GENEL - 09 Aralık 2008 Salı 14:38

İşte Diyanet'in hurafe listesi

A
A
A
İşte Diyanet'in hurafe listesi

Diyanet İşleri Başkanlığı, hurafelere karşı halkı bilinçlendirmek amacıyla harekete geçti. Diyanet, "21. Yüzyıl Türkiyesi'nde Hurafeler" adı altında hazırladığı kitapta, halkın yanlış bildiği inanışları açıkladı.

Diyanet, cenazenin 7., 40., 52. gecesi ile ölüm yıldönümünde hatim ve mevlit okutmayı, türbe ve yatırlardan medet ummayı, yeni doğan çocuğun dindar olması için göbek bağının cami avlusuna bırakılmasını hurafe saydı. Diyanet'e göre nazar boncuğu ve muska takmak, loğusa kadını kırkı
çıkana kadar yalnız bırakmamak, cami duvarını öpmek, iki bayram arası nikahı uğursuzluk saymak da hurafe.

"BİLGİSİZLİK, HURAFELERİN TUZAĞINA İTER"

Diyanet İşleri Başkanlığı, hurafelere karşı savaş açtı. Halkı hurafelere karşı bilinçlendirmek için kolları sıvayan Diyanet, bu amaçla "21. Yüzyıl Türkiyesi'nde Hurafeler" adı altında kitap hazırladı. Kitabın giriş bölümünde mantıki tabanı olmayan, gerçek hayatla ilişkisi bulunmayan inanç ve uygulamaların izlerinin tüm dinlerde görülebileceğine işaret edilerek, bilgisizlik, yalnızlık, çaresizlik, zorda kalmışlık, korku, üzüntü, hastalık, sıkıntı ve felaketlerin insanları hurafelerin tuzağına ittiği kaydedildi.
 
Bilgisizliğin, batıl inanışların, mesnetsiz yorumların ve çarpık anlayışların düşünce dünyasında kök salmasına zemin hazırladığına vurgu yapılan kitapta, "Başkanlığımız, inanç, düşünce ve sosyal hayatımızı etkileyen hurafeler konusuna önem vermiş, toplumu din konusunda ana kaynaklara dayalı doğru bilgi ile aydınlatmayı, dinimizin yasakladığı hurafelerin inançlarımıza karışmaması için gerekli tedbirleri almayı bir sorumluluk kabul etmiştir" denildi.

"NAZAR BONCUĞU HURAFEDİR"

Diyanet, ışıklı ortamların az olduğu zamanda kesilen tırnağın kaybolması ve çocuklar tarafından yutulması, yiyecek-içecek gibi şeylere karışmasının önlenmesi gibi anlamlı gerekçelerle akşamları tırnak kesmenin iyi karşılanmadığını ancak bunun yerini tamamen dini içerikli etmenlere bıraktığını hatırlattı. "Gece tırnak kesenin başına kötü şeyler geleceğini ve günah olduğunu söylemek hurafedir" diyen Diyanet, insanların nazar değmesinden korkarak, nazar boncuğu takmasını, muska taşımasını da hurafe saydı.

"HAYVAN SESİNİ DEPREM HABERCİSİ SAYMAK DA HURAFE" 

Kitapta, tabiat olaylarının nedenleri ve eşyaların tabiatındaki özellikler bilinmediği için tabiat olayları veya eşyaya insanlar tarafından farklı anlamlar yüklenildiği ve bazı tepkiler geliştirildiği belirtilerek, "Hayvanların çıkardığı seslerin olumsuzluklara işaret etmesi, ay ve güneş tutulmasının kötülüklere ve gazaba yorumlanması ve bir an önce bu durumun değişmesi için silahla atış yapılması, tenekelere vurularak gürültü çıkarılması da hurafelere önemli derecede kaynaklık etmektedir" denildi.
Diyanet, insanların bazen inanmasalar bile birtakım hurafelere inanıyor görünmelerinin, onları psikolojik olarak rahatlattığını kaydetti. Günlük gazete, haftalık veya aylık olarak yayınlanan aktüel dergilerde mevcut olan fal köşeleri, televizyonda sunulan medyum programlarının, batıl inanç ve hurafelere neden olduğu vurgulandı.

