SAĞLIK - 18 Haziran 2021 Cuma 15:15

Korona virüs tekerlekli sandalyeye mahkum eden hastalığı arttırdı

A
A
A
Korona virüs tekerlekli sandalyeye mahkum eden hastalığı arttırdı

Grip ve korona virüs sonrasında ya da hiçbir sağlık problemi olmayan insanları dahi tekerlekli sandalyeye mahkum edebilecek.

Hiçbir sağlık probleminiz yokken, grip ya da COVID 19 atlattıktan sonra birdenbire yürüme zorluğuna sebep olan Guillain Barre sendromu, hastalarını tekerlekli sandalyeye dahi mahkum edebiliyor.

Polinöropatik hastalıklar arasında yer alan Guillain Barre sendromu, ayaktaki sinir uçlarını tutarak yol açtığı harabiyetle 1 hafta 10 gün içerisinde aniden hastalarda yürüme kabiliyetinin ortadan kalkmasına, hatta tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelmesine sebep olabiliyor. Hastalık konusunda uyarılarda bulunan Özel Adatıp İstanbul Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Abdulkadir Koçer, hastalığın pandemi döneminde görülme sıklığının arttığını söyledi.

Kontrol altına alınmazsa felce sebep olabiliyor

Guillain Barre Sendromu’nda erken teşhisin çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Koçer, “Bu hastalığın tanısı önemlidir çünkü tanı ne kadar hızla konulabilirse tedaviye de o kadar çabuk başlanır. Ayaklardan başlayan bu hastalık eğer kontrol altına alınmazsa göğüs kaslarını tutup solunum yetmezliğine, ellerdeki kasları tutup ellerde de felce kadar götürebilmektedir. Vakit kaybetmeden başlanan medikal tedavi ile üç hastadan ikisi, hastalığın herhangi bir etkisini hissetmeden iyileşerek normal hayatına dönebilmektedir” dedi.

Hastalığın Tanısında “Bel Suyu Analizi”

Hastalığın tanısının doğru şekilde konulmasının çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Koçer, “Polinöropatik hastalıkların onlarca çeşidi vardır. Onlarca çeşit arasında ise iki veya üç tanesi bu ilaç tedavisine cevap vermektedir. Dolayısıyla hastanın çok iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. İlaç tedavisine cevap alabilecek miyiz sorusuna en net yanıt ise bel suyu analiziyle alınmaktadır. Analiz sonrasında medikal tedaviye uygunluk ortaya çıkarsa tedavi süreci hızla başlatılır” diye konuştu.

“Tekerlekli sandalye ile geldi, yürüyerek ayrıldı”

Guillain Barre Sendromu dolayısıyla, tekerlekli sandalye ile kendisine başvuran hastanın, 1 hafta içerisinde yürüyerek hastaneden ayrıldığını belirten Prof. Dr. Abdulkadir Koçer, “53 yaşındaki hastamız Talip Doğan Karlıbel, son iki hafta içerisinde yürüme güçlüğü çekmeye başlamış. Aniden gelişen yürüme güçlüğü, hastamızın tekerlekli sandalye olmadan hareket etmesine engel olmuş. Şeker hastası olan hastamız ayağındaki güçsüzlüğün şekere bağlı geliştiğini düşündüğü için iki hafta boyunca hastalığını ihmal etmiş. Fakat adım atamayacak duruma gelince kurumumuza başvurmuş. Bel suyu analizi ile hastamıza Guillain Barre Sendromu tanısını koyduk ve hızlı bir şekilde ilaç tedavisine başladık. 1 hafta içerisinde hastamız iyileşti ve tekerlekli sandalye ile geldiği hastanemizden yürüyerek ayrıldı” şeklinde konuştu.

