POLİTİKA - 15 Ağustos 2024 Perşembe 15:10 | Son Güncelleme : 15 Ağustos 2024 Perşembe 17:25

TBMM'de Filistin özel oturumu

A
A
A

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, "Geçmişte, bugün ve yarın da söylemeye devam edeceğiz: Gazze, Filistin Devleti'nin ayrılmaz, asli bir parçasıdır. Gazze'de bir başka devlet kurulamaz ve Gazzesiz bir Filistin Devleti de olamaz. Halkımız kırılmayacak ve teslim olmayacaktır. Bizler Gazze'nin tekrar imarını gerçekleştireceğiz. Şu an yüzde 70'inden fazlası yıkılsa da yapacağız. Halkımızın desteğiyle, Arap ve İslam milletinin, dünyanın özgür insanlarının desteğiyle gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan devletimizi ne pahasına olursa olsun kuracağız” dedi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, TBMM Genel Kurulu'na hitap etti. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Genel Kurulun açılışını yapması sonrası sözlerine İsrail'in saldırılarında şehit olanları anarak başlayan Abbas, “Sizlere büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla gelmiş bulunmaktayım. Halkım uluslararası adaletten yoksun olarak toprağına, vatanına, kutsallarına ve değişmez milli haklarına sarılarak işgalci İsrail'in suçlarına karşı büyük bir mücadele yürütmektedir. Allah'ın bir gün bu milli mücadelemizi zafer ve özgürlükle taçlandıracağına ve uzun zamandan beridir devam eden bu belanın sona ereceğine inanmaktadır. İsrail'in saldırıları, cinayetleri ve soykırım suçu nedeniyle Gazze'de, Batı Şeria'da ve Kudüs'te şehit olanları anarak başlamak istiyorum. Ve bunların en sonuncusu da lider İsmail Heniyye'ye karşı suç olmuştur. Şimdi sizleri, çok değerli kardeşlerimi, İsmail Heniyye'nin ve Filistinli şehitlerin ruhuna Fatiha okumaya davet ediyorum” dedi.

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz”

Filistin halkının mücadelesine destek vermesi nedeniyle Türk milletine teşekkür eden Abbas, “Bu Mecliste bununla ilgili tartışmalar yürütmektesiniz ve Filistin halkına karşı işlenen tarihi adaletsizliğe, katliamlara, savaş suçlarına, soykırıma karşı sizler Filistinlilerin yanında makbulsünüz. Zaten bunlar iluslararası mahkemeler ve platformlarda kınanmış durumdadır. Allah aşkına soruyorum; her gün işgal devletinin Gazze'de bulunan özellikle de birkaç gün önce 100'den fazla şehidin verildiği El-Tabiin Okulu katliamı dahil olmak üzere her gün sığınma kamplarına gerçekleştirdiği katliamlara, nasıl oluyor da uluslararası toplum sessiz kalıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz. Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlığa yönelik meşru haklarını savunan cesur ve ilkeli tutumundan dolayı kendisini kutluyoruz. İsrail'in halkımıza, topraklarımıza ve kutsal mekanımıza karşı işlediği iğrenç suçları reddeden Türkiye'nin tüm siyasi partilerini ve sivil toplum kuruluşlarını tutumlarından dolayı kutluyorum” şeklinde konuştu.

“Halkımız, toprağına, vatanına, kutsallarına ve kutsal mekanlarına bağlıdır”

İsrail'in Gazze'deki soykırım suçları karşısında Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan davaya müdahil olan Türkiye'ye teşekkür eden Abbas, “İsrail ile ticareti durdurması, 10 milyar dolarlık bir ticareti Türkiye, Filistin halkına destek için durdurdu. Bizler, Türkiye'deki kardeşlerimize, Kudüs ve Filistin davasını ana meselesi haline getirdiğinden dolayı teşekkür ediyoruz. Çünkü Filistin davası Türkiye'de bir ana mesele haline gelmiştir. İşte bu Türk halkının ahlakının bir göstergesidir. İsrail'in Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'te yürüttüğü soykırımın asıl amacı vatan topraklarından Filistin'in varlığını söküp atmak ve Filistinlileri bir kere daha tehcir etmektir. 1948 ve 1967 yılında olduğu gibi aynı tehcir stratejisini tekrardan yaşatmak istiyorlar ama bu asla olmayacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar ve ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bu asla gerçekleşmeyecektir. Zira halkımız, toprağına, vatanına, kutsallarına ve kutsal mekanlarına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun oradaki gaspçıları, işgalcileri oradan defedecektir” diye konuştu.

