GÜNDEM - 08 Ekim 2024 Salı 17:48

Hakkari Valisi Çelik: “Bin 800 kişilik kurtarma ekibi kurduk”

A
A
A
Hakkari Valisi Çelik: “Bin 800 kişilik kurtarma ekibi kurduk”

Hakkari Valisi Ali Çelik, İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş başkanlığında düzenlenen ve 81 İl Valiliğinin katılımıyla gerçekleştirilen İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) değerlendirme konulu video konferans toplantısına katıldı.


13 Ekim Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Günü kapsamında yapılan toplantıya Vali Ali Çelik’in yanı sıra, Vali Yardımcıları Buğra Karadağ, Tayyar Emre Mahmutoğlu ve Abdulkadir Işık, AFAD İl Müdürü Resul Karadeniz, AFAD ilgili birim yetkilileri ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdür Vekili Cengiz Adıgüzel yer aldı. Toplantıda, afet risklerinin en aza indirilmesi amacıyla yürütülen İRAP çalışmaları değerlendirilerek, illerdeki mevcut durum ve atılacak adımlar ele alındı. Ayrıca, yerel düzeyde afet risklerinin azaltılması, olası afetlere karşı hazırlık seviyesinin artırılması ve koordinasyonun güçlendirilmesi gibi konular üzerinde duruldu.


Vali Çelik toplantı sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, toplantıda ele alınan konular ve ilimizde afet risklerinin azaltılmasına yönelik yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. Vali Çelik, “Bugün, İçişleri Bakanlığımızın koordinesinde 81 il valisi, AFAD temsilcileri ve ilgili paydaşlarla, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen 13 Ekim Uluslararası Afet Günü vesilesiyle bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantının temel amacı, İl Afet Risklerinin Azaltılması kapsamında İçişleri Bakanlığımız tarafından AFAD Başkanlığı’nın koordinesinde yürütülen ve illerin “İRAP” olarak isimlendirilen İl Risk Azaltma Projesi kapsamındaki risklerin düzenli olarak kontrol edilmesini sağlamaktır. Ocak ve Haziran aylarında düzenli olarak iki toplantı yapılıyor. Bugün vesilesiyle bu genel durumu tekrar değerlendirdik. Türkiye genelinde eş zamanlı yapılan bu toplantının Hakkâri kısmına gelecek olursak, AFAD İl Müdürlüğümüz ile ilimizde meydana gelebilecek afetlere ilişkin hem riskli gördükleri konuların üzerinden geçme şansı bulduk hem de ne yapmamız gerektiğine ilişkin bir zemin oluşturduk. Olası bir afet ve depreme karşı önlemlerimizi aldık ve almama devam ediyoruz. Hakkâri için öncelikli hedefimiz daha sağlam bir yapı stoku oluşturmaktır. Otluca köyünde olası bir deprem için lojistik bir depo yapacağız. Bütün yardımlar burada toplanacak. Yine burada bin kişilik konteynır kent kurulacak ve burada 5-6 bin kişi barınabilecek. Etüt ve proje çalışmaları devam ediyor. Bunun benzeri aynı Yüksekova ilçesinde yapılacak” dedi.



"İlimizde belirlediğimiz kamu kurum ve kuruluşlarına düşen 240 görev bulunmaktadır’’


Vali Çelik, “Bu kapsamda, ilimizde belirlediğimiz kamu kurum ve kuruluşlarına düşen 240 görev bulunmaktadır. Bu görevler, hem depremselliğin etkisini azaltmak hem de çığ ve toprak kayması gibi afetleri önlemek için belirlenmiştir. Bu görevlerin bir kısmı Devlet Su İşleri’ni, bir kısmı belediyeleri, bir kısmı ise karayollarını ilgilendirmektedir. Birkaç örnek vermek gerekirse, İRAP kapsamında Çukurca ilçemiz Akkaya köyünde yapılan kaya düşmesi ıslahı projesi hazırlandı. Diğer bir örnek ise, Hakkâri Merkez için en önemli konu başlıklarından biri Mir Kalesi’nde meydana gelen kaya düşmeleri sonucu yaşanan yaralanmalar ve altındaki yerleşim yerlerindeki risklerdir. Bu bölgeye yönelik kapsamlı bir ıslah ve düzenleme projesi yapıldı, yol haritamız belirlendi. Yakın zamanda yapacağımız çalışmalarla Mir Kalesi afet riskli bölge olmaktan çıkacak” diye konuştu.



