SAĞLIK - 12 Nisan 2017 Çarşamba 11:10

Çarpık bacakları Aquafilling ile düzeltin

A
A
A
Çarpık bacakları Aquafilling ile düzeltin

Aquafillingin son yılların en modern ve en rahat uygulanan vücut şekillendirme yöntemi olduğunu belirten Estetik Hekimi Dr.

Aquafillingin son yılların en modern ve en rahat uygulanan vücut şekillendirme yöntemi olduğunu belirten Estetik Hekimi Dr. Arzu Atalan, çarpık bacakların bu yöntem ile düzeltilebileceğini söyledi.


Dermaklinik Estetik ve Güzellik Merkezinden Medikal Estetik Hekimi Dr. Arzu Atalan, “Aquafilling dolgu metaryali sentetik lineer poliamidden oluşan üç boyutlu moleküler yapıya sahip motriks içine yerleştirilmiş normal yüzde 0,9 fizyolojik NaCl çözeltisinin deposu olarak hareket eden hidrofilik bir jeldir. Bu jel kullanılarak anestezi riski olmadan ameliyatsız meme ve popo büyütme şekillendirme çarpık bacakların düzeltilmesi gerçekleştirilebilmektedir” dedi.


Aquafillingin daha önce kullanımda olan vücut dolgu materyallerine göre kalıcılık açısında çok daha üstün olduğunu ifade eden Dr. Atalan, “5-8 yıl kalıcılığı olduğu için ameliyattan çekinen ya da anestezi olması uygun olmayan kişilerde mükemmel bir alternatiftir. İşlem lokal anestezi altında sadece uygulanacak bölgeye göre göğüs kalça ya da bacak bölgesinin uyuşturulması ile yapılmaktadır. İşlem ortalama 1-1,5 saat sürmekte olup kişi hemen ertesi gün günlük yaşamına geri dönebilmektedir” diye konuştu.


Kullanılacak dolgu miktarının kişinin ihtiyacına göre değişmekte olduğunu kaydeden Dr. Atalan, “Genel olarak meme gelişmesi bozuklukları memedeki ve popodaki asimetriler memede ve popoda küçüklük çarpık bacakların düzeltilmesi ve ayrıca daha önce geçirilmiş ameliyatlardan kalan çöküntülerin düzeltilmesinde kullanılır. 2004 yılından beri kullanılmakta olan bu hidrofilik jel CE belgeli olup herhangi bir karsinojenik tenatojenik etki veya vücuda uyumsuzluk özelliği göstermediği için son derece güvenilirdir. Kesinlikle minimal ihvaziv bir işlemdir” ifadelerini kaydetti.


Skar dokusunu oluşmadığına dikkat çeken Dr. Atalan, “Jel çok ince kanüller kullanılarak tek bir noktadan istenilen bölgeye yerleştirilir ve istenilen dolgunluk ve şekil verilir. İşlem sonrası iyileşme süresi çok kısadır. Temelde sudan oluşan bir jel olduğu için son derece doğal görünüm sağlar. Meme dokusunun içine değil meme dokusu arkasındaki kas üzerine yerleştirildiği için süt bezlerine ve memeye ait diğer dokulara zarar vermez. Aquafilling yöntemi uygulanan kişiler doğum ve emzirmede sorun yaşamazlar ve her türlü meme USG maemografi gibi görüntüleme yöntemlerini yaptırabilirler” açıklamalarında bulundu.


Estetik Hekimi Dr. Arzu Atalan, Aquafillingin avantajlarını şöyle sıraladı:


“Minimal travmaya yol açan cerrahi olmayan bir işlemdir.


Genel anestezi gerektirmez.


İyileşme süreci 1-2 gündür.


Enjeksiyon bölgesinde inflamasyona yol açmaz.


Yumuşak dokularla doğal uyum içersindedir.


Doğal görüntü sağlar.


5-8 yıl etkilidir.