“Bizler dik durmaya devam ederek topraklarımızdan ayrılmayacağız”

7 Ekim'den bugüne 40 bin Filistinli kadın ile çocuğun şehit edildiğini hatırlatan Abbas, “10 bin kayıp, 80 bin yaralı var. Batı Şeria'da 10 bin şehit var ama bizler dik durmaya devam ederek topraklarımızdan ayrılmayacağız. Bu bağlamda Mısır ve Ürdün'ü İsrail'in tehcir planlarını reddetmeleri sebebiyle takdirle karşılıyoruz. Bu tutumlar bizimle tamamen örtüşmektedir ve tüm platformlarda da destekliyoruz. İsrail'in uluslararası hukuka aykırı planlarına karşı çıkan uluslararası yaklaşımı da takdirle karşılıyoruz. Geçmişte, bugün ve yarın da söylemeye devam edeceğiz: Gazze, Filistin Devleti'nin ayrılmaz, asli bir parçasıdır. Gazze'de bir başka devlet kurulamaz ve Gazzesiz bir Filistin Devleti de olamaz. Halkımız kırılmayacak ve teslim olmayacaktır. Bizler Gazze'nin tekrar imarını gerçekleştireceğiz. Şu an yüzde 70'inden fazlası yıkılsa da yapacağız. Halkımızın desteğiyle, Arap ve İslam milletinin, dünyanın özgür insanlarının desteğiyle gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan devletimizi ne pahasına olursa olsun kuracağız” ifadelerini kullandı.

Katliama sebep olanların hesaba çekileceğini söyleyen Abbas, “Katiller ve savaş suçlularına gelince, onlar işledikleri suçlardan kurtulamayacaklar. Bu işledikleri suçlar zaman aşımıyla düşmez, bunlar şüphesiz hesaba çekilecektir. Bizler uluslararası kuruluşlarla çalışmaya devam edeceğiz. Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi özellikle Netanyahu yargılanıyor. Bununla birlikte Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'yle çalışmaya devam edeceğiz. Bizler Filistin Devleti'ni layık olduğu uluslararası toplumdaki yerini alması için çalışmaya devam edeceğiz. Halkımız 100 yılı aşkın bir süredir devam eden destansı kararlılığı ve direnişiyle sadece anavatanı Filistin'i, ulusal, siyasi, dini ve tarihi kimlik ve haklarını savunmakla kalmıyor. Aynı zamanda tüm bölgeye egemen olmak isteyen yayılmacı ve sömürgeci aç gözlü siyonist harekete karşı Arapları ve İslam ümmetini savunmak adına ön saflarda yer almaktadır. Onlara müsaade etmeyeceğiz” dedi.
İsrail hükümetinin 2 gün önce Mescid-i Aksa'ya girerek kutsal yerlerin tarihi yapısını değiştirmeye yönelik hareket ettiğini ifade eden Abbas, “Bu tür saldırılar, hakaretler hiçbir sonuç vermeyecektir. Orası bizim canımızdır ve oranın kiliseleri bizim kiliselerimizdir. Bugünlerde orada ve şurada savaş sonrası diye bir şeyden bahsediyorlar. Bizler diyoruz ki, çok açık ve net bir şekilde Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs, bağımsız Filistin Devleti'ni oluşturan tek bir meşru hükümet tarafından yönetilen coğrafi bütününün adıdır. Ve tek bir meşru hükümetin yönettiği Filistin topraklarıdır ve bu bölge eğer bu durum gerçekleşmezse istikrar, sukünet ve kalkınma olmaz. Ya bize hakkımızı verirsiniz ya da sizler özgürsünüz.

Eğer bu yapılmazsa işte bu şiddet sarmalı devam edecektir ve barış ile güvenliğe giden yol Filistin'de başlar ve biter. Bu bağlamda İsrail'in barbar saldırısına karşı mücadelemiz gerçekte tüm dünya kıtalarında adaletsizliğe karşı duran insanları da harekete geçirmiştir” şeklinde konuştu.