“Tedavi şansını yakalayamayabilirdi”

Dr. Koçer, sözlerine şu şekilde devam etti: “Burada tablonun şeker hastalığına bağlı gelişip gelişmediğinin vurgulanması çok önemlidir. Eğer hastamız şeker hastalığına bağlı geliştiğini kabul edip kurumumuza hiç başvurmasaydı, böyle bir tedavi şansını yakalayamayabilirdi. Toplumumuzda, ayağında yürüme güçlüğü olup şeker hastalığından kaynaklandığını düşünerek tedavisini ihmal eden çok sayıda hastamız mevcut. Toplumun, Guillain Barre Sendromu’nun farkına varıp, bu doğrultuda hareket etmeleri tedavi şansı açısından büyük önem taşımaktadır.”

Covid-19 hastalarında sendrom geliştiği tespit edildi

Pandemi döneminde Guillain Barre Sendromu’nun görülme sıklığında artış olduğunu ifade eden Prof. Dr. Abdulkadir Koçer ise şöyle konuştu: “Covid-19 öncesinde, Guillain Barre Sendromu’nun belirtileriyle bizlere başvuran hastalarımıza son bir ay içerisinde grip geçirip geçirmediğini ya da ishal olup olmadıklarını sorardık. Son bir buçuk yıldır ise Covid-19 sormaya başladık ve gerçekten de Covid-19 atlatan hastaların bir kısmında Guillain Barre Sendromu geliştiğini tespit etmiş olduk.”

