ASAYİŞ - 25 Temmuz 2018 Çarşamba 23:26

Oyuncu Gülden Dudarık’ın evi beton altında kaldı, kardeşi ölümden döndü

A
A
A
Oyuncu Gülden Dudarık’ın evi beton altında kaldı, kardeşi ölümden döndü

Oyuncu Gülden Dudarık’ın Beşiktaş’ta bulunan evinin duvarı yan taraftaki inşaat çalışması sırasında yıkıldı.

Oyuncu Gülden Dudarık’ın Beşiktaş’ta bulunan evinin duvarı yan taraftaki inşaat çalışması sırasında yıkıldı. Yıkılan duvar nedeniyle oda içerisine beton dökülürken Gülden Dudarık’ın kardeşi, duvarın altında kalmaktan saniyelerle kurtuldu.


Olay, geçtiğimiz hafta Beşiktaş Türkali Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, oyuncu Gülden Dudarık’ın oturduğu evin yanında devam eden inşaat çalışmaları sırasında dökülen beton nedeniyle Dudarık’ın evinin duvarı yıkıldı. Yıkılan duvar nedeniyle odanın içine beton doldu. Yıkılan duvar ve beton nedeniyle bazı eşyalar kullanılamaz hale geldi. O sırada odada bulunan kardeşi Mehmet Dudarık duvarın altında kalmaktan saniyelerle kurtuldu. Dudarık, durumu hemen polis ve belediye ekiplerine bildirdi. İnşaat yetkilileri, odanın içerisine dolan betonu hemen tahliye ederken yıkılan duvar tahtalarla kapatıldı. Yapılacak tespitlerin ardından duvar tekrar örülecek.


“7 gündür gitmediğim yer kalmadı”


Bir haftadır sonuç alamadıklarını söyleyen oyuncu Gülden Dudarık, “Yan taraftaki inşaat çalışması esnasında buraya normalde kalıp çakmaları gerekiyor, ama çakmıyorlar. Dolayısıyla döktükleri çimentoyu duvar taşımıyor, bütün yükü duvara verdiği için. Bizim duvar da kalıp gibi döküyor ve bütün çimento odanın içine yayılıyor. Bütün eşyalar zarar ziyan. Normalde Beşiktaş Belediyesinin imardan, yapı denetimden gelip olay tespiti yapıp tutanak tutması gerekiyor. Yarın 7 gün olacak 7 gündür gitmediğim yer kalmadı, hala bir tutanak tutulmadı. Savcılığa suç duyurusunda bulundum. Savcılık gelip inceleme yapacak. Önce tabi yapı denetimin tutanak tutması gerekiyor. Ve onun da sürecinde işlemesi gerektiği için şuan hala böyle, tamiratı yapılmıyor. Eşyalarımın da zararını karşılama niyetinde değiller. Sürekli bir şey söylüyorlar. ‘İkinci eli yok mu? Tamiri yok mu? Birkaç parça işte.’ onun dışında bir şeye karıştıkları yok” dedi.


