ASAYİŞ - 15 Ocak 2025 Çarşamba 12:33

Isparta’da göçmen kaçakçılarına 2,4 milyon lira ceza

A
A
A
Isparta’da göçmen kaçakçılarına 2,4 milyon lira ceza

Isparta İl Jandarma Komutanlığı, 2024 yılında düzensiz göçle mücadele kapsamında 393 olaya müdahale etti. Yakalanan 60 düzensiz göçmen Geri Gönderme Merkezlerine sevk edilirken, 5 organizatör hakkında adli işlem başlatıldı ve toplam 2,4 milyon TL idari para cezası kesildi.


Isparta İl Jandarma Komutanlığı tarafından, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığıyla mücadele kapsamında 2024 yılı boyunca yapılan çalışmalar neticesinde toplam 393 olaya müdahale edilirken, 60 düzensiz göçmen yakalanarak Geri Gönderme Merkezlerine sevk edildi.



2 milyon 400 bin lira cezai işlem


Göçmen kaçakçılığı organizatörlüğü yaptığı tespit edilen 5 şüpheli hakkında adli işlem başlatıldı. Ayrıca, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında 2 milyon 400 bin Türk lirası idari para cezası uygulandı. Isparta İl Jandarma Komutanlığı, yasa dışı göçmen hareketlerinin engellenmesi ve toplumun güvenliğinin korunması için operasyonlarını artırarak devam ettireceğini belirtti.



