POLİTİKA - 10 Mart 2022 Perşembe 11:45

Rusya-Ukrayna-Türkiye üçlü dışişleri bakanları toplantısı sona erdi

A
A
A
Rusya-Ukrayna-Türkiye üçlü dışişleri bakanları toplantısı sona erdi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitri Kuleba'nın katılımıyla Antalya’da düzenlenen üçlü barış zirvesi sona erdi. Toplantı sonrasında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitri Kuleba, ayrı ayrı salonlarda aynı anda kameraların karşısına geçti. İki bakanın basın açıklaması çok sayıda yerli ve yabancı basın mensubu tarafından takip edildi.

İki ülkenin bakanlarını  yüz yüze getiren toplantı 11.25'te başladı; yaklaşık 90 dakika sürdü. 

“24 saatlik ateşkes en önemli konu, ilerleme olmadı”

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitri Kuleba, “Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na teşekkür ederim. Kolay olmadı. Bu temas savaştan sonra ilk temas oldu. Hem kolay hem de zor bir görüşme oldu. Lavrov geleneksel anlatılarını gerçekleştirdi. Ben elimden gelenin en iyisini yaptım. Diplomatik çözüm bulmaya çalıştım. İnsanı trajediyi sonlandırmak için en iyisini yaptım. Havadan bombalamalar gerçekleşiyor. Ben buraya insanı amaç ile geldim. Mariupol’dan gitmek isteyen siviller var. Korkudan ve mücadeleden kaçmak isteyen siviller var. Lavrov buna bir taahhüt vermedi. İlgili kişiler ile konuşacağını belirtti. Ateşkesi konuştuk. 24 saatlik ateşkes en önemli konu. Bir ilerleme olmadı. Bu konuda Rusya’da başka karar alıcılar olduğunu biliyoruz. Çabalarımız devam edecek. Çözüm arama gayretini sürdüreceğiz. Dışişleri bakanları barış ve güvenlik konusunu liderler ile konuşacaklar. Bu işbirliğinin sürecinin ve Ukrayna’daki savaşın bitmesine yönelik sürecin devamı için çalışmaya devam edeceğim. Rusya’nın işgal ettiği yerlerin özgürleşmesi için çalışmaya devam edeceğim” dedi.

“Ukrayna pes etmeyecek”

Görüşmenin 1.5 saat sürdüğünü belirten Kuleba, “Bakan Çavuşoğlu gerçekten iyi çabalar gösterdi. Ben buraya iki görev ile geldim. İlki insanı koridor oluşturmak. İkincisi ise en azından 24 saatlik ateş için anlaşmak için geldim. İnsanların sorunlarını çözmemiz lazım. Biz savaşı durduramıyoruz. Şu açıdan bize saldıran ülke ve devlet bunu istemiyorsa durduramayacağız. Ukrayna pes etmeyecek. Biz diplomasiye açığız. Biz çözümler arıyoruz. Biz cesur bir şekilde vatanımızı ve insanlarımızı koruyacağız. Umarım bu formatın devamı olur. Rusya tarafı görüşmeye hazır ise ben buna açığım. Bugün ihtiyacımız olan tek şet ciddi yapıcı bir görüşmedir. Biz barış için elimizden geleni yapacağız. İnsan hayatı bizim için en değerli şeyimiz” açıklamasına yer verdi.

Rusya-Ukrayna-Türkiye üçlü dışişleri bakanları toplantısı sona erdi

“Onun söylediklerini dinlemek kolay olmadı”

Toplantıda askeri bir destek konusunun ele alınmadığını belirten Kuleba, “Benim girişimim üzerine genellikle sahada insanı konular oldu. Sayın Lavrov da görüşlerini bildirdi. Onun söylediklerini dinlemek kolay olmadı. Ben çok kez insanı konuları hatırlattım. Rusya halihazırda bir ateşkes ilan edecek gibi görünmüyor. Ukrayna güçlü savaşmaya devam ediyor. İlk gelen Rus uçaklarının başarısız olmasını sağladık. Teslim olmayacağız” dedi.

