GÜNDEM - 29 Ağustos 2024 Perşembe 11:29

Canını teslim ettiği doktorun izinsiz çektiği fotoğraf, depremzede ikiz annesine şok etkisi yaşattı

A
A
A
Canını teslim ettiği doktorun izinsiz çektiği fotoğraf, depremzede ikiz annesine şok etkisi yaşattı

Hatay’da doğum sonrası kendisinin ve ikiz evlatlarının fotoğrafını çekerek sosyal medyada paylaşan doktor hakkında şikayetçi olan İlknur Dolğun, rızasız ve uygunsuz bir şekilde çekilen fotoğraflar sonrası adaletin yerini bulmasını istiyor.


Asrın felaketi sonrası 28 Şubat 2023 tarihinde ikiz evlatlarının doğumu için Reyhanlı ilçesinde bulunan Özel Reyhanlı MMT Amerikan Hastanesi’nde doğum yapan İlknur Dolğun, evlatlarını sağlıkla dünyaya getirdi. Doğan ikiz bebekleri; Çınar Deniz ve Ömer Asaf ile birlikte 4 evlat sahibi olan 29 yaşındaki İlknur ve 38 yaşındaki Erdal Dolğun çifti, hayatının şokunuysa doğumu yaptıran doktorun yaptığı sosyal medya paylaşımıyla yaşadı. Özel Reyhanlı MMT Amerikan Hastanesi’nde görevli doğumu gerçekleştiren doktor, doğumun ardından anne ve ikiz evlatlarının fotoğrafını sosyal medya üzerinden takipçileriyle paylaştı. Gündelik hayatında başörtüsü takan annenin saçlarının açık olarak ve yeni doğmuş bebeklerinin yüzlerinin de net bir şekilde paylaşıldığı fotoğraf, akrabalar tarafından fark edildi. Durumdan akrabaları aracılığıyla haberdar olan İlknur ve Erdal çifti, doktor tarafından çekilen ve sosyal medyada doktorun şahsi hesabında rıza dışı paylaşılan fotoğrafla adeta şok yaşadı. İzinsiz bir şekilde evlatlarının ve kendinin fotoğrafı sosyal medyada paylaşılan anne İlknur Dolğun, durumu yargıya taşıdı. Cumhuriyet Savcısı suçun işlendiğine ilişkin şüpheyi yeterli buldu ve iddianamesinde doktorun kamu adına cezalandırılmasını mahkemeden talep etti. Mağdur Dolğun çifti, kendilerinin yaşadıklarını başkalarının yaşamaması için devam eden davada çıkacak kararın örnek niteliği taşıyacağına inanıyor.



“Kendi canımla cebelleşirken benim fotoğrafımı çekip atmış”


Yapılan paylaşım sonrası üzüntü yaşadığını ve psikolojik olarak etkilendiğini belirten anne İlknur Dolğun, “İkiz bebeklerim oldu, doğum yaptım. Fotoğrafımı çekmişler, sosyal medyaya atmışlar. Benim sosyal medya hesabım yoktur. Akrabalarımız bana fotoğrafımı atıyor. Benim paylaşımlardan haberim olmadığını söyledim. Kendi canımla cebelleşirken benim fotoğrafımı çekip atmış. Ben kesinlikle imza atmadım, fotoğraf paylaşılmasına da iznim yoktu. Çok üzüldüm, ben başörtülü birisiyim. Eşimle tartıştım, sorun yaşadık. Bir hafta boyunca kendi canımla mücadele ederken bir de yaşananlara üzüldüm. Depremin ardından çok zor oldu. Psikolojik olarak çok etkilendim” dedi.



