GENEL - 15 Mayıs 2020 Cuma 17:05

Yolcuların bagajları ultraviyole ışıkları ile temizlenecek

A
A
A
Yolcuların bagajları ultraviyole ışıkları ile temizlenecek

İstanbul Havalimanı 28 Mayıs’ta kapılarını yolcularına açacak.

İstanbul Havalimanı 28 Mayıs’ta kapılarını yolcularına açacak. Uçuşların başlaması ile birlikte yolcuları bir çok yenilik bekliyor. Havalimanında alınan önlemler ile ilgili bilgi veren İGA CEO’su Kadri Samsunlu, “Türkiye’ye gelen her yabancı yolcunun bir PCR testinden geçmesi planlanıyor. Bavulların geçtiği x ray’ların arkasına bir dezenfekten aleti koyarak, ultravilole ışıklarla bavulların temizlenmesini sağlayacağız. X ray cihazından geçmeyi bekleyen yolcuların sosyal mesafeyi ihlal etmemeleri için sesli uyarı cihazları yerleştirildi" dedi.


Korona virüs nedeniyle bir süredir uçuşların durduğu İstanbul Havalimanı kapılarını yolcularına açıyor. Uçuşların başlamasına az bir süre kala Havalimanı yönetimi yolcuların sağlığı ve virüsten korunması için tüm önlemleri aldı.



“Korona standartlarına uyumlu şekilde hazırlıklarımızı tamamladık”


Alınan önlemlerle ilgili açıklama yapan. İGA CEO’su Kadri Samsunlu, “ 28 Mayıs’ta yurt içine hava limanımızı açıyoruz. Bunu sağlamak içinde devletimizin koyduğu korona standartlarına uyumlu bir şekilde tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Girişte ki sterilize halılardan, termal kameralara x ray’larda personelimizin korunma prensiplerinden, çek-in kontuarlarında bir dolu bir boş uygulamasına, pasaportta ki sosyal mesafenin korunması, arkasından tüm personelin yolcuları elle değil detektörlerle arayacak” dedi.



Güvenli mesafeyi rahatlıkla uygulayacağız


Korona virüsden korunmanın en önemli kurallarından birinin güvenli mesafe olduğunu söyleyen Samsunlu,”Tabii İstanbul Havalimanı dünyanın en büyük hava limanı. Bu büyüklüğün bizim için en önemli avantajlardan birisi olduğunu düşünüyoruz. Korona’dan korunmanın en önemli şartları mesafe, maske ve hijyen. Maske zaten mecburi. Maske takmayanı içeriye almayacağız. Havalimanımız zaten çok büyük olduğu için bu mesafe kurallarını çok rahatlıkla yapabileceğiz. Zaten havalimanı temizliğinden çok memnunduk. Bunun sıklıklarını da yükselttik. Aynı zamanda yolcuların ellediği alanlar, yolcu bandları, yürüyen merdivenler sık sık temizleniyor” diye konuştu.



“ Yolcu bavulları ultraviyole ışıklarla temizlenecek”


Yolcuların yanlarında getirdiği bavullarının hava limanı girişlerinde bulunan x ray cihazlarının arkasına konan cihaz ile temizleneceğini söyleyen Samsunlu, ”Bavulların geçtiği x ray’ların arkasına bir dezenfekten aleti koyarak, ultravilole ışıklarla bavulların temizlenmesini sağlayacağız. Aynı şekilde havalimanımıza 7 gün 24 saat temiz hava veriyoruz. Bu da biliyorsunuz korona ile en etkili mücadele aracı. Bunların dışında Türkiye’nin bir turizm ülkesi olması ve turizm sezonuna gelmiş olmamız nedeniyle bu normalleşme sürecini en hızlı tamamlayan ülke olmamız gerekiyor. Sağlık bakanlığının koyduğu standartları çok iyi bir şekilde uygulaya bilirsek, gerek burada gerek Türkiye’de ki diğer hava limanlarında dünyada normalleşme sürecini en kısa sürede en başarılı şekilde tamamlayan ülke olabiliriz” ifadelerini kullandı.



“Yolcuları geldiği ülkenin risk durumuna göre ayıracağız ”