Gürdere köyünde toprak kaymasını önlemek için bir proje hazırlandı ve bu projeye ait ödenek AFAD’dan sağlandığını ifade eden Vali Çelik, “Depremle ilgili vatandaşlarımızın gündeminde olan bir diğer konu ise deprem olursa uzakta kalırsak yardımın nasıl ulaşacağı ve geçici barınma sürecinin nasıl karşılanacağıdır. Bu konuyu da özel gündemimizde değerlendirdik. İçişleri Bakanlığımız ve AFAD’ın desteğiyle lojistik depo yapılması konusunu gündeme aldık. Şu anda zemin etütleri yapıldı, proje çalışmaları devam ediyor. Hakkâri merkezde bütün yardım malzemelerinin konulacağı Otluca’da bir lojistik depo yapılacak. Projesi biter bitmez ihalesi gerçekleştirilecek. Aynı bölgede bin konteynerden oluşan bir konteyner kent inşa edilecek, bu çalışmanın proje aşaması da devam ediyor. Benzer çalışmalar Yüksekova ilçemizde de yapılacak. Bir diğer önemli başlık ise ihtiyaç halinde geçici barınma için çadır stoklarıdır. Hakkâri Merkez’de 2 bine yakın, Yüksekova’da ise 3 bin 600’e yakın çadır kamu kurumlarımıza ait depolarda stoklandı. Ayrıca, arama kurtarma ekipleri kapsamında bin 800 kişiden oluşan 56 arama kurtarma timi oluşturuldu. Bu timlerin ihtiyaç duyduğu bütün ekipmanlar satın alınarak Hakkâri’ye getirildi. Ekiplerimizin sorumlu olacağı alanların planlaması yapıldı ve ilk müdahale edilmesi gereken alanlar belirlendi” diye konuştu.



Hakkari Valisi Çelik: “Bin 800 kişilik kurtarma ekibi kurduk”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Asırlık yayın serüveni anlatıldı Bartın Üniversitesinde (BARÜ) düzenlenen panelde kentin asırlık hafızası olarak bilinen Bartın Gazetesinin kuruluşundan bugüne olan yayın serüveni anlatıldı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Edebiyat Fakültesi tarafından sadece yerelde değil, ulusal medyada da hayatta kalarak tarihe geçen köklü gazetelerden biri olan Bartın Gazetesinin öneminin konuşulduğu bir panel gerçekleştirildi. “100.Yılında Bartın Gazetesi” başlıklı etkinlikte tarihe tanıklık etmenin gazetecilik boyutu farklı bakış açılarıyla değerlendirildi. Yoğun katılım gösterilen etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun “Vatandaşların haber alma hakkını sağlayan; doğru, ilkeli ve tarafsız görev anlayışıyla kamuoyunu bilgilendiren basın kuruluşlarımız, çok önemli bir görevi icra etmektedir. Toplumun geniş bir kesimine ulaşan meslek çalışanları, kamuoyunu bilgilendirerek aynı zamanda tarihe de not düşmektedir. 6 Eylül 1924 tarihinde kurulan ve ülkemizde kesintisiz yayımlanan, en köklü gazetelerden biri olan Bartın Gazetesi de ilimiz başta olmak üzere bölgemize değer katan çalışmalarını başarıyla sürdürmektedir” diye konuştu. BARÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Birgül Koçak Oksev ise “Yerel gazeteler sadece bir gazetecilik faaliyeti olmamakla birlikte kent kimliği, tarihi ve kültürünü takip edebildiğimiz kaynaklardır. Aynı zamanda bulunduğu bölgenin kolektif hafızasını hem oluşturan hem de koruyan önemli unsurlardandır. Bu sebeple özellikle sosyal bilimciler için önemli bir veri kaynağı olan yerel basına gereken değeri vermeliyiz” dedi. Bartın Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Esen Aliş de bir asırdır yayın hayatını sürdüren gazeteyi, Bartın halkının ilgi ve desteğiyle çıkarmaya devam edeceklerini ifade etti. Açılış konuşmalarının ardından geçilen panelin