GÜNDEM - 01 Mayıs 2023 Pazartesi 20:49

Türk Savunma Sanayii’nin çelik kanatları göğüs kabarttı

A
A
A
Türk Savunma Sanayii’nin çelik kanatları göğüs kabarttı

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen KAAN ismiyle tanıtılan Milli Muharip Uçak, Hürjet, Atak II ve Anka III görücüye çıktı. TUSAŞ tarafından üretilen Türk Savunma Sanayii’nin çelik kanatları adeta göğüs kabarttı.

TCG Anadolu ve yenilenen Altay tankının ardından Türk Savunma Sanayii’nin yeni üyeleri görücüye çıktı. TUSAŞ tarafından üretilen Milli Muharip Uçak (MMU), Hürjet, Atak II Ve Anka III düzenlenen İstikbalin Yüzyılı Lansmanı programı ile tanıtıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla TUSAŞ Kahramankazan Tesisleri’nde düzenlenen etkinlikte ayrıca Gökbey, yerli helikopter motoru, Hürjet, Hürkuş ve Aksungur İHA’da yerini aldı.

MMU yeni ismi KAAN

Tören öncesinde Milli Muharip Uçak ile ilgili bir sürprizin yapılacağı da gündemdeydi. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan MMU’nun ismini KAAN olacağını açıkladı. Erdoğan ayrıca KAAN isminin fikir babasının Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ait olduğunu da bildirdi.

Türk Savunma Sanayii’nin çelik kanatları göğüs kabarttı

Törene katılan birçok insan törenin bitmesiyle beraber yerli ve milli imkanlarla geliştirilen ürünleri yakından inceledi. Üretilen ürünlerin başmühendisleri de ürünlerin yanında bulunarak katılımcılara bilgi verdi. Milli Muharip Uçak olarak bilinen KAAN ile ilgili bilgi veren projenin Başmühendisi Emre Yaman, KAAN’ın hikayesinin 2006 yılında başladığını belirterek, “2006 yılında elde ettiğimiz tasarım ofseti ile beraber başladığımız bir serüvenimiz var. Sonrasında Hürkuş’la EASA sertifikası almış bir tasarım organizasyonumuz oldu. Sonra Hürjet ve Gökbey projelerine başladık ve sonra ATAK ve diğer uçaklarla birlikte çalışmalarımız devam etti. MMU’da bu ekibin son ürünü” diye konuştu.

“Bu uçaklar aslında dünyada para ile satın alamayacağınız uçaklar”

KAAN’ın önemine değinen Yaman, “Bu uçaklar aslında dünyada para ile satın alamayacağınız uçaklar. Bu uçakları para verseniz dahi vermiyorlar. Biz bu uçakları milletimize ve vatanımıza kazandırmak için çalışmalar yapıyoruz. En büyük özelliği aslında 5. Nesil dediğimiz görünmezlik özelliklerinin olması ve iç silah yuvalarına sahip olması. Bunun yanında süper cruise gibi değişik özelliklerinin olması bizim uçağımız en önemli yetenekleri diyebiliriz. MMU aslında burada gördüğünüz 4-5 platformun kontrolünü sağlayacak ana kontrol ünitesi diyebiliriz. Bu işin merkezinde olan uçağımız anlamına geliyor aslında. Dolayısı ile stratejik olarak para ile satın alamayacağınız bir güç çarpanı hava kuvvetlerimizi için” diye konuştu.

Türk Savunma Sanayii’nin çelik kanatları göğüs kabarttı

“MMU’yu yılsonunda gökyüzünde görmeyi bekliyoruz”

KAAN’ın uçuş tarihi ile ilgili bilgi veren Yaman, “MMU’yu yılsonunda gökyüzünde görmeyi bekliyoruz. Tabi güvenlik en önemli şart bizim için. Güvenliği ne zaman sağlarsak o zaman uçacaktır ancak hedefimiz yılsonu” ifadelerini kullandı.