İŞTE DİYANET'İN HURAFE LİSTESİ

Diyanet, toplumda en yaygın olan hurafeleri 'aile, uğur ve uğursuzluğa inanmak, cenaze, şifa, türbe-yatır, hıdrellez, baht açılması, namaz, nazar, dua, adak-kurban, misafir, bayram, sihir-büyü-fal, muska, ay ve güneş tutulması' başlıkları altında açıkladı. 

Diyanet'in 'hurafe listesi' şöyle:

- Ateşe su dökülürse cin çarpar, yiyeceklerin ağzı kapatılmadığında gece onlardan cinlerin yediği anlayışı,

- Kuran ve sünnet ile örtüşmediği halde dövme yaptırmak, erkeklerin küpe takması, burçların insan karakterine etkili olduğu inancı,

- Türbe, yatır gibi yerlerden medet ummak. Bir yatırın mezar taşına mum yakıp, dilek tutmak,

- Sünnet olan çocuğun acısının azalacağına inanılarak sünnet olma anında annesi ve diğer hanımlar tarafından oklava çevirmek,

- Yeni doğan çocuğun dindar olması için göbek bağını keserek cami avlusuna bırakmak,

- Konuşmayan çocukların konuşabilmesi için cuma namazından sonra müezzin tarafından cami anahtarını çocuğun ağzına sokup çıkarmak,

- Yürümeyen çocukların ayaklarına ip bağlayarak cuma namazından ilk çıkan kişiye ipi kestirmek, 

- Kırkı çıkmamış bir bebeğin tırnakları kesilirse o çocuğun hırsız olacağına inanmak,

- Küçük çocukların üzerinden atlanıldığında boylarının kısa olacağına inanmak,

- Çocuğu olmayanlara çocukları olması için deve dili veya etini yedirmek,

- Çocuk doğan eve 40 gün süre ile et alınmaması gerektiğine inanmak,

- Yeni doğan çocuğun kırkı çıkmadan evden çıkarılmaması gerektiğine inanmak, 

- Boyu ölçülen çocuğun cüce kalacağına inanmak,

- Gelinin kucağına erkek çocuk verilince çocuğunun erkek olacağına inanmak,

- Loğusa kadının herhangi bir şeyden zarar görmemesi inancıyla, bulunduğu yere süpürge, soğan, sarımsak asmak, yastığının altına iğne, bıçak gibi şeyler koymak,

- Loğusa kadını kırkı çıkana kadar yalnız bırakmamak,

- Hamile kadınların saçlarını kesmemeleri gerektiğine inanmak,

- Nikah esnasında gelin ve damadın birbirlerinin ayağına bakması halinde, önce basanın sözünün geçeceğine inanmak,

- Gelin ve damadın üzerine para, üzüm, şeker ve leblebi gibi şeyler atıp, kapıda küp kırmak,

- Evlenmeyen genç kızların kısmetinin açılması için müezzine minareden para attırmak, mendil veya eşarp sallatmak,

- Baykuş ötmesi, kara kedinin insanın önünden geçmesi, horozun vakitsiz ötmesi, insanların ve araçların önünden tavşanın geçmesinin uğursuzluk sayılması, karganın ötüşünün o bölgeye gelecek belanın işareti olarak kabul edilmesi,

- İki bayram arasında nikah yapmak, duaların kabulü için mübarek gecelerde ziyaretgahlarda mum yakmak, gece vakti tırnak kesmek, cuma ve arefe günlerinde çamaşır yıkamak, dikiş dikmek, temizlik yapmak, akşam sakız çiğnemeyi ölü eti çiğnemek gibi kabul etmek, gece aynaya bakmak gibi şeylerin uğursuzluk getireceğine inanmak,

- Elden ele sabun, makas, bıçak, iğne ve soğan vermenin uğursuzluğuna inanmak, 

- Sağ elinin içi kaşındığında para geleceğine, sol elinin içi kaşındığında da para çıkacağına, ayak altı kaşındığında da yola çıkılacağına inanmak,

- Cam ve porselen gibi eşyanın aniden düşüp kırılmasını, bir belanın defedileceğine işaret saymak,