“Ukrayna halkının umudunu korumasını istiyoruz”

Saldırıların Ukrayna Rusya’nın taleplerini karşılayana kadar devam edeceğini tahmin ettiğini belirten Kuleba, “Bir de umudu öldürmek istiyorlar. Biz bunu istemiyoruz. Ukrayna halkının umudunu korumasını istiyoruz. Bu konulara yapıcı bir şekilde yaklaşmaya çalıştım. Yanlış yere dönen bir sivil hiç beklenmeden Rus askerleri tarafından öldürüldüğünü biliyoruz. Bu bir savaş suçudur. Umuyorum ki Sayın Lavrov bu konuyu Rus ordusundaki arkadaşları ile konuşacak. Sivillerin sorunlarına çözüm bulmak için yardımcı olacak. Öncelikle Mariupol’da insanı yardımın iletilmesi de çok önemlidir. Bence dışişleri bakanları güçlerini birleştirerek çözüm alabilirler. Toplantıda çok basit öneride bulundum. Hepimizin akıllı telefonları var. Ben şöyle dedim. Ben şu an kendi yetkililerimi arayabilirim. Size yüzde 100 garanti verebilirim. İnsanı koridorların amacına ulaşmasını için. Aynısını siz yapabilir misiniz dedim. Kendisi yanıt vermedi. Kendisi de sorumlu kişileri arayacaktır. Farklı farklı varsayımları ile geldik. Çözüm bulma amacı ile geldim. Kendisi dinlemek için gelmiş. Ben her türlü aramayı yapabilirim dedim. Benim önerim desteklenmedi” dedi.

“NOTO bu saldırıyı durdurmaya hazır değil”

Kuleba, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“NATO’ya tam üye olabilmek istiyoruz. Bunlar tek bir hamlede olabilecek şeyler değil. Geleceğe yönelik çalışmalar sürecek. NOTO bu saldırıyı durdurmaya hazır değil. Ukrayna’daki güvenlik durumu ve sonrasında NATO üye olduktan sonra bu durum nasıl olacak bunu sormak lazım. Şu an bir savaş var. Kendi güvenliğimizi temin etmemiz gerekiyor.”

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un açıklamaları ise şöyle:

Toplantının Türk tarafının daveti üzerine yapıldığını belirten Lavrov, Ukrayna krizinin temelinde bulunan konuları her zaman ele almaya hazır olduklarını söyledi. Lavrov, “Çözüme hazırız, çözüm arayışında olmaya hazırız. Öncelikle bir şey demekte yarar var. Şu an Türkiye’de yaptığımız bu görüşmeler faydalı olmalı ama aynı zamanda Ukraynalı mevkidaşlarımız tarafından istismar edilmemelidir bu durum. Bizim aslında Beyaz Rusya topraklarında yürüttüğümüz görüşmelerimiz var. Ana görüşme platformu orası Beyaz Rusya ve Rusya Devlet Başkanları tarafından görevlendirdiği iki heyet bunlar orada görüşüyorlar. Ukrayna-Rusya arasındaki görüşmeleri yürütmeye devam edecekler. Türk dostlarımızın girişimleriyle bugün beşeri konuları görüştük detaylı bir şekilde. Askerlerimizin sivillerin hayatlarını kolaylaştırmak için neler yaptıklarını anlattık, bazıları esir düştü, bazıları gönüllüler, Ukrayna radikalleri tarafından canlı kalkan olarak kullanılıyor. Gerçekleri çok iyi biliyorsunuz. Savunma Bakanlığımız açıklamalar yapıyor kamuoyunu bilgilendiriyor” diye konuştu.

