GÜNDEM - 16 Mayıs 2019 Perşembe 14:47

Yüze yakın Türk tır şoförü, 26 gündür Özbekistan’da mahsur

A
A
A
Yüze yakın Türk tır şoförü, 26 gündür Özbekistan’da mahsur

Tacikistan’dan mal alan yüze yakın Türk tır şoförü, Özbekistan sınırında Türkmenistan’a geçiş yapamadıkları için mahsur kaldı. 26 gündür Özbekistan sınırındaki çölde bulunan şoförler, hastalıklar ve yılanlar ile boğuşuyor.

Tacikistan’dan çeşitli firmalar için, pamuk, iplik, bakır gibi farklı mallar yüklenen Türk tır şoförleri Özbekistan sınırında Türkmenistan’a geçiş yapamadıkları için mahsur kaldı. Türkmenistan ve Tacikistan arasında yaşanan diplomatik bir problem yüzünden Tacikistan’dan yüklenen malların Türkmenistan’a geçişinin engellenmesi sebebiyle Özbekistan - Türkmenistan sınırındaki gümrük ofisine çok yakın bir arazide bekleyen yüze yakın Türk tır şoförü 26 gündür bölgede mahsur kalmış durumda.

“Her gün 3-4 tane yılan öldürüyoruz”

Mağduriyetleri hakkında açıklamada bulunan tır şoförlerinden Cihan Tunç, Özbekistanlı yetkililer ile görüştüklerini ve yetkililerin durum hakkında bir şey yapamayacağını belirttiğini aktardı. Türkmenistan’a alternatif olarak başta Kazakistan yolunu tutması istediklerini belirten Tunç, bunun da vize problemi, Kazakistan hükümetinin 22 tonajı geçen araçları kabul etmemesi ve ek para istemesi gibi sebeplerden bu yolu da tercih edemediklerini aktardı. Çalıştıkları firmalar ile de iletişime geçtiklerini ama onların da duruma müdahale edemediklerini belirten Tunç, kaldıkları bölgede her gün 3-4 tane yılan öldürdüklerini ve sineklerden dolayı hastalıkların görülmeye başlandığını aktardı.