- Merdiven altından geçmeyi uğursuzluk saymak,

- Cenazenin 7., 40., 52. gecesi ile ölüm yıldönümünde hatim ve mevlit okutmak,

- Cenazenin alkışlanma uğurlanması, cenazenin arkasından slogan atmak ve çiçek serpmek, cenaze için üçüncü gününde helva ve yemek dağıtmak, kefen arasına dua, ayet ve vasiyetname koymak, ölen kimse için arefe günü kurban kesmek,

- Hastanın başı üzerinde tuz gezdirmek, köz söndürmek, kurşun döktürmek,

- Dileğin kabulü için ağaçlara bez-çaput bağlamak, türbelere adakta bulunmak, türbe ziyaretlerinden şifa beklemek,

- Hıdrellez günü sahile gidilerek kuma veya toprağa ev, araba veya kadın resimleri çizilerek böylece çizilen resimler sayesinde ileride onlara sahip olunacağına inanmak,

- Camiye girerken cami duvarını öpmek,

- Tekke ve türbelerde kurban kesmek, türbe ve tekkelerden şifa beklemek, mum yakmak, el yüz sürmek,

- Misafirin, askere gidenin veya yola çıkanın arkasından su dökmek,

- Kahve falına bakmak, falcılara, büyücülere gitmek,

- Ay ve güneş tutulmasında silah atmak, teneke çalmak.