Isparta’da göçmen kaçakçılarına 2,4 milyon lira ceza

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Kral yolu rotası turizme kazandırılıyor Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu başkanlığında valilik, Karacadağ Kalkınma Ajansı ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi (GAP BKİ) işbirliğiyle, tarih ve doğayı buluşturan önemli bir turizm projesi hayata geçiriliyor. Lidya Kralı Gyges tarafından M.Ö 7. yüzyılda inşa edilen ve Efes’ten Ninova’ya kadar uzanan 2 bin 500 kilometrelik antik kral yolunun Diyarbakır sınırlarında yer alan kısmı turizme kazandırılacak. 351 kilometrelik rotalar oluşturuldu Proje kapsamında, Diyarbakır merkez ilçelerinin yanı sıra Eğil, Ergani, Çınar, Çermik ve Çüngüş ilçeleri ile bağlı köyleri de içine alan toplam 351 kilometrelik yürüyüş rotaları belirlendi. 2024 yılında başlayan çalışmalarda, yolun kültürel ve tarihi önemi göz önünde bulundurularak haritalama ve tescil süreçleri tamamlandı. Rotalar, ticaret, ibadet, göç ve keşif gibi amaçlarla tarihin farklı dönemlerinde kullanılan bu antik yolda tarihe dokunma fırsatı sunacak. Uluslararası standartlara uygun işaretleme ve tanıtım Projenin ikinci etabında, uluslararası standartlara uygun tabelalandırma ve işaretleme çalışmaları 2025 yılı içerisinde tamamlanacak. Ayrıca, kral yolunun bilinirliğini artırmak ve bir cazibe merkezi haline getirmek amacıyla kapsamlı tanıtım ve markalaşma çalışmaları yürütülecek. Bu süreçte şehrin tüm paydaşlarının desteğiyle Diyarbakır, kültür ve doğa turizminin yeni adresi olmayı hedefliyor. Tarihi ve kültürel değerler turizme açılıyor Diyarbakır kral yolu rotasının, yalnızca bir yürüyüş parkurundan ibaret olmadığı, aynı zamanda ziyaretçilerine tarih, kültür ve doğanın bir arada olduğu bir deneyim sunacağı belirtildi. Bu projenin hayata geçirilmesiyle bölge ekonomisine katkı sağlanması, kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılmasının amaçlandığı bildirildi. Tarihi bir geçmişe sahip kral yolunun, Diyarbakır’da turizme kazandırılması ile şehir, bölgesel ve ulusal düzeyde turizm çeşitliliğine önemli bir katkı sunacağının hedeflendiği belirtildi.
İstanbul Los Angeles felaketi Türkiye’de yangın sigortası bilincini arttırdı Los Angeles’ı kasıp kavuran yangınların küresel ölçekte sigorta sektörünün risk değerlendirme ve hasar yönetimi uygulamalarını yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği (SBD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Mali ve Finansal İşler Komite Başkanı Gökhan Özakıncı, “Yaşanan bu olay kamuoyunda risk farkındalığını yükseltti Türkiye’de kısa vadede yangın sigortası yaptırma oranını bir miktar artırdı” dedi. Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği (SBD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Mali ve Finansal İşler Komite Başkanı Gökhan Özakıncı, ABD Los Angeles’ta yaşanan ve 24 kişinin hayatına, binlerce kişinin de evsiz kalmasına yol açan geniş çaplı yangınların, Türkiye’de sigorta bilincinin artmasında etkili olduğunu belirtti. Özellikle medya aracılığıyla takip edilen felaket görüntüleri ve hasar raporları, yangın sigortası yaptırmanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Sektör temsilcileri olarak, yaşanan bu olayın Türkiye’de kısa vadede yangın sigortası yaptırma oranını bir miktar artırdığını gözlemlemekteyiz. Zira büyük çaplı felaket haberleri ve buna bağlı zararların boyutu, kamuoyunda risk farkındalığını yükseltti” dedi. Los Angeles’ı kasıp kavuran yangınların küresel ölçekte sigorta sektörünün risk değerlendirme ve hasar yönetimi uygulamalarını yeniden gözden geçirmesine neden olduğunu vurgulayan Özakıncı, iklim değişikliği kaynaklı sıcaklık artışı ve kuraklığın, bu yangınların beklenenden daha hızlı yayılmasına ve yerleşim alanlarını tehdit etmesine neden olduğunun altını çizdi. Özakıncı, “Bu durum, sigorta şirketlerinin risk modellemelerini güncellemesini, özellikle yangın teminatı kapsamlarını ve poliçe primlerini yeniden düzenlemesini kaçınılmaz kılmıştır. Los Angeles örneğinden hareketle, yangın sigortalarının kapsamı ve hasar tazmin süreçleri yeniden önem kazanmıştır” diye konuştu. Standart konut sigortalarının yangın teminatı, genellikle binaların yeniden inşa maliyeti, taşınır malların zararları ve işletmelerde iş durması gibi ana konuları kapsadığını hatırlatan Özakıncı, Los Angeles’taki gibi büyük alanları kapsayan yangınlarda, hasarların yüksek tutarlara ulaşma ihtimali sebebiyle reasürans şirketlerinin de sürecin sürdürülebilirliğinde kritik rol oynadıklarını ifade etti. Prim tutarı 2 bin - 3 bin lira arasında Türkiye’nin, hem orman yangınları, hem de yerleşim bölgelerinde çıkabilecek yangınlar açısından riskli bir coğrafyada bulunduğunu kaydeden Özakıncı, şöyle devam etti: “Özellikle sıcaklıkların yüksek seyrettiği Akdeniz ve Ege Bölgelerinde orman yangını riski artarken, büyük şehirlerdeki yoğun yapılaşma ve eski elektrik tesisatları da yangın ihtimalini yükseltmektedir. Bu gerçekler ışığında, yangın sigortası yaptırmak hem konutlar hem de işyerleri için