SPOR - 31 Ağustos 2021 Salı 21:39

Remzi Sanver: 'Eski başkanımız ve yönetim kurulu üyeleri için ceza verilmemesine karar verildi'

A
A
A
Remzi Sanver: 'Eski başkanımız ve yönetim kurulu üyeleri için ceza verilmemesine karar verildi'

Galatasaray Yönetim Kurulu Sözcüsü Remzi Sanver, disiplin kuruluna sevk edilen eski başkan Mustafa Cengiz ile bazı yönetim kurulu üyeleri hakkında yaptığı açıklamada, "Disiplin kurulumuz oy birliği ile ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Yönetim kurulumuz da oy çokluğuyla disiplin kurulunun kararına uymaya karar verdi" dedi.

Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Sözcüsü Remzi Sanver, bugün gerçekleştirilen yönetim kurulu toplantısı sonrasında GS TV’de açıklamalarda bulundu. İki önemli gelişme hakkında konuşacağını ifade eden Sanver, "Bunlardan bir tanesi, 2020 ve 2021 senelerinde salgından dolayı yapamadığımız mali genel kurullar. Yönetim kurulumuz bu genel kurulların 9 Ekim tarihinde eğer çoğunluk sağlanmazsa 16 Ekim tarihlerinde yapılması dair karar aldı" diye konuştu.

"Eski başkanımız ve yönetim kurulu üyeleri için ceza verilmesine yer olmadığına karar verildi"

İkinci konunun disiplin kurulundaki iki dosya hakkında olduğunu söyleyen Remzi Sanver, "Bir süre evvel bazı üyelerimiz geçtiğimiz dönem başkanımız Mustafa Cengiz ve bazı yönetim kurulu üyelerini 22-29 Mayıs 2021 tarihinde yapılması gereken seçimli olağan genel kurulun iptal kararının alınmış olmasından dolayı disiplin kuruluna sevk etmişlerdi. Disiplin kurulumuzun aldığı tavsiye kararı, yönetim kurulumuza geldi ve buna göre disiplin kurulumuz oy birliği ile Galatasaray Spor Kulübü Derneği tüzüğünün 109’a 1 ve 109’a 2 maddesindeki ihlalin unsurları oluşmadığından ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Konu öneri niteliğindeki bu karar gereği yapılmak üzere yönetim kuruluna sevk edildi. Konu yönetim kurulumuzla görüşüldü ve yönetim kurulumuz da bu defa oy çokluğuyla disiplin kurulunun kararına uymaya, yani ceza tayinine mahal olmadığını karar verdi. Disiplin kuruluna sevk edilmiş olan ikinci dosya ise yine bazı üyelerimizin geçtiğimiz dönem divan başkanımız Eşref Hamamcıoğlu ve divan yönetimi hakkında sanal ortamda yapılan divan kurulu toplantısının kişisel verilerin korunması kanununa uygun yapılmamasından dolayı disiplin kuruluna yaptıkları başvuruydu. Disiplin kurulumuz konuyu görüştü ve yine oy birliğiyle Galatasaray Spor Kulübü Derneği tüzüğünün 108’e 1 maddesindeki eylem oluşmadığı için tüzüğün 112. maddesine göre savunma alınmasına gerek olmadığına ve ihlalin unsurları oluşmadığından ceza verilmesine yer olmadığına toplantıda bulunanların oy birliğiyle karar verdi, yönetim kurulumuzda oy birliğiyle alınmış bu kararın oy birliğiyle uygulanmasına karar verdi" şeklinde konuştu.