Rusya-Ukrayna-Türkiye üçlü dışişleri bakanları toplantısı sona erdi

"Koridorları açıyoruz"

Rus tarafının girişimlerinden bahseden Lavrov, “Her gün insanların tahliyesi için koridor açmaktayız, hala da bunu hayata geçirmeye devam ediyoruz. Sahada durumu denetleyen güçler güvenlikli tahliyeleri gerçekleştiriyor. Koridorlar onlar tarafından belirleniyor. Güvenli olan güzergahlardan geçiyorlar. Beyaz Rusya’da yaptığımız son görüşmede Rus tarafı gayet somut bir taslak iletti, Ukrayna tarafı bu taslağı aldı Kiev de üzerinde çalışıyor. Dedi ki çok kısa bir sürede cevap verecekler taslakla ilgili. Biz Beyaz Rusya Platformu’nda ciddi bir görüş alışverişinde bulunmak istiyoruz. Sadece kağıt belge değişiminde bulunmak değil, gerçekten somut kararlar almak isteriz Ukrayna krizinin her yönüyle çözümü için. Avrupa Birliği’nden güvenliğin sağlanması tüm ülkelerin çıkarlarını dikkate alarak sağlamak istiyoruz, bununla da ilgili birtakım teklifimiz var” dedi.

"Saldırmaya niyetimiz yok"

"Batı'dan Ukrayna ordusuna gelen silahlar için Ukrayna toprakları dışında bir müdahale düşünür müsünüz" şeklindeki soruya Lavrov, “Bu tarz hareketlerin Avrupa Birliği’nin batılı partnerlerimizin attığı adımların ne kadar tehlikeli olduğunu çok iyi anlıyor ve kavrıyoruz. Onlar ölümcül silahları Ukrayna’ya ihraç ediyorlar. Binlerce füze, binlerce silah, teröristler tarafından Rus uçaklarına karşı kullanılıyor. Daha sonra bunlar kimin eline geçecek bu soruyu AB’deki mevkidaşlarımıza hep soruyoruz. Onlar bize seneler boyu Ukrayna’dan, Rusya’ya karşı bir üst yaptılar. Şimdi de bize sıradaki adımlarınız ne olacak bu durumu nasıl çözebiliriz diye soruyorlar. Ama şimdi bu tehlikeli duruma gelmenin sebebi bizler değiliz. Genel anlamda sadece Rusya’ya karşı değil Avrupa göklerine de bir tehlike gelecek Ukrayna’dan başka ülkelere saldıracak mıyız. Ukrayna’ya saldırmadık, saldırmaya da niyetimiz yok kimseye" cevabını verdi.

"Rusya'nın güvenliğiyle ilgili tehdit oluştu"

"Polonya’da konuşlandırılacak patriotları doğrudan tehdit kabul edecek misiniz, askeri misilleme seçeneğiniz söz konusu mu" sorusuna Lavrov şu cevabı verdi:

"Rusya’nın güvenlik konusundaki hassasiyetlerini tehlike altına alan bir durum oluştu Ukrayna’da. Sınırlarımızın güvenliği tehdit ediliyordu. Devlet Başkanımız detaylı bir şekilde bunu defalarca açıkladı ama kimse dinlemedi. Donetsk, Luhansk bölgelerine azad ettiğimiz bölgelerden biz şunu anlıyoruz. Önümüzdeki aylarda Rusya’ya bir saldırı düzenliyorlardı. Amerika Savunma Bakanlığı kendi parasıyla biyolojik laboratuvarlar kurdu. Ukrayna topraklarını çeşitli patojen maddeler üzerine deney yapmak için adeta test yapmak için kullandıktan sonra biyolojik silah üretimini hedefliyordu burada. Onlar sözde Ukrayna’da AB ama tek ağızla ABD’nin öyle bir niyeti yok. Biyolojik silah falan geliştirmiyor dediler. Buna zaten şaşırmadık, açıklayacakları buydu. BM’de yok buna dair bir bilgimiz yok dediler. ABD’liler gizli olarak çevirdi bu işlerini. Başta eski Sovyetler Birliği’nde de aynı laboratuvarları kurdular. Rusya sınırları boyunca kuruldu. Fakat kimyasal silahların, biyolojik silahların yasaklanmasıyla ilgili uluslararası bir sözleşme var."