Cihan Atik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Üstat’ın uğruna ömrünü adadığı gençlik, Kızılelma’ya uzanacaktır" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11. Necip Fazıl Kısakürek Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, "Üstadın zamanı aşan şiirleri bizi anlatır. Davamızı, ülkümüzü anlatır. Derinlerdeki cevherimizi ortaya çıkarır. Üstat’ın uğruna ömrünü adadığı gençlik, Kızılelma’ya uzanacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl 11’incisi düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri Töreni’ne katıldı. Beyoğlu Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, eski Başbakan Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Valisi Davut Gül, ödül alan yazar ve şairler ile çok sayıda davetli katıldı. Necip Fazıl Kısakürek’e rahmet dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu millete mensup olmak bize bir lütuftur. Mücadele azmiyle üstat Necip Fazıl davamızın abide isimlerinden biriydi, kitlelere yol gösterdi. Necip Fazıl hakkı ve hakikati savunmaktan asla geri durmadı. Necip Fazıl’ın şiirleri medeniyetimize düşülmüş birer dipnot niteliğindedir. Üstat ‘Ayasofya bir gün açılacak’ diyordu. Hamdolsun açmak da bize nasip oldu. Bizim kuşağımızı uyandıran üstadın yaktığı o meşale bugün ve yarın bize yolu göstermeye devam edecektir. Necip Fazıl, fikirleriyle kendisinden sonraki nesilleri peşinden sürükleyen bir aksiyon adamı olmuştur. Necip Fazıl siyasi ve tarihi konulara dair yazdığı eserleriyle yaşadığı dönemin gündemini belirlemiş bir isimdir" dedi. “Necip Fazıl davamızı, ülkümüzü anlatır” Necip Fazıl’ın şiirlerinin toplumun yaşadığı acıları ve çileleri anlattığını belirten Erdoğan, "Üstadın zamanı aşan şiirleri bizi anlatır. Davamızı, ülkümüzü anlatır. Derinlerdeki cevherimizi ortaya çıkarır. Necip Fazıl’ın şiirlerini okuyan bir yabancı dahi bizi ve tarihimizi net bir şekilde görür. Yaşadığımız acıları, çektiğimiz çileleri anlatır. Necip Fazıl şiirleriyle, fikirleriyle, idealleriyle önder olan, kendisinden sonraki nesilleri bile peşinden sürükleyen bir aksiyon adamı olabilmiştir. Çünkü üstat, bentleri yıkıp atan şiirleriyle milletin yüreğine ayna tutabilmiş, gerçek bize samimi bir kalple seslenebilmiştir. Necip Fazıl’ın en büyük kavgası, bu milletin geleceğine kast edip toplum mühendisliğine soyunanlarla olmuştur. Üstat, tek parti zihniyetinin köklerinden koparılmış, gençlik projesine karşı çıkmış, kim olduğunu, nereden geldiğini, neler yapabileceğini bilen bir neslin yetişmesi için son nefesine kadar emek vermiştir” dedi. “Üstat’ın işaret ettiği gençlik Kızıl Elmay’a uzanacak” Necip Fazıl’ın gençliğe yol gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üstat’ın ideal gençliği, zaman ve mekan bana emanettir, şuurunda olan bir gençlik. Gerçek hürriyeti Hakk’a kullukta gören bir gençlik, kökleri ezele, dalları ebede uzanan bir gençlik, dilinin, dininin, ilminin, kininin davacısı bir gençlik, bütün insanlığa model teşkil edecek bir gençlik. Kim var diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadan ben varım diye ortaya çıkacak bir gençliktir. Üstadın uğruna ömrünü adadığı gençlik, binlerce yıllık, kadim tarihimizden süzülüp gelen ecdadın cevherini, maneviyatını, imanını, ahlakını, kahramanlığını ve hayalini, benliğini harç etmiş, hıfz etmiş bir gençliktir. İşte bu gençliktir ki, modern zamanlarda milli benliğini ve öz değerlerini koruyarak, evvela kendisini yükseltecek, sonra da milletini yüceltecek ve kızıl elmaya uzanacaktır” diye konuştu. "Üstadın yaktığı meşale bize yön göstermeye devam edecektir" Necip