"Takımımızın menfaatlerini gözeten adil ve hakkaniyetli adımlar attık"

GZT Giresunspor maçında Brezilyalı futbolcu Marcao'nun Kerem Aktürkoğlu'na yaptığı hareketle ilgili de konuşan Sanver, "Bir sporcumuzun Giresunspor maçındaki spor etiğine ters davranışı üzerine olacak. Sıklıkla vicdan hürriyetini savunuyoruz. Bu hürriyetin temel şartlarından biri de doğruya doğru yanlışa yanlış demeyi bilmektir. Yani başkası yapınca yanlış olan, biz yapınca doğru olmaz. Onun için sporcumuzun davranışını tevil yoluna gitmedik. Daha önce bir vesileyle ifade ettiğim gibi spor kulüpleri sporcularının sadece bedensel gelişmelerinden değil ahlaki olgunlaşmalarından da sorumludur. Bunun elbette Galatasaray için de geçerli olduğunun bilincindeyiz. Zaten bunun için de bu bilinci bu olayda ortaya koyduğumuzu düşünüyoruz. Kulübümüzün kurumsallığına ve iç ilişkiler hiyerarşisine uygun biçimde hem Galatasaray'ın değerlerini hem de takımımızın menfaatlerini gözeten adil ve hakkaniyetli adımlar attık. Başka bir deyişle yanlışa doğru demek ilkesizliğine düşmedik ama oyuncumuzun yaptığı yanlışın Galatasaray'a zarar verme sürecine dönüştürülmesine de müsaade etmedik. Aslında bu süreçte yaşananlar Türkiye Futbol Federasyonu’ndaki yapısal, kişiler kaynaklı sorunların vahametini bir kere daha ortaya koydu" ifadelerini kullandı.

"Üyelerimizle, taraftarlarımızla, paydaşlarımızla ve tarihimizle çok güçlü bir camiayız"

Çaykur Rizespor ile yaşanan olaylara da değinen Remzi Sanver, "Galatasaray Spor Kulübü yönetimi olarak göreve geldiğimiz günden itibaren Türkiye Futbol Federasyonu yönetimiyle ilişkilerimizi Türkiye'de futbolun genel yararına birlikte katkı yapmak ekseninde kurmaya çalıştık. Bunun için samimiyetle el uzattık ama ne yazık ki elimiz boşta kaldı. Buradaki üzüntümüz ve tasamız Galatasaray’ın dar anlamda menfaatleri değil. Türkiye'de futbolun yüksek standartlarda yönetilmesine bütün futbol ekosisteminin ihtiyacı var. Bu noktan çok uzaktayız. Bu durum kulüplerarası ilişkilerin kimyasını da bozuyor. Bunun üzücü örneklerinden birini dün yaşadık. Bildiğiniz gibi Galatasaray'la Rizespor arasında bir ihtilaf var. İnsanız olabilir, spora gönül vermiş medeni insanlar olarak bunu konuşuruz, hallederiz. Gerekirse hukuk yoluna gideriz, orada hallederiz. Ama bu süreç ne yazık böyle gelişmedi. Dün Rizespor'un bizi itham eden sert açıklamaları oldu. Bizim bu ithamlara cevap veren yine sert açıklamalarımız oldu. Oysa ki bizim ne Rizespor'la ne de başka bir rakibimizle evet ihtilafımız olabilir ama husumetimiz olamaz. Gelinmiş olan bu nokta esas itibarıyla Türkiye'deki futbolun genel yönetim süreçlerindeki sıkıntıların bir yansımasıdır. Başkanımıza kendince ceza vermeye çalışırken, ‘Hukukun üstünlüğünü değil üstünlerin hukuklu hukukunu inceleyen ve talimatla karar veren kurulunuz nezdinde savunma yapmayı zul addederim’ ifadesinin muhatabı olmuş kişiler ve kurumları gördükçe biz mahcubiyet hissediyoruz. Bu hali Türk futboluna yakıştırmıyoruz. Bunun için Türkiye'de futbolun kendimize sadece Galatasaray'a değil hepimize yakıştırdığımız yönetilmesi için mücadele vereceğiz. Hak arama özgürlüğümüzün el verdiği bütün hukuki adımları atacağız. Konuyu futbolun bütün önemli platformlarının gündemine taşıyacağız. Hem ulusal hem uluslararası ölçekte vereceğimiz bu mücadele sportif başarı için değil bir maçı kazanabilir ya da kaybedebiliriz. Şampiyon olabilir ya da olmayabiliriz bunların hepsi sportif rekabetin doğal sonuçlarıdır. Ama sadece Galatasaray'ın değil gelişmiş bir toplumun değerlerine aykırı bir düzlene göz yumamayız, yummamaya yummayacaksın. Üyelerimizle, taraftarlarımızla, paydaşlarımızla ve tarihimizle çok güçlü bir camiayız ve bu mücadelede kenetlendik" dedi.