Özbekistan’daki Türk Büyükelçiliği ile de iletişime geçtiklerini ancak elçiliğin kendilerine yapabilecekleri bir şey olmadığını aktardığını belirten bir diğer tır şoförü Heybet Altekin ise günlerdir orada olduklarını ve kimsenin açıklama yapmadığını söyledi. Bu durumu ancak Türk hükümetinin çözebileceğini belirten Altekin, “Tüm yetkililere sesleniyorum. Bizi sahipsiz mi bırakacaksınız. İran’ın burada 3 tane tırı vardı. İran Konsolosluğu devreye girdi ve onları gönderdiler. Neredeyse 30 gündür buradayız” ifadelerini kullandı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Işıkhan: “ABB’nin 8,4 milyar borcu var, borçlarını kapatma noktasında bir adım atmadılar, haciz uygulamaktan başka şey yapamayacağız” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin şu anda 8,4 milyar lira SGK borcu var. 2019 yılında Melih Bey’den belediye devr alındığında SGK prim borcu 200 milyondu. Yedi ayda borcu neredeyse 2 katına çıktı, haciz uygulamaktan başka şey yapamayacağız” dedi. Bakan Işıkhan, “Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin şu anda 8,4 milyar lira SGK borcu var. 2019 yılında Melih Bey’den belediyeye değer alındığında 200 milyondu SGK borcu. Şimdi 8,5 milyar. Bu konuyu Mart ayında ilk kez dile getirdiğimizde 4,5 milyar lira borcu vardı. Yedi ayda borcu neredeyse 2 katına çıktı. Üstelik bu süreçte borçlarını kapatma noktasında ne adım ne taksitlendirme başvurusu yapmadılar. Ve her geçen gün üzülerek ifade etmem gerekir ki borçları katlanarak artıyor. Bu durumda haciz uygulamaktan başka şey yapamayacağız." şeklinde konuştu. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Mesleki Yeterlilik Kurumu bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları ile Sosyal Güvenlik Kurumu ve Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün Sayıştay raporu görüşüldü. Bütçe görüşmelerin ardından Bakan Işıkhan, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. “Yeni Doğan Çetesi soruşturması çerçevesinde 2 hastanenin SGK ile olan sözleşmeleri feshedildi” Bakan Işıkhan, Yeni Doğan Çetesi soruşturmasına ilişkin milletvekillerinin sorduğu sorulara yönelik soruşturmayı yakından takip ettiklerini belirterek, “İstanbul Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın SGK’ya 13 hastaneyle ilgili özetle fatura ve işlemlerin incelenmesine yönelik bir yazı geldiğini ve bu çerçevede 13 hastanenin 12’sinde SGK’nın sözleşmesi olduğu için, 12 hastane teftişi alındığını dile getirdi. Bakan Işıkhan, “Müfettiş incelemeleri neticesinde teftiş süreci tamamlanan Özel Bağcılar Medilife Hastanesi’nin 29 Nisan’da, Özel Bağcılar Şafak Hastanesi’nin 9 Ağustos’ta SGK ile olan sözleşmeleri feshedilmiş ve ödemeler durdurulmuştur. Teftişlerinde sona yaklaşılan diğer hastanelerle ilgili olarak da Sağlık Bakanlığımızın ruhsat iptalleri kararıyla ödemeler durdurulmuş ve SGK sözleşmeleri feshedilmiştir” açıklamasında bulundu. Yeni Doğan Çetesi soruşturmasının Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Cumhuriyet Savcılığı ile birlikte titizlikle yürütüldüğünü söyleyen Işıkhan, “SGK ayağında konu ile ilgili olarak hali hazırda 10 müfettiş tarafından yürütülen inceleme ve soruşturma devam etmektedir. Sorumluların gerekli cezaları almaları ve bedellerinin ödenmesi için de bu işin takipçisi olduğumuzu vurgulamak isterim” ifadelerini kullandı. “SGK bütçesinden özel hastanelere aktarılan kaynak ciddi anlamda azalma gösterdi” Işıkhan, SGK tarafından özel hastanelere aktarılan kaynaklarla ilgili SGK’nın sağlık harcamalarından özel hastanelere olan ödemelerin oranının her geçen yıl azaldığını belirterek, “SGK’nın özel hastanelere olan harcamaları 2012 yılında yüzde 16,6 iken 2014’de yüzde 15’e, 2016’da yüzde 12,9’a, 2018’de yüzde 11,2’ye, 2020’de yüzde 8,6’ya, 2022’de yüzde 7,3’e ve 2023’de yüzde 6,2’ye düşmüştür. Gördüğünüz gibi SGK bütçesinden özel hastanelere aktarılan kaynak ciddi anlamda azalma göstermiştir. Kamu ve özel