SAĞLIK - 12 Temmuz 2023 Çarşamba 11:16

Doğduğundan beri ağlayan Adem bebeğin vücudunda enjektör iğnesi çıktı

A
A
A
Doğduğundan beri ağlayan Adem bebeğin vücudunda enjektör iğnesi çıktı

Iğdır’da 2 ay önce doğum yapan Özlem Gökdere, oğlunun sürekli ağlamasının sebebini oğlunun altını değiştirirken fark etti, Adem bebeğin sürekli ağlamasının altında vücudundaki enjektör iğnesi çıktı.


Iğdır’da 2 ay önce 3. çocuğuna doğum yapan Özlem Gökdere, doğum sonrası Adem ismini verdiği oğlunun bütün kontrollerini yaparak hastaneden taburcu oldu. Çocuğun sürekli ağlamasına “gazı var, bebektir” diyen anne durumu pek umursamadı. Günler geçtikçe çocuğun huzursuzluğunun arttığını gören anne Özlem ve baba Ümit Gökdere çocuklarını her ne kadar hastaneye götürselerdi herhangi bir olumsuzluk çıkmadı. Adem bebeğin annesi bir gün oğluna banyo yaptırırken bebeğin arka bacak kısmında bir kızarıklık fark etti. Anne kızarıklığı böcek ısırığı sansa da daha sonraki gün çocuğun altını değiştirirken kızarıklığın olduğu yerde bir demir parçası fark etti. Ucu çıkmış demiri inceleyen anne demiri çekerek bebeğin bacağına saplanmış halde bulunan yaklaşık 4 santimlik iğne parçasıyla karşılaştı. Yaşadıkları durum karşısında şok olan aile hemen çocuklarını hastaneye götürdüler. Hastanede yapılan tahlillerde vücutta başka bir şey çıkmayınca Adem bebeğin 2 ay boyunca enjektör iğnesi ile yaşadığı ve sürekli ağlamasının da sebebinin bu olduğu ortaya çıktı. Hastanede kendilerine iğnenin dışarıdan çocuğun vücuduna girdiğini söylendiğini belirten yetkililere kızan aile hukuk mücadelesi başlattı.


Çocuğun iki ay boyunca sürekli ağladığını belirten anne Özlem Gökdere, “2 ay önce Iğdır Devlet Hastanesi’nde doğum yaptım. Büyük ihtimal ile bu iğne unutulması doğumda oldu. Çünkü çocuk 2 aydır tamamıyla huzursuz hani sürekli kucakta hani sürekli emzirerek durduruyoruz. Biz bebektir diye umursamıyorduk, gazı vardır, sancısı vardır ne bileyim uykusuzdur, şudur budur diyerek bilemiyorduk. Çünkü çocuğun vücudunda hiçbir şey yoktu. Çocuğa banyo yaptığımda bacağının arkasında kızarıklık gördüm. Sinek ısırmış ya da böcek yemiştir dedik, o gün umursamadık. Ertesi gün otururken altını değiştirdiğimizde orayı açtığımda pantolonu kanlar içinde gördüm. Vücudundan iğnenin ucu çıkmıştı. Bir demir parçası zannettim, elimizde çektik çıkarttık ki enjektör iğnesi çıktı. Zaten o anda şok geçirdik ne yapacağımızı bilemedik. Apar topar çocuğu hastaneye götürdük. Acilde gerekli kan almalar, ultrason, röntgen falan çekildi. Çok şükür Allah’ın mucizesi diyoruz biz buna çıkmayabilirdi de. İçinde de kalabilirdi. Herhangi bir yara bere iz, yoktu. Bundan sonra ödem oluşmuş bacağında, dokuda küçük bir hasar oluşmuş. Küçük bir şeyle atlattık, çok büyük şeyler de olabilirdi. Gerekli başvurumuzu yaptık davamızı açtık ilgilenmesini istiyorum. Daha büyük şeyler başımıza gelebilirdi. Acile gittiğimizde doktorlar işte yok siz yapmışsınız yok yakınlarınız batırmıştır parka götürmüşsünüzdür falan filan saçma sapan şeyler söylediler. Hani olmuş ama üstünü örtüyorlar. Diyebilirlerdi hata olmuş, elinden kaçmıştır. Anlayışla karşılardık ama öyle yapmadılar. Aksine kendilerini savunmaya çalıştılar. Bakalım hayırlısıyla davanın sonuçlanmasını istiyoruz. İnşallah başka çocukların başına gelmez. Benim çocuğum olağanüstü bir şekilde kurtuldu, başka çocukların, annelerin başına gelmemesini istiyoruz. İğne tamamı ile çıktı. Gerekli tahlilleri yaptık. Pazartesi günü Erzurum’a gideceğiz gerekli kontrolleri yaptıracağım. İnşallah sonuçlar da güzel çıkar.”