Oyuncu Gülden Dudarık, “Olaydan sonra inşaat sahiplerinden hiç kimse yoktu. Ben belediyeye şikayette bulunana kadar. Ertesi gün geldiler, inşaatı durdurdular. Onun üzerine aradılar beni. Ondan sonra yine yoklar ortada. Bekliyoruz, mağdurum, bir sürü zarar ziyan. Kardeşim saniyelerle kurtuldu. Karşısında çalışma masası var. Kardeşim kalkıyor, duvar yıkılıyor ve yatak duvara yapışıyor. Çalışma masası pert. Kardeşim yatıyor da olabilirdi. Ama bu durum kimsenin umurunda değil” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Prof. Dr. Naim Sağlam: "Tıbbi sülükler yalnızca uzman kişilerce kullanılmalı" Prof. Dr. Naim Sağlam, tıbbi sülüklerin yalnızca uzman kişilerce kullanılmasının önemine vurgu yaparak, Türkiye’de bu tedavi yönteminin yaygınlaştığını, bu tedaviyi uygulayabilmek için hekimlerin tıp fakültesi mezunu olması ve Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği tıbbi sülük tedavi sertifikasını alması gerektiğini söyledi. Hem Türkiye’de hem de Amerika’da yaptığı bilimsel çalışmalarıyla uluslararası alanda tanınan Fırat Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naim Sağlam, tıbbi sülüklerin faydalarını ve yanlış kullanımlardan doğabilecek zararları detaylarıyla anlattı. Sülüklerin insan sağlığına olan katkılarını anlatan Prof. Dr. Sağlam, halk arasında yaygın olan ’sülükler kirli kanı emer’ inanışının yanlış olduğunu belirtti. Sülüklerin vücuda tutunduğunda kılcal damarları kestiğini ve 110’dan fazla biyoaktif maddeyi aşamalar halinde vücuda salgıladığını ifade eden Sağlam, bu maddeler arasında kan sulandırıcı enzimler ve iyileştirici özelliklere sahip birçok madde bulunduğunu ancak sülüklerin ‘kirli kan’ gibi bir ayrım yapmasının söz konusu olmadığına dikkat çekti. Öte yandan, tıbbi sülüklerin yalnızca uzman kişilerce kullanılmasının önemine vurgu yapan Sağlam, 2014 yılında Sağlık Bakanlığı’nın Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları çerçevesinde sülük tedavisini onaylamasıyla birlikte Türkiye’de bu tedavi yönteminin yaygınlaştığını, bu tedaviyi uygulayabilmek için hekimlerin tıp fakültesi mezunu olması ve Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği tıbbi sülük tedavi sertifikasını alması gerektiğini söyledi. "Uygulayan kişinin bir tıp fakültesini bitirmesi gerekiyor" Tıbbi sülüklerin Türkiye’nin doğal zenginlikleri arasında önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Sağlam, “Halkımız özellikle 2014 yılında Sağlık Bakanlığı’nın Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) uygulamaları çerçevesinde sülük tedavisinin de bunun içerisine almasıyla beraber, Türkiye’de yaygın bir sülük kullanımı başladı. Burada sülüğün kullanılabilmesi veya uygulanabilmesi için öncelikle uygulayan kişinin bir tıp fakültesini bitirmesi gerekiyor. Tıp fakültesini bitiren hekim arkadaşlarımızın ayrıca, Sağlık Bakanlığı’nın açacağı GETAT uygulamaları biriminin düzenleyeceği tıbbi sülük tedavi sertifikasını alması gerekiyor. Bu sertifikayı alan tüm hekimlerimiz halk arasında klinik açarak veya geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları bulunan hastanelerde insanlara tedavi uygulayabiliyor. Özellikle tedavi bulamamış veya modern tıbbı reddeden insanlar söz konusu olabiliyor. Bu tip kliniklere başvurduğunda tedavilere girip şifa bulabiliyorlar. Bu şifanın hem kanıtlayıcı tıbbı var elimizde hem makalelerle desteklenmiş olan yayınları bulunuyor. Bu çerçevede halkımızın buna bir eğilimi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi. "Sülüğün