GENEL - 05 Ekim 2010 Salı 21:29

Erdoğan, Şehir Üniversitesi'nde konuştu

A
A
A
Erdoğan, Şehir Üniversitesi'nde konuştu

"Bizler elbette, bilgiye yitik mal olarak bakan ve onu her neredeyse almakla mükellef bir medeniyetin mensuplarıyız, -İlim Çin'de dahi olsa gidin, alın- emrine muhatap bir medeniyetin mensuplarıyız"

 

 

HAKKI ÖZ / İSTANBUL

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Şehir Üniversitesi'nin 2010-2011 Akademik Yılı açılış törenine katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, "Bizler elbette, bilgiye yitik mal olarak bakan ve onu her neredeyse almakla mükellef bir medeniyetin mensuplarıyız, -İlim Çin'de dahi olsa gidin, alın- emrine muhatap bir medeniyetin mensuplarıyız. Ancak, şehirlerimizin bilgiye ve bilim insanlarına kapılarını neden kapattığını, bu kapıların yeniden ve ardına kadar nasıl açılabileceğini de
enine boyuna sorgulamak zorundayız" dedi.

Başbakan Erdoğan, İstanbul Şehir Üniversitesi'nin akademik yıl açılışındaki konuşmasına, yeni yılın İstanbul Şehir Üniversitesi'nin tüm öğrencilerine, öğretim üyelerine ve camiaya hayırlı olmasını dileyerek başladı. İstanbul Şehir Üniversitesi'nin öğrencileriyle ilk defa bu öğretim yılında buluştuğunu belirten Erdoğan, "Dragos Yerleşkesi'nin de faaliyete geçmesiyle İstanbul Şehir Üniversitesi, sadece ülke içinde değil, uluslararası alanda da iddia sahibi olacağına, uluslararası bir bilim kuruluşu haline gelecek, kalitesiyle, standartlarıyla, farklı eğitim anlayışıyla öne çıkacaktır. Tabi, üniversitenin ismi için 'şehir' kelimesinin seçilmiş olmasını ben de çok anlamlı buluyorum.


Medeniyet kavramı, şehir, kent anlamına gelen 'medine' kelimesinden türemiştir. Şehir, farklılıkları barındıran, bir arada yaşama kültürünün egemen olduğu, insanların, belli kurallar ve belli sınırlar içinde birbirine saygı temelinde yaşamını idame ettirdikleri yerdir. Şehir, bünyesindeki insanların önüne belli yaşam kuralları koyduğu gibi, özgürlük ve çeşitliliği de içinde barındırır ve bu boyutuyla bilimin, sanatın gelişmesine, ilerlemesine zemin hazırlar" diye konuştu.

Konya'nın, Selçuklu Devleti'nin başşehri olduğu kadar, Mevlana gibi, Şems gibi, Sadreddin Konevi gibi ilim erbabının da şehri olduğunu belirten Erdoğan, "Aynı şekilde Bursa, aynı şekilde Edirne ve elbette İstanbul, bir cihan imparatorluğunun başkentleri oldukları kadar bilimin, sanatın, mimarinin başkentleri olarak da dönemlerinde öne çıkmışlardır. Konya ile Bursa, Edirne, İstanbul ile özdeşleşen ve isimlerini tarihe yazdırmış olan bir çok bilim adamı, ya kendileri ya da babaları, dedeleri, bu şehirlere sonradan aslında yerleşmiş kişilerdir" dedi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şehir, bu insanları cezbetmiştir, çekmiştir. Hepsi bire cazibe merkezi olmuştur. Şehir bu insanlara faaliyet imkanı sunmuştur, fikir üretme ve fikir beyan etme özgürlüğü sunmuştur, fikirlerini özgürce paylaşma imkanı sunmuştur. Şehrin yöneticileri, şehrin esnafı, önde gelenleri, şehirlerine bir ilim adamının gelmiş olmasından büyük mutluluk duymuş, onu yenilerinin takip etmesi için misafirperverliğin en yücesini sergilemekten geri durmamışlardır. Bizim artık şunu enine boyuna sorgulamamız gerekiyor,
bilim adamları neden Doğu'nun şehirlerini değil de, Batı'nın kentlerini tercih ettiler? Bin yıl boyunca bilimin, sanatın merkezi olan Bağdat gibi, Şam gibi, Beyrut, Kahire, Konya, İstanbul gibi şehirler, bu unvanlarını nasıl oldu da Avrupa'nın, Amerika'nın şehirlerine kaptırdılar? Bırakınız dünyanın diğer ülkelerinden bilim insanlarını, bizim kendi bilim insanlarımız dahi neden uzun süre kendi ülkelerindeki üniversiteler yerine, Batı'daki üniversiteleri tercih ettiler? Niçin uzun zaman doğudan batıya doğru
bir beyin göçü yaşandı? Bizler elbette, bilgiye 'yitik mal' olarak bakan ve onu her neredeyse almakla mükellef bir medeniyetin mensuplarıyız. -İlim Çin'de dahi olsa gidin, alın- emrine muhatap bir medeniyetin mensuplarıyız. Ancak, şehirlerimizin bilgiye ve bilim insanlarına kapılarını neden kapattığını, bu kapıların yeniden ve ardına kadar nasıl açılabileceğini de enine boyuna sorgulamak zorundayız."

