GÜNDEM - 11 Eylül 2024 Çarşamba 09:06

’İyilik yap, iyilik bul’ sözü gerçek oldu: İçi para dolu cüzdanı sahibine teslim etti

A
A
A
’İyilik yap, iyilik bul’ sözü gerçek oldu: İçi para dolu cüzdanı sahibine teslim etti

Hatay’da geçtiğimiz yıllarda kaybolan 80 bin TL parası Türk vatandaş tarafından bulunarak kendisine teslim edilen Suriyeli Mahmut Hilal, yerde bulduğu cüzdanın sahibi Meysem Anlar’ı bularak sahibine teslim etti.


Antakya ilçesinde yaşayan 43 yaşındaki Meysem Anlar, motosikletiyle Ekinciler Mahallesi’nde giderken cüzdanı düşürdü. Bir süre sonra akaryakıt almak için cüzdanını kontrol eden Anlar, cüzdanın cebinde olmadığını fark etti. Durum üzerine üzüntü yaşayan Anlar’ın cüzdanı Suriyeli Mahmut Hilal tarafından bulundu. Hilal, durumu polis ekiplerine bildirerek içinde 5 bin TL para olan cüzdanı sahibine teslim etmek istediğini söyledi. Polis ekiplerinin çalışmaları sonrası cüzdan sahibi Anlar bulundu ve Hilal tarafından kendisine cüzdanı teslim edildi. Geçtiğimiz yıllarda 80 bin TL parasını kaybeden Hilal’in parasının da bir Türk vatandaşı tarafından bulunarak kendisine teslim edildiği öğrenilirken, yapılan davranışla gönülleri fethetti.



“Petrole gidip benzin aldığım sırada cüzdanımın üzerimde olmadığını fark ettim”


5 bin TL parasının olduğu cüzdanının bulunmasından dolayı mutluluğunu dile getiren Meysem Anlar, cüzdanını nerede kaybettiğini bilmediğini belirterek, “Petrole gidip benzin aldığım sırada cüzdanımın üzerimde olmadığını fark ettim. Cüzdanımı aramaya başladım. Annemi arayıp evde olup olmadığını sorduğumda evde olmadığını söyledi. O sırada polis memurları beni aradılar. Polisler cüzdanımı bulduklarını söylediler. Duyarlı bir vatandaşın cüzdanı bulup polislere teslim ettiğini söyleyip gelip almamı istediler. Duyarlı arkadaşımız Suriyeli bir vatandaş. Buna benzer bir olay onun da başına gelmiş. Kendisi de para kaybedip başkası tarafından bulunup ona geri teslim edilmiş. Şimdi ise kendisi de aynı durumu bana yaptı. Bence bütün insanları aynı kefeye koymamamız gerekiyor. Duyarlı insanlar da var. Birinin kötülüğüyle herkes kötü olacak hali yok” dedi.



“Kaybettiğim 80 bin TL parayı bulup bana geri teslim eden de bir Türk vatandaşıydı"


Kendisinin zamanında 80 bin TL’sini kaybettiğini ve Türk vatandaşın parayı bulup kendisine teslim ettiğini söyleyen Mahmut Hilal ise, “Ben ve eşim motosikletle eve doğru giderken yolda yere saçılan parayı gördüm. Paraları toplarken cüzdanı alıp kimlik bilgilerine baktım. Cüzdanı toparladıktan sonra paraları yerine koydum. Eşimi gidip eve bıraktıktan sonra karakola gitmek için evden ayrıldım. Bu sırada polis aracını görüp onlarla iletişime geçtim ve cüzdanı polise teslim ettim. Polis memurları da cüzdan sahibiyle iletişime geçtiler. Cüzdan sahibi gelip cüzdanını aldı. Bu olaya benzer bir durum yaşadım. Balıkçılar çarşısında 80 bin TL paramı kaybettim. Duyarlı bir vatandaş parayı bulup bana teslim etti. Ben ’ne ekersem onu biçerim’ sözüne inanarak bulduğum cüzdanı sahibine ulaştırdım. Önceden kaybettiğim parayı bulup bana geri teslim eden de bir Türk vatandaşıydı” ifadelerini kullandı.