İstenilirse yeniden enjeksiyon yapılabilir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Görmediği öğrencilerinin gönlüne ’sazının teliyle’ dokunuyor Kayseri’de doğuştan görme engelli müzik öğretmeni Süleyman Ekici; hiç görmediği özel ihtiyaçlı öğrencilerinin gönlüne sazının teli dokunarak, müzik öğretiyor. Kayseri’de yaşayan 42 yaşındaki doğuştan görme engelli olan müzik öğretmeni Süleyman Ekici, monoton yapısından sıkıldığı masa başı memuriyetten ayrılarak 4 sene önce felsefe grup öğretmenliğine geçti. Ortaokulda ve lisede sanat üzerine eğitim alan Ekici, alan değişikliği ile müzik öğretmeni oldu. 2 yıldır Kocasinan ilçesinde bulunan Şehit Yiğitcan Çiga Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda görev yapan Süleyman Ekici, özel ihtiyaçlı öğrencilerine müzik öğretiyor. Çaldığı sazıyla derslerini sürdüren Ekici, müzik ile öğrencilerinin gelişimine katkıda bulunmak için çalışıyor. "Öğretmen isterse kendisini sürekli geliştirebilir" Hikayesini anlatan Ekici, "Benim hikayem çetrefilli bir hikaye. Ben daha önce TÜİK de 9 sene memurluk yaptım. Aynı zamanda okuyordum. Sosyoloji mezunuyum. Felsefe grup öğretmenliği yaptım. Daha sonra alan değişikliğiyle müzik öğretmenliğine geçiş yaptım. Ortaokulum ve lise eğitimim sanat üzerineydi. Bir dönem müzik eğitiminde materyal sıkıntısı yaşadığımız için okuyamamıştım. Sonra teknolojinin ve eğitim imkanlarının değişmesiyle tekrar güzel sanatlar bölümünü okuyup, müzik öğretmenliğine geçtim. Biraz uzun sürdü ama geçiş yaptım. Öğretmenlik hayatıma 2020 yılında başladım. 2 yıldır da müzik öğretmeniyim. Her şeyden önce ben karakteristik olarak öğrenmeyi, bilgi edinmeyi ve araştırmayı çok seven bir insanım ve edinilen bilgileri paylaşmayı seven bir insanım. Sadece öğrenci ve öğretmen ilişkisinin dışında normal sosyal hayatımda da böyle bir yapım var. Sosyal ortamlarda da bilgi paylaşmayı ve bilgi edinmeyi seviyorum. Bizim önümüzde rol model hocalarımız vardı. Bizim hocalarımız hep görme engelli hocalardı. ‘Bende onlar gibi olacağım’ derdim ve muhtemelen o dönemde bir taklit gerçekleşti. Öğretmenlik mesleğini kendime yakın bir meslek olarak görüyordum. Memuriyet hayatında bir monoton yapı var. 8-5 çalışma mevcut ve bir bilgi üretme yok. Hazır bir şekilde bir işlem yapılıyor. Devletin işleriyle ilgili sürdürülebilirlik sağlanıyor. Ancak öğretmenlik öyle değil. Öğretmen isterse kendisini sürekli geliştirebilir. Sürekli alıştırabilir ve yaptığı araştırmalar sonucu sürekli bir paylaşım yapabilir Öğretmenlik sürecinde sürekli bir akış var. Öğretmenlik karakterimle uyuştuğu için tercih ettiğim bir meslek oldu. Ben daha önce engelli öğrencilerin bulunmadığı bir okulda görev yapıyordum. O zaman bilgisayarımı götürüyordum ve akıllı tahtaya bilgisayarımı bağlayıp, görselleri oraya yansıtarak gösteriyordum. Özel eğitim kurumlarında ise derslere özel eğitimci öğretmenlerimiz ile giriyoruz. Dersin selametini onlarla sağlıyoruz. Biz sadece bilgiyi paylaşıyoruz ve onlarla birlikte dersi işliyoruz. Onlar bir noktada dersi asiste ediyorlar. Bu sayede iletişim sorunu yaşamıyoruz" ifadelerini kullandı. "Şartlar ne olursa olsun bütün zorlukların içerisinde bir iğne deliği buluruz" Müzik öğretmeni Ekici, "Dünyada ve ülkemizde değişen birçok şey olabiliyor. Bizim insanlar olarak sıklıkla yaptığımız şey şikayet etmektir. Sistemi şikayet ederiz, ortamı şikayet ederiz, şartları şikayet ederiz. Şikayette kolaylıktır. Ben mesleğin yürütülebilmesi için tanık olduğum, duyduğum ve benim de birebir katıldığım birçok şikayet olabilir. Ama bunların hepsi öğrencilerle iletişim kurmaya engel değil. Evet, mesleğimiz zor. Eve iş götürülen tek meslektir. Sınav yaparsın, eve gidip kağıtları tek tek okursun. Mesleğimizi yürütmek zordur ama öğretmenlik mesleği bir kimliktir. Şartlar ne olursa olsun bütün zorlukların içerisinde bir iğne deliği buluruz. Yeter ki arayalım. Öğrencilerim de özel öğrenciler. Bu aramızda duygusal bir bağ oluşturuyor. Bende görme engelliyim. Burada müziğe mikro düzeyde yaklaşıyoruz. Onların algılayabileceği kapıları aralamaya çalışıyorum. Sürekli araştırıyorum ve uğraşıyorum. O kapıyı bulmaya çalışıyorum" diye konuştu.