moderatörlüğünü, Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden Doç. Dr. Huriye Çolaklar yaptı. Konuşmacı olarak ise Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinden Doç. Dr. Kübra Yıldız Altın, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinden Prof. Dr. Yücel Namal ve araştırmacı-yazar Çetin Asma yer aldı. Doç. Dr. Altın, “Kültürel Bellek ve Yerel Basın: Atatürk Döneminde (1923-1938) Bartın Gazetesi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda, Cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu’da kültürel belleğin oluşturulmasının yerel basına yansıması ve Atatürk Dönemi’nde Bartın Gazetesinin üstlendiği kritik rolü anlattı. Prof. Dr. Namal, 100 yıllık bir çınar olarak nitelendirdiği Bartın Gazetesinin kentin problemlerine odaklanan araştırmacı bir gazete olma görevine değinerek gazetenin çeşitli nüshalarındaki konu başlıklarından örnekler verdi. Kentin belleği olarak bilinen araştırmacı-yazar Çetin Asma ise gazetenin kuruluş yılları ve gazete kurucusu İbrahim Cemal Aliş hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Etkinlik, Bartın İl Halk Kütüphanesi tarafından hazırlanan gazete arşivlerinin bulunduğu “Bartın Gazetesi Sergisi”nin gezilmesiyle son buldu.
Bartın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan BARÜ’ye “Yerel Kalkınmaya Katkı” ödülü Bartın Üniversitesine (BARÜ) Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen törenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ‘Yerel Kalkınmaya Katkı Ödülü’ verildi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törene Bartın Üniversitesi (BARÜ) Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ile birlikte dünyanın en etkili bilim insanları listesinde yer alan Prof. Dr. Ramazan Yılmaz ve Prof. Dr. Osman Gençel, Dr. Öğr. Üyesi Şeyma Çağlar Özhan, BARÜ’lü öğrenciler Yaren Yerlikaya, Metehan Şahin, Selim Doğukan Yolcu ve Taha Enes Baykurt katıldı. BARÜ’nün kalkınma odaklı stratejisi ödül getirdi Her yıl geleneksel olarak düzenlenen törende bilimsel çalışma ve uygulamaları teşvik etmek amacıyla verilen “YÖK Üstün Başarı Ödülleri” de sahiplerini buldu. Bu kapsamda BARÜ Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Ersin Alaybeyoğlu danışmanlığında, TEKNO-MAR Yönetim Kurulu Başkanı İlker Köklü’nün başvuru sahibi olduğu “Akıllı Elektronik Çit” başlıklı proje kurumsal kategoride ‘Yerel Kalkınmaya Katkı’ ödülüne layık görüldü. Ödülü, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ile birlikte Doç. Dr. Ersin Alaybeyoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. “Türk eğitim sisteminin iyileştirilmesi temel önceliğimiz oldu” Törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, okul öncesinden başlayarak yükseköğrenime kadar her aşamada Türk eğitim sisteminin iyileştirilmesini temel öncelik olarak belirledikleri ifade ederek “Biz medeniyetler beşiği bin yıllık Anadolu coğrafyasının sakinleriyiz. Biliyoruz ki ilme, araştırmaya, bilime ve düşünceye verilen değer ne kadar büyükse bir ülkenin istikbali o kadar hayırlıdır. Akademi sadece bilgi aktarımı değil, bir ülkenin ihtiyacı olan pozitif ve sosyal bilimlerin can damarıdır. Milletin teveccühüyle ülkeyi yönetme görevini devraldığımız günden beri gündemimizin en başına eğitimi yerleştirdik. Okul öncesinden başlayarak yükseköğrenime kadar her aşamada Türk eğitim sisteminin iyileştirilmesini temel önceliğimiz olarak belirledik. Çok geniş bir yelpazede bugün geriye doğru baktığımızda imkânsız görünen nice düzenlemeyi kararlılıkla hayata geçirdik. 