"Ukrayna'nın güvenliğini istiyoruz"

Ukrayna’nın silahlandırılmasını ve Ukrayna’da yeni Nazi hükümeti kurulmasını istemediklerini ifade eden Lavrov, Ukrayna’nın tarafsız bir ülke olmasını istediklerinin altını çizdi. Hem Avrupa ülkelerinin, hem Ukrayna’nın güvenliğini istediklerini de belirten Lavrov, “Ama Rusya’nın da güvenliğini istiyoruz” dedi.

Rusya-Ukrayna-Türkiye üçlü dışişleri bakanları toplantısı sona erdi

"Putin hiçbir temastan kaçmaz"

Rusya Devlet Başkanı Putin ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’nin görüşmesine dair soruya Lavrov, “Başkan Putin reddetmiyor, Zelenski ile buluşabilir. Ama bu olmadan önce belirli hazırlıkların yapılması şart. Putin hiçbir temastan kaçmıyor. Sadece bu temasların laf olsun diye gerçekleşmesini istemiyoruz. Kuleba ile bugün görüştük. Önerilerimiz Ukrayna tarafına ulaştı, spesifik yanıt vermeye söz verdiler. Bundan bir katma değer, faydalı netice çıkacaksa tamam bir görüşme yaparız. Fakat Ukrayna’daki darbeden sonra daha çok görüşme için görüşme, imitasyon görüşmeler, kameralara, televizyona çıkmak için görüşme yapıyorlar. Paris’te bütün kararlar alınan Kiev tarafından uygulanmadı. Bir problemin özünde, çözümü için illaki görüşmek gerekmiyor. Alınan kararlar var, yasal çerçeve var. Elbette Zelenski ile görüşecekler Sayın Devlet Başkanımız ama bunun hazırlıklarının yapılması gerekiyor” cevabını verdi.

"Batılı iş ortaklarına ihtiyacımız olmayacak"

"Krizi öyle bir çözeceğiz ki bir daha batılı iş ortaklarına ihtiyacımız olmayacak" diyen Lavrov, "Siyasi saldırganlığın bir parçası haline geldiler. Böyle bir duruma bir daha düşmemek için her şeyi yapacağız. Doğal gaz ve petrol konusunda burada bu mesele Batı meslektaşlarımızın vicdanına bırakılması gereken bir mesele. Biz bunları hiçbir zaman silah olarak kullanmadık. Petrol ve doğal gaz alımını durdururlarsa biz kimseyi zorlamayacağız almaları için. Biz her zaman pazarı açık tutacağız" diye konuştu.

"Kaygılanıyoruz"

Nükleer konusuna da değinen Lavrov, "Nükleer savaşın çıkabileceğini düşünmüyorum. Nükleer konu olayların bağlamında son yıllarda olaylar daha gerginleşti. Nükleer konuyu bu tartışmaların içine batılı temsilciler dahil etti. Biden da kendisine soru sorulduğunda 'Yaptırımların alternatifi var mı' denildiğinde, 'Alternatif sadece üçüncü dünya savaşı' dedi. Biz kaygılanıyoruz. Aynı konuları dönüp dolaşıp duruyorlar" açıklamasını yaptı.

"Bu savaşı bitirmek istiyoruz"

Lavrov, mutabakat sağlanmış konular üzerinde ilerlenmesinin önemli olduğunu belirterek, her türlü fomatta görüşebileceklerini ancak bunun sadece görüşme olması için yapılmaması gerektiğini kaydetti.

