DÜNYADAN FUTBOL - 19 Nisan 2020 Pazar 19:53

Roma'da futbolcular ve teknik ekip 4 aylık maaşlarından vazgeçti

A
A
A
Roma'da futbolcular ve teknik ekip 4 aylık maaşlarından vazgeçti

Milli futbolcular Cengiz Ünder ve Mert Çetin'in formasını giydiği İtalyan ekibi Roma'da, futbolcular ve teknik ekibin gönüllü olarak 4 aylık maaşlarından vazgeçti.

Dünyayı saran korona virüs salgını dolayısıyla kulüpler ekonomik olarak zor günlerden geçtikleri için futbolcular da maaşlarında indirime gidiyor. Bu doğrultuda İtalyan temsilcisi Roma, resmi internet sitesinden açıklamalarda bulundu. Milli futbolcular Cengiz Ünder ve Mert Çetin'in formasını giydiği Roma'da yapılan açıklamaya göre futbolcu ve teknik ekibin 4 aylık maaşlarından vazgeçtiğini bildirildi.

Roma, gönüllü olarak alınan bu karar için futbolcu ve teknik ekibe teşekkürlerini iletti.

Oğuzhan Ort

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Çocuklarda bronşitin yayılmasını engelleyen 6 önlem Memorial Kayseri Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Ufuk Ertural, mevsim geçişlerinde en çok çocukları etkileyen akut bronşit hakkında bilgi verdi. Çocuklarda ve bebeklerde yaygın görülen bir akciğer enfeksiyonu olan bronşit, soğuk algınlığına çok benzeyen semptomlarla başlıyor. Burun akıntısı, tıkanıklığı ile öksürük ve hafif baş ağrısıyla seyreden hastalığa ateş eşlik edebiliyor. Akciğerlerdeki solunum tüplerinin yani bronşların iltihaplanmasıyla ortaya çıkan bronşit, kısa süreli (akut) ya da uzun süreli (kronik) olabiliyor. Akut bronşit söz konusu olduğunda semptomlar genellikle hızlı bir şekilde gelişiyor ve hastalığın seyri kısa sürüyor. Hastalığa neden olan virüslerin bulaşmasını engellemek için basit önlemler alınması gerekiyor. “Akut bronşitin nedeni virüsler” Virüslerin akut bronşite sebep olduğunu söyleyen Ufuk Ertural, “Akut bronşite çoğunlukla viral bir enfeksiyon neden olmaktadır. Aynı zamanda bakteri veya toz ve alerjenler ile ağır partiküllerin havada olması hastalığın seyrini ağırlaştırmaktadır. Akut bronşitin en önemli nedeni ise virüslerdir. Özellikle çocuklarda hastalık; burun, ağız veya boğazda (üst solunum yolunda) soğuk algınlığı veya başka bir viral enfeksiyondan sonra ortaya çıkmaktadır. Çocuklar hasta olan başka bir çocukla yakın temas sonucunda virüsü kapabilmektedir” dedi. “Kronik hastalığı olanlara dikkat” Ertural, kronik sinüzite yatkın çocukların risk grubunda olduğunu söyleyerek; “Hastalık, mukus üretiminin artmasına ve diğer değişikliklere neden olmaktadır. Akut bronşit söz konusu olduğunda semptomlar genellikle hızlı bir şekilde gelişir ve hastalığın seyri kısa sürer. Vakaların çoğu hafif seyrederken kronik hastalığı olan çocuklarda bronşit daha ağır tablolara neden olabilmektedir. Akut bronşit olma riski yüksek çocuklar ise daha kolay hasta olabilmektedir. Akut bronşit olma riski daha yüksek olan çocuklar ise şunlardır; toz alerjisi olanlarda maruziyet bronşiti tetikleyebilir. Kronik sinüzite yatkın çocuklar risk grubundadır. Özellikle astımı hastası olan çocukların bronşite yatkınlığı yüksektir” ifadelerini kullandı. “Hastalık bu belirtilerle başlıyor” Hastalığın belirtileri hakkında bilgiler veren Ertural; "Çocuklarda akut bronşit şu belirtilerle kendini göstermektedir. En sık görülen belirtiler