SPOR - 02 Ağustos 2021 Pazartesi 14:29

Voleybol coşkusu Caddebostan’a taşınıyor

A
A
A
Voleybol coşkusu Caddebostan’a taşınıyor

Vestel, Türkiye’de voleybolun gelişmesi ve ilginin artırılması için desteklerini sürdürüyor.

Filenin Sultanları uluslararası platformlarda ülkemizi gururlandırırken Caddebostan Parkı Vestel Voleybol sahası da voleybol severlerin kullanımına sunuldu. Saha, fotoğraf çekim alanları ile Voleybol Milli Takımı’na destek olmak ve Türk voleybolunun geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak için bestelenen “Biz Voleybol Ülkesiyiz” marşıyla voleybol tutkunlarını karşılıyor.

Türkiye son yıllarda üst üste elde edilen başarılarla voleybol ülkesi olduğunu bir kez daha gösterdi. Filenin Sultanları başarılarıyla ülkemizi gururlandırmaya devam ederken Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketlerinden Vestel de ülkemizde voleybolun gelişmesi ve geniş kitlelere ulaşması için çalışmalarını sürdürüyor.

Şirket, Caddebostan Parkı Vestel Voleybol sahası ile dünyadaki voleybol heyecanını spor severlerle buluşturuyor. Ağustos sonuna kadar açık olacak saha her yaştan voleybol tutkunlarının maçlarına ev sahipliği yaparken fotoğraf çekim alanları ve Voleybol Milli Takımı için bestelenen “Biz Voleybol Ülkesiyiz” marşıyla voleybol tutkunlarına voleybol heyecanı yaşatacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da üzümde bu yıl yüzde yüz rekolte bekleniyor Geçen yıl çeşitli hastalıklar ve kuraklık nedeniyle istediği rekolteyi elde edemeyen Antalyalı üzüm üreticisi, buna karşılık fiyatların ciddi oranda yükselmesiyle iyi bir yıl geçirmişti. Bu yıl üretimde ciddi artış bekleyen çiftçiler, fiyatların da makul düzeyde artmasını umut ediyor. Üzümü ve pekmezi ile ünlü olan Akseki’de hasat mevsimi yaklaşıyor. Üzüm bağlarında koruklar baş göstermeye başlarken, temmuz ayı içinde erkenci üzümde ürün alınması bekleniyor. Geçen yıl rekoltede düşük olan üretici bu yıl ise rekoltede yüzde yüz artış bekliyor. Aksekili üretici ise bu yıl şimdilik bağların durumundan memnun. Antalya’nın Akseki ilçesi Murtiçi Mahallesi’nde yaklaşık 5 dönümlük alanda bağcılık yapan Enver Öztürk, “Mevsimin ilk yetişen üzümlerimizin cinsi İlkeren cinsi üzümlerimiz ilk bunlar oluyor. 15 gün sonra kesime gelir. Sofralara iner, üzümlerimiz yavaş yavaş rengini almaya başladı. Aromasını bekliyoruz. Yavaş yavaş yetişiyor. Kısmet olursa pazara gireceğiz. Bu emeğin sevginin her şeyin karşılığıdır. Bakarsan bağ, bakmazsan dağ. İnsan yetiştirdikçe baktıkça mutlu oluyor. İlkeren’den sonra yetişen üzümlerimizden çeşit olarak kardinal üzümdür. Ağustos sonuna kadar sofralardan inmez. Daha sonra alfons gelir. Murtiçi’nde en güzel pazarı olan üzüm çeşididir. Bu yıl geçen seneye göre hastalık daha az. Rekoltemiz geçen yıla göre yüzde yüz oranda üzüm alacağız. Genel anlamda bir zararımız yok. Gayet güzel ve mutluyuz” dedi. “Pandemide köyüne geldi, bağcılığa başladı” 2019 yılından itibaren bağcılıkla uğraşan Enver Öztürk, kendisinin Antalya’da esnaflık yaptığını ve 2019 yılında pandemi dolayısıyla Antalya’dan köyüne dönüş yaptığını söyledi. Köyüne dönünce babadan kalma arazisine 5 dönüm civarında bağ yaptığını anlatan Öztürk, “Ben Antalya’da 43 yıl esnaflık yaptım. Pandemi dolayısı ile bu işi bıraktım ve bağcılığa başladım. 