KÜLTÜR SANAT - 02 Temmuz 2021 Cuma 13:56

Üzüm bağlarının içindeki kırık minare zamana direniyor

A
A
A
Üzüm bağlarının içindeki kırık minare zamana direniyor

Manisa’nın Sarıgöl ilçesindeki üzüm bağlarının içinden yükselen bir kırık minare hem görselliğiyle hem de hikayesiyle dikkat çekiyor. Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen en az 150 yıllık olduğu tahmin edilen ‘Kırık minare’ Sarıgöl’ün dünyaca ünlü çekirdeksiz Sultani üzüm bağlarının arasında zamana direniyor. Camisi yakıldıktan sonra 99 yıldır tek başına gökyüzüne şehadet parmağı gibi uzanan kırık minare, 1922 yılındaki Yunan mezaliminin de en çarpıcı izlerini üzerinde taşımaya devam ediyor.

Osmanlı döneminde Koçaklar köyünün camisine ait olan minare Yunanlıların kaçarken köyü ve camiyi yakması sonucu harabe bir şekilde yıllarca durdu.

Üzüm bağlarının içindeki kırık minare zamana direniyor

1950’li yıllarda yaşanan sel felaketlerinin ardından köy Aşağı Koçaklar ve Yukarı Koçaklar olarak iki farklı noktaya taşınınca tarihi minare zamanla üzüm bağlarının içinde tek başına kaldı.

Yunan askerlerinin 1922 yılında kaçarken yaktıkları camiden geriye kalan kırık minare üzüm bağlarının içinde yangının izlerini hala üzerinde taşıyor.

Üzüm bağlarının içindeki kırık minare zamana direniyor

Camiden geri kalan kapı, minber ve pençeler ise 1952 yılında yapılan Aşağı Koçaklar Mahallesindeki camiye takılarak koruma altına alındı. Kırık minarenin üzerinde Osmanlıca yazılar hala dururken çevresinde yine

Osmanlı dönemine ait mermer mezar taşları tarihe tanıklık etmeye devam ediyor.

“Girişimlerde bulundum sonuç alamadım”

Minarenin ait olduğu caminin kesin olarak ne zaman yapıldığını bilmediklerini kaydeden Aşağı Koçaklar Mahallesi Muhtarı Ercan Akdeniz, "Bizim bildiğimiz en az 150 yıllık bir geçmişi var. Kurtuluş Savaşı'nda Yunan buradan giderken camiyi yaktığını, daha sonra caminin yıkıldığını ve deforme olduğunu biliyoruz. O zamanki caminin tarihi kapısı ise şuandaki mevcut Aşağı Koçaklar Mahallesi Camiinin kapısı olarak koruma altında bulunuyor. Şuan o kapı hala başka bir camide kullanılıyor. Burası kırık minare diye geçiyor. Sarıgöl’ün tarihi en eski yerlerinden bir tanesi. Sarıgöl’de bir deyim vardır ‘Minareyi kaybetmeme’ diye. O minare bu minaredir. Bu Sarıgöl’e ait, bu minareye ait bir deyim. Daha önce Koçaklar Köyü buradaymış. Burayı sel basınca köy ikiye bölünmüş. Aşağı Koçaklar ve Yukarı Koçaklar olarak ikiye bölündü ve bu bölgeden taşındı. Biz Aşağı Koçaklar olarak yukarıya doğru, Yukarı Koçaklar da aşağıya doğru gidiyor. Ben bu minare için Anıtlar ve Müzeler Müdürlüğüyle bu tarihi eserin korunması için temasa geçtim. En azından tarihçesinin çıkarılması için yazışmalar yaptım. Daha sonra Manisa Valisi ilçemize geldiğinde bizzat kendisiyle konuyu görüştüm ancak bir sonuç alamadım. Anıtlar ve Müzeler Müdürlüğüne böyle bir tarihi eserimizin olduğunu ve buranın korunma altına alınması gerektiğine dair talebimiz oldu. Bize net bir cevap verilmedi. Burası izbe bir yerdi. Dönemin Belediye Başkanı Kemal İlter buraya düzenleme yaptı ve şuan ki haline geldi. Biz bir tık daha ilerisini koruma altına alınmasını ve gelecek nesiller için muhafaza edilmesini istiyoruz. Yunan zalimliğinin göstergesidir burası. Burası bir sembol olarak tarihe ışık tutacaktır. Yukarıdan görüntüsü çok hoş, gündoğumu ve günbatımında yeşillikler içerisinde bir tarihin yukarıya doğru çıkması güzel bir görüntü oluşturuyor. Biz buranın muhafaza edilmesinden taraftarız” dedi.