’İyilik yap, iyilik bul’ sözü gerçek oldu: İçi para dolu cüzdanı sahibine teslim etti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu 100 bin lira borçtan kurtulmak için sattıkları evden 800 bin lira dolandırıldılar Bolu’da bir çift 100 bin lira borçları olduğu için miras kalan evini 1 milyon 800 bin liraya satmak istedi. Aracı olan emlakçı tarafından 800 bin lira dolandırılan aile mağdur oldu. Bolu’da İbrahim (31) ve Buse (26) Yurt çifti, 100 bin lira borçlarını ödemek için miras kalan evlerini mayıs ayında satmak istedi. İzzet Baysal Mahallesi’nde bulunan 2+1 100 metrekare dairelerini satmak için genç çift, emlakçı İ.K. ile anlaştı. 1 milyon 800 bin liraya satılması için emlakçıyla anlaşan Yurt ailesi, emlakçıdan haber beklemeye başladı. İddiaya göre evi satması için anlaşılan emlakçı İ.K., evin 1 milyon lira olduğu söyleyerek S.K. isimli vatandaşla anlaşma sağladı. Emlakçı tarafından taraflar tapu işlemleri için bir araya geldi. S.K. tarafından 1 milyon lira ev sahibi İbrahim Yurt’a elden verildi. Paranın geri kalanının ise verileceği söylendiği iddia edildi. Emlakçı ortadan kayboldu Tapu işlemlerinin ardından Buse Yurt, paranın geri kalanının verilmesini istedi. Evi alan vatandaş ise emlakçı ile yaptıkları 1 milyon liralık sözleşmeyi Buse Yurt’a göstererek, ‘Ben 1 milyona satın aldım’ dedi. Mağdur olduklarını dile getiren Buse Yurt, olayların ardından emlakçı İ.K’nın ortadan kaybolduğunu ve 200 bin lira da evi sattığı S.K.’dan aldığını ifade etti. Emlakçıyla mahkeme sürecine gittiklerini anlatan Buse Yurt, İ.K.’nın ailesiyle birlikte gelerek parayı ödeyeceğini taahhüt ettiğini ve 3 adet senede imza attığını söyledi. Mahkemede dava açılan konunun feragat edildiği öğrenildi. Emlakçının üzerine kayıtlı hiçbir mal varlığı olmadığı gerekçesiyle herhangi bir ödeme alamadıklarını dile getiren Buse Yurt, aylardır mağdur olduklarını İHA’ya konuştu. “Biz 1 milyon 800 liraya sattığımızı biliyoruz” Evi 1 milyon 800 bin liraya sattıklarını zannettiklerini söyleyen Buse Yurt, “Bolu’da doğdum, Bolu’da yaşıyorum. Ev anneannemindi, evlilik hediyesi olarak bize verdi. Ben de eşimin üstüne yaptım. Benim eşim bipolar hastası. Bizim 100 bin lira borcumuz vardı. Bu arttıkça arttığı için biz de hem evi satalım hem 3+1 bir alalım. Çoluk çocuk olunca sığmadık. 3+1 daire alırsak daha iyi olur dedik. Hem de borcumuzu kapatalım istedik. Bir emlakçıyla tanıştık. İrtibata geçtik. Evi satarken bizim oturacağımız 3+1 evi de kendisi buldu. Müşteri buldu getirdi. Adamlar eve baktı. Yani o anda hiçbir şey konuşulmadı. Hiçbir şey söylenmedi. Bu adamlar 1 milyon liraya aldığını biliyor. Biz 1 milyon 800 liraya sattığımızı biliyoruz. Biz de ona göre hani hareket ettik ev baktık, borcumuzu belirledik” diye konuştu. “Kendi aralarında 1 milyon liraya sattıklarına dair sözleşme yapıyorlar” Emlakçıya ulaşamadıklarını ve mağdur olduklarını dile getiren Buse Yurt, “Ama ortada hiç öyle bir şey yokmuş. Sonrasında öğrendik. Kendi aralarında 1 milyon liraya sattıklarına dair sözleşme yapıyorlar. Noter huzurunda olmayan bir sözleşme. Hepsinin iş birlikçi olduğunu düşünüyorum. Hepsinin de haberleri var birbirlerinden. Tapu günü eşime parayı vermeden direkt imza attırıyorlar. ‘Para cebimde’ diyerek. Bunlar imzayı attırdıktan sonra verdikleri paraya baktım avro ve dolar. Ben bilmiyorum ilk defa görmüşüm böyle bir şey. Dedim sahte olabilir. Yani anlamadığımız için 800 bin lira eksik. Dedim bu ne oldu? İlk alanlara gittim. Hani ortaklık vardı arada. Ortaklık falan yok dediler. Bu bizi ilgilendirmiyor. Çıkardım paralarını geri verdim. ‘Ortada yanlış anlaşılma var. Benim tapumu geri verin bana’ dedim. Onlar da dedi ki, ‘Emlakçı 200 bin lira bizden de para istedi.’ 200 bin lira da ona vermişler. Şikayetçi olduk. Avukat tuttuk şikayetçi oldum. Emlakçı o zaman Bolu’daydı. Şimdi yok. Ulaşamıyoruz. Bizim telefonlarımıza bakmıyor” dedi.
