EKONOMİ - 08 Temmuz 2021 Perşembe 12:18

Penta Teknoloji, 2021 yılında ‘dijitalleşme’ rüzgarını arkasına alarak büyümesini sürdürüyor

A
A
A
Penta Teknoloji, 2021 yılında ‘dijitalleşme’ rüzgarını arkasına alarak büyümesini sürdürüyor

Geçen yıldan bu yana pek çok sektörün üzerinde bir büyüme performansı sergileyen bilgi teknolojileri sektörü, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına yön veriyor. Penta Teknoloji Genel Müdürü Mürsel Özçelik, “Teknoloji bir ülkenin kalkınmasında en önemli yapı taşlarından biri. Bugün; üretim, finans, eğitim, ulaşım gibi bir çok sektör teknolojiyle güçlenip dönüşüyor” dedi.

Tüm dünyayla birlikte ülkemizde de büyük bir gelişim gösteren bilgi teknolojileri sektörü, geçen yıl özellikle uzaktan çalışma ve uzaktan eğitimin yaygınlaşmasının da etkisiyle 2021 yılının ilk çeyreğinde de büyümeye devam etti. TÜİK Ocak-Mart 2021 1. çeyrek GSYH raporunda, ülkemizde bilgi ve iletişim faaliyetlerinin yüzde 18,1 oranında büyüdüğünün altı çizildi. Diğer yandan IDC’nin cihaz, altyapı ve yazılımı kapsayan “Türkiye BT (Bilgi Teknolojileri) Pazarına Genel Bakış Raporu”na göre, yıllık BT harcamaları 2019’dan 2020’ye uzanan dönemde dolar bazında büyük bir ivme kazandı. IDC’nin hazırladığı “Türkiye BT Pazarı Öngörüleri”nde ise teknoloji harcamalarındaki yükseliş trendinin 2021 yılında da devam edeceği belirtildi. Bilgisayar, yazılım, baskı çözümleri, sunucu, veri depolama ve ağ ürünleri başta olmak üzere, 30 yılı aşkın süredir bilgi teknolojileri ürünlerinin dağıtımını gerçekleştiren Penta Teknoloji’nin Genel Müdürü Mürsel Özçelik, sektörle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de dijital farkındalık hızla arttı; hem global hem de yerel pazar olgunlaştı. Özellikle geçen yıl zorunlu dijitalleşmenin de katkısıyla oluşan yeni normalde, teknoloji hepimizin hayatının merkezine yerleşince, ülkemizde de tüm sektörlerde dijital dönüşüm hızlandı. Bizim dağıtımını yaptığımız teknoloji ürünleri pazarında gelecekte bir büyüme potansiyeli taşıdığını ve bu açıdan dijital dönüşümle paralel şirket olarak bizim de güçleneceğimizi öngörüyoruz.”

Teknoloji talebinde kartopu etkisi
Teknolojideki gelişmelerin tüm sektörlerin geleceğine ayna tuttuğunu söyleyen Penta Teknoloji Genel Müdürü Mürsel Özçelik, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde teknolojinin giderek daha da önemli bir yere sahip olacağını ifade ederek şunları söyledi: “Bilişim teknolojileri sektörüne baktığımızda, IDC’nin hazırladığı “Türkiye BT Pazarı Araştırma Raporu”na göre, 2020 yılında 4,3 milyar doları aşan bir pazar büyüklüğü görüyoruz. Geçen yıl toplantıların, etkinliklerin, eğitimin ve hatta sosyal aktivitelerin dahi uzaktan yapılmaya başlanması, teknoloji ürünlerine olan talepte bir kar topu etkisi oluşturdu. Özellikle son dönemde teknolojik ürünlere olan ihtiyacın artması ve bu ürünlere erişimin de giderek kolaylaşması sayesinde, bilişim teknolojileri pazarının önümüzdeki dönemde daha da güç kazanacağını düşünüyoruz. 2021 yılı ilk çeyrek rakamları da bilişim teknolojilerine olan ilgininin devam ettiğini ortaya koyuyor. Bugün; üretim, finans, eğitim, ulaşım gibi hayatımızda büyük öneme sahip sektörler teknolojiyle birlikte değişiyor. Biz de 30 yılı aşan süredir bireysel ve kurumsal kullanıcılar için sunduğumuz uçtan uca teknoloji çözümleriyle ülkemizin dijital dönüşümüne katkı sağlıyoruz.”

