GÜNDEM - 04 Aralık 2018 Salı 06:55

Saniyede 5 zararlı yazılım üretiliyor

A
A
A
Saniyede 5 zararlı yazılım üretiliyor

Paramızı ve bilgilerimizi hedef alan zararlı yazılım sayısının 2019 sonunda 1 milyara ulaşması bekleniyor. Saldırıların dünya ekonomisine verdiği zarar ise 50 milyar doları aşmış durumda

Dünyada her alanda bir dijital devrim yaşanıyor. Hayatımızın büyük bir bölümü ekranlar ve sosyal medyada geçiyor. Bankacılık işlemleri sanallaşıyor, banknotlar Bitcoin’e, sağlık hizmetleri dijital verilere dönüşüyor. Yaşanan bu değişimle birlikte hızla artış gösteren siber suçlar da daha karmaşık hâle geliyor. Araştırmalara göre paramızı ve bilgilerimizi hedef alan zararlı yazılım sayısı sadece son üç yılda 400 milyondan 800 milyon adete yükselirken 2019 sonunda ise 1 milyara ulaşması bekleniyor. Eset Türkiye CEO’su Alain Soria sanayide 5-6 adet sahte yazılım üretildiğine dikkat çekerek siber saldırıların, dünya ekonomisine verdiği zararın 53 milyar dolara ulaştığını söyledi. Saldırıların her yıl artarak devam ettiğini dile getiren Soria, “Firmalara saatte 5 milyondan fazla zararlı e-posta gönderiliyor. Son iki yılda her 5 işletmeden ikisi siber saldırıya uğramış. Bunlardan yüzde 66’sı önlem almış. Yüzde 34’ü saldırıya uğramasına rağmen önlem almamış. Saldırıların yüzde 80’e yakını paramızı hedef alıyor. İşletmelere verdiği zarar hızla artıyor. Siber saldırıların işletmelere zararının 2021 yılında 6 trilyon dolar olacağı varsayılıyor. Buna karşılık firmaların da önümüzdeki 4 yıl içerisinde 1 trilyon dolar harcama yapacağı öngörülüyor” dedi.

2018’de en fazla gerçekleştirilen saldırı türlerinin phishing (olta) atakları, fidye yazılımlar ve kripto para madenciliği olduğunu belirten Soria, “Saldırılar 2019’da devasa boyutlara ulaşacak. En çok oltama yöntemini kullanıyorlar. Kredi kartı banka bilgilerinizi çalmak için kurgulanmış bir sistem. Sahte siteler ve forumlar üzerinden hesap bilgilerini çalıyorlar. İkinci sırada fidye yazılımlar yer alıyor. Son üç yıldır oldukça revaçta. Sisteminize bulaştıktan sonra verilerinizi şifreliyorlar ve küçük bir not bırakıyorlar. ‘Eğer şu adresi şu kadar Bitcoin gönderirseniz şifresiniz açarım’ diyorlar. Diğer yöntem de kripto para madenciliği. Bu virüsler bilgisayarınıza yerleşiyor ve zombi hâline getiriyor. Sizin bilgisayarınızdan Bitcoin üretiyor” diye konuştu.

Saldırılara bağlı olarak siber güvenlik sektörünün de her yıl yüzde 150 büyüme gösterdiğini ifade eden Soria, şunları kaydetti: “Eset, bugün Türkiye’nin en çok tercih edilen siber güvenlik markası olarak öne çıkıyor. Türkiye’de yüzde 28.5 pazar payına sahibiz. Her üç bilgisayardan birinde Eset ürünü kullanılıyor. Aynı şekilde KOBİ’lerden holdinglere, kamu kurumlarından hastanelere, bankalara dek 12 bine yakın kurumsal müşterimiz var. Ülkemizdeki döviz kaynaklı ekonomik hareketliliğe rağmen, Eset Türkiye olarak 2018 yılını yüzde 10’a varan büyüme ile kapatmayı hedefliyoruz. Türkiye’de ekim sonu itibarıyla geçen seneyi yakalamış durumdayız. Seneyi büyük ihtimalle 32,5 milyon dolar ciro ile kapatacağız.”