İnsanların yüksek sesle İsrail'in işlediği soykırımı kınadığını vurgulayan Abbas, Amerika'daki Yahudilerin yüzde 40'ının İsrail'i suçlu gördüğünü belirtti. İnsanlığın ırkçı düşmanlığa karşı dik duruş gösterdiğini söyleyen Abbas, İsrail'in yapmakta olduğu işkencelere karşı ve orada işledikleri aç bırakma politikalarına karşı uluslararası kuruluşların sessiz kalamayacağını dile getirdi. Türkiye'ye sunduğu insani yardımlardan dolayı teşekkür eden Abbas, “Türkiye Gazze Şeridi'ne on binlerce ton insani yardım gönderdi. Türkiye hastanelerinde yaralıları kabul etti ve sokaklarında dayanışma gösterilerinde bulundu. Türk kardeşlerimiz her alanda siyasi, diplomatik, parlamento ve hukuki alanlarda varlık göstererek bizim yanımızda yer aldılar. Filistin halkının haklarını savundular ve hikayemizi anlatarak dezenformasyona karşı durdular. Her türlü tahrifata karşı mücadele ettiler ve özellikle Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde yaptığı yalanlar ne ilk olmuştur ne de son olmuştur” dedi.

Genel Kurula Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, bazı ülkelerin büyükelçileri, Sayıştay Başkanı Metin Yener, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olağanüstü toplantıyı locadan izledi. Genel Kurulda AK Parti Grup sıralarında İran'ın başkenti Tahran'da suikasta uğrayan Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin fotoğrafı yer alırken, başkanlık divanı ve milletvekillerinin oturduğu sıralara Filistin ve Türk bayraklarının yer aldığı atkılar bırakıldı.