Üzüm bağlarının içindeki kırık minare zamana direniyor

Emekli öğretmen minarenin 1923 yılında çekilen fotoğrafını buldu

Mahalle sakinlerinden emekli öğretmen Cafer Yıldırım, “Bu kırık minare fotoğrafını Alaşehir’deki arşivlerden buldum. 1923 yılı Ocak ayında Fransız Banker Albert Kahn tarafından çekilmiştir. Bu fotoğrafı görünce bizim kırık minare olduğunu anladım. Onun önündeki Yunanlıların yakıp yıktığı bir cami enkazı var. Bu camiden bizim camimize pençeler, kapı, minber gelmiştir. Sel baskınıyla kırık minarenin olduğu yerdeki evlerde yaşayan vatandaşlar buraya taşınmıştır” diye konuştu.

Sadık Cangel - Önder Aydın - Vehbi Sarıhan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Adıyaman’da depremi anlatan dijital sergi açıldı Adıyaman’da, 6 Şubat depremlerini anlatan dijital sergi açıldı. Avrupa Birliği Culture CIVIC Kültür Sanat Destek Programı kapsamında, Adıyaman Üniversitesi Öğretim Görevlisi Büşra Kuruçay tarafından hazırlanan “I’ll Play Too (Ben de Oynayacağım)” adlı depremi anlatan dijital serginin açılışı gerçekleştirildi. Komagene Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılışa Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Şahin, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Keleş, üniversitenin akademik ve idari personeli, öğrenciler ve sanatsever vatandaşlar katıldı. Düzenlenen sergi, farklı disiplinlerden toplam 23 eseri bir araya getiriyor. Sergide 8 kağıt işi, 8 artırılmış gerçeklik (AR) uygulaması, 5 video art, 1 video mapping ve 1 video enstalasyon eseri yer alıyor. Sanatseverler, sergiyi 13 Aralık 2024 tarihine kadar ziyaret edebilecek. Oldukça güzel eserlerin yer aldığını belirten Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Keleş, “Vatandaşlarımız buraya geldiklerinde ilk olarak ne kadar karakalem çalışması gibi duran eserleri görseler de bu eserlerin hepsi dijitaldir. Depremi anlatan bu eserlere telefona kurulan programın kamerasıyla bakıldığında bu karakalem çalışması gibi görünen eserler 3 boyutlu olarak değişmektedir. Oldukça anlamlı ve güzel bir çalışmaya imza atılmış. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi. Sergiyle ilgili bilgi veren Adıyaman Üniversitesi Öğretim Görevlisi Büşra Kuruçay ise, “Deprem sonrası bireylerdeki psikolojik durumu anlatan ve bireylerin iç hissiyatlarını bir nevi öne çıkaran bir çalışmadır. Adıyaman’da depremi yaşayan bir birey olarak benim gözüme çarpan deprem sonrasında en önemli şey sallanan perdelerdi. Ve o perdelerden yola çıkarak o psikolojiyi perdeler üzerinden bir belleğe dönüştürerek bu eserleri oluşturdum” diye konuştu.
