EKONOMİ - 01 Ağustos 2019 Perşembe 09:43

Son 3 yılda Kapadokya’ya gelen turist sayısı yüzde 85 arttı

A
A
A
Son 3 yılda Kapadokya’ya gelen turist sayısı yüzde 85 arttı

Kapadokya’yı ziyaret eden turistlerin sayısı 2019’un ilk 6 ayında son 3 yılda yüzde 85 artarak 1 milyon 250 bine ulaştı. Kapadokya’ya en çok turist Asya ülkelerinden gelirken yıl sonuna kadar 3 milyon turistin ağırlanması bekleniyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre Kapadokya, 2019 yılının ilk altı ayında İstanbul ve Antalya’dan sonra yabancı turistlerin en çok konakladığı üçüncü yer oldu. Kapadokya’yı ziyaret eden yabancıların sayısı incelendiğinde ise Çinliler 156 bin ile birinci, Tayvanlılar 47 bin ile ikinci ve Güney Koreliler 42 bin ile üçüncü sırada yer aldı. Son yıllarda turist sayısında yaşanan artışlarla Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biri haline gelen Kapadokya, 1985 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alıyor. 

Kapadokya’ya 50 milyon dolarlık yatırım
Önümüzdeki yıllarda Kapadokya’nın, turizm sektörüne katkısının artacağını söyleyen ve geliştirecekleri üç termal otel konseptinin detaylarını paylaşan Museum Hotel'in Kurucusu Ömer Tosun, "Kapadokya’nın bilinmeyen jeotermal potansiyellerini gün yüzüne çıkarmayı hedefliyoruz. Hali hazırda 40 dereceden 110 dereceye kadar farklı sıcaklıklara ulaşmış bulunuyoruz. Bunların geliştirilmesiyle birlikte, jeotermal enerji santrali, lüks termal sağlık otelleri ve seracılık alanlarında yatırım yapmayı planlıyoruz. Termal sağlık turizmi projemizin planlama süreci devam ediyor. Bir aksilik olmazsa en geç 2020 yılında faaliyete geçirmeyi arzu ediyoruz. 165 dönüm arazi üzerinde gerçekleştirilecek proje için yaklaşık 50 milyon dolar yatırım yapacağız" dedi.

Türkiye'deki termal turizm mantığı ile dünyada uygulanan termal sağlık turizm mantığı arasında ciddi bir uçurum olduğunu da sözlerine ekleyen Ömer Tosun, "Önemli bir turizm merkezi olan Kapadokya’da termal turizmin özel bir konseptle birleştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kapadokya’ya termal turizmi de kazandırdığımızda, bölge çok daha hızlı bir turizm ivmesi yakalayacaktır" ifadelerini kullandı.

"Turizmde kalkınmak için özgün ve güçlü markalara ihtiyaç var"
Avrupa’nın en iyi butik oteli ve Türkiye'nin tek müze oteli ünvanlarına sahip olan Museum Hotel'in başarısında en önemli etkenin özgün konsept oluşturmak olduğunu belirten Ömer Tosun, "Ülkemizin turizm alanında kalkınması için özgün projelere ihtiyacı var. Maalesef zaman zaman ismimizi kullanarak birtakım projelere girişenler olduğunu görüyoruz. Museum Hotel, binlerce yıllık mağara odaların ve birbirinden kıymetli taş evlerin titiz restorasyon çalışmaları sonucunda 2003 yılında hizmet vermeye başladı. Kapadokya'nın en özel bölgesi olan tarihi Uçhisar kalesinin yamaçlarında yer alan hotelimiz, geçmiş ile bugünü harmanlayan ‘müze otel’ konseptine sahip özel bir yapı. Tüm turizmcilere aynı şekilde kendi özgün fikirlerinden beslenmelerini ve hak ihlallerinde bulunmamalarını öneriyorum" dedi.