“Bizim rızamız, iznimiz dışında yapılan bir paylaşımdı”


Eşinin rızası dışında çekilen fotoğrafı sosyal medyada paylaşan doktor hakkında şikayetçi olduklarını ve yaşananların yargıya taşındığını dile getiren Süleyman Erdal Dolğun, “Eşim depremin ardından doğum yapacaktı, hastane bulamadık. Reyhanlı’da bulunan özel MMT Amerikan Hastanesi’ni bulduk. Doğum için gitti, bizim haberimiz olmadan doktor; eşimin ve çocuklarımın fotoğrafını sosyal medyada paylaşmış. Bizim rızamız, iznimiz dışında yapılan bir paylaşımdı. Mahkemeye taşıdık, şikayetçi olduk. Şu an da mahkeme devam ediyor. Benim eşim başörtülü, saçları açık bir şekilde ve çocuklarımın yüzü gözükür bir şekilde paylaşmış. Bu durumu kimse kabullenmez. Bizim örf ve adetlerimizde böyle şeyler uygun değil. Reklam amacıyla hastaların sosyal medyada paylaşılması normal mi” ifadelerini kullandı.



“Bana yüksek meblağ da para teklifinde bulundular ve ben kabul etmedim, adalete güveniyoruz”


Yaşananların hukuka, kişisel mahremiyet haklarına ve özelikle inancına uygun olmadığını dile getiren Dolğun, hastanenin yaşananlar sonrası kendilerine para teklif ettiğini iddia ederek “Doktor beni aradı, benden özür diledi. ‘Biz bu kadar büyüteceğinizi bilmiyorduk’ dedi. Kendisi için böyle şeyler normal gelebilir ama bizde bu konu önemli ve mahremimizi, canımızı teslim ediyoruz. Onlar açık, saçık bir şekilde fotoğraf çekmişler ve instagramda paylaşmışlar. Çok fazla da takipçisi var, reklam yapıyor, bizim haberim yoktu. Yapılan doğru değil. Bizimle iletişime geçtiler, bana tanıdığım olan birini gönderdiler. Bana yüksek meblağ da para teklifinde bulundular ve ben kabul etmedim, cezalandırılmasını istedim, adalete güveniyoruz. Amacımız, bize yapılanın başka birine yapılmaması. Sadece reklam amacıyla eşinin ve çocuklarının fotoğrafının rıza dışı paylaşılmasını kendisi ister mi doktora da sormak isterim. Ben istemiyorum ama benim başıma geldi” şeklinde konuştu.


Olayın gerçekleştiği Özel Reyhanlı MMT Amerikan Hastanesi konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı.



