RAMAZAN - 05 Kasım 2021 Cuma 10:59

Sivasspor’da Giresun maçı öncesi 3 eksik bulunuyor

A
A
A
Sivasspor’da Giresun maçı öncesi 3 eksik bulunuyor

Spor Toto Süper Lig’in 12. haftasında Giresunspor’u konuk edecek olan DG Sivasspor’da 3 eksik oyuncu bulunuyor.

Süper Lig'in 12. haftasında Sivasspor, yarın sahasında Giresunspor ile karşılaşacak. Yiğidolar’da bu zorlu mücadele öncesinde 3 eksik var. Kırmızı-beyazlılarda sakatlığı bulunan Aaron Appindangoye, Jorge Felix ve Koray Altınay, Giresunspor’a karşı forma giyemeyecek.

Oğuzhan Sarzep
 


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Gözlerini dahi açamayan 13 yaşındaki kerem sağlığına kavuştu İleri seviye göz alerjisi nedeniyle 6 yaşından itibaren görme sorunları yaşayan 13 yaşındaki Kerem Kurşun, ailesiyle birlikte başvurmadığı sağlık kuruluşu, kontrol ettirmediği doktor kalmadı. Görme problemleri nedeniyle okuldan geri kaldı, arkadaşlarından uzaklaştı ve sosyal hayatı neredeyse durma noktasına geldi. İki yıl önce Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sevil Karaman ile tanışan Kerem’in hayatı sil baştan değişti. Doğru tedavi yöntemleriyle sağlığına kavuşan Kerem, artık hem okuluna düzenli olarak devam ediyor hem de sosyal hayatını sürdürüyor. Kerem Kurşun, 6 yaşında halk arasında göz alerjisi olarak bilinen Vernal keratokonjonktivit hastalığı ile tanıştı. Gözlerinde kızarıklık, şişlik ve ışık hassasiyeti oluşan Kerem, ailesiyle birlikte birçok sağlık kuruluşuna başvurdu, birçok doktor gördü ancak hiçbir tedavi sonuç vermedi. İki yıl önce Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sevil Karaman ile tanışan Kerem’in hayatı değişti. Dr. Karaman, doğru ve yerinde tedavi süreçlerini adım adım uygulayarak Kerem’in sağlığına kavuşmasını sağladı. “Göz kaybına yol açabilir” Alerji hastalığının süreçleri hakkında detaylı bilgi veren Doç. Dr. Karaman, “Vernal keratokonjonktivit, özellikle ergenlik dönemindeki erkek çocuklarda göz kaybına kadar ilerleyebilen ciddi bir göz alerjisidir. Bu hastalık, korneayı etkilediğinde görme kaybına yol açabilir. Çocuklarda genellikle ışığa duyarlılık, gözlerini açamama gibi şikayetlerle karşımıza çıkıyor. İlk basamakta medikal tedavilerle süreci kontrol altına almaya çalışıyoruz. Ancak bu hastalık kimi zaman damlalarla baskılanamıyor ve müdahale gerektiriyor. Korneada damarlanma başladığında, hasarlı dokuyu temizlemek ve korneanın saydamlığını korumak adına ameliyathanede tedaviye geçiyoruz” dedi. Uzun ve zorlu bir süreç Ameliyathane ortamında, göz yüzeyindeki işlevini kaybetmiş dokuyu temizlediklerini belirten Doç. Dr. Karaman, “Ameliyat sonrasında amniyon membran transplantasyonu uyguluyoruz. Ancak bazı durumlarda bu da yeterli olmuyor ve tekrarlayan kapak altı enjeksiyonlarla tedaviye devam etmek zorunda kalıyoruz. Süreç hem çocuk hem de ailesi için oldukça zorlu ve uzun olabiliyor. Buna rağmen, doğru tedavi yöntemleriyle genellikle başarılı sonuçlar alıyoruz. Kerem de olduğu gibi, sabırlı bir şekilde takip edilen tedavi, çocukların hayatını değiştirebiliyor” diye konuştu. “Gözlerini açamıyordu” Kerem’in sağlık durumunun her geçen gün daha da iyiye gittiğini