İstanbul Havalimanı’na gelen yolcuları geldiği ülkelerin risk durumuna göre ayrı koridorlardan geçireceklerini söyleyen Samsunlu,” Bizim havalimanımızın en önemli özelliği büyüklüğü. Sadece dış hatlarda 4 tane piyarı var. Dünyada koronanın seyri ülkeden ülkeye hatta bölgeden bölgeye bile değişiyor. Ondan dolayı risk oranına göre ülkelerden gelen uçakları, havalimanı’nda ayrı ayrı noktalarda kabul edebiliriz. Buna hazırlıklıyız. Böylelikle az riskli ülkeden gelen yolcularla çok riskli ülkeden gelen yolcuların aynı ortamdan geçmemelerini aynı koridordan geçmelerini engelleyeceğiz. Türkiye’ye gelen her yabancı yolcunun bir PCR testinden geçmesi planlanıyor. Bu konuda detayları sağlık bakanlığımız hazırlayacak. Bizimde tabi havalimanı işletmecisi olarak bunların yapılacağı mekanları ve alt yapıyı hazırlamamız gerekiyor. Bizim hazır olduğumuzu sağlık bakanlığımıza bildirdik. Detayları bu gün yarın belli olacaktır. İstanbul havalimanında ayrıca alınan yeni önlemler kapsamında havalimanı giriş kapılarına paspaslar yerleştirildi. Bu paspasların içinde bulunan sıvı tüm mikropları öldürüyor. Başka bir bir yenilik ise x ray cihazından geçmeyi bekleyen yolcuların sosyal mesafeyi ihlal etmemeleri için sesli uyarı cihazları yerleştirildi. Cihaz sosyal mesafeyi ihlal eden olduğunda sesli olarak ikaz vererek yetkilileri uyarıyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kilis Kilis’te kış aylarında bağışıklığı güçlendiren zahtere ilgi arttı Kilis’te 25 yıldır aktarlık yapan Ahmet Dokuzoğlu şifa kaynağı olması ve bağışıklığı güçlendirmesi nedeniyle kış aylarında zahtere ilginin arttığını söyledi. Dokuzoğlu, zahterin hem çayının yapıldığını hem de zeytinyağı ile kahvaltıda tüketilebildiğini söyledi. Kilis’te yaşayan ve 25 yıldır aktarlık yapan 59 yaşındaki Ahmet Dokuzoğlu, zahterin şifa kaynağı olması ve bağışıklığı güçlendirmesi nedeniyle kış aylarında yoğun ilgi gördüğünü söyledi. Dokuzoğlu, Kilis ve çevre illerde toz halindeki zahterin zeytinyağı ile kahvaltıda ve kurutulan zahterin ise demlenerek çay şeklinde tüketilebildiğini belirtti. Dokuzluoğlu, “Kilis’te zahter her gün kahvaltıda mutlaka yer alır. Zahter, kahvaltı sofralarının vazgeçilmezidir. Bunun yanı sıra zahterin salamurası yapılır, kış aylarında çayı demlenir ve içilir” dedi. “Zahter hem bağışıklığı güçlendiriyor hem de kalp sağlığını koruyor" Zahterin bağışıklığı da kuvvetlendirdiğini ifade eden Dokuzoğlu, “Zahter, hem bağışıklığı güçlendiriyor hem de kalp sağlığını koruyor. Halkımız zahteri bir lezzet kaynağı olduğu kadar şifa kaynağı olarak da görüyor” şeklinde konuştu. "Dağlarda kendiliğinden yetişir, ekimi veya ilaçlaması yapılmaz" Zahterin her yaştan insan tarafından tüketilebileceğini belirten Dokuzoğlu, “Zahter, 2 yaşındaki bir çocuktan 70 yaşındaki bir bireye kadar herkes tarafından tüketilen bir bitkidir. Doğal haliyle dağlarda kendiliğinden yetişir. Ekimi veya ilaçlanması yapılmaz, tamamen doğaldır” diye konuştu.
Balıkesir Balıkesirli kadınlara ücretsiz HPV aşısı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir Üniversitesi ve Balıkesir Kent Konseyi iş birliğiyle kadınlara yönelik HPV Aşısı Uygulaması başlattı. Ücretsiz aşı uygulamasından ilk etapta Büyükşehir Belediyesi’nden sosyal destek alan 9-30 yaş arası Yakın Kart sahibi kişiler yararlanacak. HPV virüsü kaynaklı kanser vakalarını en aza indirmek için Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir Üniversitesi ve Balıkesir Kent Konseyi arasında iş birliği protokolü imzalandı. BBB Hizmet binasında gerçekleşen imza törenine Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu ve Balıkesir Kent Konseyi Başkanı Sevinç Baykan Özden’in yanı sıra BBB Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Serpil Kara ve ilgili birim yöneticileri katıldı. Her yıl dünyada 500 bin kadının ölümüne yol açan rahim kanserinden korunmanın en etkili yöntemlerin başında HPV aşısı geliyor. Aşıya sosyo-ekonomik nedenlerle erişmeyen kadınlara bu hizmeti ulaştıracaklarını söyleyen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Her