2002 yılında 76 olan yükseköğretim kurumu sayısı bugün itibarıyla 208’e ulaştı” açıklamasında bulundu. “Mazi ile ati arasında kuracağımız köprünün en önemli ayaklarından biri üniversitelerdir” Üniversitelerin kanunda yazan görevlerini yaparken gençlerin karakter gelişimlerini ihmal etmemeleri gerektiğini de aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özgüvenli nesiller ile yarınlarımıza sahip çıkarken gençlerimizin iyi eğitim almaları kadar vicdanlı olmalarını da aynı derecede önemsiyoruz. Milletimizi asırlardır sarsılmadan ayakta tutan milli değerlerimiz için üniversitelerin daha fazla sorumluluk alması ve sahip çıkması gerektiğine inanıyoruz. Mazi ile ati arasında kuracağımız köprünün en önemli ayaklarından biri üniversitelerdir” dedi. “Türkiye’yi küresel etkiye sahip bir araştırma ülkesi haline getirmek istiyoruz” Törende konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ise yükseköğretimdeki stratejik hedeflerden bahsederek “Yükseköğretim Kurulu olarak 5 stratejik hedefimiz var: Erişilebilirlik, Kalite ve Üretkenlik, Araştırma ve Yenilikçilik, Uluslararasılaşma ile Hayat Boyu Öğrenme ve İstihdam. Bu kapsamda her yıl yenilikçi çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Yükseköğretimde Türkiye’yi küresel etkiye sahip bir araştırma ülkesi haline getirmek amacıyla çalışıyoruz. Araştırma ve uygulama merkezlerinin kapasitesini artırmak için örnekler geliştiriyoruz. YÖKAK nezaretinde program akreditasyonunu güçlü bir şekilde destekliyoruz. Uluslararasılaşma hedefimiz ise akademik hareketliliği, bölgesel ve küresel bir gücümüz haline getirmektedir. Ülkemiz üniversiteleri, uluslararası eğitimde cazibe merkezi haline gelmiştir” diye konuştu. “Gayretlerimizin ödülle taçlandırılmasından gurur duyuyoruz” Üniversitede oluşturulan bilim ekosistemi neticesinde pek çok başarıya imza attıklarını vurgulayan BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, “Özgün, yenilikçi ve nitelikli bilimsel çalışmaları teşvik etmek amacıyla YÖK tarafından verilen üstün başarı ödüllerinde, Üniversitemizin ‘Yerel Kalkınmaya Katkı’ ödülüne layık görülmesinin gururunu yaşıyoruz. Cumhurbaşkanımızın elinden aldığımız bu ödülü, eğitime ve bilime verilen önemin en anlamlı göstergesi olarak görüyoruz. Tüm bileşenlerimizi motive edeceğine inandığım ödülü kazanan projesiyle yerel kalkınma üzerine önemli çalışmalar gerçekleştiren Doç. Dr. Ersin Alaybeyoğlu’nu ve tüm bileşenlerimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Proje ile geliştirilen ürünün, enerji ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynağı güneşten sağlaması sayesinde sürdürülebilirliğe, tarım faaliyetlerine ve elde etmiş olduğu ihracat başarısıyla ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğine yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu. “Ülkemizin yarınları için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz” Milli teknoloji hamlesine yönelik ülkemizin stratejik hedef ve öncelikleri doğrultusunda çalışmalarını sürdüreceklerini belirten Rektör Uzun, “Bölgesel kalkınma odaklı çalışmalar yürüten üniversitelerden biri olarak bulunduğumuz yerden başlayarak bölgemize ve ülkemize değer katacak çalışmaları hayata