Muğla Muğlalılar Göktepe Festivali’nde buluştu Muğla’nın Menteşe ilçesi Göktepe Mahallesi’nde bu yıl 10’uncusu düzenlenen Kültür ve Sanat Festivali düzenlenen kortej yürüyüşü ile başladı. Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal festivalin açılışında yaptığı konuşmada, Göktepe’nin kültürel değerlerini gelecek nesillere aktarmanın önemine dikkat çekti. Başkan Köksal, “Festivalimize ‘Kültür ve Dayanışma Şenliği’ adını verdik. Çünkü kültür, doğamızı, tarihimiz, geleneklerimizi ve göreneklerimizi koruyarak devam ettirilmesi gereken bir mirastır. Bu festival, sadece Göktepe’nin değil, Muğla’nın tüm kültürel değerlerinin yaşatılması ve geleceğe taşınması adına önemli bir adım. Sadece yapıları ve meydanları koruyarak bu mirası sürdüremeyiz. Geleneklerimizi, mutfağımızı, danslarımızı, folklorumuzu da koruyup çocuklarımıza öğretmemiz gerekiyor. Bu kültürel değerlerimiz, nesiller boyu sürekliliğini korumalı" dedi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise konuşmasında Göktepe’nin köklü geleneklerine ve halkın dayanışma gücüne dikkat çekti. Aras, “Göktepe halkı birbirine çok bağlı. Göktepe’de 300 kişi yaşarken, Muğla’da 7 bin Göktepeli yaşıyor. Bu, Göktepe’nin ne kadar güçlü bir yerleşim olduğunu gösteriyor. Dernek başkanımızın düzenlediği bu program, kültürümüzün devamı adına önemli bir adım” diyerek dernek başkanını kutladı. Göktepe’nin kültürel mirasının yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması adına önemli bir buluşma noktası olan festivalde yerel halk dansları, yöresel mutfağı ve el sanatları gibi çeşitli kültürel etkinlikler sergilendi.