DEVLET ARIK- ANKARA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Tarihi Kentler Birliği toplantısı Marmaris’te başladı Tarihi Kentler Birliği 2. olağan meclis toplantısı Muğla’nın Marmaris ilçesinde başladı. 2000 yılında kurulan Tarihi Kentler Birliği, kültürel mirası koruma çalışmalarını güçlendirmek amacıyla uzmanlar ve yerel yönetimleri bir araya getiriyor. Birlik, üye şehirlerin kültür odaklı koruma politikaları geliştirmesini teşvik ederek, bütüncül bir koruma yaklaşımını benimsiyor. Kent, havza, bölge ve ülke ölçeğinde stratejik planlamalar yaparak, bilimsel verilerle desteklenen raporlar ve yayınlar hazırlıyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi, Menteşe Belediyesi ve Marmaris Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı toplantıda üye belediyeler ve yönetim kurulu üyeleri ile Birlik Başkanı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı. 2009 yılından itibaren ÇEKÜL Akademi ile iş birliği içinde olan birlik, kültürel miras koruma alanındaki yerel yönetimlerin yetkinliğini artırmayı hedefliyor. Her yıl Anadolu’nun farklı bir kentinde toplanan uzmanlar ve yöneticiler, birbirleriyle doğrudan iletişim kurarak, bilgi ve deneyimlerini paylaşıyor; yerel yönetimler ise proje üretme ve uygulama konusunda yetkinlik kazanıyor. Bu sayede, kentlerin kültürel miraslarının korunması ve yaşatılması adına önemli adımlar atılıyor. Tarihi Kentler Birliği 2. Olağan Meclis Toplantısı’nda konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, tarihî ve kültürel mirası koruma ve tanıtma konusundaki kararlılıklarını vurguladı. Muğla’nın 8 bin yıllık kesintisiz yerleşimi ve Akdeniz’in önemli kültürel merkezlerinden biri olduğunu belirten Başkan Aras, bu mirası geleceğe taşımak için ulusal ve uluslararası iş birliklerini güçlendirme çabalarının devam ettiğini ifade etti. Aras, Muğla’nın sadece turizm değil, kültür, tarih, gastronomi ve sanat alanlarında da tanıtılması gerektiğini söyledi. Şehrin tarihi dokusunun ve kültürel zenginliklerinin korunmasının, tüm insanlık için büyük bir öncelik olduğunu belirtti. Ayrıca, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Letoon Kutsal Alanı, Beçin Ortaçağ Kenti gibi önemli değerlerle Muğla’nın dünya kültür mirasına katkı sağladığına dikkat çekti. Muğla’nın, Tarihi Kentler Birliği ile yürüttüğü projeler hakkında da bilgi veren Başkan Aras, 2024 yılında Fethiye Kayaköy, Menteşe Ağa Bahçesi Konağı ve Azize Meryem Kilisesi restorasyon projelerinin başarıyla tamamlandığını ve bu projelerin ’Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldüğünü açıkladı. Muğla’nın tarihi mirasını koruma ve gelecek nesillere aktarma adına atılan adımların, hem kent kimliğine hem de bölgesel kalkınmaya katkı sunduğunun altını çizdi. Başkan Aras, Tarihi Kentler Birliği ve ÇEKÜL Vakfı ile iş birliklerinin devam edeceğini, bu ortaklıklar sayesinde Muğla’nın kültürel mirasını daha geniş bir kitleye tanıtacaklarını sözlerine ekledi. Toplantıya katılan tüm katılımcılara verimli bir süreç dileyerek konuşmasını sonlandırdı. ‘Milli mirasımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz’ Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve Tarihi Kentler Birliği Başkanı Mansur Yavaş yaptığı konuşmada 8 Haziran 2020’de başkanlık görevine seçilmesinin ardından, birliğin yürüttüğü projeler ve tarihi mirasın korunması için yapılan çalışmaları paylaştı. Yavaş, Tarihi Kentler Birliği’nin kuruluşunun 2000 yılına dayandığını ve bugüne kadar önemli adımlar atıldığını belirtti. Birliğin, tarihi ve kültürel varlıkların korunmasında öncü bir rol oynadığını vurgulayan Yavaş, 1999 yılında Beypazarı’nda başlatılan dış cephe yenileme çalışmalarının bu sürecin ilk örneklerinden olduğunu söyledi. Tarihi Kentler Birliği’nin bugüne kadar 120 toplantı gerçekleştirdiğini, 5 bin uzmana eğitim verdiğini ve birçok kültürel projenin hayata geçirildiğini belirten Yavaş, yerel yönetimlere tarihi mirası koruma noktasında büyük sorumluluklar verildiğini söyledi. Ayrıca, Milli Mücadele Rotası gibi projelerle, tarihi olayların sahiplenilmesini ve kültür turizminin desteklenmesini hedeflediklerini ifade etti. Yavaş, birliğin sadece bir kurum değil, aynı zamanda dayanışma dolu bir aile yapısına sahip olduğunu belirterek, tarihi mirasa sahip çıkma noktasında tüm belediyelere çağrıda bulundu. Üç gün sürecek olan Tarihi Kentler Birliği Meclisi Toplantısı konuşmaların ardından ödül töreni ile devam ederken, sunum ve tanıtımlar sonrasında Marmaris Kale İçi gezisi ile devam edecek.