Sürekli ağlıyordu


“İğne vücudundayken hiç durmuyordu, diyorum ya sürekli ağlıyordu. Ya kucakta gezdiriyorduk ya da emziriyorduk, yatırıyorduk. Yattıktan 5 dakika sonra yine kalkıyordu. Yani gece gündüz hiç huzuru yoktu. 2 ay sonra uyuduğunun farkına vardık, çocuk rahatladı biz de rahatladık” dedi.


Baba Ümit Gökdere, yetkililerin durum ile ilgilenmesini istediği söyleyerek, “Bu 3. çocuğumuz oldu. Diğer iki çocuğumuz da hiç böyle bir şey yaşamadık yani çocuk sürekli ağlıyor, sürekli rahatsızdı. Biz bebektir diye üstüne çok düşmedik ama gördüğümüz o iğneden sonra tamamıyla bir şok yaşadık. Olayla ilgili gerekli davamızı açtık, bununla yetkililerin ilgilenmesini istiyoruz” dedi.


Doğduğundan beri ağlayan Adem bebeğin vücudunda enjektör iğnesi çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Yenidoğan Çetesi" davasında tutuksuz sanıklar savunma yapıyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Duruşmada Özel Güney hastanesinin sahibi tutuksuz sanık Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu savunmasında, “Ben hiçbir cihazı almamazlık etmem. Ben vicdanlı biriyim" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada Kaya bebeğin ölümünün ardından kamera kayıtlarının alınmasını engellemek adına görüntüleri sildirerek suç delillerini gizleyen ve yok eden, bebeğin öldüğü gece yenidoğan yoğun bakımda hiçbir tıbbi müdahale yetkisi bulunmayan hemşire yardımcısını bırakarak nöbetçi sorumlu hemşire ve nöbetçi doktor görevlendirmeyen ve Kaya bebeğin ölümüne sebep olarak ihmalen adam öldürme suçunu işleyen tutuksuz sanık Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu savunma yaptı. Özel Güney hastanesinin sahibi Yurtoğlu, "Güney Hastanesi’nin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Doğum oranlarımız arttı. Doktor ihtiyacımız oldu. Doktor arayışımız oldu. Danışmanlık ücretlerine baktık. Anlaşamadık. Bir arkadaşımın önerisiyle Fırat Bey’i aradım. Kendisi hastaneye geldi. Konuştuk, birçok hastaneye danışmanlık hizmeti verdiklerini söyledi. Kabul ettik ve süreç başladı. Bir süre hemşire geldi, doktor geldi, geceleri sıkıntı olunca kendileri geldi. Sıkıntılar olunca bana ulaşıldı, ’danışmanlık şirketinde sıkıntılar var, uyardık bir de siz konuşun’ dedi. Ben de Fırat Bey’i görüşmek için çağırdım. Fırat Bey ile konuşmaya başladık ama başhekimi tehdit etmeye, hakaret etmeye başladı. Başhekimimiz bağırdı, ’bir türlü ilacı izah edemiyorsun’ diye. O da ’böyle bir şeyi kabul etmiyorum’ dedi. Ben de ’tamam artık sizinle çalışmıyoruz’ dedim. Fırat Bey daha önce, ’merak etmeyin tanıdıklarım çok. Büyükçekmece’de savcı tanıdığım var’ demişti. Olağanüstü denetimde de savcı Büyükçekmece’den gelince şikayeti onun yaptığını düşündüm. Akşam kendisini aradım, ’şikayeti sen yaptın değil mi?, Savcı tanıdığın var denetimi sen yaptırdın değil mi?’ diye sordum” dedi. Yurtoğlu savunmasının devamında, "Ödemeler için Fırat Sarı hastaneye fatura kesiyordu. Ödemeyi Medisense şirketine yapıyorduk. Faturalarda çok para olmuyordu, 30-40 bin TL gibi rakamlardı. Fırat Sarı ile anlaşmayı bitirmemizin asıl nedeni ilaçlardı. SGK’nın ödemediği ilaçlardı. Medisense şirketinden gelen tüm çalışanların tazminatlarını ödeyerek işten çıkardım. Ben kötü bir şey yaptığımı düşünmüyorum” dedi. Fırat Sarı’ya öfkelenerek "Yoğun bakımı depoya çevirmişler" cümlesi sorulan sanık, "Onu sinirden söyledim. Refah bir yoğun bakımdı. Ben hiçbir cihazı almamazlık etmem. Ben vicdanlı biriyim" dedi. Duruşma tutuksuz sanıkların savunması ile yarın devam edecek.