Ankara Quick Sigorta’dan Koyulhisar Belediyesine itfaiye aracı bağışı Quick Sigorta, Sivas’ın Koyulhisar Belediyesine destek olmak amacıyla itfaiye aracı bağışında bulundu. Quick Sigorta, Koyulhisar Belediyesi itfaiyesine destek amaçlı aldığı itfaiye aracını, Ankara’da düzenlediği törenle Koyulhisar Belediye Başkanı Bora Karakullukçu’ya teslim etti. "Güçlü itfaiye, güçlü yarınlar" sloganıyla gerçekleşen törene Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Quick Sigorta ekibi ve itfaiye teşkilatı üyeleri katıldı. Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, yaptığı açıklamada, Quick Sigorta’nın toplumsal sorumluluk projelerine verdiği öneme dikkati çekerek, şunlar kaydetti: “Bugün burada yalnızca itfaiye aracı teslim etmiyoruz. Koyunhisar için modern bir itfaiye binası inşa ediyoruz. Eylül sonu Ekim ayı başında itfaiyecilik haftası ile sigortacılık haftasının kesiştiği noktada Koyunhisar’da modern bir itfaiye istasyonunun temel atma törenini gerçekleştirmiştik. İnşallah sizlerle birlikte Yurdagul Uluçeçen ve Erol Uluçeçen adına bağışladığımız bu itfaiye aracını ve temelini attığımız itfaiye binasının açılış töreninde sayın başkanım Koyunhisar’da Koyunhisar’ın güzellikleri içerisinde ağırlayacaklar ve hep birlikte olacağız.” Koyulhisar Belediye Başkanı Bora Karakullukçu ise itfaiye aracının bağışlanmasında destek veren Quick Sigorta’ya teşekkür etti.
Adıyaman 6 Şubat Depremi dijital sergide Adıyaman’da, 6 Şubat depremlerini anlatan dijital sergi açıldı. Avrupa Birliği Culture CIVIC Kültür Sanat Destek Programı kapsamında, Adıyaman Üniversitesi Öğretim Görevlisi Büşra Kuruçay tarafından hazırlanan “I’ll Play Too (Ben de Oynayacağım)” adlı depremi anlatan dijital serginin açılışı gerçekleştirildi. Komagene Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılışa Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Şahin, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Keleş, üniversitenin akademik ve idari personeli, öğrenciler ve sanatsever vatandaşlar katıldı. Düzenlenen sergi, farklı disiplinlerden toplam 23 eseri bir araya getiriyor. Sergide 8 kağıt işi, 8 artırılmış gerçeklik (AR) uygulaması, 5 video art, 1 video mapping ve 1 video enstalasyon eseri yer alıyor. Sanatseverler, sergiyi 13 Aralık 2024 tarihine kadar ziyaret edebilecek. Oldukça güzel eserlerin yer aldığını belirten Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Kelleş, “Vatandaşlarımız buraya geldiklerinde ilk olarak ne kadar karakalem çalışması gibi duran eserleri görseler de bu eserlerin hepsi dijitaldir. Depremi anlatan bu eserlere telefona kurulan programın kamerasıyla bakıldığında bu karakalem çalışması gibi görünen eserlerin 3 boyutlu olarak değişmektedir. Oldukça anlamlı ve güzel bir çalışmaya imza atılmış. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi. Sergiyle ilgili bilgi veren Adıyaman Üniversitesi Öğretim Görevlisi Büşra Kuruçay ise, “Deprem sonrası bireylerdeki psikolojik durumu anlatan ve bireylerin iç hissiyatlarını bir nevi öne çıkaran bir çalışmadır. Adıyaman’da depremi yaşayan bir birey olarak benim gözüme çarpan deprem sonrasında en önemli şey sallanan perdelerdi. Ve o perdelerden yola çıkarak o psikolojiyi perdeler üzerinden bir belleğe dönüştürerek bu eserleri oluşturdum” diye konuştu.