hastanelerde kişi başına yapılan harcamalarda artış olmuştur. Bunun nedeni Genel Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatlarında sürekli yaptığımız güncellemelerdir” şeklinde konuştu. Bakan Işıkhan, 2023 yılı Sayıştay denetim raporlarında denetim bulguları sayısının 7 adeti denetim görüşünün dayanağı bulgular ve 8 adeti de diğer bulgular olmak üzere 15 tane olduğunu söyleyerek, bulguların muhasebesel ya da sistemsel hatalardan kaynaklanan ve farklı hesaplarda takip edilen işlemler olduğunu söyledi. Herhangi bir usulsüz işlem ve kamu zararı söz konusu olmadığının da dile getiren Işıkhan, 2016-17 yıllarında sırasıyla 63 ve 57 olan bulgu sayısının 2023 yılında 15 adete kadar düşürüldüğünü kaydetti. Sayıştay tarafından belediyelerin SGK borçlarının tahsil edilmesine yaşanan sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Işıkhan, kapsamlı ve sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi için SGK’nın prim gelirlerinin tahsilatının çok önemli olduğunu ifade etti. “Belediyelerin SGK borçları 36 aya kadar vadelerle tecil edilebilmekte” Ne kadar çok sigorta primi toplanırsa emeklilere ve vatandaşlara o derece iyi hizmet sunumunu gerçekleştirileceğini işaret eden Işıkhan, “Belediyelerin 96 milyar liralık borcu bugün 150 milyar liraya ulaşmış durumdadır ve maalesef sürdürülemez hale gelmiştir. Borçlu belediyelerle iletişime geçerek borçları ve ödeme yöntemleri konusunda öncelikle bilgilendirme yapıyoruz. Borçların takibi amacıyla ödeme emirleri tebliğ edilerek borçların ödenmesi talep edilmektedir. Belediyelerin borçları özel yapılandırma kanunları kapsamında 120 aya kadar vadelerle taksitlendirilmek üzere genel bütçe paylarından kesinti yapılarak tahsil edilmektedir. Yapılandırma kapsamında oluşan borçlar ise 6183 sayılı kanun kapsamında 36 aya kadar vadelerle tecil edilebilmektedir. Bununla birlikte borçlu belediyeler borçlarına karşılık gayrimenkul teklifiyle borçlarını ödeyebilme imkanına da sahiptirler” değerlendirmesinde bulundu. “Bütün belediyelere sesleniyoruz ‘borcunuzu ödeyin’” Işıkhan, bütün belediyelere eşit yaklaşıldığını da sözlerine ekleyerek, “Bütün belediyelere kamuoyu önünde aynı çağrıyı yapıyoruz. Tüm belediyelere sesleniyoruz. Sizin aracılığınıza bir kez daha sesleniyoruz, ‘borcunuzu ödeyin, borçlarınızın birikmesine ve ödenmesi zor seviyelere gelmesine müsaade etmeyin, tek seferde ödemiyorsanız gelin bize başvurun, taksitlendirelim, isterseniz gayrimenkul takası teklifi yapın, değerinde alalım’ diyoruz. Bizim çağrılarımızı dikkate alıp borçlarını ödeme iradesi gösteren belediyelerimize elbette bir işlem yapmıyoruz” diye konuştu. “En borçlu belediyeler maalesef CHP’li belediyeler” Belediye borçlarının tahsisinde parti ayrımı yapmadıklarını kaydeden Işıkhan, İzmit Belediye Başkanı, Şişli Belediye Başkanı, Bodrum Belediye Başkanının kendileriyle görüştüğünü, borçlarını ödeme noktasında isteklerini dile getirdi. Bütün çağrılara rağmen borçlarını ödemek için hiçbir adım atmayan belediyelere mevzuatın da öngördüğü şekilde haciz dahil işlemleri uygulamak zorunda olduklarını söyleyen Işıkhan, “Bunu yaparken de ne yapıyoruz? En borçlu belediyelerden başlayarak işlemleri gerçekleştiriyoruz. En borçlu belediyelerde kimse alınmasın, üzerine de almasın maalesef CHP’li belediyeler” diye konuştu “ABB’nin 8,4 milyar borcu var, borçlarını kapatma noktasında bir adım atmadılar, haciz uygulamaktan başka şey yapamayacağız” Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) borçlarına ilişkin de konuşan Işıkhan, “Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin şu anda 8,4 milyar lira SGK borcu var. 2019 yılında Melih Bey’den belediye devr alındığında SGK prim borcu 200 milyondu. Şimdi 8,5 milyar. Bu konuyu Mart ayında ilk kez dile getirdiğimizde 4,5 milyar lira borcu vardı. Yedi ayda borcu neredeyse 2 katına çıktı. Üstelik bu süreçte borçlarını kapatma noktasında bir adım atmadılar, taksitlendirme