İzmir Başkan Günay’ı acılı gününde Özgür Özel yalnız bırakmadı İzmir Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay’ın oğlu Onur Günay’ın cenazesi, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in de katıldığı cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlandı. Başkan Günay’ın da gözyaşlarını tutamadığı cenazede konuşma yapan CHP lideri Özel, "İzmir’in hüngür hüngür ağladığı bir günde Onur’u toprağa kavuşturuyoruz. Bütün İzmir’in, CHP’nin, Günay ailesinin başı sağ olsun" diye konuştu. Makedonya’nın başkenti Üsküp’te geçtiğimiz günlerde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay’ın oğlu Onur Günay’ın (35) cenazesi, bugün gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlandı. Makedonya’daki işlemler sonrasında Türkiye’ye getirilen Onur Günay’ın cenazesi Kahramandere Mahallesi’ndeki Atiye Ali Çiçek Camii’ne getirildi. Cenaze törenine, Günay ailesinin fertlerinin yanı sıra CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, CHP Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, CHP Milletvekilleri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve pek çok vatandaş katıldı. Sağanak yağışın etkili olması nedeniyle cenaze töreni, cami içerisinde gerçekleşti. "Onur’un hatırasını gönlümüze basıyoruz, acınızı paylaşıyoruz" Cenazede konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Benim iyiliğim için, partimizin iyiliği için, ailesinin iyiliği için koşturan, gencecik ve bambaşka duygu dünyası olan bir kardeşimdi. Şeker hastalığı vardı, dinlemezdi. Dinlenmesi lazım dinlenmezdi. Siyaset koşturmacası içinde dinlenemezdi. Kendini paralarcasına bu parti için koşan bir kardeşimizdi. Bir gün odama girdi, iki çerçeve var elinde, grup başkanvekiliyken. İki resim tab ettirmiş. Bana, siyasete girdiğiniz günden bugüne sosyal medyayı taradım. Bu sizin en üzgün fotoğrafınız, dedi. Bu Soma davası bittiğinde kapıda açıklama yaparken gırtlağım düğümlenmiş, gözlerim dolmuştu. Bu fotoğrafı Soma’nın altına asalım dedi. En duygulu anınız, dedi. O fotoğrafta ben varım, eşim var, siyasette kimle beraber koştuysak herkesin olduğu bir selfie var. Bunu da Ekrem Başkan’ın ilk mazbatasını alırken adliyede selfie yapmışsınız, bu da sizin en mutlu fotoğrafınız dedi. İkisini oraya astı. 3-4 sene orada durdu. Ben herkese gösterdim dedim ki, İzmir’de beni benden çok seven, tanıyan bir genç var. Genel başkan seçilirken de benden de babasından da çok koşturdu. Şu anda CHP Genel Başkanı odasında Onur’un 4 yıl önce tab ettirdiği, siyasetteki en mutlu ve en mutsuz günüm diye o ana kadarki, Onur’un izi orada duruyor. Yine duracak. 3 yaşındaki evladını emanet etti; babasına, annesine, İmran’a, hepimize İyi ki var, o büyüyecek Onur’un yerini alacak. Ahmet, evin büyük oğlu olmanın sorumluluğunu alacak. Hepimiz onlarla dayanışma içinde olacağız. Bu acı başka türlü sırtlanacak bir acı değil. İzmir’in hüngür hüngür ağladığı bir günde Onur’u toprağa kavuşturuyoruz. Bütün İzmir’in, CHP’nin, Günay ailesinin başı sağ olsun. Onlar bugün evlatlarını toprağa veriyorlar ama bilsinler ki Türkiye’nin en büyük ailesinin evlası olarak Onur’un hatırasını gönlümüze basıyoruz, acınızı paylaşıyoruz. Onur’un hatırasını yaşatmaya devam edeceğiz. Başınız sağ olsun" açıklamasında bulundu. Onur Günay’ın cenazesi, öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından defnedilmek üzere Yelki Mezarlığına götürüldü.