Fazıl’ın hakir görülen, değersiz gösterilen milletimizin hasletlerine seslendiğini ve o hasletleri söz ile fikir haline getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yönüyle üstadın ideal gençliği bizim de idealimizdeki gençliktir. Türkiye Yüzyılı hedeflerine kilitlendiğimiz bu tarihi dönemeç, Üstat Necip Fazıl’ın Büyük Doğu ismiyle kavramlaştırdığı hedefe aittir. Bugünkü klavye kahramanlarının ve sosyal medya şovmenlerinin bunu anlaması elbette zordur. Sınır ötelerinden okyanus ötelerinden esen rüzgarlarla yelkenlerini şişirenler, milletinin duygularına tercüman olmuş Necip Fazıl’ın zaman geçtikçe daha da büyüyen mirasını kavrayamazlar. Çünkü üstat, hakir görülen, değersiz gösterilen milletimizin hasletlerine seslenmiş, o hasletleri söz ve fikir sancağı haline getirmiştir. Şiirleriyle milletimizin yüreğindeki konuları dışarı çıkarmış, hepimizin takip ettiği, yarınlarda da takip edilecek işaret fişeklerine dönüştürmüştür. Bizim kuşağımızı uyandıran üstadın yaktığı bu meşale, bugün de yarın da yolumuzu aydınlatmaya, bize yön göstermeye devam edecektir” şeklinde konuştu. “Üstat dönemin ‘şiirlerin sultanı’ unvanına layık görüldü” Üstadı yakinen tanıyanlar, onu herkesten farklı kılan 3 önemli hasletinden söz ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan ilki, yaşadığı çalkantılı hayata, girdiği polemiklere, maruz kaldığı siyasi baskılara, adli takibata, yargılamalara, hapis cezalarına ve yakasını bir türlü bırakmayan şeker hastalığına rağmen dinç bir vücut ve kafa yapısını muhafaza edebilmiş olmasıdır. Onun her şeye rağmen pes etmeyen, eğilmeyen, yıkılmayan kişiliği daima takdir ve hayranlıkla yad edilmiştir. Üstad’ın ikinci mümeyyiz vasfı, emsalsiz sanatkarlığıdır. Necip Fazıl, şiirden tiyatroya, edebiyatın her sahasına mührünü vurduğu gibi siyasi, içtimai, tarihi konulara dair yazdığı kütüphane dolusu eserleriyle de yaşadığı dönemin gündemini belirlemiş bir isimdir. Bir müellif için sanatın, edebiyatın veya ilmin pek çok dalında yetkinleşip farklı eserlere hayat vermek elbette takdire şayan bir meziyettir. Bilhassa şiirdeki mevkiini anlamamız için ona layık görülen Sultan-ı Şüvera, yani şairlerin sultanı. Üstada bu layık görüldü. Bunu hatırlamamız kafidir. Üstat maveranın, metafiziğin, ötelerin ve sezişlerin insanıydı” ifadelerini kullandı. Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, dereceye girip ödül alanlara ödüllerini verdi. Şiir ödülüne Furkan Çalışkan, Hikaye-Roman ödülüne Naime Erkovan, Fikir-Araştırma ödülüne Dr. Mustafa Merter, İlk Eserler ödülüne Gülşen Funda, Uluslararası Kültür Sanat ödülüne Süleyman Mansur, Çocuk Edebiyatı ödülüne Nehir Aydın Gökduman, Müzik ödülüne Muzaffer Ertürk ve Saygı ödülüne ise Hasan Çelebi layık görüldü.
Kocaeli Trendyol 1. Lig: Kocaelispor: 3 - Iğdır FK: 0 Trendyol 1. Lig’in 18. haftasında Kocaelispor, sahasında Iğdır FK’yı 3-0 mağlup etti. Maçtan Dakikalar 14. dakikada sol kanattan son çizgiye inen Yunus Emre Gedik’in ortasında ceza sahası içinde Markao’nun kafa vuruşunda top üstten auta çıktı. 34. dakikada sağ kanattan Ahmet’in kullandığı uzun taç atışında Markao’nun kafa vuruşunda top uzak kale direğine çarparak ağlara gitti. 1-0 42. dakikada Markao’nun pasıyla topla buluşan Mendes ceza sahasına girerek sağ çaprazdan meşin yuvarlağı ağlara yolladı. 2-0 76. dakikada Yunus Emre’nin ortasında topla buluşan Ahmet topu göğsüyle Yusuf Cihat’ın önüne bıraktı. Ceza sahası sol çaprazından Yusuf Cihat Çelik’in sert vuruşunda meşin yuvarlak top önce direğe çarptı, ardından filelere gitti. 