İzmir CHP Genel Başkanı Özel: “Meryem Ana Evi Otoparkı mücadelesinin arkasındayız” İzmir Selçuk’ta Meryem Ana Tabiat Parkı ziyaretçi otoparkına gelerek nöbete destek veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Kararı siz vereceksiniz. Mücadeleyi de biz vereceğiz. İşçilerimizin arkasındayız. Meryem Ana mücadelesinin arkasındayız” dedi. Selçuk Belediyesi tarafından işletilen Meryem Ana Tabiat Parkı ziyaretçi otoparkının sözleşme süresinin dolması üzerine, Tarım ve Orman Bakanlığının gönderdiği tahliye tebligatı nedeniyle başlayan eylemler sürüyor. Bölgeden vatandaşların uzaklaştırılması üzerine Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in tek başına nöbet tuttuğu alan, bugün CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ağırladı. Meryem Ana Evi otoparkı için mücadelenin bir süredir devam ettiğini belirten CHP Lideri Özel, “CHP’li belediyelerin neredeyse tamamı, yaptıkları hizmetle milletin gönlüne girmişler ve seçildiği yerden çok ilerideler. Bunun alt kırılımları var. Biz de soruyoruz. Bu memnuniyet varsa neden? Memnuniyetsizlik varsa o da neden? Kim memnun, kim değil? Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediyelerinin yaptığı işlerden en çok çocuğa, kadına ve yoksulluğa dokunan, kent lokantaları gibi, aş evleri gibi ya da verilen sosyal yardım kartlarıyla yapılan doğru işler bu ekonomik krizde vatandaşın gönlüne dokunmuştur" dedi. “Türkiye’de her mahalleye kreş açalım deseler, bizle rekabet ederler” CHP’li belediyeler tarafından verilen doğal gaz destekleri, günlük dağıtılan sütler, aylık dağıtılan etler, tarlada kalmış narenciyelerin insanların yüzünü güldürdüğünü söyleyen Özgür Özel, şunları kaydetti: “Bu pazar seçim olsa kimi seçersiniz? sorusuna Cumhuriyet Halk Partisi yanıtı yine birinci, her ay birinci. ‘CHP ne yapıyorsa, daha iyisini yapmalıyız diyeceklerine’ örneğin Tayyip Bey, bu CHP 650 tane kreş açmış. Ekonomik krizde asgari ücretli kreş 20 bin lira. Kadın çalışsa kreşe gidiyor. O yüzden evde kalıyor. Ama CHP kimi yerde 500, kimi yerde bin 200, kimi şehirde 2 bin liralık kreşleriyle kadın çocuğunu kreşe vermiş. Çocuğun aldığı eğitimden, yediği iyi yemekten de memnun. Kocasının maaşı kiraya gidiyorsa kadının maaşı geçim oluyor. Bütün Türkiye’de her mahalleye kreş açalım deseler bizle rekabet ederler. Bunu yapmak yerine ‘kreşleri kapatalım. CHP bu işi hangi kaynakla yapıyorsa kurutalım. Geçmişte AKP ve MHP’nin ödeme, vergiler, SGK’lar dahil. Bırakın faiz silmeyi, yapılandırmayı, taksitlendirmeyi, CHP’li belediyelerin gırtlağına çekelim. Haciz yapalım. İller Bankası parasına el koyalım. Maaş ödeyemesinler. CHP bundan birinci parti olamasın. CHP’li belediyelerin bu memnuniyeti ortadan kalksın’ diyorlar. Bunun için saldırıyorlar.” “AKP seçimleri alsaydı, biten protokol uzatılacaktı” 1970 yılından bu yana, Meryem Ana evine giden yolun ve oradaki otoparkın, Selçuk Belediyesi tarafından işletildiğini anlatan Özel, “Kültür Bakanlığı, AK Parti döneminde bir protokole bağlayıp AK Partili belediyenin görev süresiyle sınırlayıp, ‘kazanamazsak ellerinden alırız’ diye bir uyanıklığa yeltendiler. Eğer belediyeyi bu seçimlerde AK Parti alsaydı, biten protokol uzatılacaktı. Almayınca biten protokolü uzatmayarak buradaki otoparka el koydular. Bu otopark 54 yıldır işletildiği için önemli de gelir getiriyor” açıklamalarında bulundu. “Bırakın hizmet edelim” Durumun kanunsuz ve hukuksuz bir el atma olduğunu belirten Özel, “Yapılan iş otopark mafyalığıdır. Bunu mafyalar yapıyor. İşletilen ve para getiren bir yeri görürler. Adama musallat olurlar. ‘Buraya biz çökeceğiz. Burayı biz alacağız’ derler. Biz parayı hayırlı işlere harcıyoruz. Kursaktan ekmek geçiyor. Yoksulun çocuğuna süt, yemek, et oluyor. Bu yapılan iş yanlıştır. Bu milletin evladı jandarmayı, bu şehrin seçilmiş Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in karşısına dikmek mafyalıktır. Kanunsuz emir vermeyin. Sonuna kadar mücadelenin arkasındayız. Bırakın hizmet edelim” cümlelerini aktardı. CHP Genel Başkanı Özel’e İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, ilçe belediye başkanları ve il başkanları eşlik etti.