SAĞLIK - 26 Ağustos 2020 Çarşamba 13:57

Prof. Dr. Alper Şener: 'İyonize çinko içeren pastil virüslere karşı kalkan oluşturuyor'

A
A
A
Prof. Dr. Alper Şener: 'İyonize çinko içeren pastil virüslere karşı kalkan oluşturuyor'

Normal hayatta alınan gıdaların içinde az miktarda çinkonun bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Alper Şener, “Çinko asetat mide ve bağırsak sistemine geçtiği zaman pek çok enzimde etkinliği var. Çinkonun iyonize halde pastil formu koronavirüse karşı kullanımında etkin olacağını düşünüyoruz” dedi.

Çinkonun kullanımı bağışıklık sistemini güçlü tutmak adına oldukça etkili oluyor. Yeterli çinko alınmasının insan vücudunun performans ve dayanıklılık gelişimini etkileyen önemli faktörlerden olduğu biliniyor. Çinko asetatın insan sağlığına faydalarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Alper Şener, normal hayatta alınan gıdaların içinde çinkonun bulunduğunu söyleyerek, çinkonun mide ve bağırsak sistemine geçtiği zaman pek çok enzimde etkinliği olduğunu kaydetti. Şener, çinkonun pastil formunun ağızda iyonize çinko haline geçtiğini ve koronavirüse karşı olarak kullanımında etkin olacağını düşündüğünü ifade etti. Şener ayrıca iyonize çinko içeren pastilin ağızda virüslere karşı koruyucu bir kalkan özelliği taşıdığını da ekledi.

“İyonize çinko pastilin koronavirüse karşı kullanımında faydalı olacağını düşünüyoruz”
Prof. Dr. Alper Şener çinko asetat ile ilgili yaptığı açıklamada, çinkonun neredeyse 50-60 yıldır bilinen bir minör element olduğuna dikkat çekerek, “Vatandaşlarımız aslında çinkoya çok yabancı değil ama aynı zamanda da ne işe yaradığını çok iyi bilmiyorlar. Çinko normal hayatta alınan gıdaların içinde az miktarda bulunuyor. Ancak mide ve bağırsak sistemine geçtiği zaman pek çok enzimde etkinliği var. Bu etkinlik her zaman besin desteği olarak ortaya çıkmıyor. Koronavirüsün başladığı zamandan bu zamana, çinkonun mineral olarak iyonize formunun faydaları araştırılmıştır. Bu araştırmalarda iyonize çinkonun solunum yoluyla bulaşan hastalıklara karşı etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Çinkonun gündeme ilk gelmesi aslında SARS virüsüyle başladı. İyonize çinkonun birçok ülkede kullanıldığı ve pastil formuyla kullanılmasının etkili olabileceği gündeme geldi. Çinko asetat pastilin koronavirüse karşı form olarak kullanımında etkili olacağını düşünüyoruz. Çinkoya element olarak baktığımız zaman, insan vücuduna yaklaşık 50’den fazla enzimin koenzimi. Saçınızın beyaz ya da siyah olmasına kadar birçok şeyi etkiliyor. Önümüzdeki zaman dilimi içinde hem hekimlerin hem de hastaların denedikleri zaman bundan çok olumlu katkı alacaklarına inanıyorum. Önümüzdeki zaman diliminde Türkiye’de klinikte uygulama alanı bulacağına eminim” ifadelerini kullandı.

“Çinko bağışıklık sistemini güçlendiriyor”
İnoliva İlaç Genel Müdürü Meltem Dölenmen, pandemiyle birlikte çinkonun vücudumuzda önemli işler yaptığına işaret ederek, “Öncelikle bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Çinkonun çeşitli formları bulunuyor. Bu formlar bağışıklığı güçlendirmek adına çok kıymetli. Ancak çinko pastil vücudumuzda farklı bir etki oluşturuyor, çinko pastilin koruyucu tedavi olarak yerini aldığını söyleyebiliriz. Çinko pastil ağız yoluyla kullanıldığı zaman iyonize oluyor ve ağızda ciddi bir mekanik bir tabaka oluşturuyor. Bu tabaka virüs ve bakterinin üremesine engel olarak koruyucu etki sağlıyor. Bu dönemde sosyal mesafe ve maske kullanımı bizim için nasıl önemliyse, çinko pastil de önemli diyebiliriz. Topluma karıştığınız her alanda kullanmanız gereken bir pastil. Çinko asetat pastili aldığınız zaman 2 ila 4 saat arasında bir koruma sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Uzm. Dr. Ayşin Şener de, hastalarla yakın temas halinde çalıştığını dile getirerek, “Özellikle anestezi uygulamalarında hastaların sekresyonlarıyla yakın temas içindeyiz. Çinko pastil, virüsün ağızda tutunmasına ve çoğalmasına engel olduğu için birçok alanda kullanılabiliyor. Hastalara, hekimlere ve insanlarla yakın temas halinde bulunanlara çinkonun pastil formunu kullanmalarını öneriyorum” diye konuştu.