Oluşturdukları marka ve konseptle dünyanın farklı bölgelerinden ziyaretçileri ağırladıklarını belirten Ömer Tosun, "Tüm dünyada lüks seyahat sektöründe önemli bir yere ulaştık. Dünya otelcilik sektörünün en prestijli ödüllerinden olan International Hotel Awards’ta ‘en iyi otel mimarisi’, en iyi otel restorasyonu ve yenilemesi’ ödüllerinin de sahibi olduk. 15 yılı aşkın süredir Kapadokya bölgesine gelen yerli ve yabancı misafirlerin de öncelikli tercihlerinden biri konumundayız. Museum Hotel şu an ağırlıklı olarak ABD, Brezilya, Çin ve Meksika’dan misafir ağırlıyor" ifadelerini kullandı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Tuzağa düşürdükleri erkeklerin telefonunu çalıp dolandırıcılık yapan şebekeye yönelik ikinci operasyonda 8 gözaltı Ankara’da, komisyon verdikleri kadınlar aracılığıyla sosyal medyadan irtibat kurdurdukları erkekleri tuzağa düşürüp dolandırıcılık ve hırsızlık yapan çeteye gerçekleştirilen ikinci operasyonda 8 şüpheli gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, komisyon verdikleri kadınları kullanarak sosyal medyadan erkekleri tuzağa düşüren çeteye yönelik ikinci operasyonunu icra etti. Operasyon çerçevesinde 6 farklı olaya karıştığı tespit edilen ve aralarında elebaşının da bulunduğu 8 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda el konulan 6 cep telefonunun ise inceleneceği öğrenildi. Müzik dinleme bahanesiyle aldıkları cep telefonunu çalıp hesaplarına para aktarmışlar Çete mensubu kadınların, sosyal medyadan ağına düşürdükleri erkeklerle bir araya geldikleri, müzik açma bahanesiyle cep telefonunun şifrelerini öğrendikleri ve çeşitli bahanelerle mağduru kendinden uzaklaştırdıktan sonra telefonu alarak kaçtığı öğrenildi. Diğer çete üyelerinin kullandığı sahte plakalı araca binerek bölgeden uzaklaşan kadınların, çaldıkları telefonla aynı şifreye sahip banka hesaplarına sızdığı aktarıldı. Bu yöntemle kendi hesaplarına para havale eden şebekenin mağdur ettikleri kişi adına kredi de çekerek haksız kazanç elde ettikleri belirtildi. Hırsızlık anları kameraya yansıdı Kandırdıkları erkeklerin telefonunu çaldıktan sonra kaçan çete üyesi kadınların o anları ise güvenlik kamerasına yansıdı. Öte yandan çete elebaşının dolandırdığı paralarla kuyumcudan altın aldığı anlar da kameralara yansıdı. Geçen ay icra edilen operasyonun ilk ayağında ise 9 şüpheli gözaltına alınmıştı.
Erzurum Sağlık çalışanları protestolarını 52’ncü haftada sürdürdü İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek amacıyla Erzurum’da bir yıl önce başlatılan "sessiz yürüyüş" sağlık çalışanlarının kararlı duruşuyla devam ediyor. Erzurum Lala Mustafa Paşa Camii avlusunda toplanan sağlık çalışanları, taşıdıkları pankartlarla Yakutiye Medresesi’ne yürüyerek İsrail saldırılarını protesto etti, Filistin halkına destek verdi. Erzurum Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğrencisi Mehmet Şan, ‘Selam olsun canlarıyla, kanlarıyla vatanlarında kalmanın bedelini ödeyen izzetli Gazze halkına. Selam olsun öldürülmek pahasına mesleklerinden vazgeçmeyen gazze’nin şeref ve haysiyet timsali hekim ve sağlık çalışanlarına. Selam olsun siyonist katillerin “hastaneyi boşaltın yoksa vururuz” ihtarına rağmen hastalarını yüz üstü bırakmamak için hastanesinden ayrılmayan Kemal Advan hastanesi başhekimi Dr. Hüsam Ebu Safiyeye. Selam olsun intikam için oğlunu öldürmelerine rağmen onlara inat oğlunun cenazesine bile önlüğüyle katılıp işine devam eden o hekim kahramana! Selam olsun hikayelerinin detayını bilmesek de niyeti aynı “son nefesiyle elinde kalan