ATAK II projesiyle ilgili bilgi veren projenin Başmühendisi Mehmet Yılmaz ise projenin 2019 yılında imzalandığını belirterek, “Son 4 aydır helikopterimizin gövdesini toparladık, alt sistemlerin üretimini tamamladık ve helikopteri bir araya getirmeye başladık. 17 Nisan itibari ile hangardan çıkışımızı gerçekleştirdik. 23 Nisan itibari ile ilk motor çalıştırmamızı gerçekleştirdik. 28 Nisan itibari ile de ilk uçuşumuzu gerçekleştirdik. Yani hangardan çıkışımızdan 11 gün sonra ilk uçuşumuzu gerçekleştirmiş olduk. Helikopterimizi yere bağlıyoruz ve çok zorlu testlere tabii tutuyoruz. Hatta havada göremeyeceği kadar zor testlerden geçiyor” diye konuştu.

Türk Savunma Sanayii’nin çelik kanatları göğüs kabarttı

“Projemizi 2 yıl içerisinde teslim etme hedefimiz var”

ATAK-I’in ATAK-II’den farkını anlatan Yılmaz, “Ağır sınıf taarruz helikopteri, zırhlı bir helikopter. Kokpiti, camları, yanları ve koltukları zırhlı olacak. Bin 500 kilo silah yükü taşıyabilir bir helikopter olacak. Özellikle uzun menzilli füzelerle donatacağız. ROKET-SAN’ın bu konuda ki çalışmalarını biliyoruz. Hatta mevcut ürünleri var ve bunları direk helikopterimizin üzerinde kullanacağız. Bir milimetrik dalga radarımız olacak ve bununla çok uzun mesafelerden tespit yapabilir olacağız. Aslında temel fark uzun mesafeden tespit, teşhis ve imha kabiliyeti olacak. Projemizi 2 yıl içerisinde teslim etme hedefimiz var. Projeyi ATAK-I’de olduğu gibi kademeli olarak ilerletmek istemekteyiz. ATAK’ta ilk olarak temel özellikleri ve silahları koyup sonrasında ise üzerine koya koya ilerleme sağlamıştık. Burada da benzer şekilde ilerlemeyi istiyoruz. Temel helikopteriler fonksiyonlarını ve temel silahlarımızı koyup sonrasında ise ilave özelliklerimizi üzerine ekleye ekleye devam edeceğiz” diye konuştu.