"Bu savaşı bitirmek istiyoruz"

Doğumhane saldırısıyla ilgili açıklama yapan Lavrov, "Burada bizim cevabımızı duymak istemiyorsunuz anladığım kadarıyla. Burada çocuk hastanesi ile ilgili ilk sorunuzsa bu o zaman hiç dinlemiyorsunuz cevaplarımı demek. Tüm basın bunu manşetlerine taşıdı. 7 Mart'ta açıklama yaptık, BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığımız açıklamada uzun süredir orada anne ve çocuk olmadığını, radikal unsurların oraya yerleştirdiğini, orayı askeri üsse çevirdiklerini söyledik. Buraya kendi teçhizatlarını yerleştirdiler. Tekliflerimiz ta 15 Aralık'a kadar gidiyor. O zaman 'Bir güvenlik sistemi kuralım' demiştik. 'Kimse başka bir ülkenin güvenliğini riske atarak kendi güvenliğini sağlama alamaz' dedik. 'Hiçbir örgüt böyle bir hakka sahip değil Avrupa'da' dedik. 'Kimse kimseyi domine edemez NATO'nun şu anda yaptığı gibi' dedik. Bunlar cevapta kalmasaydı da uygulansaydı memnun olurduk.

Bunun yerine Stoltenberg'ten, Borrel'den bir mektup geldi, 'Müzakerelere hazırız' dendi ama bu taahhütler bireysel ülkeler tarafından imzalanmıştı. Batılı temsilcileriniz bunu yaptı işte, diplomasiden anlayışları bu. Diplomasi ile her şeyi çözmek istiyoruz ama Ukrayna'nın askeri varlıktan, Nazizimden arındırılması gerektiğini söyledik. Rusya Federasyonu'na yönelik açık bir tehdit var. Bu çok açık bir şekilde ortaya çıktı. Bu yüzden düzgün insanlarla dürüstçe irtibat halinde olsaydık o zaman her şey çözülmüş olurdu. Burada bir ortak göremiyoruz ki dürüstçe bizimle masaya otursun. Biz bu savaşı hiç istemedik, bu savaşı bitirmek istiyoruz" dedi.