kirli kanı ayrım yapması diye bir şey söz konusu değildir" Halk arasında doğru bilinen yanlışların bilimsel gerçeklerle düzeltilmesinin önemine değinen Sağlam, "Tıbbi sülüklerde halk arasında doğruluğuna inanılan ancak birçok yanlış bilgiler de görüyoruz. Bize, ’Sülükler kirli kanı emiyor mu’ şeklinde sorular çok gelir. Hayır, sülüğün kirli kanı ayrım yapması diye bir şey söz konusu değildir. Sülük vücuda tutunduğu zaman öncelikle kılcal damarları keser, kılcal damarı kestikten sonra onların ağzında 3 tane çene vardır. Onun üzerinde de yüzü aşkın diş vardır. Biz onu gözle göremeyiz. Kesiği atar ondan sonra vücuda kendi içerisinde bulunan 110’dan fazla biyoaktif maddeyi aşamalar halinde verirler. Bu aşamalar halinde veriliyorken, aynı zamanda da kan emer. Aslında tıbbi sülük bir parazittir. Kanla beslenen bir parazittir. Bu parazitliği döneminde kanı alıyor senden, sana da bir yarar sağlıyor. Kendindeki enzimleri ve kan sulandırıcıları vücuda veriyor. Bu şekilde bir mekanizma kuruluyor. Yine halk arasında bilinen önemli yanlışlardan bir tanesi, işte sülüklere yazık olmasın diye bir insanda emdirilmiş veya tedavide kullanılmış olan sülüğü doğal ortamdaki bir yere atabiliyorlar. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları yönetmeliği çerçevesinde bunun mutlaka bir kimyasal içerisine alınıp, acı çektirmeden uyutulup öldürülmesi yönündedir. Doğal ortama atıldığı zaman sülük, bir başka insandan hastalık etkenini aldıysa, başka bir insana tutunursa, bu hastalığı bulaştırabilir” şeklinde konuştu. "Bazen hayvanlarda bulunan hastalıkları alıp insanlara bulaştırma riski olabilir" Tıbbi sülük tedavisinin kanıtlanmış bilimsel yayınlarla desteklendiğini ve özellikle kronik hastalıklar için bir alternatif tedavi yöntemi sunduğunu ifade eden Sağlam, “Diğer bir konu ise tedavi uygularken sülüklerin tedavisini sonuna kadar beklemek gerekiyor. Bazen, erken dönemde bunlar vücuttan alınıp, yarım saatte enzim hormonlarını vermiştir deyip, ayıranlar olabiliyor. Buna dikkat etmek lazım. Bu da bazen yanlış bilinenler arasında geçiyor. Sülüğün tedavi süresi yarım saat ile iki saat arasında değişebilir. Sülüğün kendisinin ayrılmasına müsaade etmemiz gerekiyor. Zaten doyduktan sonra vücuttan kendisi ayrılıyor. Bu da yanlış bilinen kısımlar arasında yer alıyor. Yine diğer bir konu, bir insandan kullanılan sülüklerin yakın akrabası dahi olsa kullanılmaması gerekir. Bazen kullanılmış sülükleri başkasına kullanma uygulamaları olabiliyor, bu da yanlış. İkinci diğer bir yanlış olarak karşımıza gelen doğal ortamdaki sülükler daha yararlıdır. Yetiştiricilikteki sülükler daha az yarar sağlar gibi bir inanış var. Bu da yanlıştır. Çünkü yetiştiricilik ortamında sülükler yetiştirilirken, yine kanla besleyerek belli bir büyüklüğe getiriliyor. Hijyenik kanla beslenmek zorunda. Yani hastalıklı olmadığına dair, laboratuvarlarda test ediliyor ve beslenerek belli bir büyüklüğe getiriliyor. Doğal ortamdakiler hangi canlılardan kan emdiği belli değil. Bazen hayvanlarda bulunan hastalıkları alıp insanlara bulaştırma riski olabilir. Dolayısıyla bu da yanlıştır. Zaten geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları çerçevesinde bu yönetmelikte, ’Sülükleri yetiştiricilik biriminden alacaksınız, kullandıktan sonra bir kullanımlık yapacaksınız ve ondan sonra da imha edeceksiniz’ deniyor. Bu yanlış bilinenlerin önüne geçilmesi çok büyük önem arz ediyor” diye konuştu.
