şerefettin’lere, Hulusi Behçet’lere, Gazi Yaşargil’lere, Aziz Sancar’lara, Uğur Şahin ve Özlem Türeci’lere selam olsun. Tüm hekim ve sağlıkçı meslektaşlarımızın Tıp Bayramını en içten dileklerimle kutlar, hastalarımıza da bir an evvel sağlıklarına kavuşmalarını dilerim. Sonsuz selam sevgi ve saygılarımla.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana 2 işçinin öldüğü vinç faciasında 2 sanık için 15’er yıl hapis istendi Adana’da bir inşaatta vincin asma iskelesinin düşmesi sonucu 2 işçinin ölümüne neden oldukları iddia edilen vinç operatörü ile iş yeri yetkilisi hakkında 15’er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istemiyle dava açıldı. Bilirkişi raporunda, sanıkların asli, ölenlerin ise tali kusurlu oldukları belirtildi. Yüreğir ilçesi Atakent Mahallesi Bagatur Caddesi’ndeki bir inşaatta 21 Eylül’de 29 yaşındaki vinç operatörü Murat D. iddiaya göre, vincin asma iskelesini yukarı çekerken henüz belirlenemeyen bir nedenle iskele düştü. İskelede bulunan işçiler 51 yaşındaki Erdal Sağır ile 41 yaşındaki Tahir Çeri yaşamlarını yitirdi. Kazadan sonra vinç operatörü Murat Dizman tutuklanırken, iş yeri yetkilisi 37 yaşındaki Yakup Dizman ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cumhuriyet savcısı, inşaattaki 2 işçinin yaşamını yitirdiği iş kazasıyla ilgili soruşturmasını tamamlayarak tutuklu sanık Murat D. ile Yakup D. hakkında “Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlarından iddianame hazırladı. Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianame yapılan incelemenin ardından kabul edildi. Savcı, iddianamede, her iki sanığın da 15’er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. İddianamede, 2 işçinin nasıl öldüğü anlatılırken, ölü muayene tutanağı ve bilirkişi raporuna yer verildi. İnşaat işçileri Erdal Sağır ve Tahir Çeri’nin inşaat alanı içinde Murat D. tarafından kullanılan vincin asma iskelesine bindikleri belirtilen iddianamede, iskelenin yukarı doğru çıkarken bir süre sonra düştüğü ve üzerindeki 2 işçinin öldüğü belirtildi. 13 Kasım tarihli bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde, vinci kullanan Murat D. ve işyeri yetkilisi olduğu tespit edilen Yakup D.’nin asli kusurlu, ölen işçiler Erdal Sağır ve Tahir Çeri’nin ise tali kusurlu oldukları kaydedildi. İddianamenin değerlendirme bölümünde, “Dosya içeriğine göre, bilirkişi raporu dikkate alınarak şüphelilerin, Erdal Sağır ve Tahir Çeri’nin olay tarihinde inşaat alanı içerisinde bindikleri vincin asma iskelesinin düşmesi sonucu taksirle ölümlerine neden olmak suretiyle atılı suçu işledikleri anlaşılmıştır” denildi. 1’i tutuklu 2 sanık önümüzdeki günlerde yargılanmaya başlayacak.
Ankara 81 ilde kaçak alkole karşı “Çengel-14-15” operasyonları İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 81 ilde polis ve jandarma ekipleri tarafından sahte alkole karşı “Çengel-14” ve “Çengel-15” operasyonları düzenlendiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, 81 ilde jandarma ve polis ekipleri tarafından sahte alkole karşı operasyonlar düzenlendi. Jandarma tarafından yapılan “Çengel-14” operasyonlarında Jandarma Genel Komutanlığı KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca; 77 bin 495 litre sahte alkol ve etil alkol, 4 bin 679 adet sahte bandrol ele geçirildi. Ayrıca 9 adet yasa dışı sahte alkol imalathanesi deşifre edildi. Sahte alkol üretimi yaptığı tespit edilen 73 şüpheli hakkında işlem yapıldı. Polis ekipleri tarafından yapılan “Çengel-15” operasyonlarında ise Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlüklerince; 44 bin 796 litre etil alkol, 14 bin 613 litre sahte alkol, 10 bin 391 adet sahte bandrol, 5 bin 347 adet alkol aroması ile çok sayıda boş şişe ve etiket ele geçirildi. Ayrıca 12 adet yasa dışı sahte alkol imalathanesi deşifre edildi. Sahte alkol üretimi yaptığı tespit edilen 206 şüpheli hakkında işlem yapıldı. İki operasyon sonucu ise toplamda 136 bin 904 litre sahte alkol ve etil alkol ele geçirildi. 279 şüpheli hakkında işlem yapıldı. 21 adet yasa dışı sahte alkol imalathanesi deşifre edildi. Gelir İdaresi Başkanlığının taşra birimlerinin de katıldığı ve polisin yaptığı operasyonlarda yapılan değerlendirmede yaklaşık 74 milyon TL’lik vergi kaybının önüne geçildi.