3 yıldır uğraşıyorum” dedi. “Rekoltede de yüzde yüz artış bekliyoruz” İlkeren üzümlerinin kızarmaya başladığını anlatan Öztürk, “İlkerenlerimiz kızarmaya başladı. 15 gün sonra hasat yapmaya başlayıp satılığa çıkaracağız. Daha sonra kardinal cinsleri sıraya gerecek ve arkasından redklap, alfons gibi çeşitlerimiz çıkacak. Bu yıl geçen yıla göre daha güzeliz. Geçen yıl yüzde 30 gibi çok düşük bir ürün aldık. Genelde pekmezlik bir üzüm oldu. Sofralık olmadı. Bu yıl yüzde yüz rekoltede artışımız var. Elhamdülillah beklentimiz çok iyi. Bu sene çok iyi verim bekliyoruz. Üzümlerimiz çok iyi. Eşe dosta yedireceğiz. 15 gün sonra İlkerenler sofraya inecek. Temmuz sonu gibi kardinal çeşitlerimiz girecek. Ağustos 15-20 arası redklap ve alfonslar devreye girecek ve eylül ayı gibi de son kalan üzümlerimizi pekmez yapacağız ve kışında dudaklarımızı tatlandıracağız” dedi. “Damlama sistemi ile sulanıyor” Üzüm bağlarını sulamada sorun yaşamadıklarını söyleyen Öztürk, “Bağlarımız yerden yüksek sistemdir. Damlama sulama sistemlerimiz var. Su sıkıntımız yok. Sulama sorunumuz bulunmamaktadır. Kooperatifimizin sulama sistemi var. Yer altı sulama sistemimiz var. Sulama saatlerimizi açarak 3-5 saat kendiliğinden sulanıyor. İlaçlama sistemimizi de profesyonel sistemlerle yapıyoruz. Teknik yapıyoruz ve dolayısı ile verim artıyor ve rekolte yükseliyor. Şu ana kadar her şey çok güzel rekoltemiz inşallah yüzde yüz olacak. “Sevgi ile bakacaksın” Üzümcülüğün Murtiçi havzasının bir nevi geçim kaynağı olduğunu dikkat çeken Öztürk, “Ciddi anlamda bayağı iş yapan arkadaşlarımız var. 10 dönüme yakın bağcılık yapan arkadaşlarımız var. Üzüm bağına sevgi ile bakacaksın. Günlük takip edeceksin. Sen ona bakarsan oda sana bakar. Hem spor yapıyorsun, hem aile bütçesine katkı sağlıyorsun” diye konuştu. “Fiyatlar 20 gün sonra belli olur” Öztürk, rakamların geçen yıl güzel olduğunu ifade ederek, “İnşallah bu yılda enflasyon oranında artacaktır. Emeğimizin karşılığını alacağız. Fiyatlarımız 20 gün sonra pazar açılır ve fiyatlar belirlenir. Bizim ürünlerimiz genelde turizme gidiyor. Oteller alıyor. Fakat şöyle bir şey söylemek istiyorum. Ben buraya şehirden geldim. Kendi çapımda sabah erken kalkıyorum. Sabah ve akşamüzeri 2-3 saat çalışıyorum. Kendi beklentilerim bir asgari ücret kadar karşılıyor. Şehirden kaçmak isteyenlere, emekli olmak isteyenlere tavsiyem kendilerini şehirlerde çürütmelerini tavsiye etmem. Gelsinler köylerine dönsünler arazilerini atıl halden kurtarsınlar, hem de bir uğraş olur. Ekonomilerine katkı olur, spor olur, sağlıklı kalırlar. Kendim kalp hastası insandım ama köyüme dönüp bağcılıkla uğraşmaya başladığımdan itibaren daha iyiyim” dedi. “Akseki’nin üzümü ve pekmezi bir markadır” Üzümlerinin pazar sorunlarının olmadığını söyleyen Öztürk, “Bizim üzümlerimizin pazar sorunu yok. Üzümlerimiz toptan olarak İç Anadolu’ya kadar açılıyor. Nereye satacağız derdimiz yok. Zaten Akseki üzümü ve pekmezi ile meşhurdur. Herkesin tüketebileceği şekilde kaliteli üzümdür. Rakım olarak ne çok yüksek, ne çok düşük. Buranın havası üzüme çok iyi gelir. Buranın üzümünü başka yerde bulamazsın. Akseki’nin üzümü bir markadır. Herkese tavsiye ederim. Pazarımız çok güzel. 