Türkiye'de yılda 3 bin kadına rahim ağzı kanseri tanısı konurken yaklaşık bin 500 kadın bu hastalıktan dolayı hayatını kaybediyor. Her yıl Ocak ayının ‘Rahim Ağzı kanseri Farkındalık Ayı’ olarak belirlenmesi nedeniyle bu konuya dikkat çekmek ve erken teşhisin önemini vurgulamak amacıyla birçok çalışma yapılıyor. Dünyada kadınlarda meme kanseri ve kalın bağırsak kanserinden sonra üçüncü, Türkiye'de ise görülme oranı olarak 9'uncu sırada yer aldığı belirtilen rahim ağzı kanserine ilişkin Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Servisi'nden Opr. Dr. İçten Olgu Bafalı önemli açıklamalarda bulundu.
"Rahim ağzı kanseri önlenebilen bir kanser türü"
Rahim ağzı kanserinin erken teşhisle tedavi edilebildiğine dikkat çeken Opr. Dr. İçten Olgu Bafalı: “Rahim ağzı (Serviks) kanseri genç kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden bir tanesidir. Ocak ayı rahim ağzı kanserine farkındalık ayı olduğu için iki noktayı vurgulamak istiyorum. Birincisi rahim ağzı kanseri önlenebilen bir kanser türüdür. Çünkü aşımız mevcut. İkincisi ise rahim ağzı kanseri taranabilen bir kanser türüdür. Dolayısıyla erken tanısı ve teşhisi mümkündür” dedi.
Rahim ağzı kanserine sebep olan faktörler arasında en önde gelen faktör HPV (Human Popullama Virüsü) olduğunu kaydeden Bafalı: “ Bu virüs cinsel yolla bulaşan bir virüs türüdür ve çeşitli alt tipleri vardır. HPV virüslerinden tip 6 ve 11 genital siğillere sebep olurken, tip 16 ve 18 rahim ağzı kanserinden sorumlu tutulmaktadır. Bu 4 tip HPV virüsü içerisinde ülkemizde var olan dörtlü aşı korumada fayda gösterme ve rahim ağzı kanserine karşı önleyicidir” şeklinde konuştu.
En önemli faktör "Tarama"
Rahim ağzı kanserinde risk faktörlerinden en önemlisinin HPV virüsü olduğunu kaydeden Bafalı: “Öncelikle en önemli risk faktörü HPV virüsüdür. Bu nedenle tarama çok önem teşkil eder. 2 tip tarama tipimiz mevcuttur. Birincisi HPV DNA taraması, ikincisi smear testi ile tarama. Ülkemizde bu tarama testleri hastanelerin yanı sıra aile sağlığı merkezleri ve toplum sağlığı merkezlerinin ketem bölümlerinde yapılmakta. 30 yaşını dolduran her sağlıklı kadın 5 yılda bir HPV DNA testi, 3 yılda bir de smear testi ile mutlaka bu merkezlerde taramaya gitmelidir. Herhangi bir bulgu vermese dahi erken tarama; erken tanı demek. O yüzden bunlarla ilgili her kadın jinekolog poliklinik muayenelerini ihmal etmemelidir” açıklamasında bulundu.
"Erken teşhisin önemi"
Erken teşhisin önemine vurgu yapan Bafalı: “Erken teşhis konulan hastalarda tedavi sadece rahim ağzının çıkarılmasıyla sınırlı kalabilmekteyken, eğer teşhiste gecikirsek ileri evre kanserlerde buna ilaveten ışın tedavileri, kemoterapiler eklenmekte ve başarı şansı azalmaktadır. Rahim kanseri ve yumurtalık kanserinde tarama yöntemleri serviksle olduğu kadar elimizde rahatça uygulayabildiğimiz yöntemler değil. Ancak rahim ağzı kanserinin taraması ve erken teşhisi daha kolay yapılabildiğinden sonuçlar daha başarılı. Erken teşhis koyabildiğimiz rahim ağzı kanserli hastalar tedavi sonrasında normal hayatlarına devam edebiliyorlar. Rahim çoğu zaman korunabiliyor. Bazı hastalar erken teşhis edildiyse doğurganlıkları devam edebiliyor. Ama ileri dönem hastalarda başarı ve tedavi şansı azalıyor. Hastalarımız smear testinden korkmasınlar. Çünkü smear testi poliklinik şartlarında uygulanabilen gayet kolay uygulanan ağrısız sızısız bir testtir. Unutmayalım ki erken tanı hayat kurtarır” şeklinde konuştu.
Selim Bayraktar - Furkan Duman - Hasan Tik