İnoliva İlaç Pazarlama Müdürü Hande Dalkılıç Daver, firma olarak Sanat Seninle Derneği ile bir işbirliği yaptıklarını belirterek, “Proje kapsamında genç sanatçıların sanat eserlerinin sponsorluğunu yaparak hem onların bir yıllık bursunu karşıladık hem de sanat eserlerini farklı maskelere desen olarak uyguladık. Genç sanatçılara destek vermek bizi mutlu etti. Pandemi döneminde hem sanatçıları desteklemek hem de sağlığımızı korumak adına böyle bir projeyi gerçekleştirdiğimiz için gururluyuz” açıklamalarında bulundu.

Murat Ergin - Muhammed Fırat Aksoy

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Eğitim gördüğü okula kaymakam olarak atandı Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun olan Ali Partal, yıllar sonra Osmangazi Kaymakamlığı olarak hizmet vermeye başlayan okuluna kaymakam olarak atandı. Okulunun ilk mezunları ile bir araya gelen Partal, 50 yılın ardından mezuniyet töreni gerçekleştirdi. Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden 1990 yılında mezun olan Ali Partal, 1991 yılında girdiği kaymakamlık sınavını kazanarak İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü Dernekler Denetçisi olarak göreve başladı. Daha sonra çeşitli illerde kaymakam ve vali yardımcısı olarak görevine devam eden Partal, 1988 yılında Osmangazi Kaymakamlığı olarak hizmet vermeye başlayan okuluna 2021 yılında kaymakam olarak atandı. Mezun olduğu okulda görev yapmaktan mutluluk duyduğunu belirten Osmangazi Kaymakamı Ali Partal, “Bu bina iktisadi ve idari bilimler fakültesiydi. Ben de bu binaya 1986 yılında kayıt yaptırdım ve 1990 yılında Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldum. 1991 yılında açılan kaymakamlık sınavını kazanarak, Uludağ Üniversitesi’nin ilk kaymakamı oldum. 35 yıl sonra aynı binada kaymakam olarak buraya atandım. Heyecan verici ve farklı duygularla burada göreve başladım. Bugün de 1974 mezunları ile bir araya gelmekten mutlu oldum” şeklinde konuştu. Fakültenin ilk mezunları kaymakamlık binasında yeniden mezuniyet yaşadı Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin ilk mezunları, 50 yıl sonra Osmangazi Kaymakamı Ali Partal ile bir araya geldi. 1974 yılında mezuniyet sevinci yaşayan öğrenciler, yıllar sonra eğitim gördükleri okulu gezerek eski günleri yad etti. Okulu gezen mezunlar kaymakamlık bahçesinde yeniden cübbe giyerek, kep fırlattı. 50 yılın ardından yeniden mezuniyet sevinci yaşayan öğrencilerin kep töreni renkli anlar yaşattı. “50 yıl aradan sonra okulumuzun ilk mezunlarına tören yaptık” Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Mezunları Derneği (BİMED) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Demir, “Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 1970 yılında bu binada kuruldu. Bugün de 50 yıl aradan sonra bu okulun ilk mezunlarına tören yaptık. Cübbe ve kep giydirdik. 50 yıl sonra okudukları okuldalar. Kaymakamımız da bu okul mezunu, burada okudu şimdi de aynı binada kaymakamlık yapıyor. 50 yıl aradan sonra mezunlarımızla aynı duyguları yaşamak bizleri çok mutlu etti” ifadelerini kullandı.
Bursa Dağ yöresi alternatif turizmin gözdesi olacak Uludağ’ın güney yamaçlarında yer alan Bursa’nın Keles ilçesine bağlı Baraklı Mahallesi’nde bulunan gölet çevresine bungalovlardan oluşan bir tesis yapılacak. Bursa’da alternatif turizm denildiğinde dağ ilçelerinde akla gelen tesislere bir yenisi daha ekleniyor. Keles ilçesi Baraklı Mahallesi’nde yer alan doğa harikası gölet çevresine 40 adet bungalov evi içinde barındıran bir tesis yapılması planlanıyor. Baraklı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi tarafından BUSKİ’den 10 yıllığına kiralanan gölet çevresi yaz aylarında sıcaktan bunalanlar ve doğanın tadını çıkartmak isteyenlerin vazgeçilmez uğrak noktası oldu. Mevcut haliyle cüzi bir giriş ücreti ile tuvalet, çocuk parkı, banklar ve mangal alanları ile hizmet vermeyi sürdüren mekanda, çıkan orman yangınlarından dolayı ateş yakmak yasaklandı. Ayrıca gölet, sportif balıkçılık yapmak isteyenlerin de aktivite alanlarını sağlıyor. Gölet, çadır kurmak ve karavanla kamp yapmaya gelenlere de ev sahipliği yapıyor. Baraklı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ramazan Ertürk, “Burayı BUSKİ’den kiraladık. 