Evler hack’lenemeyecek

Dijital sistemleri hedef alan virüs, truva atı, solucan, rootkit, botnet, oltalama teknikleri, casus yazılımlar ve şifre-fidye programları gibi kötü amaçlı yazılımlarla mücadele eden yeni Eset 2019 dijital güvenlik ürünlerini tanıttı. Yenilenen efsanevi Eset NOD32 Antivirüs’ün yanı sıra Eset Internet Security, Eset Smart Security Premium ve Eset Multi-Device Security yazılımları en karmaşık saldırılara, çok katmanlı yeni teknolojileriyle cevap veriyor.

Eset yeni ürünlerinde kripto para cüzdanlarını da ekledi. Kullanıcılar, web tabanlı kripto para cüzdanlarını ziyaret ettiklerinde antivirüs programı sayfayı algılıyor ve finansal işlemlerin güvenli ortamda yapıldığını doğruluyor.

Eset’in önemli yeniliklerinden biri de Güvenlik Raporu uygulaması. Global saldırı yoğunluğunu gösteren bir dünya haritası sunan Güvenlik Raporu, sayesinde kullanıcılar maruz kaldığı riskleri takip edebiliyor. Ayrıca Eset’in Akıllı Ev İzleyicisi, internet bağlantılı tüm cihazları görüntülüyor, modem ve routerlerı güvenlik açıklarına karşı tarıyor ve izinsiz erişimler konusunda uyarıyor.

Alo demeden 618 TL

Geçtiğimiz haftalarda 3 kat artarak 500 TL seviyesine çıkan yurt dışı telefon kayıt harcı yılbaşında yine artıyor. Resmî Gazete’de yayınlanan yönetmeliğe göre pek çok harç ve vergide olduğu gibi yurt dışı telefon kayıt harcında da artış öngörülüyor. Kasım ayının başlarında 170 TL olan yurt dışı kayıt ücreti 500 TL olarak güncellenmişti. Yeni yönetmelik ile birlikte 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yüzde 24 civarında bir zam daha yapıldı ve kayıt ücreti 618 TL oldu.

Telefonlar öğrencileri bağımlı yapıyor

Buffalo Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, öğrencilerin aç kalma pahasına da olsa telefonu tercih ettiğini ortaya koydu. Yaşları 18 ila 22 arasında değişen öğrenciler arasında yapılan araştırmada öğrenciler, 3 saat yemekten, 2 saat de telefonlarından uzak tutuldu. Bu sürenin sonunda zaman veya yemek kazanmak için bir dizi bilgisayar tabanlı görevi yerine getirmeleri istendi. Pediatri bölümünden Sara O’Donnell, öğrencilerin telefonlarını geri almak için motive olacaklarını tahmin ettiklerini ancak bu kadarını beklemediklerini belirtti. Buna göre öğrencilerin tamamı, 100 kalorilik favori atıştırmalıkları yerine anında akıllı telefonlarını geri istediler.

IoT teknolojisi ile projelerin maliyeti düşüyor

Software AG Innovation Tour 2018’in İstanbul ayağı, iş dünyasının liderlerini Nesnelerin İnterneti ve dijital dönüşümü tartışmak üzere İstanbul’da bir araya getirdi. Software AG Türkiye Genel Müdürü Ebru Kılıç Eker ve Software AG Orta Doğu & Türkiye Başkan Yardımcısı Ahmad Salama’nın da katıldığı etkinlikte bir konuşma gerçekleştiren Software AG Endüstri Çözümleri Başkan Yardımcısı Sven Roeleven, “IoT ile kolay uygulanabilir, düşük maliyetli ve hızlı dönüş sağlayan projeleri hayata geçirmek mümkün oluyor. Böylelikle şirketler hızlı hatalar yapsalar da, kayda değer bir kayıp yaşamıyor” dedi. 