3-0 Hakemler: Erdem Mertoğlu, Muhammet Ali Doğan, Mahmut Gülle Kocaelispor: Gökhan Değirmenci, Ahmet Oğuz, Caner Osmanpaşa, Appindangoye, Tarkan Serbest (Barış Alıcı dk. 81), Mesut Can Tunalı (Onur Öztonga dk. 75), Yunus Emre Gedik, Oğulcan Çağlayan (Ahmet Sağat dk. 75), Yusuf Cihat Çelik, Ryan Mendes (Miko Caktas dk. 81), Markao (Giorgi Beridze dk. 64) Yedekler: Harun Tekin, Haşim Arda Sarman, Muharrem Cinan, Furkan Gedik, Mehmet Yılmaz Teknik Direktör: İsmet Taşdemir Iğdır FK: Furkan Köse, Berkan Mahmut Kesin (Burak Çoban dk. 46), Alim Öztürk, Hasan Hatipoğlu, Mert Çölgeçen (Caner Cavlun dk. 87), Ahmet Emin Engin, Marcos Silva, Guimaraes (Halil İbrahim Sönmez dk. 46), Valentin Eysseric (Burak Altıparmak dk. 75), Adrien Regattin, Kosta Aleksic (Thuram dk.75) Yedekler: Alp Arda, Kerim Avcı, Noel Omar Niemann, Dean Liço, Burak Bekaroğlu Teknik Direktör: Osman Özköylü Goller: Markao (dk. 34), Ryan Mendes (dk. 42), Yusuf Cihat Çelik (dk. 76) (Kocaelispor) Sarı kartlar: Yunus Emre Gedik (Kocaelispor), Marcos Silva, Hasan Hatipoğlu (Iğdır FK)
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Üstat’ın uğruna ömrünü adadığı gençlik, Kızılelma’ya uzanacaktır" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11. Necip Fazıl Kısakürek Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, "Üstadın zamanı aşan şiirleri bizi anlatır. Davamızı, ülkümüzü anlatır. Derinlerdeki cevherimizi ortaya çıkarır. Üstat’ın uğruna ömrünü adadığı gençlik, Kızılelma’ya uzanacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl 11’incisi düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri Töreni’ne katıldı. Beyoğlu Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, eski Başbakan Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Valisi Davut Gül, ödül alan yazar ve şairler ile çok sayıda davetli katıldı. Necip Fazıl Kısakürek’e rahmet dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu millete mensup olmak bize bir lütuftur. Mücadele azmiyle üstat Necip Fazıl davamızın abide isimlerinden biriydi, kitlelere yol gösterdi. Necip Fazıl hakkı ve hakikati savunmaktan asla geri durmadı. Necip Fazıl’ın şiirleri medeniyetimize düşülmüş birer dipnot niteliğindedir. Üstat ‘Ayasofya bir gün açılacak’ diyordu. Hamdolsun açmak da bize nasip oldu. Bizim kuşağımızı uyandıran üstadın yaktığı o meşale bugün ve yarın bize yolu göstermeye devam edecektir. Necip Fazıl, fikirleriyle kendisinden sonraki nesilleri peşinden sürükleyen bir aksiyon adamı olmuştur. Necip Fazıl siyasi ve tarihi konulara dair yazdığı eserleriyle yaşadığı dönemin gündemini belirlemiş bir isimdir" dedi. “Necip Fazıl davamızı, ülkümüzü anlatır” Necip Fazıl’ın şiirlerinin toplumun yaşadığı acıları ve çileleri anlattığını belirten Erdoğan, "Üstadın zamanı aşan şiirleri bizi anlatır. Davamızı, ülkümüzü anlatır. Derinlerdeki cevherimizi ortaya çıkarır. Necip Fazıl’ın şiirlerini okuyan bir yabancı dahi bizi ve tarihimizi net bir şekilde görür. Yaşadığımız acıları, çektiğimiz çileleri anlatır. Necip Fazıl şiirleriyle, fikirleriyle, idealleriyle önder olan, kendisinden sonraki nesilleri bile peşinden sürükleyen bir aksiyon adamı olabilmiştir. Çünkü üstat, bentleri yıkıp atan şiirleriyle milletin yüreğine ayna tutabilmiş, gerçek bize samimi bir kalple seslenebilmiştir. Necip Fazıl’ın en büyük kavgası, bu milletin geleceğine kast edip toplum mühendisliğine soyunanlarla olmuştur. Üstat, tek parti zihniyetinin köklerinden koparılmış, gençlik projesine karşı çıkmış, kim olduğunu, nereden geldiğini, neler yapabileceğini bilen bir neslin yetişmesi için son nefesine kadar emek vermiştir” dedi. “Üstat’ın işaret ettiği