İsa Akar - Ahmet Serdar Eser
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir KADEM kadına yönelik şiddete dikkat çekti Eskişehir KADEM İl Temsilcisi Mehtap Özkaya, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ile ilgili yaptığı konuşmada televizyon dizilerinin kadına yönelik şiddet üzerindeki etkisini vurguladı. Eskişehir KADEM İl Temsilcisi Mehtap Özkaya, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ile ilgili yaptığı konuşmada bu yıl ki sloganlarının “şiddete seyirci kalma” olduğunu söyledi. Özkaya, geçtiğimiz yıl en çok izlenen 14 yerli yapım diziyi kadına yönelik şiddet bağlamında değerlendirdiklerini söyledi. İncelemeye konu olan 14 dizide toplam 327 bölümde 3 bin 13 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit ettiklerini dile getiren Özkaya, “25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü vesilesiyle bir aradayız. Tüm dünyada kadınlar özel ve kamusal alanda farklı şiddet türlerine maruz kalıyorlar. Bu gerçeğe dikkat çekmek ve kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak adına 25 Kasım önemli bir gündür. Bu yıl ki hazırladığımız kampanyamızın sloganı ise “şiddete seyirci kalma”. Bu sloganla vermeyi hedeflediğimiz mesajlar var. Medyada geçen kadına yönelik şiddet konusu bizimde uzun zamandır gündemimizde yer alıyor. Medyada kadına yönelik şiddet ve izleyici farkındalığı, yerli diziler üzerinde inceleme başlıklı önemli araştırmayı hayata geçirdik. Bu araştırmada geçtiğimiz yıl en çok izlenen 14 yerli yapım diziyi kadına yönelik şiddet bağlamında inceledik. Bu araştırmada dizilerde işlenen şiddet türlerini, bu türlerin oranlarını, yaygınlığını, izleyicilerin dizilerdeki kadına yönelik şiddete dair farkındalığını ve şiddet sahnelerinden etkilenme durumlarını ölçtük. İncelemeye konu olan 14 dizide toplam 327 bölümde 3 bin 13 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit ettik. En çok karşılaşılan şiddet türlerine baktığımızda ise yüzde 51 oranında psikolojik, yüzde 24 sözlü, yüzde 11 çok boyutlu ve karmaşık, yüzde 8 fiziksel şiddet tespit ettik. Kadına yönelik şiddetin bütün türleri diziler aracılığıyla evimize sızıyor. Bu sebeple bizler kampanya boyunca “şiddete seyirci kalma” diyerek televizyon dizilerindeki kadına yönelik şiddet ve türlerine, etkilerine dikkat çekip sizlerle paylaşacağız. Kampanyamızın kadına yönelik şiddete karşı bireysel ve toplumsal farkındalık oluşmasını diliyor, hepinize duyarlılığınızdan dolayı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş Deprem sonrası felç kalan Mehmet, hayallerini gerçekleştirmek istiyor Kahramanmaraş’ta depremden sağ kurtulan ancak omurilik felci teşhisi konulup yürüyemeyen 22 yaşındaki Mehmet, yeniden ayağa kalkıp vatani görevini yapmak istiyor. Kahramanmaraş’ta yaşayan 22 yaşındaki Mehmet Fatih Güngör, 6 Şubat depremleri sırasında bir tekstil fabrikasında çalışırken enkaz altında kalarak ağır yaralandı. Çeşitli hastanelerde tedavi gören Mehmet’e, omurilik felci teşhisi konuldu. Belinden aşağısı tutmadığı için yürüyemeyen gencin birçok hayalide yarım kaldı. Askerlik ve evlilik hayali yarım kaldı Hayatı boyunca vatani görevini yapmayı, otomobil kullanmayı ve evlenip yuva kurmayı hayal eden Mehmet, şimdi ise yeniden ayağa kalkabilmek için hayırseverlerin ve yetkililerin desteklerini bekliyor. “Ameliyattan sonra ayaklarımı hissetmedim” İhlas Haber Ajansı’na konuşan Mehmet Fatih Güngör, depremden sonra enkazda kaldığını ve 15 dakika içerisinde kurtulduğunu anlatarak, “Deprem sırasında iş yerinde çalışıyordum ve o anda duvar üzerime düştü. 