5 dönüm üzüm bağından 10 ton hasat yapacağım” şeklinde konuştu. Pekmeziyle ünlü Antalya’nın Akseki ilçesinde eski kütük sistem bağcılığın yerini yüksek sistem bağcılık aldı. Bölgede 1990 yılından itibaren yeniden canlanan bağcılık günümüzde 25 bin dekarlık alana ulaştı. Yüksek sistem bağcılık Akseki merkez olmak üzere, Taşlıca/Murtiçi Mahallesi ve Güçlüköy mahallelerinde daha fazla gelişmiş durumda.
Konya Havuzdan enfeksiyon kapma riskine karşı uzmanlardan uyarı Uzmanlar, havaların ısınmasıyla serinlemek için havuzlara giden vatandaşları enfeksiyon kapma riskine karşı uyarıyor. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, yaz aylarında enfeksiyonların, bakterilerin, parazitlerin ve mantarların üremelerinin arttığını ifade ederek, "Özellikle havuz gibi durgun su kaynaklarında yüzmek, burada vakit geçirmek bakterilerin bizim vücudumuza geçmesine, bize bulaşmasına neden olabiliyor" dedi. Sıcak havaların bunaltıcı etkisinden kurtulmak için birçok vatandaş kendilerini yüzme havuzlarına atıyor. Uzmanlar ise bakımı yapılmayan havuzların enfeksiyon bulaşma riskine karşı dikkat edilmesi gerektiğini belirtiyor. Yaz aylarında bakteri, parazit veya mantarların üremelerinin arttığını söyleyen uzmanlar bunun sonucunda bulantı, ishal ve kusma şikayetleri konusunda uyarıyor. Kreş çağındaki çocukların ve yaşlı hastaların özellikle dikkat etmesi gerektiğini ifade eden Medicana Konya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, "Kreş dönemindeki 3-4 yaş gruplarındaki çocukların ya da yaşlı hastaların özellikle 75-80 yaş üstü hastaların daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü bunların çoğu ishal, bulantı, kusma yaptığı için vücudun su kaybetmesi sonucu kişilerde halsizlik, ateş yüksekliği gibi şikayetler olabiliyor, yemek yemeleri bozulabiliyor" şeklinde konuştu. "Yaz aylarında enfeksiyonların, bakterilerin, parazitlerin ve mantarların üremeleri artıyor" Yaz aylarının gelmesiyle havuza olan ilginin arttığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, "Yaz aylarında enfeksiyonların, bakterilerin, parazitlerin ve mantarların üremeleri artıyor. Özellikle havuz gibi durgun su kaynaklarında yüzmek, burada vakit geçirmek bakterilerin bizim vücudumuza geçmesine bize bulaşmasına neden olabiliyor. Kapalı havuzlar, küçük havuzlar, buralara gelen kalabalık insan toplulukları, özellikle küçük çocukların buraya rağbet etmesi nedeniyle bir enfeksiyon kaynağı olabiliyor. Bu bulaşma ağız yoluyla olabileceği gibi solunum yoluyla bulaşma şeklinde ya da gaita yolu dediğimiz idrar dışkı yoluyla enfeksiyonlar bulaşabiliyor" diye konuştu. "Adenovirüsü, rota virüsü gibi virüsler havuz yoluyla bulaşabiliyor" Birçok enfeksiyonun