Canını teslim ettiği doktorun izinsiz çektiği fotoğraf, depremzede ikiz annesine şok etkisi yaşattı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Yıldırım Gençlik Merkezi, yeni döneme hazır Yıldırım Gençlik ve Spor Merkezi yeni dönem kurs kayıtları başladı. 17 farklı dalda eğitimlerin verileceği kurslar 14 Ekim’de start veriyor. Gençlerin topluma kazandırılması kültür, sanat ve spor faaliyetlerinde yer alması adına çalışmalar yürütülen Yıldırım Gençlik ve Spor Merkezi’nde kurs kayıtları başladı. Akıl ve zekâ oyunlarından el sanatlarına, İngilizceden gitara, satrançtan saza, diksiyondan dramaya, basketboldan halk oyunlarına 17 farklı branşta ücretsiz eğitimlerin verileceği merkezde 7-29 yaş grubundaki çocuklar ve gençler hem yeni beceriler kazanacak hem de sosyalleşecek. Gerçekleştirilen tüm faaliyetlerden ücretsiz yararlanacak katılımcılar, her biri alanında uzman eğitmenler tarafından verilen kişisel gelişim ve hobi kurslarına katılarak, yeteneklerini geliştirme ve ilgi alanlarının üzerine eğilme fırsatı bulacak. Eğitimleri başarıyla tamamlayan kursiyerlerin sertifika alacağı kurslar kontenjan ile sınırlı. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Yıldırım Gençlik ve Spor Merkezi’nin gençler ile çocukların kişisel gelişiminin yanı sıra onların okul hayatlarındaki başarılarının artmasına da önemli katkılar sunduğunu belirtti. Okul dışı öğrenme ortamlarıyla da Yıldırım’da öncelikli hizmet grupları içerisinde yer alan çocuk ve gençlerin yanında olduğunu hatırlatan Başkan Oktay Yılmaz, “Yıldırım’ın gerçek sahibi olarak gördüğümüz evlatlarımızın, donanımlı milli ve manevi değerleri özümsemiş bireyler olarak yetişmesi, için onlara yönelik kültür sanat faaliyetleri spor aktiviteleri düzenliyoruz. Tesisimizde bu yaz döneminde 5 bine yakın gencimizi kültür ve sanat eğitimleriyle buluşturduk. Kursiyerlerimiz burada ilgi ve yeteneklerine göre teorik ve uygulamalı eğitimler alıyorlar.17 farklı atölye ileçocuklarımızın ve gençlerimizin sosyal, sanatsal ve kültürel gelişimlerine katkı sunuyoruz. Başvuruların devam ettiği kurslarımıza tüm Yıldırımlı çocuklarımızı ve gençlerimizi bekliyorum” ifadelerini kullandı.
Kastamonu Kastamonu’nun güzellikleri müzik eşliğinde tanıtılıyor Kastamonu’nun güzellikleri, 2 bin 300 rakımlı Yaralıgöz Dağında kanun çalarak tanıtılıyor. Bursa’dan iki yıl önce Kastamonu’nun Devrekani ilçesine imam-hatip olarak atanan Furkan Kocabaş, görev yaptığı bölgenin tanıtımı için kanun çalıyor. Kastamonu’nun Devrekani ilçesinde 2 bin 300 rakımlı Yaralıgöz’ün zirvesine kanun çalarak bunları kayıt altına alan Furkan Kocabaş, sosyal medya hesaplarında paylaşımlar yapmaya başladı. Paylaşımlarının büyük ilgi görmesi üzerine Kocabaş, ilçenin farklı bölgelerine giderek gönüllü turizm elçisi oldu. Kocabaş, kanun çalarak Devrekani’yi ve Yaralıgöz’ü tanıtmaya devam edeceğini belirterek, herkesin bu eşsiz doğal güzellikleri görmesi gerektiğini kaydetti. Bursa’da orkestra konservatuar mezunu olduğunu belirten Kocabaş, “Küçüklüğümden beri kanun çalmasını severim. Aynı zamanda bunun yanında klarnet, ritim sazlar dediğimiz darbuka, davul ve bendir de çalabiliyorum” şeklinde konuştu. Sosyal medya hesaplarında çeşitli zamanlarda paylaşımlarda bulunduğunu ifade eden Kocabaş, “Yaralıgöz’ün doğası, yapısı, güzelliğiyle ilgili, burada sık sık yağmur yağıyor. Yağmur ile birlikte kanun ile parçalar çalıp bunları paylaştıklarım oluyor. İnsanlarda ister istemez buraları merak ediyor. Bana sık sık neresi buralar diye sorular geliyor. Bende görev yaptığım Kastamonu’nun nice güzelliklerinden bir