vurgulayan Doç. Dr. Karaman, “Kerem ilk geldiğinde gözlerini dahi açamıyordu. Evde ışıkların yanmasını istemeyen, dışarı çıkmaktan çekinen bir çocuktu. Okula gidemiyor, arkadaşlarından uzak kalıyordu. Ancak tedavi sonrası Kerem bambaşka biri oldu. Şu an aktif olarak spor yapabiliyor, okula gidiyor ve günlük hayatını sorunsuz bir şekilde sürdürebiliyor. Gözlükle de olsa tam bir görme kapasitesine sahip. Onun hayatına dokunmuş olmak, hem bizim için hem de ailesi için büyük bir mutluluk kaynağı” şeklinde konuştu. “Görmeye başladım” İki yıllık tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuştuğunu dile getiren 13 yaşındaki Kerem Kurşun, “6 yaşımdan itibaren gözlerim şişiyor, kızarıyor, batıyor. Birçok sağlık kuruluşuna gittim, birçok doktor gördüm ama hiçbirinden sonuç alamadım. Sonra Sevil hocama geldim. Sevil hocam bana çok iyi davrandı ve tedavi sürecimiz çok verimli geçti. Şu anki sağlık durumum gerçekten çok güzel. Her şeyi çok iyi görmeye başladım. Şu an damla kullanıyorum ama tedaviden önceki gibi şiddetli bir sorun yaşamıyorum. Eskiden güneş gözlüksüz dışarı çıkamıyordum, ama şimdi tedavi sonrası ışıkları daha rahat görebiliyorum. Eskiden ışıklar beni çok rahatsız ederdi. Salondaki ışıkları bile açmazdık, ama şimdi açabiliyoruz” şeklinde konuştu.
İstanbul Beyin pili ameliyatlarının öncüsünden Türkiye’deki beyin cerrahlarına övgü Alanında uzman isimleri bir araya getiren Derin Beyin Stimülasyonu Derneği 1. Kongresi, İstanbul Atlas Üniversitesi Vadi Kampüsünde başladı. Yeni gelişmelerin ele alındığı kongrenin ilk gününe, beyin pili ameliyatlarının öncülerinden olan Prof. Abdelhamid Benazzouz da katıldı. Prof. Benazzouz, Türkiye’deki beyin cerrahlarının Parkinson hastalarına uygulanan derin beyin stimülasyonu ameliyatlarında çok başarılı olduğunu ifade etti. 3-5 Ocak tarihlerinde gerçekleşecek Derin Beyin Stimülasyonu Derneği 1. Kongresi başladı. Açılış konuşmaları; Uluslararası DBS Derneği Başkanı Abdelhamid Benazzouz, Maastricht Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı, Derin Beyin Stimülasyonu Dergisi Editörü Prof. Dr. Yasin Temel ve Ulusal Derin Beyin Stimülasyonu Derneği Başkanı, İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak tarafından yapıldı. Kongrede; Parkinson, tremor, epilepsi, distoni, obsesif kompulsif bozukluk, Tourette Sendromu ve ağır depresyon gibi pek çok farklı hastalıkta beyin pilinin kullanımı, tedavideki etkileri ele alınıyor. Keşfedilme hikâyesi İstanbul’da ilk kongrede yer almaktan mutluluk duyduğunu belirten Prof. Benazzouz kongrenin hazırlık aşamasında da yer aldığını söyledi. Derin beyin stimülasyonu hikâyesini anlatan Prof. Benazzouz, “Araştırmalara ilk olarak hayvan üzerinde cerrahi deneyleriyle başladık. Maymunlar üzerinde deney yaptık. Parkinson hastalarında beynin nasıl çalıştığını bulduk. Ardından, beynin çok küçük bir bölgesinin hasarlı olduğunu bulduk. Sonra elektrotlar yerleştirerek elektrik aktivitesiyle bu küçük yapının aktivitesini düzenlemeye çalıştık. Bu çalışmalar benim doktoram sırasında maymunlarda başladı. Ardından çok güzel sonuçlar aldık. Dünyada farklı merkezlerde derin beyin stimülasyonuna