gençlik Kızıl Elmay’a uzanacak” Necip Fazıl’ın gençliğe yol gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üstat’ın ideal gençliği, zaman ve mekan bana emanettir, şuurunda olan bir gençlik. Gerçek hürriyeti Hakk’a kullukta gören bir gençlik, kökleri ezele, dalları ebede uzanan bir gençlik, dilinin, dininin, ilminin, kininin davacısı bir gençlik, bütün insanlığa model teşkil edecek bir gençlik. Kim var diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadan ben varım diye ortaya çıkacak bir gençliktir. Üstadın uğruna ömrünü adadığı gençlik, binlerce yıllık, kadim tarihimizden süzülüp gelen ecdadın cevherini, maneviyatını, imanını, ahlakını, kahramanlığını ve hayalini, benliğini harç etmiş, hıfz etmiş bir gençliktir. İşte bu gençliktir ki, modern zamanlarda milli benliğini ve öz değerlerini koruyarak, evvela kendisini yükseltecek, sonra da milletini yüceltecek ve kızıl elmaya uzanacaktır” diye konuştu. "Üstadın yaktığı meşale bize yön göstermeye devam edecektir" Necip Fazıl’ın hakir görülen, değersiz gösterilen milletimizin hasletlerine seslendiğini ve o hasletleri söz ile fikir haline getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yönüyle üstadın ideal gençliği bizim de idealimizdeki gençliktir. Türkiye Yüzyılı hedeflerine kilitlendiğimiz bu tarihi dönemeç, Üstat Necip Fazıl’ın Büyük Doğu ismiyle kavramlaştırdığı hedefe aittir. Bugünkü klavye kahramanlarının ve sosyal medya şovmenlerinin bunu anlaması elbette zordur. Sınır ötelerinden okyanus ötelerinden esen rüzgarlarla yelkenlerini şişirenler, milletinin duygularına tercüman olmuş Necip Fazıl’ın zaman geçtikçe daha da büyüyen mirasını kavrayamazlar. Çünkü üstat, hakir görülen, değersiz gösterilen milletimizin hasletlerine seslenmiş, o hasletleri söz ve fikir sancağı haline getirmiştir. Şiirleriyle milletimizin yüreğindeki konuları dışarı çıkarmış, hepimizin takip ettiği, yarınlarda da takip edilecek işaret fişeklerine dönüştürmüştür. Bizim kuşağımızı uyandıran üstadın yaktığı bu meşale, bugün de yarın da yolumuzu aydınlatmaya, bize yön göstermeye devam edecektir” şeklinde konuştu. “Üstat dönemin ‘şiirlerin sultanı’ unvanına layık görüldü” Üstadı yakinen tanıyanlar, onu herkesten farklı kılan 3 önemli hasletinden söz ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan ilki, yaşadığı çalkantılı hayata, girdiği polemiklere, maruz kaldığı siyasi baskılara, adli takibata, yargılamalara, hapis cezalarına ve yakasını bir türlü bırakmayan şeker hastalığına rağmen dinç bir vücut ve kafa yapısını muhafaza edebilmiş olmasıdır. Onun her şeye rağmen pes etmeyen, eğilmeyen, yıkılmayan kişiliği daima takdir ve hayranlıkla yad edilmiştir. Üstad’ın ikinci mümeyyiz vasfı, emsalsiz sanatkarlığıdır. Necip Fazıl, şiirden tiyatroya, edebiyatın her sahasına mührünü vurduğu gibi siyasi, içtimai, tarihi konulara dair yazdığı kütüphane dolusu eserleriyle de yaşadığı dönemin gündemini belirlemiş bir isimdir. Bir müellif için sanatın, edebiyatın veya ilmin pek çok dalında yetkinleşip farklı eserlere hayat vermek elbette takdire şayan bir meziyettir. Bilhassa şiirdeki mevkiini anlamamız için ona layık görülen Sultan-ı Şüvera, yani şairlerin sultanı. Üstada bu layık görüldü. Bunu hatırlamamız kafidir. Üstat maveranın, metafiziğin, ötelerin ve sezişlerin insanıydı” ifadelerini kullandı. Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, dereceye girip ödül alanlara ödüllerini verdi. Şiir ödülüne Furkan Çalışkan, Hikaye-Roman ödülüne Naime Erkovan, Fikir-Araştırma ödülüne Dr. Mustafa Merter, İlk Eserler ödülüne Gülşen Funda, Uluslararası Kültür Sanat ödülüne Süleyman Mansur, Çocuk Edebiyatı ödülüne Nehir Aydın Gökduman, Müzik ödülüne Muzaffer Ertürk ve Saygı ödülüne ise Hasan Çelebi layık görüldü.