40’tan fazla teknoloji markası Türkiye ile buluşuyor
Sektördeki büyümenin Penta Teknoloji’nin finansal sonuçlarına da olumlu yansıdığını anlatan Özçelik, sözlerine şöyle devam etti: “Şirketimizde geçtiğimiz yıl dolar bazında yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme yakaladık. Aynı doğrultuda 2021 yılının ilk çeyreğinde, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre dolar bazında büyümemiz pazar ortalamasının üzerinde, yaklaşık yüzde 35 olarak gerçekleşti. Büyüme oranlarımıza karşılaştırmalı olarak bakıldığında ise, TL bazında yüzde 63’lük bir büyümeye ulaştığımızı görüyoruz. Bugün itibarıyla 40’tan fazla teknoloji devi markayı 9 bin iş ortağımız aracılığıyla tüm Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturuyoruz. Aynı zamanda faaliyet gösterdiğimiz sektör, hızlı büyüme ivmesinin yanı sıra birçok sektörün itici gücü olmaya devam ediyor; KPMG’nin CEO’lar düzeyinde yaptığı Küresel CEO Araştırması’na göre, yakın gelecekte kurumsal alanda otomasyon, yapay zeka ve bulut tabanlı teknolojiler gibi, dijital teknoloji çözümlerine talebin giderek güçlenmesi bekleniyor. Öte yandan son kullanıcı bazında teknolojinin en yoğun tüketildiği sektörlerden biri olan oyun sektörü de hızla büyümeye devam ediyor; gaminginturkey.com araştırmasına göre ise, global oyun pazarının 2025 yılında, 2020’ye göre yüzde 72 oranında büyüyeceği tahmin ediliyor. Ülkemiz açısından yüksek portansiyele sahip teknoloji sektöründe, Penta Teknoloji’yi kurduğumuz ilk günden bu yana farklılaşmayı ve ileri gitmeyi amaçladık. Müşterilerimize ve tedarikçilerimize sağladığımız hizmetlerimizin arkasında da bu vizyon yatıyor. Penta Teknoloji olarak bizler; ülkemizdeki dijitalleşme sürecini destekleyecek aksiyonlar alarak, tüm paydaşlarımızın memnuniyetini ve değişip dönüşen trendleri gözeterek kendimizi geliştirmeye devam edeceğiz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Giresun’un asırlık lezzet mirası; susamsız pekmezli simit Giresun’un vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan ve yaklaşık 500 yıllık bir geçmişe sahip Giresun simidi, taş fırınlarda, ekşi maya ile özenle hazırlanıyor. Hamura simit şekli verildikten sonra kaynar suda haşlanıp üzüm pekmezli suya batırılarak pişirilen bu özel simit, şehrin simge lezzetlerinden biri haline gelmiş durumda. Giresun simidi, ekşi maya ile yapılan hamurun su, un ve tuz gibi basit malzemelerle hazırlanmasıyla doğallığını koruyor. Hamurun elle işlenerek simit şekli verilmesinin ardından, kaynar suda haşlanıp üzüm pekmezi ile lezzetlendirilmesi, bu simidi diğer simitlerden ayıran en önemli özelliklerden biri. Özellikle susamsız oluşu ve ekşi maya ile yapılmasından dolayı mideyi rahatsız etmemesi, Giresun simidini hem hafif hem de lezzetli bir tercih haline getiriyor. Simit iller arası rekabet konusu Giresun’da 35 yıldır simit ustalığı yapan Engin Karakaya, Giresun simidinin yöre halkı için ne kadar özel olduğuna dikkat çekerek, “Giresun simidi, Giresun’a has bir lezzettir. Ancak komşu illerle aramızda tatlı bir rekabet de var. Bu rekabet, herkesin simidi en iyi şekilde üretmesine vesile oluyor. Fakat biz Giresun simidinin benzersiz olduğuna inanıyoruz” şeklinde konuştu. Giresun simidinin sırrını açıkladı Karakaya, simidin tarihçesini de paylaşarak, “Giresun simidinin, Rumlardan miras kaldığı söylenir. Ekşi maya ile hazırlanan hamur, bir süre dinlendirildikten sonra elle şekillendiriliyor. Daha sonra kaynar suda haşlanıp üzüm pekmezli suda bekletiyoruz ve odun ateşinde pişiriyoruz. Pişirme sırasında sadece ormangülü odununu kullanıyoruz, bu da simidin eşsiz tadını ortaya çıkarıyor. Giresun simidi, doğal içeriği, ekşi maya ile yapılan hamuru ve odun ateşinde pişirme yöntemiyle geleneksel lezzetimizi korumaya çalışıyoruz” dedi. Günde 20 bin simit her dakika üretiliyor Kentin köklü simit fırınlarından biri olan Kumyalı Simit Fırını’nda her gün 15 ila 20 bin arasında simit üretildiğini belirten Karakaya, “Bu simitler sadece şehir içi değil, yurt dışına kadar ulaşıyor. Simitlerimiz Amerika’ya kadar gidiyor. Dünyanın dört bir yanındaki Giresunlular, bu lezzeti özleyip yanlarında götürüyor. Simidimiz bu sayede hem yerel hem de uluslararası boyutta ilgi görüyor” diye konuştu.