Anadolu topraklarının tarihte bilinen ilk üniversiteye ev sahipliği yapmış topraklar olduğunu hatırlatan Erdoğan, bugün hala Harran'da o üniversitenin kalıntılarını görmenin mümkün olduğunu belirtti. Yine bu toprakların, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, dolayısıyla çok zengin bir medeniyet ve bilgi birikimine sahip topraklar olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Öyle bir toprakta yaşıyoruz. Sadece İstanbul'u kastetmiyorum, Anadolu'nun dört bir yanını kastediyorum.

 

Ürettiğimiz bilgiyle, yetiştirdiğimiz bilim insanlarıyla, dünya bilimine ve dünya bilim tarihine kazandırdığımız eserlerle övünmeye hakkımız olduğuna inanıyorum. Zira, askeri zaferler gelip geçer, imparatorluklar gelip geçer, zenginlik, refah gelip geçer ama bilgi adına, medeniyet adına ortaya konan her şey, gelecek tasavvurunuzu, gelecekteki medeniyet tasavvurunuzu belirler. Her başarı ve zaferin ardında büyük bir bilgi birikimi vardır. Ben bu açıdan gelecek adına son derece umutluyum. Mevlana'sı olan, Yunus Emre'si, Hacı Bektaş'ı, Ahmet Yesevi'si, El Biruni'si, daha nice alimi, arifi olan bir medeniyetin gelecek adına umutsuz olmasını ben tahayyül edemiyorum. Konya gibi, Sivas gibi, Bursa, Edirne gibi, en önemlisi de İstanbul gibi medeniyet merkezlerine, böyle bir medeniyet havzasına sahip olan toplumun umutsuz olması için hiç bir sebep görmüyorum. Özgüven içinde, gururla, inançla bilim merkezlerimizi yeniden inşa edebiliriz ve çok şükür inşa da ediyoruz" diye konuştu.

 

 