İstanbul TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan Netanyahu açıklaması: “Ümit ederiz ki Netanyahu ve çetesi, en kısa süre içerisinde tutuklanır” TÜGVA İhtisas Akademi Lansmanı’nda konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin cesur yargıçları Netenyahu ve Eski Savunma Bakanlığı Garant hakkında tutuklama kararı çıkarmış yani savaş suçları işlediğini bütün delillerini ortaya koyarak dünyaya ilan etmiştir. Ümit ederiz ki Netanyahu ve çetesi, bu caniler, en kısa süre içerisinde bir şekilde gittikleri yerlerde tutuklanırlar ve Uluslararası Ceza Mahkemelerinde hesap verirler” dedi. Eyüpsultan’da TÜGVA İhtisas Akademi Lansman programı düzenlendi. TÜGVA merkez binasında gerçekleştirilen programa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı (TBMM) Numan Kurtulmuş, Ziraat Katılım Bankası Genel Müdürü Metin Özdemir, TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci ve çok sayıda davetli katıldı. “Gazze’dekiler Müslüman olmasalardı, büyük katliamlar sonucunda dünya bu kadar sessiz kalır mıydı” TÜGVA İhtisas Akademi Lansmanı’nda konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “İnsanların, mesela ölümcül silahları üretmesi önemli bir bilginin sonucudur. Ama o silahların üretilmesi ve kullanılması insana esas almayan, insanın haysiyetini korumayan bir bakış açısının sonucudur. Bugün karşı karşıya kaldığımız birçok yanlışlık, birçok insanlığın yüreğini burkan uygulamaların temelinde yatan husus budur. Ayrıca, insan onurunu esas almamanın yanında insanlar arasında yaratılışta eşitlik prensibi kabul etmeyen yani insanlar arasında bir hiyerarşi olduğunu düşünen anlayışın da insanoğlu sorunlarını çözmesi mümkün görünmüyor. Bunun en tipik örneklerinden birisi, Gazze’de 1 yılı aşkındır artarak devam eden insanlık suçları karşısında maalesef başta batı dünyası olmak üzere bazı ülkelerin yönetimlerinin sessiz kalmasının temelinde yatan şey ise insanlar arasında bir hiyerarşiyi kabul ediyor olmasıdır. Eğer Gazze’dekiler Müslüman olmasalardı başka bir ırk ya da başka bir dine mensup bir insanlar olsaydı, bu kadar büyük katliamlar sonunda dünya bu kadar sessiz kalır mıydı” ifadelerini kullandı. “Dünyanın en temel sorunlarından birisi kötülüğün maalesef organize hale gelmiş olmasıdır” Dünyanın temel sorunlarından birisinin organize kötülük olduğunu belirten Başkan Kurtulmuş, “Bu çerçevede adalet, bireysel hayatımızın pusulası olacağı gibi toplumsal hayatımızın da mutlaka ve mutlaka en temel pusulalarından göstergelerinden birisi olmak zorundadır. Aynı şekilde bugün dünyanın en temel sorunlarından birisi kötülüğün maalesef organize hale gelmiş olmasıdır. Biz hiçbir kimse, hiçbir şahsa, hiçbir millete hiçbir siyaset çevresine kategorik olarak karşı değiliz. Hele hele düşmanlığımız söz konusu olamaz. Bizim karşıtlığımız organize kötülüğedir. Yani kötülüğü bir düşünce sistematiği haline getirmiş, işte ben diğerlerinde düştüm, ben gücü elimde bulundurmam lazım, dünyanın nimetleri benim hakkımdır diğerlerinin değildir. Dünyayı yönetmek benim hakkımdır, diğer milletlerin bunda hakkı yoktur zannedenlerin oluşturduğu bu gördüğümüz kötülüğe, organize kötülüğe karşı mücadele etmemiz lazım. Bunun için de diyoruz ki; iyinin kapılarını açılması huzurun sağlanması için kaçınılmaz bir geçittir” şeklinde konuştu. “Filistin davası ve dünyada yeni bir sistem arayışı ile ilgili çabalar için yeni bir dönem başlamıştır” İsrail’in Filistin’e yönelik yaptığı soykırımı eleştiren Başkan Kurtulmuş, “Hemen 8 Ekim 2023 gününden itibaren başlayan modern zamanların görmüş olduğu en büyük katliamı, soykırım boyutlarına varan insanlık suçlarının sistematik olarak ardı ardınca işlenmesi, Gazze’de 50 bini aşkın insanın şehit edilmesi, çocukların, kadınların evsiz, yurtsuz, kimsesiz bırakılması ayrıca Lübnan’a ve diğer ülkelere de sınırsız bir hırsla saldırıların sistematik şeklinde sürdürülmesi, insanlık tarihinde yeni bir dönemin de başlangıcıdır. Esasına bakarsanız bu dönemle birlikte hem İsrail için hem İsrail yönetimi için yeni bir dönem açılmış hem de Filistin davası ve dünyada yeni bir sistem arayışı ile ilgili çabalar için yeni bir dönem başlamıştır” ifadelerini kullandı. “İsrail’e kuruluşundan bu yana ilk sefer, dokunulmuştur” Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanına başvuru yapan Başkan