Hidayet Türkyılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kepez’de ‘Bir Kadın Hikayesi’ sergisi Sanatçı Munissa Guli’nin, kadın ruhunu tuvalle yansıttığı “Bir Kadın Hikayesi” temalı sergi, Modern Sanatlar Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu. Sergi, kadınların yaşamlarındaki duygusal ve psikolojik süreçlere derin bir yolculuk sunuyor. Kepez Belediyesi’nin Dokumapark Modern Sanatlar Galerisi, eşsiz bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Sanatçı Munissa Guli’nin, kadın ruhunu tuvallere yansıttığı “Bir Kadın Hikayesi” sergisi, kapılarını sanatseverlere açtı. Kadınların güçlü iç dünyalarına ve duygusal derinliklerine adanan serginin açılışında konuşan Munissa Guli, eserlerini Türkiye’de geçirdiği son iki yıl içinde yaptığını belirtti. Guli, "Bu süre boyunca hissettiğim duyguları, düşüncelerimi ve yaşadıklarımı tuvale aktardım. Türk kültürünü çok seviyorum ve bu sevgimi eserlerime yansıttım. Umarım bu sergi sanatın gücünü ve kadın ruhunun derinliğini hissettirir" dedi. Kadın ruhu tuvallerde Sanat tarihçisi Paulina Bagomolova ise sanatın duygu ile doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayarak, kadının dünyadaki varoluşunun mükemmelliğinin bu sergiye yansımasının ayrıca etkileyici olduğunu söyledi. Dokumapark Müzeler ve Modern Sanatlar Koordinatörü Rabia Alagöz de Kazakistanlı sanatçının Türkiye’deki ilk sergisine ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadıklarını belirtti. Sergide 23 eserin yer aldığını ve bu eserlerin 14 Şubat’a kadar ziyaret edilebileceğini söyledi. Kepez Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Genel Koordinatörü Tekin Koç, sanatçı Munissa Guli’ye Antalyalıları böylesine renkli bir sergiyle buluşturduğu için teşekkür ederek çiçek takdim etti. Sergi, Şubat’a kadar Modern Sanatlar Galerisi’nde ziyaret edilebilecek.
Antalya Mola Evleri özel bireyler ve ailelerin yanında Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Mola Evleri özel bireyler ve ailelerinin ihtiyaç duydukları anlarda yanlarında olmaya devam ediyor. Özel bireyler mola evlerinde keyifli vakit geçirirken, aileler de kendine zaman ayırma imkanı buluyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli Hizmetler Şube Müdürlüğü’ne bağlı Kepez ilçesindeki Demirgül Mola Evi, Muratpaşa ilçesindeki Falez Mola Evi ve Konyaaltı ilçesindeki Pınarbaşı Mola Evleri ile özel bireylerin ailelerine ihtiyaç duydukları zaman sağlanıyor. Mola Evleri’nde kaldıkları süre zarfında kaliteli zaman geçirerek diğer akranları ile sosyalleşebilen özel bireyler için ilgi beceri ve yetenekleri doğrultusunda etkinlikler düzenlenerek, eğlenceli zamanlar geçirmelerine imkân sağlanıyor. Özel bireylerin ailelerine nefes alma molası Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli Hizmetler Şube Müdürü Fatin Iltar, Mola Evleri ile engelli bireylerin ailelerine nefes aldırmayı amaçladıklarını söyledi. Iltar, “Engelli bireyleri olan ailelerin kendilerine zaman ayırabileceği, bir hizmet sunuyoruz. Başvuruda bulunan aileler, belediyemize ait özel donanımlı araçlarla adreslerinden alınarak Mola Evlerine getiriliyor. Burada engelli bireylerimiz ailelerin ihtiyaç süresi boyunca misafir ediliyorlar. İşlerini tamamlayan aileler, bizimle tekrar iletişime geçtiklerinde bireyleri tekrar evlerine ulaştırıyoruz. 3 yaşından itibaren, yatağa bağlı olmayan her özel birey bu hizmetten faydalanabiliyor. Ayrıca tekerlekli sandalye kullanan bireylerimiz için asansörlü araçlarımızla güvenli bir ulaşım sağlıyoruz” dedi. “Özel bireylere özel etkinlikler” Mola Evleri’nin amacının yalnızca ulaşım ve bakım sağlamakla sınırlı olmadığını söyleyen Mola Evi Koordinatörü Gonca Ersoy, bireylerin keyifli vakit geçirmeleri için çeşitli etkinlikler düzenlediklerini ifade etti. Ailelerin randevu sistemiyle başvurduğunu aktaran Gonca Ersoy, “Gelen bireylerin engel tanılarına ve yeteneklerine göre aktiviteler planlıyoruz. Burada bireylerin hoşça vakit geçirmesi önceliğimiz. Çocuklara ‘Bugün ne yapmak istersiniz? Günümüzü nasıl geçirelim?’ gibi sorular sorarak onların tercihlerini önceliklendiriyoruz. Mola Evleri bir okul ya da rehabilitasyon merkezi değil, bu nedenle bireylerimiz fiziksel ve hava şartlarına göre ne yapmak istiyorlarsa onları gerçekleştiriyoruz. Müzik, boyama, animasyon izleme gibi aktiviteler ve hava güzelse bahçe etkinlikleri düzenleyerek keyifli bir ortam sunuyoruz” diye konuştu.