İstanbul 8. Sultanbeyli Kitap Fuarı başladı 8. Sultanbeyli Kitap Fuarı yoğun katılımla başladı. Kitap fuarının açılış töreninde konuşan Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, “Türkiye’nin önde gelen 80 yayınevinin ve 150 yazarın katılımıyla gerçekleştirilen kitap fuarımız 29 Eylül’e kadar açık olacak. Söyleşi, imza etkinlikleriyle dolu dolu geçecek kitap fuarımıza tüm kitapseverleri davet ediyorum” dedi. Prof. Dr. Sadettin Ökten’in onur konuğu olarak katıldığı 8. Sultanbeyli Kitap Fuarı, bugün düzenlenen açılış töreniyle başladı. Kent Meydanı’nda düzenlenen açılış törenine; Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, Sultanbeyli Kaymakamı Kemal Şahin, AK Parti İstanbul Milletvekilleri Şengül Karslı ve Hulki Cevizoğlu, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Coşkun Yılmaz, Prof. Dr. Sadettin Ökten, Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, Kemal Sayar, YAYFED Başkanı Münir Üstün ve çok sayıda vatandaş katıldı. Sultanbeyli Kitap Fuarı’na ilk günden yoğun katılım Açılış töreninde konuşan Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, “Bu sene 8’incisini düzenlediğimiz kitap fuarımıza Türkiye’nin önde gelen 80 yayınevi ve 150 yazar katılıyor. Söyleşilerle, imza etkinlikleriyle, sürpriz hediyelerle dolu dolu geçecek kitap fuarımız her gün saat 10.00-20.00 saatleri arasında açık olacak. Türkiye’nin sevilen, ilgiyle takip edilen yazarlarını Sultanbeyli Kitap Fuarı’mızda vatandaşlarımızla buluşturacağız. İlk gününde oldukça yoğun bir katılım olması bizi ziyadesiyle sevindiriyor” dedi. 29 Eylül’e kadar açık Kültür ve sanat etkinliklerine özel önem verdiklerini vurgulayan Tombaş, “Sultanbeyli Belediyesi olarak kitap kültür ve sanata özel önem veriyoruz. Gelenek hüviyeti kazanan kitap fuarımızı her sene daha da geliştirerek devam ettireceğiz. Onur konuğumuz Prof. Dr. Sadettin Ökten Hocamız başta olmak üzere tüm yazarlarımıza teşriflerinden dolayı teşekkür ediyorum. 29 Eylül’e kadar açık olan fuarımıza tüm kitap dostlarını bekliyoruz” diye konuştu. "İlime verdiğimiz değerle büyük medeniyetler inşa ettik" Selamlama konuşması yapan AK Parti İstanbul Milletvekili Şengül Karslı, “8. Sultanbeyli Kitap Fuarı’nda sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Tarih boyunca kitaba, ilime, bilme verdiğimiz değerle büyük medeniyetler inşa ettik. Bu mirası yaşatmak için çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırmak, onları ilim ve bilime aşina kılmak en temel görevimiz” dedi. AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu ise, “Geçen yıl da buradaydım. Bu yıl da kitap fuarı çok güzel olmuş. Belediye Başkanımız Ali Tombaş’ı ve ekibi kutluyorum. Büyük bir ilgiyle fuara katılan tüm kitapseverlere de teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Coşkun Yılmaz da, “Biz hocalarımızın ellerinde büyüdük. Sözleriyle hayatımıza istikamet vererek yol aldık. Sultanbeyli Kitap Fuarı’na da çok kıymetli hocalar katılıyor. Bu nedenle tüm vatandaşlarımıza da kıymetli hocalarımızla tanışma fırsatını kaçırmamalarını tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı. Yazar imza etkinliği düzenlendi Açılış töreninin ardından söyleşi programına geçildi. Programda ilk olarak Prof. Dr. Sadettin Ökten okurlarıyla buluştu. “Şehir ve Medeniyet” konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Ardından Kemal Sayar “Kendi Işığında Yürü- Zorlukların Üstesinden Gelmek” konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Ardından okurlarıyla buluşan Kemal Sayar hem onlarla sohbet etti hem de kitaplarını imzaladı.