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Yüksekova’da çiftçilere yönelik bilgilendirme çalışmaları devam ediyor Hakkari’nin Yüksekova İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, köyleri gezerek çiftçileri bilgilendirmeye devam ediyor. Yüksekova İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Emin Yiğit, beraberindeki kurum mühendisleriyle birlikte çiftçi ziyaretlerini sürdürüyor. “İyi Bir Çiftçi İçin Çalışıyoruz” program çerçevesinde ekipler köy köy gezerek bilgilendirme yapmaya devam ediyor. Yüksekova İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Emin Yiğit ve kurum mühendisleri; yeni bitkisel üretim destekleme modeli, üretim planlaması ve çiftçi kayıt sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili çiftçilere bilgiler verdi. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünde görevli ziraat teknikerleri, "Her hafta olduğu gibi çalışmamıza devam ediyoruz. Bakanlığımızın 81 il ve 920 ilçede eş zamanlı programları tüm Türkiye’de devam ettiği bilgi Yüksekova’da da devam ediyor. Yeni bitkisel model ile ilgili çiftçilerimizle bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Çiftçilerimizin yoğun katılımları bizleri sevindirdi. 2024 ve sonraki destekleme yıllarında değişiklerle ilgili bilgilendirme yaptık. Herhangi bir mağduriyet yaşanmaması için çiftçilerimiz ile görüşmeler yapıldı. Çiftçilerimiz tüm bu konular hakkında bilgilendirilecek. Çalışmalarımız bu şekilde devam edecek" dedi. Toplantı, çiftçilerin istek ve taleplerinin dinlenmesi ile sona erdi.
İzmir Türkiye, dünya kuru üzüm ihracatının yüzde 30’unu tek başına yapmayı hedefliyor Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu geleneksel ihraç ürünlerinden çekirdeksiz kuru üzümde 2023/24 sezonu, bir önceki sezona göre yüzde 11’lik artışla 490 milyon dolarlık ihracatla tamamlandı. 64. Uluslararası Çekirdeksiz Kuru Üzüm Üreten Ülkeler Konferansı 24 Ekim 2024 tarihinde Fransa’nın Paris şehrinde gerçekleşti. Toplantıya Avustralya, Şili, Yunanistan, Güney Afrika, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri gibi çekirdeksiz kuru üzüm üreten ülkelerden 27 temsilci katıldı. Avustralya’dan Mark King Konferans Başkanı seçilirken, Türkiye’den Osman Öz Başkan Yardımcısı, Ece Tırkaz ise katipliğe atandı. Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Murat Gören, çekirdeksiz kuru üzüm sektöründe uluslararası iş birliği ve sürdürülebilirliğin önemini vurgulayan bir konuşma yaptı. Türkiye, toplantıda 236 bin ton rekolteyle dünya genelindeki 1 milyon 157 bin tonluk çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesinin yüzde 20’sini tek başına gerçekleştireceğini beyan etti. ABD 202 bin 565 tonluk üretim ile ikinci sırada, Çin 185 bin tonluk çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesiyle üçüncü sırada yer alıyor. Hindistan 145 bin ton, İran 160 bin ton, Güney Afrika 73 bin 500 ton, Şili 56 bin ton, Arjantin 48 bin 400 ton, Özbekistan 40 bin ton, Avustralya 10 bin 725 ton kuru üzüm üretimi öngörüyor. Çekirdeksiz kuru üzüm üreticisi ülkeler; 2024 yılında dünya genelinde 598 bin 791 ton kuru üzüm ihracatı hedeflerken, Türkiye 176 bin tonluk kuru üzüm ihracatıyla dünya ihracatından yüzde 30 pay alma amacını ortaya koydu. Türkiye Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Osman Öz, “Dünya kuru meyve pazarının 11 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Türk kuru üzüm sektörü yaklaşık yüzde 25’lik pazar payı ile dünya kuru meyve pazarında önemli bir paya sahip. 64. Uluslararası Çekirdeksiz Kuru Üzüm Üreten Ülkeler Konferansında Avustralya, Şili, Yunanistan, Güney Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri’nden temsilcilerimizle detaylı bir istişare yapma fırsatına sahip olduk, bu sektörümüzün geleceğini şekillendirecektir.” dedi. EİB Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık ise üretici ülkelerin 2024/25 sezonunu değerlendirdiğini ve 2024/25 yılı rekolte, iç tüketim ve ihracat beklentileriyle ilgili sunumlar gerçekleştirdiğini söyledi. Işık, “Çekirdeksiz kuru üzüm arzında 2023 mahsulüne kıyasla yüzde 6,14’lük bir artış gözlemlendi. Başlangıç stoklarında ise yüzde 49 oranında önemli bir düşüş söz konusu. Stoklardaki bu azalmaya rağmen, üretimdeki genel artışın, küresel üzüm arzının artan talebi karşılayacağını öngörüyoruz. Golden üzüm üretimi yalnızca yüzde 1 artış gösterdi, toplam stoklar ise devreden stokların az olması nedeniyle yüzde 14 oranında azaldı. Toplam arz değişmeden kalmıştır. Yunanistan’ın kuş üzümü üretimindeki artışa rağmen, başlangıç stoklarındaki düşüş nedeniyle kuş üzümünün toplam arzında yüzde 8 oranında bir azalma bekleniyor.” dedi.