Aydın Menderes’e atılan hayvan leşleri, sağlığı tehdit ediyor Aydın tarımının can damarlarından olan Büyük Menderes Nehri’ne atılan hayvan leşleri insan sağlığını tehdit ediyor. Yaşanan duruma ve Menderes’in korunması gerektiğine dikkat çeken EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, kıyıya çekilen yüzer bariyerlerin aktif hale getirilmesi gerektiğini belirtti. Aydın’da tarım arazilerinin en büyük su kaynağı olan Büyük Menderes Nehri, kirliliği ve biriken çöpleri ile gündem olmaya devam ediyor. Nehir, doğduğu Afyonkarahisar’a bağlı Dinar ilçesi Suçıkan mevkisinden, denize döküldüğü yer olan Aydın’ın Söke ilçesindeki Menderes Deltası’ndan Ege Denizi’ne kadar ulaşıyor. Bu uzun yolculuğu esnasında üzerinde yapılan birçok tarihi köprüye de ev sahipliği yapan Menderes Nehri’’ne atılan hayvan leşleri de insan sağlığını tehdit etmeye başladı. Durumla ilgili açıklamalarda bulunan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, kıyıya çekilerek atıl durumda olan yüzer bariyer sisteminin yeniden aktif hale getirilmesi çağrısında bulundu. "Kimler atıyor bu inekleri Menderes’e" DSİ 21. Bölge Müdürlüğü tarafından 2016 yılında çevreye duyarlı bir proje adıyla hayata geçirilen ve nehirdeki kirliliklerin denizlere karışmasının önlenmesi hedeflenen hareketli yüzer bariyer sisteminin önemine de vurgu yapan Sürücü, “Önceleri işlevsel olan hareketli bariyer sistemi sayesinde çöpler su yüzeyinde birikim yapıyor, DSİ tarafından sudan alınan çöpler denize gitmeden kamyonlara yükleniyordu. Ancak yaklaşık 2 yılı aşkın bir süredir ‘arızalı’ olduğu gerekçesiyle hareketli bariyer sistemi bir türlü çalıştırılmıyor, kıyıda atıl bir şekilde duruyor. Regülatörün arkasında biriken çöpler kapaklar açıldığında önce Sarıkemer Taşköprü’de birikim yapıyor, sular çoğaldığında ise köprüden aşarak Ege Denizi’ne gidiyor. Şu anda Taşköprü çöplerle boğuşurken, Söke regülatörünün daha da kötü durumda olduğu görülüyor. Menderes’e atılan hastalıktan ölen hayvanların sayısı sürekli artıyor. Ne yazık ki hangi hastalıktan öldüğü bilinmeyen genellikle büyükbaş hayvanlar ‘su götürür’ mantığıyla Menderes’e atılmaktadır. Şu anda regülatör kapaklarının yanında 2 adet inek leşi bulunmaktadır. Buradan kurtulduğu takdirde gideceği yer Taşköprü’dür. Bu inekleri çukur kazıp gömmek yerine, Menderes’e kimler atıyor, bunun araştırılması yapılıyor mu” diyerek yüzer bariyer sistemlerinin hayata geçirilmesi gerektiğini ve nehrin çöplerden arındırılması gerektiğini söyledi. "Hayvanlar suyun içinde eriyor ve o suyla tarım yapılıyor" Nehirdeki hayvan leşlerinin insan sağlığını büyük oranda tehdit ettiğini ifade eden Sürücü, “Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu’na göre zoonos hastalıklardan sığır tüberkülozu, şarbon, kuduz ve Brusellozis gibi hastalıklardan ölen hayvanlar akarsulardan uzak hatta yer altı sularını kirletmeyecek şekilde en az iki metre derinliğinde çukur açılıp kireçlenerek gömülmeleri gerekmektedir. Ne yazık ki ölen hayvanlar suyun içinde eriyor, Taşköprü’de olduğu gibi köpekler tarafından yeniyor ve bu suyla tarım yapılarak üretilen ürünleri halk yiyor. Taraf olduğumuz Akdeniz’in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona Sözleşmesi) çerçevesinde, çöplerin denize gitmesinin engellenmesi ve kirlilikle mücadele edilmesi gerekir. Söke regülatöründeki hareketli bariyer sistemi bir an önce takılarak işlevsel hale getirilmeli, aynı sistemden Taşköprü’ye de takılmalıdır. Çöplerin ve hayvanların Menderes’e atılmasının önüne geçilmesi için, ilgili tüm kamu kurumları, belediyeler ve sivil toplum örgütleri iş birliğiyle acil bir eylem planı yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