geçiriyoruz. Bu düşüncelerle yarınlara olan yürüyüşümüzde yaptığı liderlikle önümüzü açan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı sunuyorum. Kuruluşumuzdan bu yana yanımızda olarak destekleri ile güç veren Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç’a teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca daima daha iyiye ulaşmamız noktasında teşvik eden YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Erol Özvar’a ve YÖK üyelerimize teşekkür ediyorum. Ayrıca şehrimizin kurum ve kuruluşları arasındaki yüksek uyum ve iş birliğinin yanı sıra ve mevcut ekosistemin oluşturulmasındaki katkıları için Bartın Valimiz Dr. Sayın Nurtaç Arslan’a, yakın ilgileri için milletvekilimiz Sayın Yusuf Ziya Aldatmaz’a ile kamu kurum ve kuruluşlardan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu itibarla yeni akademik yılın ülkemize ve yükseköğretim kurumlarımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı. “Üniversitemizdeki ekosistem bizi daha iyisini yapmak için teşvik ediyor” BARÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alaybeyoğlu ise ödül dolayısıyla duyduğu mutluluğu dile getirerek “Üniversitemizde ‘Üreten Üniversite’ anlayışıyla oluşturulan proje üretme ekosisteminde çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Üniversitemizin ihtisaslaşmış olduğu alanda dijitalleşme, akıllı teknolojiler, nesnelerin interneti uygulamalarının bölgesel kalkınmaya entegrasyonunun sağlanması amacıyla bölgede gerçekleştirilen ticari ve ekonomik faaliyetlere katkı sunmaya gayret gösteriyoruz. Katma değeri yüksek ürünler üretip ihracatı konusunda büyük mesafe kat ediyoruz. Bu düşüncelerle proje üretme ve üretileni hizmete sunma noktasında bizleri teşvik ederek yüreklendiren Rektörümüz Prof. Dr. Sayın Orhan Uzun’a teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca destekleri için Dekanımız Prof. Dr. Sayın Bülent Cengiz’e ve iş birliği içerisinde hayata geçirdiğimiz proje dolayısıyla TEKNO-MAR Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İlker Köklü’ye teşekkür ediyorum” dedi.
Ankara CHP Genel Başkanı Özel: “Türkiye gibi bir ülkeye İsrail, Netanyahu saldıracakmış da, bunun akla yatar tarafı yok" CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Türkiye gibi bir ülkeye İsrail, Netanyahu saldıracakmış da, bunun akla yatar tarafı yok” dedi. Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. Özel konuşmasından önce CHP’ye geçen eski İYİ Parti İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir ile Edirne Uzunköprü Belediye Başkanı Ediz Martin’e parti rozetini taktı. Hafta sonu ve dün çok üzücü olaylara şahit olunduğunu dile getiren Özel, "Bu yılın ilk 9 ayında 295 kadın hayattan koparıldı. Bugün ülkemizde yaşanan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet olaylarının bir rastlantı olmadığını hepimiz biliyoruz. Şiddeti üreten maalesef bu düzenin kendisidir. Günlerdir İkbal ve Ayşenur’un vahşice katledilmesinin ardından bile failin özelliklerini öne çıkaran, faili ve katledilen kadınlar arasındaki ilişkiyi adeta magazin malzemesi haline getiren ifadeler kullanılıyor. Ama esas sorun şudur ki bu soruya cevap aramamız lazım: ’Bu toplum bu hale nasıl geldi? Bu canileri aramızda dolaştıran koşullar nedir? Bu siyasi rejim, kim ne derse desin beyanlarıyla icraatlarıyla ve rakamlarla görülüyor ki kadınları eşit görmüyor, kadınlara