"Yönetim kurulumuzla, Fatih Terim arasındaki açık, güvene dayalı ve ahenkli bir ilişki var"

Başkan Burak Elmas ile Teknik Direktör Fatih Terim arasındaki ilişki hakkında yapılan eleştirilere cevap veren Remzi Sanver, "Yönetim kurulumuzla, Teknik Direktörümüz Fatih Terim arasındaki açık, güvene dayalı ve ahenkli ilişkinin altını çizmek isterim. Bu olması gerekendir. Kulüp yönetimi olarak sadece futbolda değil her spor branşında hocalarımızla bu ilişkiler kuruyoruz, kurmak zorundayız. Zaten kuramadığımız noktada da ilişkiyi bitirir, kurabileceğimiz hocalarla çalışırız. Fatih hocamız futbolun sadece Türkiye'de değil, dünyada önde gelen simalarındandır. Biz kendisine güvendik, sporcularımızı emanet ettik. Eğitimden gelen ve üniversite yöneticiliği yapmış bir insan olarak söylüyorum öğrencilerinizin eğitimini bir hocaya emanet edersiniz. Daha sonra her gün o hocanın sınıftaki işine karışmazsınız. Hoca yaptığı işin hesabını eğitim yılı sonunda hatta eğitim uzun soluklu bir süreçtir. Bazen birkaç eğitim yılı sonra verir. Fatih hocamızın günü geldiğinde bu hesabı hem yönetimimize hem de Galatasaray camiasına en iyi şekilde vereceğine dair inancımız tamdır. Aynı şekilde biz de yönetim olarak sportif kararlarımızın sonuçlarının hesabını genel kurulumuza ve Galatasaray camiasına vereceğiz. Başkanımızla hocamız arasındaki yıllar öncesine dayanan dostluktan yahut Fatih hocanın Galatasaray Divan Kurulu Üyesi kıdemli bir Galatasaraylı olmasından yola çıkarak ya da bilemediğimiz başka şekilde Fatih hocaya teknik direktörlüğün ötesinde Galatasaray yönetiminde rol biçen yorumların gerçeklikte karşılığının bulunmadığını da altını çizmek isteriz. Tabiatıyla dileyen dilediği yorum yapmak da serbest. Herkesin üslubu da kendine aittir" açıklamasında bulundu.