Kurtulmuş, “Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Uluslararası Adalet Divanı’na başvurusuyla birlikte modern zamanlarda bir ilk gerçekleşmiş, İsrail’e kuruluşundan bu yana ilk defa dokunulmuştur. Dokunulmaz zannedilen ne yaparsa yapsın yanına kar kalır zannedilen İsrail, Netanyahu ve çetesinin uygulamalarının sonucu Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanmıştır. Burada hükümetin Netenyahu ve çetesinin aleyhine kararlar çıkmıştır” cümlelerini kullandı. “Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail’in savaş suçları işlediğini bütün delillerini ortaya koyarak dünyaya ilan etmiştir” Konuşmasına devam eden Başkan Kurtulmuş, “Aynı şekilde Uluslararası Adalet Divan’ındaki bu yargılamaya paralel olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde de biliyorsunuz 2 - 3 gün önce ve yine büyük bir gerçekten cesaretle mahkemenin yargıçları Netenyahu ve Eski Savunma Bakanı Garant hakkında tutuklama kararı çıkarmış yani savaş suçları işlediğini bütün delillerini ortaya koyarak dünyaya ilan etmiştir. Ama daha önemlisi Roma Sözleşmesi’nin tarafı olan ülkelerin önemli bir kısmı, eğer ülkelerine gelirlerse Netanyahu ve Garant’ı tutuklayacaklarını bütün dünyaya ilan etmişlerdir. Baktığınız zaman Siyonist Lobinin çok kuvvetli olduğu ülkelerde dahi insanlık cephesinin ortaya koyduğu onurlu direnişin bir sonucu olarak Filistin davasına hak ve hukukla yani insan onuruna yarışır, bir dünyanın kurulması için verdikleri mücadelenin sonucu olarak hiç şüphesiz hem bu kararlar ortaya çıkmış hem de bu kararın uygulanacağı ilgili hükümetler tarafından ilan edilmiştir. Bu insanlık tarihinde bir dönüm noktasıdır. Ümit ederiz ki, Netanyahu ve çetesi, bu caniler, en kısa süre içerisinde bir şekilde gittikleri yerlerde tutuklanırlar ve Uluslararası Ceza Mahkemelerinde hesap verirler” konuştu. Konuşmaların ardından program basına kapalı olarak devam etti.
İstanbul TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan Netanyahu açıklaması: “Ümit ederiz ki Netanyahu ve çetesi, en kısa süre içerisinde tutuklanır” TÜGVA İhtisas Akademi Lansmanı’nda konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin cesur yargıçları Netenyahu ve Eski Savunma Bakanlığı Garant hakkında tutuklama kararı çıkarmış yani savaş suçları işlediğini bütün delillerini ortaya koyarak dünyaya ilan etmiştir. Ümit ederiz ki Netanyahu ve çetesi, bu caniler, en kısa süre içerisinde bir şekilde gittikleri yerlerde tutuklanırlar ve Uluslararası Ceza Mahkemelerinde hesap verirler” dedi. Eyüpsultan’da TÜGVA İhtisas Akademi Lansman programı düzenlendi. TÜGVA merkez binasında gerçekleştirilen programa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı (TBMM) Numan Kurtulmuş, Ziraat Katılım Bankası Genel Müdürü Metin Özdemir, TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci ve çok sayıda davetli katıldı. “Gazze’dekiler Müslüman olmasalardı, büyük katliamlar sonucunda dünya bu kadar sessiz kalır mıydı” TÜGVA İhtisas Akademi Lansmanı’nda konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “İnsanların, mesela ölümcül silahları üretmesi önemli bir bilginin sonucudur. Ama o silahların üretilmesi ve kullanılması insana esas almayan, insanın haysiyetini korumayan bir bakış açısının sonucudur. Bugün karşı karşıya kaldığımız birçok yanlışlık, birçok insanlığın yüreğini burkan uygulamaların temelinde yatan husus budur. Ayrıca, insan onurunu esas almamanın yanında insanlar arasında yaratılışta eşitlik prensibi kabul etmeyen yani insanlar arasında bir hiyerarşi olduğunu düşünen anlayışın da insanoğlu sorunlarını çözmesi mümkün görünmüyor. Bunun en tipik örneklerinden birisi, Gazze’de 1 yılı aşkındır artarak devam eden insanlık suçları karşısında maalesef başta batı dünyası olmak üzere bazı ülkelerin yönetimlerinin sessiz kalmasının temelinde yatan şey ise insanlar arasında bir hiyerarşiyi kabul ediyor olmasıdır. Eğer Gazze’dekiler Müslüman olmasalardı başka bir ırk ya da başka bir dine mensup bir insanlar olsaydı, bu kadar büyük katliamlar sonunda dünya bu kadar sessiz kalır mıydı” ifadelerini