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Bakan Kacır, Diyarbakır’da alüminyum fabrikasını açılışına katıldı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Diyarbakır’da toplam 30 milyon dolar yatırım tutarındaki alüminyum fabrikasının açılışına katıldı. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) alüminyum fabrikası açılışına katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Diyarbakır’ın büyüme ve kalkınma yolculuğunda önemli bir basamak olarak gördükleri 15 milyon dolar yatırımla birlikte toplam 30 milyon dolar yatırım tutarındaki üretim tesislerinin şehre ve bölgeye hayırlı olması dileğinde bulundu. Türkiye ekonomisine güvenen, bu ülkenin kalkınması için elini taşın altına koymaktan çekinmeyen herkesi baş tacı etmeye devam edeceklerini belirten Bakan Kacır, dayatmalara boyun eğmeden, günlük siyasetin geçici tartışmalarına aldırmadan, ülkeyi siyasi ve ekonomik prangalardan kurtararak “tam bağımsız ve müreffeh Türkiye” hedefine doğru emin adımlarla ilerlediklerini vurguladı. Artık Türkiye’nin; başına vurup elindeki ekmeğinin alınmaya çalışıldığı eski Türkiye olmadığını aktaran Kacır, “Son 22 yılda asırlık eser ve hizmetlerle eskinin kayıplarını telafi eden; sağlam altyapısıyla, özgüven inşasıyla kararlarını kendi iradesiyle veren ve atılımlarını kendi gücüyle yapan bir Türkiye var. Sürdürülebilir sanayi ve üretim altyapısı, güçlü Ar-Ge ve inovasyon ekosistemiyle küresel üretim ve teknoloji geliştirme üssü haline gelmiş; pandemi sonrasında küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği tabloyu da fırsata dönüştürmüş bir Türkiye var. Bakınız sanayi üretim endeksi pandemi öncesi döneme göre; Almanya’da yüzde 13; İtalya’da yüzde 6,7; Fransa’da yüzde 3,9 ve İspanya’da yüzde 0,9 düşüş kaydetti. Aynı dönemde Türkiye’de ise yüzde 19,5 yükseldi. İmalat sanayimizin öncülüğünde ihracatımız yeni rekorlara imza atıyor” dedi. Türkiye’nin bugün, Çin’den Orta Avrupa’ya kadar uzanan kuşakta en fazla ürünü rekabetçi şekilde en fazla ülkeye ihraç edebilen ülke olduğunu kaydeden Bakan Kacır, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda elde ettiğimiz kazanımları daha ileriye taşıma mücadelesini sürdürürken kalkınma yolculuğunda hiçbir şehrimizi arkada bırakmıyoruz. Doğunun incisi Diyarbakır’ı sayısız eser ve hizmetlerle buluşturuyoruz. Şehrimizde planlı sanayi altyapısının güçlenmesi için son 22 yılda Diyarbakır Tekstil İhtisas OSB ve Karacadağ OSB’yi kurduk. OSB sayısını 3’e çıkardık. OSB’lerimizde 28 binden fazla vatandaşımıza istihdamın önünü açtık. Son 22 yılda; şehrimizde gerçekleştirilecek 105,5 milyar lira yatırım için 2 bin 722 yatırım teşvik belgesi düzenledik. 136 binden fazla nitelikli istihdamın önünü açtık. Şehrimize yakışır şekilde katma değerli üretim ve teknoloji geliştirme altyapısını güçlendirmek için Diyarbakır’a 1 teknopark ve 3 Ar-Ge merkezi kazandırdık.” "2024-2028 dönemi Bölgesel Gelişme ve Ulusal Stratejimizde Diyarbakır’ı ülkemizdeki 7 bölgesel merkezden biri olarak belirledik" 22 yıl öncesine kadar parmakla sayılabilecek kadar KOBİ’nin KOSGEB desteklerinden yararlanmışken 22 yıl içinde bu sayıyı 16 binin üzerine çıkardıklarını ifade eden Kacır, “Karacadağ Kalkınma