15 dakika sonra beni kurtardılar, hastanelere gittim, çevre illerdeki hastanelere de gittim. Şuanda gelişmeler var. Enkaz altındayken kaburgam akciğerime batmış ve delik oluşmuş. Ankara’da onun tedavisi yapıldı, omurilik ve ortopedi ameliyatı oldum. Bir gün sonra kendime geldiğimde ayaklarımı hissetmediğimin farkına vardım” dedi. “Hayallerimi gerçekleştirmek istiyorum” Adana’da bir doktorun tedavisi ile sağlığına kavuşabileceğini belirten Güngör, “Adana’da bir doktor bulduk ancak seans başı 70 bin lira ücreti var. Omuriliğe kök hücre tedavisi yapıyormuş. En az 2 iğne vurulmam lazımmış ve daha sonra gelişim görebilecekmişim. Gelişim sonrası daha farklı bir tedavi uygulayacağını söyledi. Eski sağlığıma tam kavuşmayabilirim ama kendi işlerimi halledebileceğimi öğrendim. Hayallerim var. Askere gitmek istiyorum, hayat kurmak ve tekrardan çalışmak istiyorum. Araba sürmek istiyorum. Cumhurbaşkanımıza ve yetkililer hayırseverlerin yardım etmesini bekliyorum” diye konuştu.
Manisa Akhisar Emniyeti’nden geniş kapsamlı asayiş uygulaması Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ve Akhisar İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler, ilçe genelinde geniş çaplı asayiş uygulaması gerçekleştirdi. Uygulamada, kurallara uymayan araç sürücüleri ile çeşitli eğlence merkezlerine para cezası kesilirken, üzerinde uyuşturucu madde bulunan şahıslar hakkında adli işlem başlatıldı. Manisa İl Emniyet Müdürlüğü; Akhisar ilçesi genelinde dün 20.00-00.00 saatleri arasında, Asayiş, KOM, TEM, Narkotik, Güvenlik Şube Müdürlüğü ve Akhisar İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı 38 ekip, 195 personel ile asayiş uygulaması yaptı. Uygulamada, bin 212 şahıs sorgulanırken, 556 araç da denetlendi. 43 araç sürücüsüne 186 bin 54 TL para cezası uygulandı ve 11 araç trafikten men edildi. 16 umuma açık istirahat ve eğlence yerinin kontrol edildiği uygulamada; 2 şahsa Kabahatler Kanunu 36/1 maddesine göre 1 bin 954 TL idari para cezası, 1 iş yerine ruhsat dışı konsomatris çalıştırmaktan, 1 iş yerine kapalı alanda sigara içmekten,1 iş yerine de ruhsatı olmadan canlı müzik yayını yapmaktan tutanak tutuldu. Denetlemelerde, 1 adet kurusıkı tabanca ele geçirilirken, 1 şahsa 5279 sayılı kanuna göre 8 bin 323 TL idari işlem uygulandı. Yine aynı uygulamada, 36 adet sentetik uyuşturucu madde, 1,6 gram esrar maddesi, 0,35 gram metamfetamin maddesi, 1 adet Akhisar İlçe Emniyet Müdürlüğü asayiş kanalını dinleyebilen el telsizi ele geçirilirken, 1 şahsa haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan, 2 şahsa alkollü araç kullanmaktan, 8 şahsa TCK 191 (Kullanmak için Uyuşturucu Madde Bulundurmak) suçundan adli işlem yapıldı. Manisa İl Emniyet Müdürlüğü, Manisa halkının huzur ve güvenliği için suç ve suçlularla mücadelenin aralıksız devam edeceği vurguladı.
İstanbul Ticaret Bakanı Bolat: "Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tutuklama kararı alması çok önemli bir adım" Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu’nda katılan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) birkaç gün önce İsrail’in soykırımının baş mimarları olan kişileri tutuklama kararı alarak suçlu ilan etmesi çok önemli bir adımdı. Filistin’de, Gazze’de, Batı Şeria’da, Lübnan’daki vahşi katliamın ve soykırımın son bulması noktasında cesaretlendirici olmuştur” dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu’na katıldı. Beylikdüzü’nde bir otelde düzenlenen etkinlikte iki ülke arasındaki stratejik ortaklık ve ekonomik iş birliği konuları ele alındı. Foruma Bakan Bolat’ın yanı sıra Uluslararası İş Forumu Başkanı Erol Yarar, Cezayir İktisat Eski Bakanı Prof. Dr. Abdelkader Sammari, Cezayir Ankara Büyükelçisi Ammar Bellani, Müteahhitler ve Sanayiciler Kulübü Başkanı Rashid Bouhamid ve çok sayıda sektör paydaşları katıldı. “Bu yılın ilk yarısı itibariyle milli gelirimizi tam 5 katı artırarak, 230 milyar dolardan 1,2 trilyon dolara yükselttik” Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu’nda konuşan Ömer Bolat, "Cezayir-Türkiye Karma Ekonomik Komisyon 12. Dönem Toplantısı da geçtiğimiz Mayıs ayında Ankara’da yapılmıştı. İki ülke liderleri ve hükümetleri arasında çok büyük bir yakınlık var ve yakın ilişkilerimiz devam etmektedir. 