Trabzon Heyelan 5 katlı binayı teğet geçti, faciadan dönüldü Trabzon’un Arsin ilçesinde şiddetli yağışların ardından meydana gelen heyelanda 5 katlı binadakiler büyük tehlike yaşadı. Zemin katından toprak ve kaya parçaları nedeniyle zarar gören binanın yolu da kapandı. Trabzon’da önceki gün etkisini gören şiddetli yağışların ardından meydana gelen sel ve heyelanların izlerini sarılmaya çalışılıyor. 4 ilçede etkisini gösteren şiddetli yağışlar nedeniyle bazı mahalle yolları ulaşıma kapanırken, belediye ve karayolları ekiplerince yapılan çalışmalar sürüyor. Arsin ilçesinin Yolüstü mahallesinde bulunan Can Küme Evleri’ndeki 5 katlı bina ise heyelanı teğet geçti. Aşırı yağışların ardından büyük bir gürültü ile meydana gelen heyelan 5 katlı binanın zemin katında maddi hasara neden olurken, 5 hanenin bulunduğu binanın yolu da toprak ve taş parçaları ile kapandı. Binada yaşayan bazı vatandaşlar komşularının evine giderken, bina sakinlerinden Aziz Can, “Akşam saatlerinde evde oturuyordum. Aniden bir heyelan. Şiddetli bir şekilde geldi. Gördüğünüz gibi yolumuzu kapattı. Evden çıkarak komşunun evine sığındım. Apartmanda patlamalar var. Ciddi bir hasar var. Sanki deprem oldu. Büyük bir ses oldu. Koku yaşadık. Evime giremedim. Çok hafriyat var. Bir an önce açılması lazım. Binada 5 hane var” dedi. Muhtar Tiryaki: “Burada büyük risk var, binayı görünce şaşırdım” Yolüstü Mahalle Muhtarı Bayram Tiryaki ise, binayı görünce şaşırdığını belirterek, büyük bir riskin olduğunu söyledi. Tiryaki, “Yağmurda bende rehin kalmıştım. Aracım selin ortasında kaldı. Bir şekilde oradan kurtulduk. Bir kız çocuğumuzda toprağın altında kalmıştı. Yollar kapalı olduğu için ne AKUT, ne itfaiye gidemedi. Sonrasında topraktan çıkarılmış. AKUT ambulans ile alınarak hastaneye getirdi. Açık bir tane yolumuz yok. Kepçeler ve greyderler çalışıyor ama yetersiz kalıyorlar. Bütün mahallelerde bu şekilde mağduriyet var. Burada büyük risk var. Bu binayı görünce şaşırdım. Belediyeden geldiler müdahale edeceklerini söylediler. 2 ay önce de bir sel olmuştu. Bu ikinci oldu. 50 yaşındayım ilk kez 2 afet gördüm. O da benim muhtarlığıma denk geldi” ifadelerini kullandı.