kullandı. “Dünyanın en temel sorunlarından birisi kötülüğün maalesef organize hale gelmiş olmasıdır” Dünyanın temel sorunlarından birisinin organize kötülük olduğunu belirten Başkan Kurtulmuş, “Bu çerçevede adalet, bireysel hayatımızın pusulası olacağı gibi toplumsal hayatımızın da mutlaka ve mutlaka en temel pusulalarından göstergelerinden birisi olmak zorundadır. Aynı şekilde bugün dünyanın en temel sorunlarından birisi kötülüğün maalesef organize hale gelmiş olmasıdır. Biz hiçbir kimse, hiçbir şahsa, hiçbir millete hiçbir siyaset çevresine kategorik olarak karşı değiliz. Hele hele düşmanlığımız söz konusu olamaz. Bizim karşıtlığımız organize kötülüğedir. Yani kötülüğü bir düşünce sistematiği haline getirmiş, işte ben diğerlerinde düştüm, ben gücü elimde bulundurmam lazım, dünyanın nimetleri benim hakkımdır diğerlerinin değildir. Dünyayı yönetmek benim hakkımdır, diğer milletlerin bunda hakkı yoktur zannedenlerin oluşturduğu bu gördüğümüz kötülüğe, organize kötülüğe karşı mücadele etmemiz lazım. Bunun için de diyoruz ki; iyinin kapılarını açılması huzurun sağlanması için kaçınılmaz bir geçittir” şeklinde konuştu. “Filistin davası ve dünyada yeni bir sistem arayışı ile ilgili çabalar için yeni bir dönem başlamıştır” İsrail’in Filistin’e yönelik yaptığı soykırımı eleştiren Başkan Kurtulmuş, “Hemen 8 Ekim 2023 gününden itibaren başlayan modern zamanların görmüş olduğu en büyük katliamı, soykırım boyutlarına varan insanlık suçlarının sistematik olarak ardı ardınca işlenmesi, Gazze’de 50 bini aşkın insanın şehit edilmesi, çocukların, kadınların evsiz, yurtsuz, kimsesiz bırakılması ayrıca Lübnan’a ve diğer ülkelere de sınırsız bir hırsla saldırıların sistematik şeklinde sürdürülmesi, insanlık tarihinde yeni bir dönemin de başlangıcıdır. Esasına bakarsanız bu dönemle birlikte hem İsrail için hem İsrail yönetimi için yeni bir dönem açılmış hem de Filistin davası ve dünyada yeni bir sistem arayışı ile ilgili çabalar için yeni bir dönem başlamıştır” ifadelerini kullandı. “İsrail’e kuruluşundan bu yana ilk sefer, dokunulmuştur” Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanına başvuru yapan Başkan Kurtulmuş, “Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Uluslararası Adalet Divanı’na başvurusuyla birlikte modern zamanlarda bir ilk gerçekleşmiş, İsrail’e kuruluşundan bu yana ilk defa dokunulmuştur. Dokunulmaz zannedilen ne yaparsa yapsın yanına kar kalır zannedilen İsrail, Netanyahu ve çetesinin uygulamalarının sonucu Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanmıştır. Burada hükümetin Netenyahu ve çetesinin aleyhine kararlar çıkmıştır” cümlelerini kullandı. “Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail’in savaş suçları işlediğini bütün delillerini ortaya koyarak dünyaya ilan etmiştir” Konuşmasına devam eden Başkan Kurtulmuş, “Aynı şekilde Uluslararası Adalet Divan’ındaki bu yargılamaya paralel olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde de biliyorsunuz 2 - 3 gün önce ve yine büyük bir gerçekten cesaretle mahkemenin yargıçları Netenyahu ve Eski Savunma Bakanı Garant hakkında tutuklama kararı çıkarmış yani savaş suçları işlediğini bütün delillerini ortaya koyarak dünyaya ilan etmiştir. Ama daha önemlisi Roma Sözleşmesi’nin tarafı olan ülkelerin önemli bir kısmı, eğer ülkelerine gelirlerse Netanyahu ve Garant’ı tutuklayacaklarını bütün dünyaya ilan etmişlerdir. Baktığınız zaman Siyonist Lobinin çok kuvvetli olduğu ülkelerde dahi insanlık cephesinin ortaya koyduğu onurlu direnişin bir sonucu olarak Filistin davasına hak ve hukukla yani insan onuruna yarışır, bir dünyanın kurulması için verdikleri mücadelenin sonucu olarak hiç şüphesiz hem bu kararlar ortaya çıkmış hem de bu kararın uygulanacağı ilgili hükümetler tarafından ilan edilmiştir. Bu insanlık tarihinde bir dönüm noktasıdır. Ümit ederiz ki, Netanyahu ve çetesi, bu caniler, en kısa süre içerisinde bir şekilde gittikleri yerlerde tutuklanırlar ve Uluslararası Ceza Mahkemelerinde hesap verirler” konuştu. Konuşmaların ardından program basına kapalı olarak devam etti.