büyük önem taşıyor. Ancak yaklaşık verilere göre Türkiye’de konut ve işyerlerinde yangın sigortası yaptırma oranı halen istenilen seviyede değildir; bu oranın yüzde 20-30 aralığında olduğu tahmin edilmektedir. Bu düşük oran, riskin gerçekleşmesi hâlinde büyük maddi kayıpların sigortasız kalmasına yol açmaktadır. Yangın sigortası poliçe primleri ise yapının bulunduğu deprem bölgesi, binanın yaşı, yangına karşı koruyucu önlemlerin seviyesi ve binaların yeniden inşa maliyetleri gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Yine de ortalama bir konut için yıllık yangın sigortası primi sadece bina için minimum 2 bin - 3 bin lira aralığında olduğu söylenebilir. Ayrıca, eşya dahil edilirse prim daha da yükselecektir. İşyerlerinde ise risk faktörleri, deprem bölgeleri ve binaların yeniden inşa maliyetleri yüksekliği gibi nedenlerden bu tutar daha da yüksek seviyelere çıkmaktadır. Sigorta şirketleri, bina içerisinde yangın alarmı, otomatik sprinkler sistemi veya yangın söndürme cihazları gibi önleyici tedbirlerin varlığına göre ek indirimler uygulayarak koruyucu yatırımları teşvik etmektedir.” Büyükşehirlerdeki riskler Başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere büyükşehirlerdeki eski ve bakımsız binalar ile endüstriyel tesislerin bulunduğu semtlerin de ciddi yangın riskleri barındırdıklarını dile getiren Özakıncı, bu bölgelerde elektrik altyapısının eski olması, yoğun nüfus, yetersiz güvenlik tedbirleri gibi faktörlerin, hem konut hem de işyeri kaynaklı yangın ihtimalini yükselttiğini söyledi. Son günlerde poliçe başvurularında bir miktar artış kaydedildiğinin gözlemlendiğini belirten Özakıncı, şu değerlendirmelerde bulundu: “Uzun vadede ise sektör, poliçe sahibi sayısının istikrarlı bir şekilde artması için eğitici kampanyalara ve koruyucu tedbirleri teşvik eden indirim politikalarına devam etmektedir. Los Angeles’ta yaşanan geniş çaplı yangın felaketi, sigorta sektörünün yangın teminatına olan yaklaşımını küresel ölçekte yeniden şekillendirmiştir. Türkiye’de ise bu durum, hâlihazırda düşük seviyede olan yangın sigortası penetrasyonunu olumlu yönde etkilemiş, yangın sigortasının önemini kamuoyu nezdinde bir kez daha gündeme taşımıştır. Konut ve işyeri sahiplerinin yangına karşı koruyucu önlemleri artırması, sigorta ürünlerine yönelik talebi yükseltmesi ve risk yönetimi stratejilerini güncellemesi; olası büyük çaplı felaketlerin ekonomik ve sosyal etkilerini minimize etmenin en etkili yollarındandır. Böylece, yangın kaynaklı kayıpların azaltılması ve toplumsal dayanıklılığın güçlendirilmesi mümkün olacaktır.”
İstanbul TOSFED’in ’Velinin Karnesi Nasıl?’ projesi 2025 yılında 30 şehre daha ulaşacak Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Kadınlar Komisyonu tarafından hayata geçirilen sosyal sorumluluk projesi ’Velinin Karnesi Nasıl?’ ulaştığı 21 il ve 22 bin 500 öğrencinin ardından 2025’te 30 şehre ulaşmayı hedefliyor. Türkiye’de Otomobil Sporlarının her alanında kadınların katılımını artırmak, daha etkin rol oynamalarını sağlamak, kadın sporcuların ve görevlilerin sorunlarını dile getirecekleri bir platform oluşturmak amacıyla kurulan Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Kadınlar Komisyonu tarafından organize edilen ’Velinin Karnesi Nasıl’ projesi, 2025 yılında da devam edecek. Proje, ilköğretim seviyesindeki okullarda 7-11 yaş grubuna verilecek seminerlerle yürütülüyor. Eğitim Seminerleri Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED)’in şampiyon sporcuları tarafından verilirken, projenin öncelikli hedefi bir ’Sosyal Sorumluluk Projesi’ olup, ilköğretim seviyesindeki çocukları trafik eğitimi ve yol güvenliği konusunda bilinçlendirerek öğrencileri pilotlarla buluşturmak. Projede, öğrencilerin velilerine karne notu vermesiyle, velilerin trafik kurallarına uymasını sağlamak ve trafik kurallarına uyarak kazaların önlenebileceği vurgulanıyor. Proje kapsamında, bugüne kadar Adıyaman, Ankara, Antalya, Bolu, Bursa, Diyarbakır, Düzce, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kars, Kayseri, Kocaeli, Mersin, Muğla, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Uşak, Yalova’da olmak üzere 21 ilde 84 okulda 22 bin 500 öğrenciye ulaşıldı. TOSFED Kadınlar Komisyonu Başkanı Bahar Sunman, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından da desteklenen ’Velinin Karnesi Nasıl’ sosyal sorumluluk projesiyle bugüne kadar 22 bin 500 öğrenciye ulaştıklarını ifade ederek, "Proje kapsamında ilköğretim okullarındaki 7-11 yaş grubu öğrencilere ’Trafik ve Yol Güvenliği’ eğitimi veriyoruz. Öğrencilerden velilerine karne notu vermelerini istiyoruz. Çocuklar gerçekten çok objektif ve farkındalıkları yok yüksek. Geçen yıl yapılan proje değerlendirmesinde; velilerin yüzde 90’ının trafik kurullarına uyduğunu, yüzde 10’unun da uymadığını gördük. Projemizle, velilerin trafik kurallarına uymasını ve böylece kazaların önlenebileceğinin altını çizmek çizerken, yeni yılda gerçekleştireceğimiz seminerlerde bu yıl çok daha fazla okul ve öğrenciye ulaşmayı hedefliyoruz" dedi.