Ajansımız eliyle Diyarbakır’daki 641 projeye 1,4 milyar lira destek verdik. GAP Bölge Kalkınma İdaremiz eliyle de; son 10 yılda 152 kalkınma projesine 702 milyon lira destekte bulunduk. Yakın dönemde kamuoyuyla detaylarını paylaşacağımız 2024-2028 dönemi Bölgesel Gelişme ve Ulusal Stratejimizde Diyarbakır’ı ülkemizdeki 7 bölgesel merkezden biri olarak belirledik. Diyarbakır’da başta gıda, giyim eşyaları ve mobilya sektörlerinde sektörel odaklanmayı, katma değer artışını, ölçek büyütmesini ve markalaşmayı destekleyeceğiz” diye konuştu. Tarımsal faaliyetlerin gençler için cazip hale getirilmesini sağlayacak, turizm değerlerinin yerel ekonomik gelişmeye katkısını artıracak, lojistik altyapıyı güçlendirecek projelerle ilin kentsel hizmetlerde bölgesel merkez rolünü güçlendireceklerini söyleyen Kacır, “Diyarbakır’ımızın kalkınma yolculuğuna ivme kazandıracak yatırımların önünü daha da açacağız. Terörü bu topraklardan sildikçe bizler de bölgemizde yeni adımlar atacağız, şehirlerimizi yeni yatırımlarla buluşturarak, daha da büyüteceğiz, kalkındıracağız. Eser ve hizmet siyasetiyle Diyarbakır için ve Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Şehrin üretim ve ihracat ile konuşulmasını istediklerini belirten Kacır, “Bir sözü de buradan Diyarbakır gençlerine yollamış olalım. Valimizle de konuştuk; inşallah çok hızlı bir şekilde TÜBİTAK eliyle Diyarbakır’ımıza bir bilim merkezi de kazandıracağız. Bu şehrin çocukları, Türkiye’nin geleceğine imza atacak mühendisler olarak, bilim insanları olarak yetişecek. Teknofest rüzgarı da Diyarbakır’ımızla buluşacak. Firma sahibi, OSB Başkanı Mustafa Fidan, AK Parti Diyarbakır milletvekili Suna Kepolu Ataman ve Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından kurdelenin kesilmesiyle fabrikanın açılışı gerçekleştirildi.
İstanbul MİT tarafından yakalanan gri listedeki terörist tutuklandı Terörden arananlar listesinde gri kategoride yer alan ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) operasyonuyla yakalanan Kadir Çelik, çıkarıldığı mahkemece ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan tutuklandı. MİT tarafından Maoist Komünist Parti (MKP) üyesi olduğu ve terörden arananlar listesinde gri kategoride yer aldığı belirlenen Kadir Çelik’in Türkiye’ye yönelik sansasyonel bir eylem arayışı içinde olduğu belirlenmişti. Çelik, MİT tarafından Türkiye’ye getirilip emniyet güçlerine teslim edilmişti. 2 aranması olduğu da belirlendi İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği’nce ‘silahlı terör örgütüne üye olma’, Tunceli Ovacık Sulh Ceza Hakimliği’nce de aynı suçtan olmak üzere 2 aranmasının da bulunduğu tespit edilen Kadir Çelik, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. ‘Savaş’ kod adını kullandığı belirtildi Öte yandan soruşturmanın detayları da ortaya çıktı. Soruşturma çerçevesinde örgüt içerisindeki bir şahsın vermiş olduğu ifadesinde, şüphelinin 11 Mart 2015’de İstanbul Okmeydanı’nda sokağın trafiğe kapatılarak ateş yakılıp molotofkokteyli ve havai fişekli eyleme katıldığı şeklinde cümleler kullandığı, başka bir şahsın ifadesine göre de kod adının ‘Savaş’ olduğu, örgütte suikastçı konumunda olduğu şeklinde beyanların bulunduğu da kaydedildi.