son şey olan sopayı İsrail’e fırlatan kutlu Şehid Yahya Sinvar” gibi olan şehitlerimize Selam olsun zulme karşı elinden ve dilinden geleni esirgemeyen, kararlılıkla protestolara ve boykota devam eden vicdanlı insanlara’ dedi. Sessiz yürüyüşlerini 53. Haftasında yine yeniden meydanla olduklarını anlatan Mehmet Şan, ‘Biz en hayırlı işin az da olsa devamlı olan olduğuna inanarak, 1 senedir yılmadan hatırlamaya ve hatırlatmaya çalışıyoruz. Soykırımcı ve lanetli zümre siyonistlerin tam 400 gündür 50 bini aşkın insanı katlettiği Gazze yetmezmiş gibi Lübnan’ın güneyine başlattığı saldırılarda 1 milyondan fazla insan evinden oldu. İsrail, gazze şeridi’nin kuzeyindeki 700 bin Filistinliye sağlık hizmeti veren üç hastanenin tahliye edilmesini emretti. Kemal advan hastanesi, el avdah hastanesi ve endonezya hastanesi bu tahliye emrini aldı ve emre uymayanların şifa hastanesi’nde olduğu gibi tutuklanacağı ya da öldürüleceği tehdidiyle karşılaştı. Gazze hükümetinin medya ofisinden yapılan yazılı açıklamada, “gazze şeridi’nin kuzey kesimi, işgalci israil’in saldırıları ve kuşatması nedeniyle benzeri görülmemiş bir felaketten geçiyor. Sağlık sistemini yaşanan bu felaket durumdan kurtarmak için derhal ve gerçek anlamda güvenli bir koridor açılması talebinde bulunuyoruz” ifadelerine yer verildi. Gazzeliler bizden adım bekliyor. Sağlık çalışanları olarak bizler gazze hükumetinin bu çağrısına sağlık bakanlığımıza yaptığımız baskıyla karşılık veriyoruz’ diye konuştu. Basın açıklamasının ardından sağlık çalışanları dua ettikten sonra bölgeden ayrıldı.
Erzincan Erzincan çiftçisi Tokat’ta Erzincanlı çiftçiler modern tarım teknikleri ile üretim noktasında yaşanan gelişmeler ile ilgili olarak araştırma enstitülerinin düzenlediği eğitim programlarına ve tarım fuarlarına katılım göstermeye devam ediyor. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü’nün organizasyonu ile 20 kişilik grup, Tokat ilinde bulunan Orta Karadeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde düzenlenen "Sulama Sistemleri ve Suyun Etkin Kullanımı" konusundaki eğitime katıldılar. Orta Karadeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ve Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliği ile düzenlenen "Sulama Sistemleri ve Suyun Etkin Kullanımı" Eğitimi teknik personellerimiz tarafından verildi. Eğitime Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürü Ahmet Çelikkol ile 19 çiftçi katıldı. Eğitim programında tarım sektöründe kullanılan modern sulama sistemlerinin avantajları, verim ve kaliteye olan etkisi anlatıldı. Erzincan’da son dönemlerde özellikle sebzecilik ve meyvecilik başta olmak üzere tarım sektörünün birçok bölümünde modern sulama sistemi kullanımı yaygınlaşıyor. Çiftiler Orta Karadeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde düzenlenen "Sulama Sistemleri ve Suyun Etkin Kullanımı" eğitiminin ardından Tokat’taki Tarım Fuarına katılarak sektördeki yeni gelişmeleri yakından görme fırsatı buldular. Tarımsal Yayım Projesi kapsamında gerçekleştirilen çiftçi gezisine katılan Erzincanlı çiftçiler, sulama eğitimi ve tarım fuarı gezisinin kendileri açısından son derece yararlı olduğunu ifade ettiler.