havuz yoluyla geçebildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, "Özellikle de ishal yapan, ateşle seyreden özellikle küçük çocuklarda çok gördüğümüz, anasınıfı çağında 4-5 yaş ya da ergenlik döneminde havuza giren çocuklarda bu şikayetler yaz aylarında artıyor. Bunlar neler olabilir dediğimizde bakteriler, tifo, dizanteri ya da paraziter amip dediğimiz kanlı ishal yapan etkenler olabileceği gibi biraz daha hafif geçen viral enfeksiyonlar örneğin adenovirüsü, rota virüsü gibi virüsler havuz yoluyla bulaşabiliyor. Genç kadınlarda idrar yollarını tutan mantar enfeksiyonları, candida dediğimiz enfeksiyonlar havuzlardan, havuz sonrası özellikle soyunma odaları, ortak tuvaletlerden de bulaşma söz konusu olabiliyor" dedi. "Kreş dönemindeki 3-4 yaş gruplarındaki çocukların dikkatli olması gerekiyor" Enfeksiyon kapıldığı zaman havuzdan sonraki 1-2 gün içerisinde kendini belli ettiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, "48 saat içinde başlayan, 38-39 derecelerde bir ateş yüksekliği, akabinde devam eden bulantı, kusma, ishal, özellikle kanlı ishal şikayeti olması havuzdan bir enfeksiyon, bir mikrobun vücudumuza girdiğinin belirtisi olabilir. Normalde sağlıklı bir yetişkin böyle bir enfeksiyonu kısa bir sürede atlatır. Enfeksiyon 3-4 gün içerisinde kendiliğinden geçebilir. Kreş dönemindeki 3-4 yaş gruplarındaki çocukların ve yaşlı hastaların daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü bunların çoğu ishal, bulantı, kusma yaptığı için vücudun su kaybetmesi sonucu kişilerde halsizlik, ateş yüksekliği gibi şikayetler olabiliyor. Yemek yemeleri bozulabiliyor. Küçüklerin ve yaşlı hastaların böyle durumlarda mutlaka bir doktora başvurmasında fayda var. Ama sağlıklı bir yetişkinde eğer bir şikayet yoksa düzenli beslenerek, su içerek kendileri atlatabiliyor. Doktorlar antibiyotik tedavileri verebiliyor çeşidine göre. Çünkü çok fazla virüs ve bakteri var. Hangi tanı konduysa ona göre bir antibiyotik tedavisi verilebiliyor" ifadelerini kullandı. "El yıkama alışkanlığına ve kişisel hijyenimize de dikkat etmemiz lazım" Bunlardan korunmanın en önemli yollarından birisinin el yıkama alışkanlığı olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, "Tuvaletler, ortak kullanılan duşlar, soyunma odaları buralardan da geçiş söz konusu olabiliyor. El yıkamak, havuzun temizliği, klorlanması, havuzun içinde su akışının olması devridaim olması ve günlük bakımlarının yapılması gerekiyor. Denizde böyle bir enfeksiyon riski oldukça düşük. İmkanı olan insanlar için denize girmek biraz daha avantajlı ama havuza giriyorsak da bu günlük bakımlara, havuzun klorlanmasına oldukça dikkat edilmesi gerekiyor. El yıkama alışkanlığına ve kişisel hijyenimize de dikkat etmemiz lazım. Kalabalık havuzların dinlendirilmesi yani aynı anda yüzlerce kişi değil de grup grup havuzlara girilmesi koruyucu bir yöntem olabilir. Bu şekilde dikkat ederek özellikle yaz aylarında temmuz, ağustos, eylül aylarında havuzdan bulaşan enfeksiyon hastalıklarından korunmak mümkün olacaktır" şeklinde konuştu.