Antalya AÜ, Güney Kariyer Fuarı’na üçüncü kez ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor Akdeniz Bölgesi’nin en kapsamlı kariyer fuarı olan Güney Kariyer Fuarı’na üçüncü kez ev sahipliği yapacak Akdeniz Üniversitesi’nde hazırlıklar devam ediyor. Rektör Özkan, Şubat ayında yapılacak fuar için hedeflerinin 300’den fazla firma ve 50 binin üzerinde katılımcıyı ağırlamak olduğunu söyledi. Akdeniz Üniversitesi ev sahipliğinde üçüncü kez düzenlenecek olan Güney Kariyer Fuarı 2025 hazırlıkları kapsamında Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan başkanlığında geniş katılımlı dış paydaş toplantısı gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, gençlerin geleceğini desteklemek ve onların kariyer hedeflerine ulaşması için bir araya geldiklerini söyledi. “Yetenek Her Yerde” temasıyla Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonunda düzenlenen Güney Kariyer Fuarı’nı Akdeniz Üniversitesi ev sahipliğinde 24-25 Şubat tarihlerinde gerçekleştirileceğini belirten Rektör Özkan, “Geçen sene yine bu zamanlarda yapmıştık. Geçen sene 12 olan paydaş üniversite sayımız Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından lokasyona göre daha yakın üniversitelerle bu sene 7 olacak şekilde belirlendi. Üçüncü kez ev sahibi ve düzenleyici üniversite olarak görev aldığımız bu bölgesel kariyer fuarını, siz kıymetli dış paydaşlarımızın destek ve iş birliği içerisinde en iyi şekilde gerçekleştireceğimize hiç şüphemiz yok” dedi. “Hedef 50 bin katılımcı” Geçen yıl 25 binden fazla katılımcıyı ağırladıklarını ve 250’den fazla firma ile gençlere iş, staj ve eğitim fırsatları sunduklarını belirten Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, bu seneki hedef ve beklentilerinin çıtayı daha yukarıya taşımak olduğunu söyledi. Rektör Özkan, “Bu sene sizlerin değerli katılımlarıyla, çok daha etkili ve kapsamlı bir fuar gerçekleştireceğimizden eminiz. Hedefimiz 50 binin üzerinde katılımcının fuarımızı ziyaret etmesi ve 300’den fazla firmanın fuara katılım göstermesidir. Bu hedefler, gençlerimize eşsiz kariyer fırsatları sunarken, iş dünyasının yetenek havuzuna erişimini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır” ifadelerini kullandı. “Gençlere yeni kapılar aralıyor” Amaçlarının öğrencilere kariyer planlamaları ile ilgili akıllarında bir fikir olması, aynı zamanda firmalarla yetenekli öğrencileri bu fuarda buluşturmak olduğu ifade eden Rektör Özkan, “Bunun öğrenciler için çok kıymetli olacağını düşünüyorum. Öğrencilere daha sonrası için farklı kapılar aralayacak. Bu anlamda sizin katkılarınız çok kıymetli. Çünkü orada sizleri tanıyorlar. Bu iki günlük fuar içinde bazı aktivitelerimiz oluyor, çocuklara ilham olacak buluşmalar yapılıyor. Umarım hepimiz için güzel, faydalı bir fuar olur. Siz değerli sivil toplum kuruluşu, kurum ve kuruluş temsilcilerine, bu önemli sorumlulukta bizlere destek olarak gençlerimizin geleceğine katkıda bulunduğunuz için teşekkür ederiz” dedi. Fuar hakkında bilgilendirme Rektör Özkan’ın konuşmasından sonra Akdeniz Üniversitesi Kariyer Merkezi Müdürü Doç. Dr. Esin Yücel tarafından, Güney Kariyer Fuarı’nın hazırlık süreci, Günkaf’25 tanıtım kataloğu, katılım, sponsorluklar ve dış paydaşlardan neler beklendiğine ilişkin bilgilendirme yapıldı. Paydaşlarla görüş alışverişi Toplantı devamında fuara ilişkin dış paydaşlardan görüş ve öneriler alındı. Kamu kurumlarından, meslek örgütlerinden temsilciler kariyer fuarı kapsamında öğrencilere mezun olmadan önce kendilerini nasıl donanımlı hale getirmeleri gerektiği, gerek kamuda gerekse özel sektördeki uzmanlık alanları, hangi dallarda uzmanlaşabilecekleri, nerelerde iş arayabilecekleri konusunda farkındalık oluşturmak, destek olmak istediklerini ve kariyer fuarının bunun için önemli bir platform olduğunu ifade ettiler. “Gençlerin şehirdeki istihdam imkanları tanıması için önemli” Geçen yılki Güney Kariyer Fuarı’na konuşmacı olarak katılan Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt da, “Gençlerin bu şehri tanıması, bu bölgede eğitim gören ve bu bölgede kalmayı düşünen gençlerin bu şehirdeki istihdam alanlarını görmesi sadece bir yere umut bağlamak yerine farklı alanları da bilmesi onlar için en büyük avantaj. Bu fuar da bunu sağlayacak. Geçen yıl da bu fuara katıldım ve gençlere anlattım hangi mesleği seçerseniz seçin yaşadığınız şehre sorumluluğunuz var. Bunun farkında olmaları önemli ve bu da eğitim süreçlerinin bir parçası” diye konuştu. Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü Senato Salonunda gerçekleştirilen dış paydaş toplantısına Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ayşe Gülbin Arıcı, Prof. Dr. Cengiz Toker, Genel Sekreter Dr. Ali Evren İmre, Akdeniz Üniversitesi Kariyer Merkezi Müdürü Doç. Dr. Esin Yücel ile 40’ın üzerinde kamu kurumu, meslek odası ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.