başvurusu yapmadılar. Ve her geçen gün üzülerek ifade etmem gerekir ki borçları katlanarak artıyor. Bu durumda haciz uygulamaktan başka şey yapamayacağız” diye kaydetti. SGK borcu olan belediyelerin siyasi partilere göre dağılımını da paylaşan Işıkhan, 150 milyar borçta CHP’nin yüzde 67,5, AK Parti’nin yüzde 25, MHP’nin yüzde 3, DEM Parti’nin yüzde 2 pay düştüğünü açıkladı. "AK Partili belediyelerden borcuna karşılık cami aldığı gerçeği yansıtmamaktadır" Bakan Işıkhan, SGK’nın AK Partili belediyelerden borcuna karşılık cami aldığı iddialarını da yanıtlayarak, “SGK’nın şimdi AK Partili belediyelerden borcuna karşılık cami aldığı gerçeği yansıtmamaktadır. Ve hiçbir şekilde cami, okul binalarını biz takas yapmıyoruz. Bunun da bilgisini size söyleyeyim. Son olarak tüm belediyelerde ayrım yapmaksızın mevzuat neyse biz onu yapıyoruz” dedi. Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen illerin istihdam verilerine ilişkin konuşan Işıkhan, Adıyaman’da depremden önce 73 bin 506 olan sigortalı 4-a çalışan sayısının Temmuz 2024’te 93 bin 449’a çıktığını, Hatay’da depremden önce 208 bin 113 4-a çalışan sayısı Temmuz 2024’te 201 bin 535 olduğunu, Kahramanmaraş’tan depremden önce 174 bin 436 olan çalışan sayısı depremden sonra 53 bin 115’e düştüğünü ardından, Temmuz 2024’te ise 172 bin 731’e ulaştığını, Malatya’da ise depremden önce 124 bin 88 olan çalışan işçi sayısının depremden sonra 62 bin 685’e düştüğünü ve Temmuz 2024’te ise bu rakam 115.739 olduğunu aktardı. “Geçici koruma sağlanan Suriyelilerin genel sağlık sigortası kapsamına alınmasına yönelik herhangi bir çalışmamız bulunmamakta” Suriyeli mültecilerin genel sağlık sigortalılığı kapsamına alınacağı iddialarına ilişkin Bakan Işıkhan, “Geçici koruma sağlanan Suriyelilerin genel sağlık sigortası kapsamına alınmasına yönelik herhangi bir çalışmamız bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra kamuoyunda dile getirilen geçici koruma statüsündeki Suriyelilerin sağlık harcamalarının SGK bütçesinde karşılandığı, dolayısıyla SGK bütçesine yük oluşturduğuna dair iddiaları da kesinlikle reddediyoruz ve bu iddialar doğru değildir” şeklinde konuştu. “İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yapılan harcamaların yüzde 61,2’si doğrudan iş gücüne ve işsizlere yönelik yaptığımız harcamalardır” İşsizlik Sigortası Fonu’nun hem Sayıştay hem de bağımsız denetime tabi olduğunu da söyleyen Işıkhan, her ay fonun gelir ve gider durumlarını Bakanlığın web sayfasında paylaştıklarını bildirdi. Işıkhan, “Fonun istismar edildiği şeklindeki ithamları kabul etmemiz mümkün değildir. Fondan yapılan harcamaların yüzde 61,2’si doğrudan iş gücüne ve işsizlere yönelik yaptığımız harcamalardır. Yüzde 35’i ise istihdamı korumaya ve artırmaya yönelik destek, teşvik ödemelerini kapsamakta, yüzde 3,7’si ise fon yönetiminin ve vatandaşa yönelik sunulan hizmetlerin daha etkin sağlanabilmesini temin etmek amacıyla yaptığımız harcamalardan oluşmaktadır” bilgilerini paylaştı. “Sensörlü şeker ölçüm cihazlarının geri ödeme kapsamına alınması için çalışma yürütülmektedir” Bakan Işıkhan, Türkiye’de 18 yaş altı 20 bin civarında tip 1 diyabetli çocuk olduğunu söyleyerek “Bu çocuklarımızın sensörlü şeker ölçüm cihazlarına ihtiyaç olduğunu ben de biliyorum. Sensörlü şeker ölçüm cihazlarının geri ödeme kapsamına alınması için ilgili firmalar tarafından yapılan başvurular, sağlık hizmetli bilimsel ve akademik danışmanlık Komisyonumuzca değerlendirilmiştir. Sağlık Bakanlığından da görüş alınarak kurumumuzca görüşülmüştür. Sensörlü şeker ölçüm cihazlarının geri ödeme kapsamına alınması için gerekli iş ve işlemlerin değerlendirme süreci devam etmektedir. Sensörlü şeker ölçüm cihazlarının geri ödeme kapsamına alınması için gerekli iş ve işlemler en kısa sürede sonuçlanacaktır. Biraz önce Maliye Bakanlığımız etkileriyle de görüştük. Onların da olumlu görüşleri oldu” ifadelerini kullandı.