İstanbul İstanbul’daki sağlık çalıştayında imajı bozan merdiven altı kuruluşlar masaya yatırılacak İstanbul Bakırköy’de sağlık turizminin geleceği ve sektördeki imajı bozan işlerin masaya yatırılacağı çalıştay başladı. Çalıştayda, merdiven altı kuruluşlar ve buna bağlı olarak yapılan karalama kampanyaları masaya yatırılacak. Türkiye’nin sağlıktaki büyük gücünün de konuşulacağı çalıştayda bu gücün sektöre daha fazla nasıl yansıtılabileceği anlatılacak. Uluslararası Antalya Sağlık Turizmi ve Eğitimi Derneği (UASTED), İstanbul Bakırköy’de, "Sağlık Turizminde Gelecek Misyonu" konulu bir çalıştay düzenledi. Bakırköy Yeşilköy’de bulunan Tarihi Halil Paşa Yalısında düzenlenen çalıştaya yerli ve yabancı çok sayıda davetli katıldı. Çalıştayda konuşan Uluslararası Antalya Sağlık Turizmi Derneği Üyesi Salih Kutlu, "Bu çalıştayı düzenleme amacımız, sağlık turizmi sektörü Türkiye’nin yüzde 40’larda olmasına rağmen hak ettiği değeri göremediğini düşünüyoruz. Burada hem özel sektöre hem de kamu tarafına düşen profesyonellerin yapması gerekenlerin yapması gerektiğini düşündüğümüz bazı hususlar var. Çalıştayda görünen ve görünmeyen bazı sorunlarımız var onları konuşacağız. Bu sorunlara ilişkin ne gibi çözüm önerileri bulabiliriz, bu çözüm önerileri kimin tarafından alınması gereken aksiyonları belirleyeceğiz. Kısa ve uzun vadede vizyonumuzun neresi olması gerektiğini ve vizyona doğru giderken hedeflediğimiz hangi tür adımlardan geçmemiz gerektiğini kısa bir şekilde belirlemeye çalışacağız” dedi. “En büyük sorunumuz merdiven altı kuruluşlar” Sağlık turizminde en büyük sorunun merdiven altı kurum ve kuruluşların olduğunu belirten Kutlu, “Tabii en başta herkesin bildiği üzere merdiven altı problemimiz var. Merdiven altını ikiye ayırmak gerekir diye düşünüyorum. Birincisi kayıt dışı, ikincisi kayda girmemiş ve bu konuda hiçbir kurum ve kuruluştan akreditesini almamış ve yetkinliği de olmayan kuruluşlardan bahsediyoruz. Kayıt dışı dediğimiz şey, bizim faturalaşmaya girmeyen ve hastaların kaydını tutmayan kuruluşlar. Diğeri de kötü işler yapan klinikler, acenteler, hastaneler diyebiliriz. Uluslararası sağlık hizmeti yetki belgesi yabancılar için olmazsa olmazdır. Burada Sağlık Bakanlığı tarafından hastanelere, kliniklere, acentelere verilen Uluslararası Sağlık Turizmi Belgesi, bir yabancının Türkiye’de tedavi olabilmesi için en temel şart. Bu kesin olmalı, buna kesin bakmaları lazım. Bunun dışında da kaliteyi de araştırmaları gerekir. Nasıl ki biz araç alacağımız zaman detaylı inceliyoruz. Vücudumuza yatırım yapacağımız zaman da çok detaylı araştırma yapmak gerekir diye düşünüyorum. Referanslarına bakılabilir, kullandığı malzemelere bakılabilir, ortamlarına bakılabilir. Hatta bazen kliniklerin yeri doğru mu, diye bakmalarında çok fayda var” şeklinde konuştu. “Merdiven altı kuruluşlar karalama kampanyalarını arttırıyor” Türkiye’de verilen hizmetin kaliteli olduğunu söyleyen Kutlu, “Kesinlikle, karalama kampanyaları açısında biz bir faul yapıyoruz ki, onlar da bunu alıp değerlendiriyorlar. Ekonomik şartlarda normal olarak hastalarını göndermek istemiyorlar, bunun için ellerinden geleni yapmaları gayet normal. Ama bunun karşısında kalite odaklı akreditasyonlarını tamamlayan denetim odaklı bir yapı sergilersek hem özel sektörde hem de kamuda bu anlamda bir sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum. Yurt dışındaki karalama kampanyalarını bakıyoruz, inceliyoruz ve şunu görüyoruz, karalama kampanyaların altında yazan çoğu yorumda aslında böyle değil, Türkiye aslında çok kaliteli bir hizmet veriyor. ’Eğer gidip ucuz hizmet aldıysanız bunu yaşamanız normal’ diye yabancı kişiler yabancı kişilere yazdığını görüyoruz. Dolayısıyla bizim altyapımız çok iyi, bu anlamda fiyat politikasına aldanıp da en düşük hizmeti almaya çalışan kişilerin bu tarz sıkıntılara maruz kalması dünyanın her yerinde olabilecek ve olacak hakikattir” şeklinde konuştu. Sağlık turizminde Türkiye büyük bir güce sahip olduğunu belirten Kutlu, “Türkiye bulunduğu coğrafyada yaklaşık 4 milyar insana hitap eden ve bu da yaklaşık 4 saatlik bir uçuş olan bir ülke. Aynı zamanda baktığımız zaman son 20 yılda çok ciddi bir altyapı yatırımı gerçekleştirmiş bir ülke, hastane kuruluşları son 20 yılda arttığı için ve bu altyapıda yetişen doktorların hekimlerin sayısının çok olması ve bunların 80 milyondan fazla nüfusa hizmet veriyor olması da deneyimi de artıran bir husus. Bunu turizm sektörü destinasyonu anlamında çok ciddi bir avantajı var. Biz bunları ciddi anlamda kullandık. Son 10 yılda saç ekiminde ciddi dünya liderliğine soyunduğumuz bir nokta var, bunu yakın zamanda diş tedavileri takip etmeye başladı. Yakın zamanda estetik işlemler de hızlandı, obezite cerrahisi, onkoloji vesaire derken aslında çok ciddi bir artış görüyoruz” diye konuştu.