Erzurum Geleneksel Erzurum evlerinde kitabeler Atatürk Üniversitesi’nden Zerrin Köşklü ve Muhammet Lütfü Kındığılı, Sanat Tarihi Dergisi’nde yayınlanan araştırmalarında Erzurum evlerindeki kitabeler üzerine ilgi çeken sonuçlara ulaştılar. Anadolu konut mimarisinde plan, mimari ve süsleme özellikleri ile dikkat çeken Erzurum evlerinin kitabeleri üzerine odaklandığı araştırmada, “Erzurum evlerinde tespit edilen kitabeler XVIII. -XX. yüzyıllara aittir. Çalışmada 65 evin kitabesi incelenmiş, bu kitabeler konum, istif-form, metin içeriği, hat, malzeme-teknik ve süsleme özellikleri açısından değerlendirilmiştir. Kitabelerde dikdörtgen (kare) çerçeveli ya da kartuş şeklinde, damla, nar, armudi ve ibrik formlu örnekler tespit edilmiştir. İncelenen 65 kitabeden 37 örnekte “Mâşâallâh” ibaresine yer verilmiştir. Yanı sıra aynı formlarda tekil uygulamalarla diğer metin içeriklerine de rastlanmıştır. Erzurum evleri kitabelerinde ana malzeme taş olup, içeride ahşap üzerine işlenmiş örnekler de mevcuttur. Kitabelerde istifli yazılarla birlikte palmet, çiçek, dal ve yaprak motifleri, ay-yıldız, hilal motifleri ile S kıvrımları ve yelpazelerle oluşturulan süslemeler kompoze edilmiştir. Erzurum evi kitabeleri yapıldıkları dönemin tarihi belge niteliği, nazar ve nazara karşı korunma inancı ile verdiği mesaj ve bu mesajın farklı istif çeşitliliği ve diğer bezemesel ayrıntılarıyla korunması gereken önemli değerlerimizdendir.” denildi. Erzurum evleri kitabelerinde ana malzeme taş İncelenen 65 ev kitabesinden ancak 29 günümüze ulaştığı vurgulanan araştırmanın sonuç kısmında, “Diğerleri günümüze ulaşmayan kitabelerdir. Erzurum evlerinde kitabeler ön cephede ve iç mekânda olmak üzere farklı yerlerde karşımıza çıkmaktadır. Kitabelerin inşa kitabesi işlevi ile birlikte nazara karşı koruyucu bir güç olarak kullanılması dış cephede ve iç mekânda ilk bakışta rahatlıkla görülebilir yerlerin seçiminde etkili olmuştur. Erzurum evleri kitabelerinde daha çok celi sülüs hatla “Mâşâallâh” ibaresinin dikdörtgen (kare) çerçeveli ya da kartuş şeklinde, damla, nar, armudi ve ibrik formlu örnekleri tespit edilmiştir. Yanı sıra aynı formlarda tekil uygulamalarla diğer metin içeriklerine de rastlanmaktadır. Bu çeşitlilik bölgeye özgü tandırevi geleneğine bağlı unsurlarda kitabelere yer verilmesi ile de zenginleştirilmiştir. Erzurum evleri kitabelerinde ana malzeme taştır, yanı sıra ahşap kullanılmıştır. Taş kitabeler genellikle bölgeye özgü kamber taşındandır. Taş kitabelerin biri hariç tamamında kabartma tekniği uygulanmıştır. Ahşap üzerine işlenen kitabeler evin iç donatılarında olup, bunlarda oyma ve kabartma tekniği uygulanmıştır.” tespitlerine yer verildi. Kitabelerde sade tasarımlar kullanıldı Erzurum evlerinin kitabelerinin sade tasarımları olduğu dile getirilen araştırmada daha sonra şöyle denildi, “Kitabeler üzerinde istifli yazılarla birlikte palmet, çiçek, dal ve yaprak motifleri, ay-yıldız, hilal motifleri ile S kıvrımları ve yelpazelerle oluşturulan bezemeler dikkat çekmektedir. Kitabeli evler, Anadolu mimarisinde olduğu gibi Erzurum evlerinde de plan, mimari ve bezeme özelliklerinin yapıldıkları dönemlere ait özelliklerle tanımlanmasında etkili olmuştur. Kitabelerle tarihi belirlenen evlerin dönemsel değişimleri ve bu değişimlerin süreç içerisindeki görünürlüğü de dikkate değerdir. Erzurum ev kitabeleri tarih bilgisi, nazara karşı korunma inancıyla yazılmış metin içerikleri, istif çeşitliliği ve diğer bezemesel özellikleriyle korunması gereken değerlerimizdendir. Bununla birlikte geleneksel evlerin kitabeleri günümüzde çok az örnekle temsil edilmektedir. Çeşitli nedenlerle sorgulanabilecek (yıkımlar, kaybolma, çalınma, yer değiştirme) bu durum, belge niteliğini estetikle buluşturan ev kitabelerinin de özelliklerinin bilinmesi, tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılması gerekliliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.”