Trabzon Ayşenur Kaba: "Ölümü hissettim" Trabzon’un Arsin ilçesinde önceki gün şiddetli yağışların ardından meydana gelen heyelanda toprak ve odun parçalarının altında kalan genç kız, ağabeyi tarafından kurtarıldı. Evini su basması nedeniyle kurtarma ekiplerince pencereden çıkartılarak 2 saatlik yürüme mesafesinin ardından ambulansla hastaneye götürülen genç kız, hastanede tedavi altına alındı. Korku dolu o anları anlatan Ayşenur Kaba, ölümü hissettiğini belirterek, “Üzerimde kilolarca koskoca kütükler ve toprak vardı. Onun altında kalmışım. Hiç görülmeyecek şekilde altındaydım. Anneme ve ağabeyime bağırarak nefesimi çok tükettim. Sonra annem benim sesimi duymuş. Ağabeyim gelerek beni kurtardı” dedi. Trabzon’da önceki gün etkili olan şiddetli yağışlar 4 ilçede sel ve heyelanları neden oldu. Sel sularının beraberinde getirdiği heyelanlar bazı bölgelerde ulaşımı etkilerken, Arsin ilçesindeki Yolüstü mahallesinde yaşayan Ayşenur Kaba (27), evinin yanındaki ırmağın taşmasını sonucu ağaçların zarar görmesini engellemek için müdahale etmek istedi. Ağaçların etrafını açtıktan sonra evine gitmek isteyen Ayşenur, bir gürültü ile kendini toprağın altında buldu. Kış aylarında kullanmak için biriktirdiği odunların arkasında meydana gelen heyelan ile toprak ve odun parçaların altında kalan Ayşenur, anne ve ağabeyine seslenerek yardım istedi. Annesinin sesini duymasıyla müdahale edilen Ayşenur, ağabeyinin gayretleri ile toprağın içerisinden çıkartıldı. Çamur içerisinde kalan ve eve getirilen Ayşenur için ailesi 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı. İhbar üzerine olay yerine gitmek isteyen ekipler karayolunda meydana gelen heyelan nedeniyle zor anlar yaşadı. İtfaiye ve AKUT’tan oluşan kurtarma ekipleri, eve ulaştıklarında Ayşenur Kaba’nın evini su bastığı ve giriş kapısında giremeyeceklerini anladı. Pencereden evin içerisinde alınan sedyeye konulan Ayşenur, evin pencere bölümünde dışarıya çıkartıldı. Heyelan sonucu yollarda meydana gelen göçükler nedeniyle Ayşenur Kaba, sedye ile yaklaşık 2 kilometrelik yolculuğun ardından kendisini bekleyen ambulansa konuldu. Ambulans ile Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirilen genç kız tedavi altına alındı. “Ağabeyim beni kurtardı” Hastanede yaşadığı o korku dolu anları İHA muhabirine anlatan Ayşenur Kaba, çok korktuğunu ve daha önce böyle bir sel yaşamadığını söyledi. Kaba, “Evimin önünde oldu olay. Evimizin hemen yanında bir ırmak var. Çok yağmur yağdığı için o ırmak taştı. Taşınca da orada büz var onun etrafını açmak için gittim. Onun yanında da kışlık odunlarımız vardı. Orayı açtıktan sonra arkamı döndüm eve gidiyordum, Yukarıdan aşağıya bir ses geldiğini duydum. Gözümü açtığımda yerdeyim. Üzerimde kilolarca koskoca kütükler ve toprak vardı. Onun altında kalmışım. Hiç görülmeyecek şekilde altındaydım. Anneme ve ağabeyime bağırarak nefesimi çok tükettim. Sonra annem benim sesimi duymuş. Ağabeyim gelerek beni kurtardı. Oradan çıktığım zaman bacaklarımı hissetmiyordum. Öğrendim ki bizim evimize de su basmış. Eve getirdiler ama yere yatırdılar. Çünkü ben hiçbir şekilde hareket edemiyorum. AKUT ve itfaiye ekipleri geldi. Onlar beni pencereden dışarıya çıkardılar. 2 kilometre boyunca beni sedyede taşıdılar. Ambulans ile hastaneye geldim. Ama çamurdan çıkmış gibiydim, çok ağrım vardı. Ben orada ölümü hissettim. Çok korktum. Hayatımda bir böyle bir şey yaşamadım. Kırık çıkık yok ama bacaklarım çok zedelendi. İyi olmaya çalışıyorum. Daha önce böyle bir sel yaşamadım. Hayatımda ilk kez böyle bir şey gördüm. Evimi de su bastı. Bütün her şey zarar gördü. O evi yeni yaptırmıştık. Nasıl toparlayacağız bilmiyorum. Anne ve ağabeyim onunla ilgileniyor” ifadelerini kullandı.