Düzce 48. yıl mezunlar buluşması ve pilav günü gerçekleştirildi Düzce Üniversitesi Düzce Meslek Yüksekokulu tarafından düzenlenen 1976’dan günümüze Meslek Yüksekokulu’na değer katan mezunların katılımıyla “Düzce Meslek Yüksekokulu 48.Yıl Mezunlar Günü” etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliğe; Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İlhan Genç ve Prof. Dr. Ali Öztürk, Düzce Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Ali Etem Gürel, geçmiş dönemlerde ve günümüzde görev yapan akademik ve idari personel, Meslek Yüksekokulu mezunları ile öğrenciler katılım sağladı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Ali Etem Gürel, Meslek Yüksekokulu’nun yaklaşık yarım asırdır endüstrinin her alanına nitelikli teknikerleriyle değer kattığını, yerel ve genelde sayısız firma ile güçlü bağlar kurduğunu ve ülkemizin her noktasında mezunları olduğunu dile getirdi. Bir binanın çeşitli düzenlemelerle eğitim kurumu haline getirebileceğini ancak bir eğitim yuvası haline gelmenin kolay olmayacağını belirten Prof. Dr. Ali Etem Gürel, “Bunun için uzun yıllara yayılmış deneyim, anlayış ve biriktirilen güzel hatıralar gerekmektedir. Düzce Meslek Yüksekokulumuz tüm bu yönleriyle değerli mezunlarımızın evidir” ifadesinde bulundu. Düzce Meslek Yüksekokulu 1983 Yılı İnşaat Bölümü Mezunu Alemdar Berberoğlu yaptığı konuşmada, zor şartlar altında verimli bir eğitim aldıklarını belirtirken okulumuzda aldığı eğitim ile yaklaşık 35 yıldır meslek hayatına devam ettiğini sözlerine ekledi. Düzce Meslek Yüksekokulu 1997-2003 ve 2007-2009 dönemi Müdürü Dr. İlhan Özturan ise Düzce Meslek Yüksekokulu’nun tarihçesinden bahsetti. Mezunlar günü etkinliklerinin devam etmesini dileyerek konuşmasına devam eden Dr. Özturan, etkinlikte emeği geçen tüm personele teşekkürlerini sundu. Konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edilen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, 48 yıl önce en eski ve en kadim okulumuz olan Düzce Meslek Yüksekokulu’nun kurulmasıyla Düzce Üniversitesi’nin de temellerinin atıldığını ifade ederek sözlerine başladı. 1976 yılından günümüze, Meslek Yüksekokulu’na hizmet eden Rektörlere, Müdürlere, Akademisyenlere, idari personele ve emeği geçen herkese teşekkür eden Prof. Dr. İlhan Genç, bu etkinliğin kalıcı ve geleneksel bir hale gelerek keyifli geçmesini diledi. 20 yıl ve üzeri mezunların “Kep Atma Töreni” ile devam eden programda; Düzce Üniversitesi Kültür Sanat Dans Topluluğu’nun “Halk Oyunları Gösterisi”, pilav ikramı, Türk Halk Müziği Konseri ve çeşitli yarışmalarda yer aldı.