iyi gelmiyor” ifadelerini kullandı. Özel, “İstanbul Sözleşmesi uluslararası çok uluslu bir sözleşme olarak İstanbul’da imzalanan, hepimizin gurur duyduğu, 2011 yılında Meclis’ten geçerken Meclis’teki tüm siyasi partilerin tüm milletvekillerinin coşkuyla oy verdikleri, bundan sonra kadın katilleri, kadına karşı şiddete meyledenler iyi düşünsün dediğimiz arkasından sayısız yasal düzenlemelerin gelmesinin, kurumların oluşturulmasının, kuralların uygulanmasının ve caydırıcılığın en net şekilde ortaya çıkacağını Türkiye’nin tamamının gördüğü, bildiği ve birilerinin ayağını denk aldığı bir yıl oldu. Tam 15 yıl içinde, 2011 yılı kadına karşı şiddetin bariz şekilde düştüğü, kadın cinayetlerinin bariz şekilde düştüğü yıldı. Bu örnek tek değil” dedi. “Türkiye gibi bir ülkeye İsrail, Netanyahu saldıracakmış da, bunun akla yatar tarafı yok” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ’İsrail’in sıradaki hedefi biziz’ açıklaması ve Meclis’te yapılacak kapalı oturuma ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özel, Geçtiğimiz hafta bu Meclis’in açılışında bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bu Meclis’in kürsüsünden çıktı dedi ki ’İsrail’in sıradaki hedefi biziz’. Bu laf öyle laf olsun diye söylenmiş bir laf değil. Söylendiğinde arkası boş bırakılacak bir laf değil. Bu ülkeye diyorsun ki ’İsrail Filistin’e yaptığı saldırıdan Lübnan’a yaptığı saldırıdan sonra bize de saldıracak, bize de füze atacak, bize de savaş ilan edecek’ ve sonra dönüp arkanı gidiyorsun. Bu o kadar kolay değil. Böyle bir tehdit var mı? Biz kapalı oturumda da çok daha net değerlendirmelerde bulunacağız. Ama söyleyelim, Türkiye gibi bir ülke, böyle güçlü bir ülke bu kadar kahraman bir ordu, uluslararası NATO başta olmak üzere yapılardaki NATO’nun dördüncü, beşinci maddenin yükümlülükleri Birleşmiş Milletler, Türkiye gibi bir ülkeye İsrail, Netanyahu saldıracakmış da tehdit olacakmış da bunun akla yatar tarafı yok. Söyleyen kahveden olan biri olsa ’deli misin’ derler. Ama söyleyen cumhurbaşkanı olunca gel anlat dedik. Kendisini davet ettik. Tabi bu meseleyi Netanyahu’nun canlı yayında dinlemesini hiçbirimiz istemeyiz. Kapa oturum yapalım, gel anlat dedik. Şimdi kendi gelmedi" şeklinde konuştu. 21 Aralık 2017’de ’yüz megabit internete çıkacağız’ hedefi konulduğunu hatırlatan Özel, "Bir yandan da bambaşka bambaşka işler yaşanıyor Türkiye’de. Vatandaş mesela İsrail Türkiye’ye saldıracakmış diye konuşsun istiyorlar. Tehlike büyük üçüncü dünya savaşı çıkabilir diyorlar. Kahvelerde, komşu sohbetlerinde, işçi servislerinde bu konuşulsun istiyorlar. Oysa millet bunu konuşmuyor. Millet ne konuşuyor biliyor musun? Cep telefonunun faturasını konuşuyor. Bakınız ülkemiz internet hızında 161 ülkeden 106. sırada. Bizden yavaş ülkeler ve Venezuela, Bangladeş gibi ülkeler. Dünya genelinde internet hızı ortalaması 85 megabit bizde 42 yarısı bile değil. Mobil internet hızında yüz 111 ülkeden 58. sıradayız. Fiber internet hızında 38 ülkeden 26. sıradayız. 21 Aralık 2017’de ’yüz megabit internete çıkacağız’ hedefi kondu. Üstünden 7 yıl geçti, 2024 bitiyor. Hedefi koyan ve canlı yayınlarda açıklayan Bakan Ahmet Aslan gitti, üstüne de üç bakan değişti halen daha Türkiye 100 megabit değil, 42 megabitlik internette. Millet bunu konuşmasın diye İsrail füze atacak diyorlar" ifadelerini kullandı.