Doğukan Gürel - İbrahim Çakmak
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de düzenlenen Sosyal Politikalar Çalıştayı tamamlandı Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen ’Kadına Yönelik Şiddet ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bağlamında Sosyal Politikalar Çalıştayı’ tamamlandı. CHP’li büyükşehir ve il belediyelerinden bürokratların da katılım sağladığı çalıştayın ana gündemini ’Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadına Yönelik Şiddet Konusunda Farkındalık Çalışmaları’ oluşturdu. Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde bir otelde düzenlenen çalıştay tamamlandı. Görüşmelerin ardından Sonuç Bildirgesi CHP Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün tarafından okundu. "Yaptığımız her hizmetin toplumsal bir karşılığının olmasını isteriz" Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, yaptığı kapanış konuşmasında, kadınların yaşadığı şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin evrensel bir sorun olduğunu söyledi. Yoksulluk gibi insana dair konuları içeren sosyal politikaların doğumdan başlayarak ölüme kadar geçen süreci kapsadığını belirten Seçer, "Bu süreçler; sosyal devlet, sosyal belediyecilik anlayışı içerisinde vatandaşlarımızla iç içe olma fırsatı veriyor" dedi. Bir kurumu temsil ettiklerini ancak aynı zamanda siyasi birer figür de olduklarını vurgulayan Seçer, "Bizim oturduğumuz makamlar siyasi makamlardır. Yaptığımız her hizmetin toplumsal bir karşılığının olmasını isteriz. Eğer tüccar olsaydık, bir kar amacı gütseydik yaptığımız işlerden en maksimum karı elde etme çabası içerisinde olurduk. Oysa belediye başkanı tüccar değil, kamu görevi yapan ama siyasi bir makamı işgal eden yöneticilerdir" diye konuştu. Konuşmasının sonunda gerçekleştirilen çalıştaya ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşadığını dile getiren Seçer, "Eğer burada birbirimize yararlı olabildiysek, fikir alışverişinde bulunabildiysek çok büyük iş yaptık. Bunun maddi karşılığı yok. Bilgi parayla ölçülmez; emek, zaman ve birikim ister, çok değerlidir" dedi. "Toplumun her kesimini kapsayıcı pek çok uygulamayı hayata geçirdik" Genel Sekreter Yardımcısı Serdal Gökayaz da Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak kadınların toplumsal hayatta hak ettikleri yere gelmeleri, hakları ve eşitlikleri için gerçekleştirdikleri çalışmaları azimle sürdüreceklerini dile getirdi. Gökayaz, şöyle devam etti: "Sosyal ve ekonomik problemleri göz önünde bulundurarak; kalkınmaya duyarlı, katılımcı ve sürdürülebilir bir sosyal belediyecilik anlayışıyla; kadınlar, çocuklar, göçmenler, yaş almışlar, özel bireyler gibi toplumun her kesimini kapsayıcı pek çok uygulamayı hayata geçirdik. Sadece fiziksel değil, toplumsal altyapıyı da güçlendiren bir yaklaşımla hizmetler ürettik. Daha adil ve yaşanabilir bir Mersin için kapsayıcı sosyal politikalar geliştirmek, vatandaşların üretime ve istihdama katılmasını sağlamak, yaşam şartlarını iyileştirmek ve gelir adaletsizliğinden kaynaklanan eşitsizliği ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz."
Muş Yüksek gerilim hattında ekmek mücadelesi Muş’ta şehirlerarası elektrik aktarımını sağlayan yüksek gerilim hattında bakım çalışması yürüten işçiler, metrelerce yükseklikte tel ve direklerin üzerinde birçok riski göze alarak ekmek mücadelesi veriyor. Şehirlerarası elektrik akımını sağlayan yüksek gerilim hattında örümcek adamı andıran görüntüleri ile dikkat çeken 15 işçi, sabahın ilk ışıklarıyla işbaşı yapıyorlar. Sepetlerin içinde dengede durarak çalışmalarını sürdüren işçiler, her gün birçok riski göze alarak geçimlerini sağlamaya çalışıyor. Zorlu şartlara rağmen işlerini özveriyle sürdüren işçiler, yüksek gerilim hattının güvenli bir şekilde hizmet vermesi için büyük çaba gösteriyor. İşe başlamadan önce gerekli güvenlik önlemlerini alan işçiler, metrelerce yükseklikteki tel ve direklere kanca ile bağladıkları sepetin içinde riskleri göze alarak yüksek gerilim hattında onarım ve bakım çalışmalarını sürdürüyor. Enerji nakil hattı çalışması yapan firmanın ekip şeflerinden Gürkan Özmen, metrelerce yükseklikte kancaya bağlı sepetin içinde ekmek mücadelesi verdiklerini söyleyerek, “Burada 15 kişilik bir ekip olarak çalışıyoruz. İki gün önce de Ağrı’dan geldik. Orada da 6 günlük bir çalışma yaptık. Şehirlerarası enerjiyi daha aktif hale getirmek, daha verimli elektrik vermek için bu çalışmaları yapıyoruz. Burası düz arazi, burada rüzgâr ve buzlanma çok oluyor. Kesintisiz enerji nakli için tellere ağırlık takıyoruz. Vardiya sistemiyle çalışıyoruz, öğlene kadar bir ekip öğleden sonra bir ekip çalışıyoruz. Yoruldukça dinleniyoruz, işimiz zor. Ekmeğimizin peşindeyiz. Ekmeğimiz bir kancanın ucunda. Önce emniyetimizi alıyoruz sonra çalışıyoruz. Herkes edebildiği kadar çalışmaya çalışıyor. Paramızı helal yoldan kazanmaya çalışıyoruz. Burası düz arazi olduğu için yerden yüksekliği 25-30 metre, bazen dağlık ve vadilerde çalışıyoruz ve yükseklik 60-70 metreyi buluyor. O zaman biraz zor ve korkutucu oluyor. Ama halkımız için çalışıyoruz. Halkımızın daha iyi elektrik alabilmeleri için çalışıyoruz. Yerden 50 metre yükseklikte sepetin için de ekmek mücadelesi veriyoruz” dedi.