Antalya Trendyol Süper Lig: Alanyaspor: 2 - Konyaspor: 1 (Maç sonucu) Trendyol Süper Lig’in 18. haftasında Corendon Alanyaspor sahasında Konyaspor’u 2-1 mağlup etti. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 54. dakikada sağ kanattan Richard’ın ortasında ceza sahası içinde Janvier vuruşunda top direkten döndü. Dönen topu Cordova kafayla ağlara gönderdi. 2-0 57. dakikada ceza sahası sol çaprazdan Yusuf Özdemir sert şutunda top yandan auta çıktı. 63. dakikada Yusuf Erdoğan’ın kaleci Ertuğrul ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda Ertuğrul gole izin vermedi. 80. dakikada sağ kanattan Lopes’in pasında ceza sahası içinde Cordovanın sert şutunu kaleci Slowik son anda kornere çeldi. 90+6. dakikada Yusuf Erdoğan’ın sol kanattan ortasında ceza sahası içinde Kramer kafayla topu filelerle buluşturdu. 2-1 Hakemler: Zorbay Küçük, Murat Tuğberk Curbay, Bilal Gölen Alanyaspor: Ertuğrul Taşkıran, Hadergjonaj, Lima, Aliti, Yusuf Özdemir, Richard, Makouta (Buluthan Bulut dk. 85), Efecan Karaca, Janvier (Fatih Aksoy dk. 72), Hwang (Lopes dk. 72), Cordova (Serdar Dursun dk. 90+1) Yedekler: Furkan Bayram, Yusuf Karagöz, Arda Usluoğlu, Bera Çeken, Balkovec, Juan Teknik Direktör: Sami Uğurlu Konyaspor: Slowik, Oğulcan Ülgün, Adil Demirbağ, Uğurcan Yazğılı (Bazoer dk. 60), Guilherme, Jevtovic, Ndao (Yusuf Erdoğan dk. 60), Aleksic (Melih İbrahimoğlu dk. 60), Pedrinho (Kramer dk. 76), Prip (Tunahan Taşçı dk. 60), Umut Nayir Yedekler: Deniz Ertaş, Yasir Subaşı,Ufuk Akyol, Boranijasevic, Ketya Teknik Direktör: Recep Uçar Goller: Makouta (dk. 8), Cordova (dk. 54) (Alanyaspor), Kramer (dk. 90+6) (Konyaspor) Sarı Kartlar: Yusuf Özdemir, Hwang, Cordova (Alanyaspor), Oğulcan Ülgün, Adil Demirbağ, Jevtovic, Tuanahan Taşçı (Konyaspor)
Rize Trendyol Süper Lig: Çaykur Rizespor: 1 - Beşiktaş: 1 (Maç sonucu) Trendyol Süper Lig’in 18. haftasında Çaykur Rizespor, sahasında karşılaştığı Beşiktaş ile 1-1 berabere kaldı. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 62. dakikada sol kanattan Akintola’nın pasında ceza sahası dışından Alikulov’un şutunda top auta çıktı. 72. dakikada ceza sahası içinde Alikulov’un kafayla indirdiği topa Akintola’nın şutunda meşin yuvarlak dışarı gitti. 90+3. dakikada orta sahada topla buluşan Mithat Pala’nın ceza sahası dışı sağ çaprazından şutunda meşin yuvarlak kaleyi bulmadı. 90+5. dakikada topa ceza sahasına sokulan Vaclav Jurecka’nın şutunda meşin yuvarlak filelerle buluştu ancak gol ofsayt nedeniyle geçerlilik kazanmadı. Hakemler: Ozan Ergün, İbrahim Bozbey, Candaş Elbil Çaykur Rizespor: Tarık, Taha, Mocsi, Alikulov, Mithat, Hadziahmetovic (Casper Hojer dk. 83), Varesanovic (Muhammed Buljubasic dk. 76), Ghezzal, Olawoyin (Papanikolaou dk. 51), Akintola (Emrecan Bulut dk. 83), Sowe (Vaclav Jurecka dk. 83) Yedekler: Canberk Yurdakul, Papanikolaou, Benhur Keser, Eray Korkmaz, Ayberk Karapo, Altin Zeqiri Teknik Direktör: İlhan Palut Beşiktaş: Mert, Svensson (Onur Bulut dk. 86), Uduokhai, Tayyip Talha Sanuç (Emirhan Topçu dk. 41), Zainutdinov, Al-Musrati, Gedson, Salih (Ndour dk. 74), Muçi (Chamberlain dk. 74), Rafa, Immobile (Semih Kılıçsoy dk. 74) Yedekler: Ersin Destanoğlu, Joao Mario, Masuaku, Can Keleş, Mustafa Hekimoğlu Teknik Sorumlu: Serdar Topraktepe Goller: Alikulov (dk. 39) (Çaykur Rizespor), Muçi (dk. 45+3) (Beşiktaş) Sarı kartlar: Hadziahmetovic, Mithat, Alikulov, Ghezzal (Çaykur Rizzespor), Uduokhai, Svensson (Beşiktaş)