ilgi arttı. Ardından Türkiye’de de bu cerrahi başladı. Nörolog ve beyin cerrahları bu cerrahiyle çok ilgilendiler. Bunun için çok mutluyum” açıklaması yaptı. “Depresyon hastalarında deneysel aşamada ama sonuçlar gayet iyi” “Parkinson’da artık hastalar, çok belirgin fayda görebiliyor ve daha az ilaç ihtiyaçları olabiliyor” diyen Prof. Benazzouz sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kongrede, yeni teknolojileri, yeni gelişmeleri de ele alacağız. Günümüzde esansiyel tremor, distoni, obsesif kompulsif bozukluk hastalarında ve depresyon hastalarında da derin beyin stimülasyonu çok başarılı sonuçlar veriyor. Depresyon hastalarında deneysel aşamada ama sonuçlar gayet iyi.” “Türkiye’deki aktivitelerin de çok iyi gittiğini görüyoruz” Prof. Dr. Yasin Temel ise “Abdelhamid Hoca aslında derin beyin stimülasyonunu ilk uygulayan bilim adamı. Bunun fikir babası diyebiliriz. Ben de beyin pili ameliyatlarına 1999 yılında Hollanda’dan onun yanına giderek başladım. 2021 senesinde Abdelhamid Hoca, Ersoy Hoca ve altı arkadaşımızla birlikte Uluslararası Derin Beyin Stimülasyonu Derneği’ni kurduk. Ersoy Hoca ile zaten birçok çalışmalarımız vardı. Türkiye’deki ulusal dernek ve uluslararası dernek uyum içinde çalışıyor. Yani Türkiye’deki ulusal dernek, uluslararası derneğin bir parçası. Türkiye’deki aktivitelerin de çok iyi gittiğini görüyoruz. Uluslararası dernek olarak bundan gurur duyuyoruz” dedi. DBS Derneği, pek çok disiplin ve branşı bir araya getiriyor Kongrenin amacını anlatan Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak da “Özellikle derin beyin stimülasyonu ameliyatlarının hangi endikasyonlarda yapıldığını ve ne gibi sonuçlar doğurduğunu, güncel sonuçları ele almak istedik. Ayrıca bu işe yeni başlayan genç arkadaşlarımızla bilgi paylaşımı yapmayı amaçladık. Derin Beyin Stimülasyonu Derneği, pek çok disiplin ve branşın bir araya geldiği bir yerdir. Çünkü DBS; nörolog, beyin ve sinir cerrahisi doktorlarımız, psikiyatristlerimiz, psikologlarımız ve diğer branşlardan hocaların, bilim insanlarının, nörobilimcilerin bir araya geldiği, tamamen multidisipliner yapıda olan ameliyat yöntemidir” açıklaması yaptı. Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, “Derin Beyin Stimülasyonu, halk arasında beyin pili olarak bilinen tedavi yöntemidir. Öncelikle Parkinson hastalığı ama bununla beraber diğer hareket bozukluklarında özellikle el titremeleri ve distonide kullanılıyor. Aynı zamanda epilepside, bazı psikiyatrik hastalıklarda kullanılıyor. Obsesif kompulsif bozukluk dediğimiz takıntı hastalığında ya da sürekli tiklerin olduğu Tourette Sendromunda, hatta ağır depresyon vakalarında kullanılan bir tedavi yöntemi” şeklinde konuştu. “Şarj edilebilir pillerimiz, MR uyumlu bataryalarımız gibi pek çok yenilik var” Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, “Son yıllarda özellikle şarj edilebilir piller, MR uyumlu bataryalar gibi pek çok yenilik gündemde. Yakın zamanda bunların daha da artacağını düşünüyoruz. Aslında yakın gelecekte bu tür hastalıkların, hem beyin pili hem de benzeri diğer tedavilerin de günbegün daha iyiye gideceğini düşünüyoruz” dedi.