YEREL HABERLER - 23 Aralık 2016 Cuma 10:17

Saç dökülmesine saç dolgusu ile son

A
A
A
Saç dökülmesine saç dolgusu ile son

Mevsimsel olabildiği gibi uzun zamanda sürebilen saç dökülmelerinin birçok nedene bağlı olabildiğini belirten Estetik Hekimi Dr. Arzu Atalan, saç dökülmesinin çözümünün saç dolgusu olduğunu söyledi.
Dermaklinik Estetik ve Güzellik Merkezinden Medikal Estetik Hekimi Dr. Arzu Atalan, günümüzde saç dökülmesinin oldukça sık rastlanan bir sorun haline geldiğini söyleyerek, "Genetik (andro genetik alopesi) sebepler olabileceği gibi tiroit bezi hastalıkları gibi endokrin sebepler, fe eksikliği anemisi, diyabet, beslenme bozuklukları, menepoz, doğum sonrası dönemi bazı ilaçlar ve kronik hastalıklar nedeniyle de saç dökülmesi görülebilir. Ayrıca bazı renk açma için kullanılan kimyasal maddeler çok sık fön çekilmesi kötü fırçalama gibi mekanik nedenler de saçlarımıza zarar verebilir. Stres, güneş, deniz suyu ve yüzme havuzlarındaki klor da saç ve saçlı deriyi etkileyen nedenlerdendir" dedi.
Saç dökülmesi sorunu yaşayan bir kişinin mutlaka hekime başvurması gerektiğini kaydeden Dr. Atalan, "Önce yapılan tetkiklerle sorunun kaynağı belirlenmeli ve nedene göre bir tedavi planlanmalıdır. Saçlı deri tedavilerine son zamanlarda geliştirilen saç dolgusu da eklenmiştir. Kliniğimizde uyguladığımız saç mezoterapisi PRP saçlı deride somon DNA aşısı gibi tedavilerimize saç dolgusu eklenmiş olup son derece başarılı sonuçlar almaktayız" diye konuştu.
Saç dolgusunun dünyada ilk ve tek olduğunu belirten Dr. Atalan, "Saçlı derinin yeniden yapılanmasını saçın yeniden çıkmasını sağlayan büyüme faktörleri ve yenileyici peptit komplesi ile formüle edilmiş olup CE belgesine sahip son derece etkili güvenli ve uygulaması kolay bir üründür. Tedavi 2 hafta aralıklarla 4 seans olarak planlanmalıdır. Uygulama 15-20 dakika kadar sürer. 1 cc’lik ürün belirli aralıklarla saçlı deri bölgesine uygulanır. Büyüme faktörleri içeren bu dolgu materyali sayesinde saçlı derinin kan dolaşımı artar saç folikülleri canlanır. Kadınlarda ve erkeklerde uygulanabilir. Saç ekiminden sonra başarıyı arttırmak için uygulanabilen bu tedavi yöntemi saçlı deride uygulanan diğer yöntemlerle kombine olarakta kullanılabilmektedir. Sağlığa hiçbir şekilde zararı olmayan her türlü klinik çalışması yapılmış olan bu ürünle 8 hafta (4 seans) sonunda gözle görülür sonuçlar elde edilmektedir" ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Görmediği öğrencilerinin gönlüne ’sazının teliyle’ dokunuyor Kayseri’de doğuştan görme engelli müzik öğretmeni Süleyman Ekici; hiç görmediği özel ihtiyaçlı öğrencilerinin gönlüne sazının teli dokunarak, müzik öğretiyor. Kayseri’de yaşayan 42 yaşındaki doğuştan görme engelli olan müzik öğretmeni Süleyman Ekici, monoton yapısından sıkıldığı masa başı memuriyetten ayrılarak 4 sene önce felsefe grup öğretmenliğine geçti. Ortaokulda ve lisede sanat üzerine eğitim alan Ekici, alan değişikliği ile müzik öğretmeni oldu. 2 yıldır Kocasinan ilçesinde bulunan Şehit Yiğitcan Çiga Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda görev yapan Süleyman Ekici, özel ihtiyaçlı öğrencilerine müzik öğretiyor. Çaldığı sazıyla derslerini sürdüren Ekici, müzik ile öğrencilerinin gelişimine katkıda bulunmak