22 yıldan bu yana Türkiye Cumhuriyeti olarak ekonomide çok büyük atılımlar ve başarılar kaydettik. Milli gelirimizi tam 5 katı artırarak, 230 milyar dolardan 1,2 trilyon dolara yükselttik, bu yılın ilk yarısı itibariyle. Kişi başına milli gelirimizi yine 22 yılda 3 bin 600 dolardan 13 bin 300 dolara yükselttik. Bu yılın sonunda inşallah 14 bin 500-15 bin dolar civarında kişi başı milli gelire ulaşacağız. Mal ihracatlarımızı 7.5 kat arttırarak 36 milyar dolardan 262 milyar dolara, hizmetler ihracatımızı da yine 7.5 kat artışla 14 milyar dolardan 112 milyar dolara yükselttik. Bugün Türkiye 340 milyar dolar mal ithalatı, 260 milyar dolar mal ihracatı ile 600 milyar dolar civarında bir toplam dış ticarete sahiptir. Milli gelirimizin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturmaktadır. Dış yatırımlarda da, 2002’ye kadar 14 milyar dolar yabancı doğrudan yatırım gelmişken Türkiye’ye, bu rakam son 22 yılda 269 milyar doları aşmıştır. Bunları reformlarla, doğru politikalarla, siyasi ve ekonomik istikrarı koruyarak, hep yurt içi ve yurt dışı yatırımları, istihdamı ve ihracatı arttırmaya çalışarak başardık" dedi. “Cezayir bizim Afrika’daki ikinci büyük dış ticaret ortağımızdır” Cezayir ile yürütülen ticari ilişkilere değinen Bakan Bolat, "Cezayir bizim Afrika’daki ikinci büyük dış ticaret ortağımızdır. Birinci sırada Mısır, ikinci sırada Cezayir yer alıyor. Ancak Cezayir, Türkiye yatırımları için birinci ülkedir Afrika’da. Bin 500 Türk firması 6 milyar dolarlık yatırımlarla Cezayir’de yatırım, üretim, istihdam ve ihracat peşinde koşmaktadırlar. Bunu yaparlarken de Türkiye ile ticarette de köprü rolü oynamaktadırlar. Müteahhitlik bir başka başarı hikayemizdir. Türkiye’nin dünyada 2002’ye kadar 50 milyar dolarlık müteahhitlik hizmetleri varken, son 22 yılda buna 472 milyar dolar daha ilave oldu. 522 milyar dolara yükseldik,137 ülkede 12 bin 330 proje ile. Ve Afrika’da en büyük müteahhitlik hizmetlerini Cezayir’de gerçekleştirdik. 700’e yakın proje ve 33 milyar dolarlık müteahhitlik hizmetlerini gerçekleştirdik. Cezayir’de dış ticaret bakanımızla beraber bu tercihli ticaret anlaşması müzakerelerini hızlandıracağız. Bu ticaret diplomasisi çabalarımız, dünyayla maksimum ekonomik iş birliği çabalarımız, siyasi istikrar ve yurt dışı ilişkilerde kazan-kazan, birlikte güçlenmek, birlikte büyümek hedefleri doğrultusunda hızlı adımlarla yol alıyoruz. İslam ülkeleri ile dış ticaret anlaşmalarımız 22 yılda tam 11 kat yükseldi. 10,8 milyar dolardan 2023 yılında 130 milyar dolara artış gerçekleştirmiş olduk” ifadelerini kullandı. “UCM heyetini yürekten tebrik ediyoruz” Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni tutuklama kararı alması çok önemli bir adım olduğunu söyleyen Bakan Bolat, "Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) birkaç gün önce İsrail’in soykırımının baş mimarları olan kişileri tutuklama kararı alarak suçlu ilan etmesi çok önemli bir adımdı. Filistin’de, Gazze’de, Batı Şeria’da, Lübnan’daki vahşi katliamın ve soykırımın son bulması noktasında cesaretlendirici olmuştur. Suçların cezasız kalmayacağı ve adaletin ahirete kalmadan bu dünyada da tecelli edeceği noktasında yüreklere su serpmiştir. UCM heyetini yürekten tebrik ediyoruz. Türkiye olarak gerçekten dünyada tek başımıza da olsak, İsrail ile ihracat ve ithalatı 6 ay önce durdurma kararı almıştık ve bu kararımızı uygulamaktayız. Ama Filistin ekonomisine ayakta kalması için Filistin’in istediği ticaret noktasında da onlara gerek ihracatta gerek ithalatta destek vermekteyiz. Ve Gazze’dekiler başta olmak üzere kardeşlerimize 85 bin ton gıda ve sağlık yardımları, hijyen yardımları konusunda öncülük ediyoruz, etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.