40 adet bungalov tesis projemiz var. Sadece köyümüze değil Bursa’ya da değer kazandırmak istiyoruz. Şu anda taslak aşamasında çalışmalar devam ediyor. Buranın en güzel yanı doğal olmasıdır. Yeşilliğin, ağaçların, oksijenin bol, serin ve Uludağ manzarası olması en güzel yanı. Özellikle yaz mevsimlerinde vatandaşlar burayı tercih ediyor. Geceleri yorgansız yatamazsınız, ceketsiz gelirseniz üşürsünüz. Balık mevsiminde gölette olta ile balık tutma imkanı var. Kompleks kurulduğunda daha büyük balıklar gölete salınacak. Sportif olta balıkçılığına destek olacağız. Şu anda tuvalet, mescit ve içme suyumuz var. Karavan, kampçı ve günübirlik piknikçiler şu an buradan hizmet alıyor” dedi.
Bursa Binlerce arının üzerine yatan, daha dinç kalkıyor Bursa’da bir tıbbi aromatik bahçede yer alan terapi yöntemi, yerli ve yabancı turistler tarafından ilgi görüyor. Kabin içerisinde yer alan arı kovanın üzerinde uzanan insanlar daha dinç kalkıyor. Bursa’da Nilüfer ilçesinde yer alan tıbbi aromatik bitki bahçesinde, arı yatağı uygulamasıyla terapi yapılıyor. Bir kabinin içine kurulan kovan sayesinde arıların çıkardığı sesler ve uçucu gazlar, üzerinde yatan insanı daha dinçleştiriyor. Arılar ve kabinde yatan kişi arasında bir temas olmamakla birlikte kabine girenler rahatladıklarını hissediyor. Rusya’da geleneksel olarak yapılan bu terapi yöntemi Türkiye’de yaygın olmamakla beraber, yerli ve yabancı turistler tarafından oldukça rağbet görüyor. Kovanın içindeki arılar üzerinde yatan insana enerji veriyor Kovanın içindeki arıları sessiz bir ortamda duyabilen insanların rahatladıklarını ve daha dinç olduklarını söyleyen Dr. Dursun Ünal, “Bu bahçeyi 9 yıl önce tıbbi aromatik bahçe olarak kurduk. Aynı zamanda bal arılarını da buraya ekleyerek apiturizm ile birleştirdik. Bal arıları, çiçeklerin en yoğun açtığı dönemde bir kovanda ortalama 60-70 bin sayıyı bulabiliyor. Bu dönemlerde de arı yatağı uygulaması yapabiliyoruz. Sayıları ne kadar çoksa, üzerinde yatan insana enerji veriyor. Kovana getirdikleri uçucu yağ asitlerinin kokusu kabine yayılıyor. Kanatlarından verdikleri sesin frekansı insan vücuduna etki etmektedir. Bu mekanizmayla üzerinde yatan insana büyük bir dinçlik uyandırmaktadır. Özellikle Rusya’da yaygın olarak yapılıyor. Avrupa’da da apiturizm oldukça gelişti, insanların ilgisini çeker hale geldi. Arı yatağına giren insanın, arı ile teması söz konusu değildir. Arıların giriş yönü kabinin farklı tarafında, insanlar ise başka bir taraftan girmektedir. İnsan ve arılar arasındaki ince tahta üzerindeki ızgaradan gelen ses, koku ve enerji, insana fayda sağlıyor” ifadelerini kullandı. Yabancı turistler rağbet gösteriyor Rusya ve bazı Avrupa ülkelerinde yıllardır uygulanan bu terapi yönteminin Türkiye’de de olduğunu öğrenen turistlerin ilgi gösterdiğini belirten Dr. Ünal, “Burası Nilüfer ilçesine bağlı Dağyenice Mahallesi’nde yer alıyor. Organik tarım yapılan bir alan ve çevremizde ses kirliği yok. Biz burayı ilk başta hobi amaçlı kurmuştuk. Zaman içerisinde gelen özellikle Arap turistler bahçemize ilgi göstermeye başladı. Bahçemizde yetişen tıbbi aromatik bitkiler ve arılara rağbet gösterildi” dedi.