Kahramanmaraş Yedikuyular Kayak Merkezi, hafta sonu 15 bin ziyaretçiyi ağırladı Kahramanmaraş’ın ve bölgenin en gözde kış turizm destinasyonlarının başında gelen Yedikuyular Kayak Merkezi, hafta sonu ziyaretçi akınına uğradı. Bölgenin en gözde kış turizm merkezlerinden Yedikuyular, hafta sonu 15 bin kişiyi ağırladı. Tesis, doğanın ve kış sporlarının tadını çıkarmak isteyen misafirlerine unutulmaz bir hafta sonu yaşattı. Şehir merkezine yalnızca 13 kilometre mesafede bulunan ve 2 bin 300 metre rakımda yer alan tesis, hem Kahramanmaraşlıların hem de çevre illerden gelen vatandaşların buluşma noktası oldu. Hafta sonu boyunca toplam 15 bin kişiyi ağırlayan tesis, doğanın ve kış sporlarının tadını çıkarmak isteyen misafirlerine unutulmaz bir deneyim sundu. Özellikle kar tutkunlarının vazgeçilmezi haline gelen Yedikuyular, farklı zorluk seviyelerindeki 5 kilometrelik pistleriyle her yaş ve yetenek seviyesinden ziyaretçiye hitap etti. Yedikuyular Kayak Merkezi, ziyaretçilerine sadece kayak ve snowboard değil, aynı zamanda kızak ve ATV safari gibi alternatif aktivitelerle de eğlenceli bir hafta sonu geçirme imkânı sundu. Çocuklardan yetişkinlere kadar her yaş grubuna uygun etkinlikler, ailelerin de keyifle vakit geçirmesine imkan tanıdı. Ziyaretçiler, Yedikuyular Kayak Merkezi’nde hem spor yapmanın hem de doğayla iç içe olmanın keyfini yaşadı. Karla kaplı manzaranın tadını çıkaran misafirler, bu eşsiz ortamda temiz hava ve eğlence dolu anlar yaşadıklarını ifade etti. Büyükşehir Belediyesi, hafta sonu boyunca Yedikuyular Kayak Merkezi’ne erişimi kolaylaştırmak adına düzenlediği otobüs seferleriyle dikkat çekti. Ziyaretçiler, bu hizmetten yararlanarak kolay ve konforlu bir şekilde kayak merkezine ulaşma imkânı buldu.
Ordu Engelsiz taksi, 90 yaşındaki adamın Boztepe hayalini gerçekleştirdi Ordu’nun Altınordu ilçesinde ikamet eden ve tekerlekli sandalye ile hayatını sürdüren 90 yaşındaki Yılmaz Doğan, gençliğinde gittiği Boztepe’yi yıllar sonra Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Engelsiz Ordu Taksi’ hizmeti ile görebilme imkanına kavuştu. Büyükşehir Belediyesi Engelsiz Ordu Taksi hizmeti, engelli ve yaşlı vatandaşların kamu kurum ve kuruşları başta olmak üzere çeşitli işlerinin tamamlanması için yardımcı oluyor. Kimi hastaneye, kimi spora, kimi sınava, kimi ise bankaya gitmek için Büyükşehir Belediyesi’ne talepte bulunarak ihtiyaçlarını kolayca giderebiliyor. Bu hizmetten yararlanmak Doğan ailesi, en son gençliğinde Boztepe’ye giden, 45 yaşından bu yana tekerlekli sandalye ile hayatını devam ettiren babalarının yıllar sonra tekrar burayı görmesi için talepte bulundu. Talebe kayıtsız kalmayan Büyükşehir Belediyesi, 90 yaşındaki Yılmaz amca için harekete geçti. Engelsiz Ordu Taksi ile evinden alınan Doğan ailesi, Ordu turizminin gözde mekanlarından biri olan Boztepe’ye götürüldü. Doğan ailesi Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin eşliğinde bir süre Boztepe turu yaparak hatıralarını tazeledi, özlem giderdi. Yıllar sonra Ordu’nun simgesi Boztepe’yi gören Yılmaz Doğan, en son gençliğinde Boztepe’ye geldiğini ifade ederek, hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadı. Yılmaz Doğan’ın ailesi, taleplerinin kabul edilerek Engelsiz Ordu Taksi hizmeti ile Boztepe’yi tekrar görme fırsatı yakaladıkları için Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ettiler. Öte yandan bu hizmetten yararlanmak isteyenler Ordu Büyükşehir Belediyesi ile irtibata geçerek başvuruda bulunabiliyor.