yıl artan HPV virüsü kaynaklı kanser vakalarını en aza indirmek ve kadınları korumak için sosyal belediyecilik anlayışı ile belediyemizden sosyal yardım alan vatandaşlara, HPV aşısını ücretsiz sağlayacağız” dedi. Bir aşı bir hayat Belediye olarak halk sağlığının korunması için önemli bir projenin altına imza attıklarını söyleyen Akın, “Balıkesir Üniversitesi Rektörümüze çok teşekkür ederim. Üniversiteler en büyük zenginliğimiz. Üniversitemiz Türkiye’de fark oluşturan işler yapıyor. Yaptığımız protokolle iş birliğini pekiştirmek istedik. HPV aşısı, kadınları kanser vakalarına karşı korumak için çok büyük bir gereklilik. Bu aşı sayesinde insanlarımızı korumuş oluyoruz. Bir aşı bir kadının hayatını kurtarıyor. Biz, Balıkesir genelinde HPV aşısı olmak isteyen kadınların ve kız çocuklarımızın hizmetindeyiz.” diye konuştu. Binlerce kişiyi koruyacak Balıkesir Üniversitesi olarak Büyükşehir Belediyesi aracıyla kentteki toplum sağlığının korunması adına önemli bir iş birliği sağladıklarını belirten Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu, “Bundan gurur duyuyoruz. Üniversitelerin varlık sebebinin sadece diploma vermek olmadığının bilincindeyiz. Üniversiteler toplumla teması sürdürmeli ve topluma hizmet etmeli. Gücünün yettiği her alanda topluma rehberlik yapmalı. Belediyemizden gelen teklifi değerlendirerek bu aşı kanalıyla Balıkesir’de binlerce kişinin kansere yakalanmasını engelleyecek bir hekimliğin desteğini sağlamış olacağız” şeklinde konuştu. Balıkesir Kent Konseyi Başkanı Sevinç Baykan Özden, ise şu ifadelerini kullandı: “HPV aşısının Kent Konseyi Kadın Meclisi’nden öneri olarak gelmesi benim çok önemli. Kadınlar kendi sağlıklarıyla ilgili talep ve isteklerini makamlara iletmiş oldu. Belediye Başkanımız, duyarlılık göstererek harekete geçti. Balıkesir’in kadınları adına her iki kurumumuza da teşekkürlerimi iletiyorum” 9-30 yaş arası aşılanacak İlk aşamada, Balıkesir il sınırları içerisinde ikamet eden ve belediyeden sosyal yardım alan 9-30 yaş aralığındaki kişileri kapsayacak. Başvuru yapmak ve ayrıntılı bilgi almak isteyenlere, 444 4 010 numaralı telefon üzerinden Yakın Çözüm Ekibi tarafından destek verilecek. Aşılar, Sağlık ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı koordinasyonunda Balıkesir Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde yapılacak. 9-15 yaş aralığındaki çocuklara 2 doz, 15-30 yaş aralığındaki kişilere ise 3 doz uygulanacak. Aşı yaptıracak kadınların ulaşımı, Büyükşehir Belediyesi tarafından sağlanacak.
Van Van’da ürettiği bağlamaları dünyaya tanıtıyor Erzurum’dan 1992 yılında Van’a gelerek bağlama üretimini tanıtan Tevhid Usta, özel sipariş üzerine ürettiği bağlamaları Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına ihraç ediyor. Van’da müzik aletleri imalatçısı Tevhid Topal, babası Aşık Dermani olarak bilinen İbrahim Topal’dan devraldığı bağlama yapımı mesleğini büyük bir emek ve sabırla sürdürüyor. Atölyesinde yoğun bir mesai harcayan Tevhid Topal; Amerika, Almanya ve Yeni Zelanda gibi ülkelere bağlama gönderiyor. Sanatını gelecek kuşaklara aktarmak için büyük çaba gösteren usta, aynı zamanda genç ustalar yetiştiriyor. Tevhid Topal, sanatını sadece bir meslek olarak görmüyor, aynı zamanda babasından devraldığı kültürel bir miras olarak değerlendiriyor ve bu mirası yaşatmak için özveriyle çalışmaya devam ediyor. "Bağlama yapımı çok zordur" İHA muhabirine konuşan Tevhid Topal, mesleğini nasıl öğrendiğini ve bağlama yapımının zorluklarını anlattı. Babasından devraldığı mesleğini büyük bir emekle sürdürdüğünü ifade eden Topal, “Babam Aşık Dermani olarak bilinen İbrahim Topal ile Erzurum’da başladım bu işe. Mesleği öğrendikten sonra 1992 yılında Van’a yerleştim ve burada bağlama yapımına başladım. Enstrüman yapımı, özellikle bağlama yapımı çok zordur ama bir o kadar da keyiflidir. Ağaçların hazırlanması, kurutulması ve işlenmesi büyük bir özen gerektirir. Bir bağlamanın yapımı en erken bir buçuk ay sürüyor, bazen iki aya kadar uzayabiliyor. Yurt içinden ve yurt dışından yoğun talepler alıyoruz. Amerika ve Almanya gibi ülkelere bağlama gönderdik" dedi. Son yıllarda mesleğini öğretmeye de odaklandığını dile getiren Topal, “Yaklaşık 10 yıldır halk eğitim destekli kurslar veriyorum. Şu an mesleği öğrenip çeşitli okullarda eğitim alan öğrencilerim var. Bu da beni çok mutlu ediyor" diye konuştu.