şunlardır; Kusma veya öğürme, kuru veya balgamlı öksürük, öksürük başlamadan ortaya çıkan burun akıntısı, göğüs tıkanıklığı ve ağrısı ile boğaz ağrısı, halsizlik, titreme, hafif ateş, sırt ve kas ağrısı, hırıltılı solunum. Belirtiler genellikle 7-14 gün sürmektedir. Öksürük bazen kronikleşmektedir. İnatçı öksürük 3-4 hafta devam edebilmektedir. Çocukların akut bronşit olup olmadığını belirlemek için zatürre veya astım gibi diğer sağlık sorunlarını saf dışı etmek gerekir. Bunun için testler yapılmalıdır. Tedavi aşamasında ise belirtilere ve çocuğun genel sağlık durumuna bağlı olarak yapılır. Bu aşamada çocuklarda akut bronşit tedavisinde antibiyotik kullanılmaz. Çünkü enfeksiyonların çoğu virüs kaynaklıdır. 8-10 günden daha uzun süren öksürük belirtisinde bile genellikle antibiyotiklere ihtiyaç duyulmaz. Bakteriyel enfeksiyon olmadığı sürece antibiyotik kullanılması tavsiye edilmez” dedi. Ertural, beslenme sorunu olan hastaların hastaneye başvurması gerektiğini söyleyerek, “Tedavide semptomların hafifletilmesine yardımcı olacak etken maddesi parasetamol veya ibuprofenolan (6 aydan büyükler için) ilaçlar kullanılmalı bol istirahat tavsiye edilmelidir. Sıvı alımı takip edilmeli, yeterli ortam nemi sağlanmalıdır. İştahsızlık nedeniyle beslenmede zorluk çeken çocukların hastaneye yatırılması gerekebilir. Akut bronşit geçiren çocukların büyük bir bölümü herhangi bir sorun yaşamadan iyileşebilmektedir. Küçük bir oranda ise hastalık zatürreye dönebilmektedir. Bu önlemler hastalığın yayılmasını engeller. Alınacak önlemler ise; çocuklara el yakıma alışkanlığının kazandırılması önemlidir. Öksürürken veya hapşırırken burnunu ve ağzını kapatması gerektiği öğretilmelidir. Hastalığın yayılmaması için çocukların aşıları tam olmalıdır. Hasta olan çocuklarla diğer çocukların teması engellenmelidir. Özellikle okul ve kreşlerde hasta olan çocuklara izin verilmelidir. Hasta çocukların temas ettiği yüzeyler temizlenmeli ya da ve dezenfekte edilmelidir. Bebeklerde anne sütü solunum yolu enfeksiyonlarını azaltmaktadır. Solunum yolu enfeksiyonları emzirilen bebeklerde daha az görülmektedir” ifadelerini kullandı.
Aydın Vali Canbolat: “Bizim geleneklerimiz kadını, hayatın merkezinde görür” Kadına yönelik şiddetle mücadelenin etkin bir şekilde sürdürüldüğüne dikkat çeken Aydın Valisi Yakup Canbolat, “Bizim geleneklerimiz kadını, hayatın merkezinde görür ve böyle kabul eder” dedi. Aydın Valisi Yakup Canbolat, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Türk geleneğinde kadının hayatın merkezinde tutulduğuna dikkat çeken Vali Canbolat, mesajında “Birleşmiş Milletler tarafından 1999 yılında alınan kararla 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olarak kabul edilmiştir. Bu önemli gün, kadına yönelik şiddet olgusunu dünyanın gündemine taşımakta, soruna ve çözüm yollarına ilişkin çalışmalar yapılması konusunda farkındalık oluşturmaktadır. Günümüzde insanlığın en önemli sorunlarından biri olan kadına yönelik şiddet, farklı görünümleriyle tüm dünyada varlığını devam ettirmektedir. Kadınların temel hak ve özgürlüklerinin kullanımını engelleyen, toplumsal kaynaklardan yararlanmalarını sınırlandıran, genel olarak toplumsal ve ekonomik gelişme üzerinde olumsuz etkiler yapan kadına yönelik şiddetle, çağdaş dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkin mücadele edilmektedir. Özellikle ülkemiz kalkınma hamlelerine imza atarken, ekonomik, sosyal, kültürel ve diğer alanlarda büyük ilerlemeler kaydederken, kadın hakları ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda da Anayasa ve yasalarda köklü değişikliklere giderek kadın-erkek eşitliği ilkesini daha da güçlendirmiştir. Medeni Kanun, İş Kanunu ve Türk Ceza Kanunu gibi temel kanunlarda yapılan adil reformlarla, Ülkemizde tüm mevzuatın, kadın erkek eşitliği ilkesini gözeten ve kadına yönelik şiddete sıfır tolerans tanıyan bir yapıya kavuşturulmuştur. Kadına yönelik şiddetle mücadelede ilerleme sağlanabilmesinde yasal düzenlemeler ve kurumsal mekanizmaların yansıra konuya ilişkin bilinç ve duyarlılığın artırılması, toplumsal farkındalığın sağlanması da önemlidir. Kolluk, adalet, sağlık, sosyal hizmet gibi birçok alanın; kamu kurumları, sivil toplum, medya ve özel sektör gibi birçok tarafın, bütüncül yaklaşım içerisinde uzun soluklu ve kararlı mücadelesine ihtiyaç vardır. Unutulmaması gereken bir husus da, hak ve adaletin savunucusu ve temsilcisi olarak asırlar boyu insanlığa ışık saçan köklü bir medeniyetin mensupları olduğumuzdur. Bizim medeniyetimiz, kültürümüz, kadın erkek demeden, yaşlı çocuk demeden canı, hayatı, insanı değerli görür. Bizim geleneklerimiz kadını, hayatın merkezinde görür ve böyle kabul eder. Bu duygu ve düşüncelerle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde Valilik olarak tüm kadınlarımızın yanında ve destekçisi olduğumuzu belirtir, kadınların toplumda hak ettiği yere ulaşmasındaki tüm engellerin kalktığı bir dünya dilerim” ifadelerine yer verdi.
Mersin Mersin’de sağlık şartlarına aykırı taşınan 235 kilo et ele geçirildi Mersin’de lastiği patladığı için yol kenarında bekleyen kamyonette 235 kilo sağlıksız şartlarda taşınan et ele geçirildi. Akdeniz Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Mersin-Tarsus Otoyolu üzeri Deliçay Köprüsü civarında, lastiği patladığı için bekleyen kamyonet tipi bir araca yardım etmek amacıyla duran Mersin İl Otoyol Jandarma ekipleri, camları siyah filmlerle kaplı araçtan şüphelendi. Ekipler, araç içinde yaptıkları inceleme ve kontrolde kilolarca parçalanmış et bulunduğunu tespit etti. Etlerin, Gaziantep’in Atakent Mahallesi’nde faaliyet gösteren bir et ve tavuk firmasından alındığını belirledi. Araçta bulunan 2 kişi hakkında tutanak tutuldu Bunun üzerine haber verilen Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri de yaptıkları incelemede, etlere ait etiket olmadığını, etlerin soğuk zinciri bozularak, açıkta ve sağlıksız ortamda taşındığını tespit ederek el konulması gerektiğini belirtti. Araçta bulunan 2 kişi hakkında tutanak tutulmasının ardından el konulan ve güvenilir olmayan gıda olarak nitelenen kilolarca et, Akdeniz Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Etler, hayvan barınağına ulaştırıldı Yapılan tartı işlemi sonucu ele geçirilen parçalanmış etlerin yaklaşık 235 kilogram olduğu belirlendi. Kesim etiketi olmayan, soğuk zinciri kırılarak, hijyenik olmayan bir şekilde taşındığı için halk sağlığını tehdit eden etler, Mersin Büyükşehir Belediyesine bağlı hayvan barınağına ulaştırılmak üzere, Sahipsiz Hayvanlar Şube Müdürlüğü yetkililerine teslim edildi.