Oğuzhan Ort

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Demiröz: "PKK’yı, PYD’yi ve DEAŞ’ı sen kurdun" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, ABD ve AB’nin Türkiye’ye yönelik politikalarını sert bir dille eleştirdi. Demiröz, "Emperyalist Amerika’ya sesleniyorum: PKK’sını kuran da sen, PYD’sini kuran da sen, DEAŞ’ını kuran da sen. Alıp o çapulcularını gideceksin. Bu ülkenin verilecek bir karış toprağı yok. Bu birlik ve beraberliği sürdürdükçe inanın bu ülkeden çivi bile sökemezler" dedi. AK Parti Kırıkkale 8. Olağan İl Kongresi, 17 Ağustos Kapalı Spor Salonu’nda coşkulu bir katılımla gerçekleştirildi. Programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rize’deki kongrede yaptığı konuşma dev ekrandan canlı olarak izlendi. Kongrede konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, Türkiye’nin milli birlik ve beraberliğine vurgu yaparak, muhalefeti ve dış güçleri eleştirdi. Demiröz, AK Parti’nin 22 yıldır doğudan batıya, kuzeyden güneye ayrım yapmadan tüm ülkeye yatırımlar gerçekleştirdiğini belirtti. "Bin yıllık kardeşliğimizi bozmak isteyenler oldu" Demiröz, "Kürdüm ama bugüne kadar bu ülkede, bu yönetimde, bu demokraside hiç kimse Kürt-Türk ayrımı yapmadı. ’Kürtsün, sen başkan olamazsın, vekil olamazsın, müdür olamazsın’ demedi. Aramıza nifak sokanlar, bin yıllık kardeşliğimizi bozmak isteyenler oldu. Ama başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü bizim dünya liderimiz Recep Tayyip Erdoğan var. Dünyada üç liderden bahsediliyor: Çin’de Şi, Rusya’da Putin ve Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan. Biz, 22 yıldır doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine hiçbir ayrım yapmadan yatırım yaptık. Kardeşliğimizin neticesi bugün 22 yıldır bu ülkeyi biz yönetiyoruz" diye konuştu. Demiröz, muhalefeti hedef alarak, "Muhalefet diye bir şey yok. Cumhuriyet Halk Partisi’ne bakın, liderini bile kimse bilmiyor. 4 tane lideri var, kimin ne yaptığı belli değil. Bu ülkeyi gezi, tatil, heykel ve konser sevdasına bırakamayız" ifadelerini kullandı. "Avrupa Birliği 60 yıldır bekletiyor" Amerika Birleşik Devletleri’ne ve Avrupa Birliği’ne (AB) yönelik eleştirilerde bulunan Demiröz, "Emperyalist Amerika’ya sesleniyorum: PKK’sını kuran da sen, PYD’sini kuran da sen, DEAŞ’ını kuran da sen. Alıp o çapulcularını gideceksin. Bu ülkenin verilecek bir karış toprağı yok. Bu birlik ve beraberliğimizi sürdürdükçe inanın bu ülkeden çivi bile sökemezler. NATO, sen alma bizi, F-35’ten çıkart. Yunan adalarını silahla doldur. Niye vermiyorsun F-35’leri? Parasını vermişiz. Yerine F-16 istiyoruz, onu da vermiyor. Onun için bizim bizden başka dostumuz yok. Avrupa Birliği 60 yıldır bekletiyor. Vicdansızlar. Türkiye’nin ekonomisi sizin 14 tanenizin toplamından büyük. Niye almıyorsun? Almazlar, çünkü bizim kültürümüz farklı" dedi. Türkiye’nin gönül coğrafyasında yer alan 60 devletle beraber 2050 yılında dünyanın ilk 5 ülkesi arasına gireceğini ifade eden Demiröz, "Bu başarının kapısını aralayan ve ufkumuzu açan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Allah ondan razı olsun" sözleriyle konuşmasını tamamladı. Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can ise, AK Parti Kırıkkale kurucu il başkanı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yol yürümenin onurunu taşıdığını söyledi. Can, "Dünya lideri, oturduğu yerden 15 gün içinde Suriye sorununu çözebiliyorsa, bu sizlerin desteği sayesinde" diyerek, birlik ve beraberliğin korunması gerektiğini ifade etti. AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu, AK Parti’nin 23 yıl önce başlayan hizmet yolculuğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde millete hizmet etmeyi ve hesap vermeyi ilke edindiğini söyledi. AK Parti Milletvekili Mustafa Kaplan da, Kırıkkale halkının ihtiyaçlarını karşılamak için bakanlıklarla sürekli iletişimde olduklarını belirterek, "Sizler olmazsanız bizler bu makamlarda olamayız" dedi. AK Parti İl Başkanı Engin Pehlivanlı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "kimsesizlerin kimsesi, ümmetin umudu" olduğunu ifade ederek, "Milletine hizmet etmeye yeminli neferleriz" diyerek AK Parti’nin hizmet anlayışını vurguladı.