Bolu Bolu’nun elma diyarında artık çilek üretilecek Bolu’nun "elma diyarı" olarak bilinen Seben ilçesinde elma üretimine son veren çiftçiler, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün açtığı çilek yetiştiriciliği kurslarına katıldı. Seben İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Seben Meslek Yüksekokulu konferans salonunda düzenlenen çilek yetiştiriciliği kursuna, birinci dönemde 23, ikinci dönemde ise 50 kursiyer katıldı. İlçe Tarım ve Orman Müdürü Selçuk Güçbilmez, yoğun talep dolayısıyla kurslara katılımın devam ettiğini belirtti. "Elma Diyarı" olarak bilinen Seben’de elmacılığın sona erdiğini söyleyen çiftçiler, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün önerisi üzerine çilek yetiştiriciliğini alternatif bir gelir kaynağı olarak benimsemeye başladı. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünce düzenlenen bilgilendirme toplantıları sonrasında katılımcılara sertifikalar verilecek. Mart ve nisan aylarında ise vatandaşlara fidan dağıtımı yapılması planlanıyor. "Seben, yıllarca elmacılıkla anılan bir ilçeydi" İlçe Tarım ve Orman Müdürü ve Ziraat Yüksek Mühendisi Selçuk Güçbilmez, "İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüz iş birliğiyle çilek yetiştiriciliği kursu açmış bulunuyoruz. Daha önce yaz döneminde ilk kursumuzu düzenlemiştik ve 22 kursiyerimiz sertifikalarını aldı. Yoğun talep üzerine ikinci kursumuzu açtık ve 50 kursiyerimizle eğitimlerimiz devam ediyor. İlçe dışından gelen talepler bizleri mutlu ediyor. İnşallah çilek bitkisini ilçemizde alternatif bir ürün olarak üretim planlamasına sokmayı hedefliyoruz. Bu konuda İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüzün, İl Özel İdaremizin, Valiliğimizin ve Kaymakamlığımızın destekleriyle çalışmalarımızı daha da ileriye taşıyacağız. Seben, yıllarca elmacılıkla anılan bir ilçeydi. Ancak eski bahçelerin yaşlanması ve nüfusun giderek yaşlanması gibi nedenlerle, küçük alanlardan daha yüksek gelir sağlayan çilek bitkisinin daha verimli olacağını düşündük" dedi. "Hedefimiz, toplu üretim ve toplu pazarlama sistemini oturtmak" Güçbilmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçtiğimiz yıl iki adet proje gerçekleştirdik ve elde ettiğimiz sonuçlar umut verici. Çilek bitkisi, ev hanımlarına da ekonomik katkı sağlayacak bir üretim modeli sunuyor. Hedefimiz, toplu üretim ve toplu pazarlama sistemini oturtmak. Bu konuda çalışmalarımız devam edecek. Üreticilerimizin yanındayız ve hizmetindeyiz. Üretimin fazla olması durumunda, tüccarların ilçemize gelerek toplu alım noktalarından ürün alacağını düşünüyoruz. Böylece üreticilerimiz ürünlerini satmak için başka yerlere gitmek zorunda kalmayacak" "Önümüzdeki yıl daha bilinçli bir şekilde çilek yetiştiriciliğine devam edeceğim" Mudurnu’dan kursa katılan Ziraat Mühendisi Muhterem Özsoy Çilata, "2024 yılında 500 metrekarelik bir alanda çilek üretimine başlamıştım. Çilek alanımızı genişletmeyi planlıyorum. Seben’e kurs açıldığını duyunca katılmak istedim. İlçe Tarım ve Orman Müdürümüz sağ olsun, çiftçilere farklı bir ürün tanıtabilmek için böyle bir kurs düzenlemiş. Burada çok şey öğrendik. Önümüzdeki yıl daha bilinçli bir şekilde çilek yetiştiriciliğine devam edeceğim" diye konuştu. "Daha önce elmacılık yapıyorduk fakat artık çilek yetiştiriciliğine geçtik" Köy sakinlerinden Ali Oturak, "Çilek yetiştiriciliği kursu açıldığını duyunca hemen katıldım. Bu kursta gübreleme, sulama ve diğer teknik detayları öğreniyoruz. Daha önce elmacılık yapıyorduk fakat artık çilek yetiştiriciliğine geçtik. 500 elma ağacını söktük, yerine çilek, domates ve kavun dikiyoruz. Çilekçilik bize daha iyi bir kazanç sağlayacak gibi görünüyor" ifadelerini kullandı.