tanesiyiz diyorum. Yaralıgöz’ün şu anda zirvesindeyiz. Kendimde müzik ile buluştuğumda Yaralıgöz gibi kendimi de zirvede hissediyorum. Harika bir doğanın eşsiz parçası gibi. 2 bin 300 rakımlı bir dağın zirvesinde bulunuyoruz. Gerçekten bunun farkında değilim. Havası muhteşem, çok sert bir rüzgarı var ama güneş açtığı zamanda muhteşem bir şekilde insanın ciğerlerine inen tertemiz bir havası bulunuyor. İstisnasız birçok insanın buraya gelip bu havayı teneffüs etmesini isterim. Çünkü temiz hava temiz zihin, temiz zihin temiz gönülle birlikte oluyor. Buraların havasını, tadını, tuzunu kullanmaya, teneffüs etmeye herkesi bekleyebilirim. Elimizden geldiğince buraları tanıtmaya ve yaşatmaya devam edeceğiz” dedi.
Kırıkkale Şiddetli yağış sele dönüştü: Köylüler, dereyi tıkayan komşularına tepki gösterdi Kırıkkale’nin Keskin ilçesine bağlı Çipideresi köyünde yağan şiddetli yağmur, derenin taşmasına ve sel felaketine yol açtı. Dökülen hayvan gübresinden dolayı dere yatağının tıkanması da su taşkınlığına neden oldu, köylüler yaşadıkları sel nedeniyle büyük endişe yaşadı. Kırıkkale’nin Keskin ilçesine bağlı Çipideresi köyünde dün akşam saatlerinde başlayan şiddetli yağmur, derenin taşmasına ve sel felaketine yol açtı. Köyde besicilik yapan bir vatandaşın dere yatağına hayvan gübresi dökmesi, taşkın riskini artırdı. Selin ardından Kırıkkale Valiliği’ne bağlı İl Özel İdaresi ekipleri, köy yollarını iş makineleriyle açarak bölgedeki onarım çalışmalarını sürdürdü. AFAD ekipleri, köyde hasar tespit çalışmalarını gerçekleştirdi. Tarım Müdürlüğü ekipleri de köyde bulunan küçük ve büyükbaş hayvanların genel kontrollerini yaptı. Bölgeye gelen jandarma ekipleri ise dere yatağına dökülen hayvan gübreleri ile ilgili tutanak tuttu. "Devletimizden Allah razı olsun, bizi yalnız bırakmadı" Köyde yaşayan Veysel Elidemir (42), sel felaketinin büyük panik yaşadıklarını söyledi. Yağışların devam etmesiyle yeni bir sel felaketi yaşanabileceğinden endişe ettiklerini anlatan Elidemir, şunları kaydetti: "Akşamdan aniden yağmur bastırdı. Canımızı malımızı zor kurtardık. Komşular dere yatağına hayvan gübresi dökmesiyle sel suları taşkınlık verdi. Yani bir alamet oldu. Sabaha kadar yağsaydı hayvanları dağa kaçıracaktık. Biranda bastırdı sel Yediler Mevkii’nden geldi, köyü mahvetti. Bizi yalnız bırakmadılar devletimizden Allah razı olsun. Şuanda çalışmalar yapılıyor. Allah başka acı vermesin. Canımıza malımıza zarar gelmedi ama korku ve panik içerisindeyiz. Sabaha kadar yatamadık. Bugünde yine rahmet başladı. Yine sel olabilir Allah yardım etsin. Evimiz dere yataklarının sıfırında ondan dolayı mustaribiz." "Dereye hayvan gübresi döküyor" Yağmurun çok hızlı başladığını belirten Cemile Elidemir (45), "Yağmur 10 dakika içerisinde bastırdı ağırda kaldım çıkamadım. Kardeşim ’çık’ dedi, ’bende hayvanlarımı bırakıp çıkmam’ dedim. İki tanesi küçük olduğu için buzağıları yukarı çıkarttım. Dere doldu. Komşum derenin önünü tıkadığı için sürekli hayvan pisliği döktüğü için su bizim ağırımıza vurdu. Bizim evde dere yatağına sıfır o yüzden mahsur kaldık. İki tane traktörü olmasına rağmen hiç götürmüyor kolayına geliyor dere yatağına dökmek" diyerek yaşadığı tehlikeyi anlattı. "Su kendine yol bulamadı" Ömer Elidemir (52) ise derenin hayvan pisliği ile dolmasının selin büyümesine neden olduğunu ifade ederek, "Deredeki hayvan pisliğinden dolayı akşam afet oldu. Su kendine yol bulamadı. Kendisiyle de akrabayız bir şey dediği zaman da zoruna gidiyor. Böyle akrabalıkta olmaz, böyle geçim de olmaz. Derede kepçe ve greyder düzeltme yapıyor" şeklinde konuştu.