Burdur Burdur Belediyesi eski Başkanı Sebahattin Akkaya: ’Kazılarda Çıkan Kemikler, Bu Bölgedeki Rum Mezarlığı’na Ait Olabilir’" Burdur Öğretmenevi bahçesinde yapılan çevre düzenlemesi sırasında kanal açan işçilerin insan kemikleriyle karşılaşması sonrası polis ve olay yeri inceleme ekiplerini çalışma yapmış daha sonra bu alan incelenmek üzere MAKÜ Antropoloji bölümüne bırakılmıştı. Konu hakkında öngörüde bulunan eski Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya buranın eski bir Rum mezarlığı olabileceğini belirtti. Burdur merkez Bahçelievler Mahallesinde faaliyet gösteren Burdur Öğretmenevi bahçesinde peyzaj düzenlemesi sırasında kanalizasyon için kanal açan işçiler, birden fazla insan kemiği buldu. Hemen polis ekiplerine bildirilen bu buluntu üzerine güvenlik önlemleri alındı ve olay yeri inceleme ekipleri bölgedeki çalışmalara başladı. Eski Mezarlık İhtimali İçinde birden fazla kemik bulunan alanda yapılan kazı genişletildi. Ekipler, bölgenin eski bir mezarlık olabileceğini düşündü. Kemiklerin yaklaşık 80-90 yıl öncesine ait olduğu değerlendirilirken, müze yetkililerine haber verildi. Burdur’daki eski Müslüman mezarlıklarının şehir dışında olduğundan, bu bölgenin eski bir Rum veya Ermeni mezarlığı olabileceği öngörülüyor. Sabahattin Akkaya’dan Değerlendirme: “Rum Mezarlığı Olabilir” Bu buluntular üzerine emekli öğretmen ve eski belediye başkanı Sebahattin Akkaya, önemli açıklamalarda bulundu. Akkaya, Burdur’un kültürel varlıkları üzerine uzun yıllardır araştırmalar yaptığını, özellikle Burdur’daki gayrimüslimlerin tarihini incelediğini belirttiği konuşmasında; "Ben, Burdur’un kültürel varlıkları üzerine bir çalışma başlatmıştım. Burdur’da gayrimüslimler de yaşıyordu, özellikle mübadeleye kadar Rumlar ve Ermeniler de burada bulunuyordu. Mezarlıklar konusunu ele alırken, Müslüman mezarlıklarının yerleri belli olsa da, Rumlara ait mezarlığın yerini bilmiyordum. Fakat birkaç yaşlı kişiden, Tarım İl Müdürlüğü’nün kuzeybatı istikametinde bir yerin olabileceğini duymuştum. Bugün öğretmenevi bahçesinde yapılan kazıda insan kemiklerinin çıkması bu tezi kuvvetlendirdi. Çünkü burası, Rumların yaşadığı Zafer Mahallesi’ne oldukça yakın bir yer." dedi. “Burdur’daki Rum Nüfusu” Akkaya, Burdur’daki Rum nüfusunun 300-500 hane arasında olduğunu ve 1920 yılına kadar Burdur’da yaşadıklarını belirtti. Öğretmenevi’nin de Zafer Mahallesi’nin kuzeyinde olduğunu ifade eden Akkaya, "Kazılarda çıkan kemikler, bu bölgedeki Rum Mezarlığı’na ait olduğunu gösteriyor" dedi. Burdur’daki Gayrimüslim Nüfusun Tarihi Burdur’daki gayrimüslim nüfusun tarihine de değinen Akkaya; "Türkler, Burdur’a 1100’lü yılların sonunda gelmeye başlamışlar ve o dönemde Burdur’da Rumlar yaşıyordu. 1920’lere kadar buradalar. Ancak 1922’deki mübadele sırasında buradaki Rumlar Yunanistan’a gitmek zorunda kaldı. Yunanistan’daki soydaşlarımız da Burdur’a geldi ve o dönemdeki Rumlardan kalan evler onlara verildi" dedi. Sonunda Buluntular Ortaya Çıktı Akkaya, daha önce sadece bir duyumla bu mezarlığın varlığından haberdar olduklarını belirterek; "Bugün öğretmenevi bahçesinde yapılan kazı, bu tarihi tezi ortaya çıkarmış oldu. Burdur’daki Rum mezarlığına ait buluntular, bu kazıda çıkan kemiklerle doğrulanmış oldu" dedi. Kemiklerin ne zamandan kaldığı ve neden orada olduğu ise müze ve antropoloji ekiplerinin çalışmaları sonrası netlik kazanacak.