için çalışıyor. "Öğretmen isterse kendisini sürekli geliştirebilir" Hikayesini anlatan Ekici, "Benim hikayem çetrefilli bir hikaye. Ben daha önce TÜİK de 9 sene memurluk yaptım. Aynı zamanda okuyordum. Sosyoloji mezunuyum. Felsefe grup öğretmenliği yaptım. Daha sonra alan değişikliğiyle müzik öğretmenliğine geçiş yaptım. Ortaokulum ve lise eğitimim sanat üzerineydi. Bir dönem müzik eğitiminde materyal sıkıntısı yaşadığımız için okuyamamıştım. Sonra teknolojinin ve eğitim imkanlarının değişmesiyle tekrar güzel sanatlar bölümünü okuyup, müzik öğretmenliğine geçtim. Biraz uzun sürdü ama geçiş yaptım. Öğretmenlik hayatıma 2020 yılında başladım. 2 yıldır da müzik öğretmeniyim. Her şeyden önce ben karakteristik olarak öğrenmeyi, bilgi edinmeyi ve araştırmayı çok seven bir insanım ve edinilen bilgileri paylaşmayı seven bir insanım. Sadece öğrenci ve öğretmen ilişkisinin dışında normal sosyal hayatımda da böyle bir yapım var. Sosyal ortamlarda da bilgi paylaşmayı ve bilgi edinmeyi seviyorum. Bizim önümüzde rol model hocalarımız vardı. Bizim hocalarımız hep görme engelli hocalardı. ‘Bende onlar gibi olacağım’ derdim ve muhtemelen o dönemde bir taklit gerçekleşti. Öğretmenlik mesleğini kendime yakın bir meslek olarak görüyordum. Memuriyet hayatında bir monoton yapı var. 8-5 çalışma mevcut ve bir bilgi üretme yok. Hazır bir şekilde bir işlem yapılıyor. Devletin işleriyle ilgili sürdürülebilirlik sağlanıyor. Ancak öğretmenlik öyle değil. Öğretmen isterse kendisini sürekli geliştirebilir. Sürekli alıştırabilir ve yaptığı araştırmalar sonucu sürekli bir paylaşım yapabilir Öğretmenlik sürecinde sürekli bir akış var. Öğretmenlik karakterimle uyuştuğu için tercih ettiğim bir meslek oldu. Ben daha önce engelli öğrencilerin bulunmadığı bir okulda görev yapıyordum. O zaman bilgisayarımı götürüyordum ve akıllı tahtaya bilgisayarımı bağlayıp, görselleri oraya yansıtarak gösteriyordum. Özel eğitim kurumlarında ise derslere özel eğitimci öğretmenlerimiz ile giriyoruz. Dersin selametini onlarla sağlıyoruz. Biz sadece bilgiyi paylaşıyoruz ve onlarla birlikte dersi işliyoruz. Onlar bir noktada dersi asiste ediyorlar. Bu sayede iletişim sorunu yaşamıyoruz" ifadelerini kullandı. "Şartlar ne olursa olsun bütün zorlukların içerisinde bir iğne deliği buluruz" Müzik öğretmeni Ekici, "Dünyada ve ülkemizde değişen birçok şey olabiliyor. Bizim insanlar olarak sıklıkla yaptığımız şey şikayet etmektir. Sistemi şikayet ederiz, ortamı şikayet ederiz, şartları şikayet ederiz. Şikayette kolaylıktır. Ben mesleğin yürütülebilmesi için tanık olduğum, duyduğum ve benim de birebir katıldığım birçok şikayet olabilir. Ama bunların hepsi öğrencilerle iletişim kurmaya engel değil. Evet, mesleğimiz zor. Eve iş götürülen tek meslektir. Sınav yaparsın, eve gidip kağıtları tek tek okursun. Mesleğimizi yürütmek zordur ama öğretmenlik mesleği bir kimliktir. Şartlar ne olursa olsun bütün zorlukların içerisinde bir iğne deliği buluruz. Yeter ki arayalım. Öğrencilerim de özel öğrenciler. Bu aramızda duygusal bir bağ oluşturuyor. Bende görme engelliyim. Burada müziğe mikro düzeyde yaklaşıyoruz. Onların algılayabileceği kapıları aralamaya çalışıyorum. Sürekli araştırıyorum ve uğraşıyorum. O kapıyı bulmaya çalışıyorum" diye konuştu.